Koaksiyel kablo, merkezinde tek bir iletken tel bulunan, bu iletkenin etrafı yalıtkan bir dielektrik malzeme ile çevrilmiş ve dış katmanında örgülü ya da sarmal metal bir kalkan (ekran) bulunan bir sinyal iletim kablosudur. Bu yapı, en dışta yer alan plastik yalıtkan kılıf ile tamamlanır. Merkezdeki iletken tel genellikle bakırdan yapılır ve sinyali taşıyan ana bileşendir. Yalıtkan tabaka, merkez iletkeni dış kısımdaki koruyucu kılıftan elektriksel olarak izole ederken sinyalin kontrollü bir biçimde iletilmesini sağlar. Ekranlama katmanı ise elektromanyetik parazitleri engelleyerek sinyalin dış ortamdan etkilenmesini önler ve aynı zamanda diğer iletim ortamlarını da iç sinyallerden korur. En dıştaki plastik kılıf ise fiziksel dayanıklılık ve çevresel etkilere karşı koruma sağlar.

Koaksiyel Kablo Görseli (Yapay Zeka İle Oluşturulmuştur)
Özellikler ve Teknik Nitelikler
Koaksiyel kablolar, elektromanyetik parazite karşı yüksek koruma sağlar. Bu özellik, kablonun hem merkez iletkeninin yapı malzemesi hem de kullanılan ekran türü ile ilişkilidir. Genellikle ekran kısmı alüminyum folyo veya örgülü metal tel şeklindedir. Elektromanyetik parazite karşı koruma sağlamasının yanı sıra, sinyal zayıflamasını da minimize edecek şekilde tasarlanmışlardır. Kablonun karakteristik empedansı, yayılma hızı ve zayıflama miktarı gibi elektriksel parametreleri belirlenmiştir. Yaygın empedans değerleri 50 ve 75 ohm olup, kullanım amacına göre değişkenlik gösterir. Örneğin, 75 ohm empedanslı koaksiyel kablolar televizyon ve video sistemlerinde tercih edilirken, 50 ohm empedanslı olanlar veri iletişimi ve radyo haberleşmesi gibi uygulamalarda kullanılır.
Zayıflama, sinyalin kablo boyunca ilerledikçe kaybettiği gücü ifade eder. Bu kayıp, kablonun uzunluğu ve malzeme kalitesine bağlı olarak değişir. Geri dönüş kaybı, sinyalin iletim sırasında karşılaştığı empedans uyuşmazlıkları nedeniyle kaynağa geri yansıyan kısmını tanımlar. Yayılma hızı ise sinyalin kablo içerisindeki ilerleme hızını ifade eder ve genellikle ışık hızının bir yüzdesi olarak belirtilir. Kablonun bu elektriksel özellikleri, uygulama alanına göre seçilmesinde temel belirleyicidir.

Koaksiyel Kablonun Yapısını Simgeleyen Görsel (megep)
Türleri ve Standartları
Koaksiyel kablolar genellikle “RG” (Radio Guide) kodları ile sınıflandırılır. Bu sınıflandırma, kablonun fiziksel yapısı, empedansı, ekranlama biçimi ve sinyal taşıma kapasitesine göre yapılır. Yaygın olarak kullanılan türler arasında RG-6, RG-11, RG-59 ve RG-58 bulunmaktadır. RG-6 genellikle televizyon sistemlerinde; daha kalın ve uzun mesafeli uygulamalar için RG-11; kapalı devre kamera sistemlerinde RG-59; Ethernet ağlarında ise RG-58 türü koaksiyel kablo tercih edilmektedir.
Koaksiyel kablolar, kalın ve ince yapıda iki temel biçimde üretilir. Kalın koaksiyel kablo (Thicknet veya 10Base5), yaklaşık 1 cm çapındadır ve genellikle sarı renkli dış kılıfa sahiptir. Temel bant veri aktarımı için kullanılır ve 10 Mbps hızında, 500 metreye kadar veri iletimi yapabilir. İnce koaksiyel kablo (Thinnet veya 10Base2) ise daha esnek bir yapıya sahip olup 0,64 cm çapındadır. Bu kablolar 10 Mbps hızında, yaklaşık 185 metreye kadar veri iletimi yapabilir. Her iki kablo türü de Ethernet ağlarında bus topolojisi ile kullanılmıştır, ancak günümüzde bu kullanımlar yerini çift bükümlü kablolara ve fiber optik sistemlere bırakmıştır.

RG-58 Koaksiyel Kablosu (Milli Eğitim Bakanlığı)
Kullanım Alanları
Koaksiyel kablolar, çeşitli analog ve dijital sinyalleri taşıyabilme özelliğine sahiptir. Bu nedenle televizyon yayın sistemlerinden veri iletim ağlarına, güvenlik kamera sistemlerinden uydu iletişimine kadar geniş bir kullanım alanı bulunur. 1950’li yıllardan itibaren uzun mesafeli telefon ağlarında kullanımı yaygın olan bu kablolar, daha sonra yerini fiber optik sistemlere bırakmıştır. Günümüzde ise en çok kullanılan alanlar arasında kablolu televizyon sistemleri (CATV), apartman içi televizyon dağıtımı (MATV), kapalı devre izleme sistemleri (CCTV), radyo antenleri, dijital video kayıt sistemleri ve düşük frekanslı veri iletimi uygulamaları yer almaktadır.
Veri iletiminde kullanılan türler, analog sinyaller için 75 ohm empedanslı; dijital sinyaller için ise 50 ohm empedanslı olanlardır. Dijital sinyal iletiminde daha az sinyal bozunması ve parazite karşı dirençli olması nedeniyle tercih edilmektedir. Özellikle elektromanyetik alanların yoğun olduğu sanayi bölgelerinde koaksiyel kablolar, parazit etkisini azaltması nedeniyle yaygın olarak kullanılır.
Bağlantı Elemanları ve Montaj
Koaksiyel kabloların sistemlere entegre edilebilmesi için özel konnektörler kullanılır. Bu konnektörler kablonun tipine göre farklılık gösterir. Kalın koaksiyel kablolarda AUI (DIX ya da DB15) ve N tipi konnektörler; ince koaksiyel kablolarda ise BNC konnektörler kullanılır. BNC konnektörlerin kabloya montajı sırasında kablonun uç kısmı dikkatli bir şekilde sıyrılır ve konnektöre lehimsiz ya da lehimli şekilde bağlanır. Ayrıca ağ yapılarında, özellikle bus topolojisi ile kurulan ağlarda, kablonun her iki ucuna 50 ohm’luk sonlandırıcı (terminatör) bağlanması gerekir. Sonlandırıcı kullanılmadığında ağ çalışmaz veya sinyal yansımaları nedeniyle veri iletimi bozulur.
BNC konnektörler kendi içinde de çeşitlidir. Kabloya doğrudan takılan “BNC kablo konnektörü”, bilgisayar ağ kartına bağlantı sağlayan “BNC T konnektör” ve iki koaksiyel kablonun birbirine eklenmesinde kullanılan “BNC barrel konnektör” gibi tipleri bulunur. Kablonun fiziksel yapısının korunması, montaj sırasında bükülme yarıçapına dikkat edilmesi ve ekranlama tabakasının zarar görmemesi, sinyal kalitesinin sürdürülebilirliği açısından önem taşır.
Uygulama Notları
Koaksiyel kablo uygulamalarında dikkat edilmesi gereken unsurlar arasında sinyal kaybını önlemek, kablonun doğru empedansla sonlandırılması, ekranlamanın kesintisiz olması ve bağlantı noktalarının sağlamlığı yer alır. Kablonun bükülme açıları mümkün olduğunca geniş tutulmalı, keskin dönüşlerden kaçınılmalıdır. Özellikle bina içi uygulamalarda kablonun geçtiği güzergâh boyunca manyetik alanlardan ve güç hatlarından uzak tutulması önerilir. Kablo uzunluğu arttıkça sinyal zayıflaması artacağından, gerektiğinde sinyal güçlendirici (amplifikatör) veya tekrarlayıcı (repeater) kullanılması uygun olabilir. Koaksiyel kablo, yapı itibarıyla esnek ve dayanıklı olmakla birlikte, çevresel koşullara (sıcaklık, nem, UV) uygun tipte seçilmelidir.
Koaksiyel Kablonun Tarihçesi
Koaksiyel kablo, ilk olarak 19. yüzyılın sonlarına doğru elektromanyetik sinyallerin iletiminde kullanılabilecek bir iletim ortamı olarak geliştirilmiştir. 1930’lu yıllarda Amerikalı mühendis Lloyd Espenschied ve Herman Affel tarafından ilk pratik uygulamaları yapılmış, 1940’lı yıllarda ise telefon şirketleri tarafından uzun mesafeli ses iletimi amacıyla kullanılmaya başlanmıştır. 1950’li yıllardan itibaren televizyon yayıncılığında geniş ölçekli uygulama alanı bulmuştur. Aynı dönemlerde askeri haberleşme sistemleri ve kamu iletişim altyapılarında da yaygınlaşmıştır. Özellikle 1980’li yıllarda Ethernet standardı içinde 10Base5 ve 10Base2 olarak tanımlanmasıyla bilgisayar ağlarında da yer edinmiştir. Ancak 1990’lı yılların sonlarından itibaren daha esnek ve yüksek bant genişliği sunan çift bükümlü kablolar ve fiber optik kabloların yaygınlaşmasıyla koaksiyel kablonun ağ sistemlerindeki kullanımı azalmış, buna karşın televizyon, CCTV ve radyo sistemlerinde önemini korumaya devam etmiştir.
Fiber Optik Kablo ile Karşılaştırılması
Koaksiyel kablolar ile fiber optik kablolar arasında yapı, performans ve kullanım alanları bakımından önemli farklar bulunmaktadır. Koaksiyel kablo, sinyali elektriksel olarak taşırken; fiber optik kablo, bilgiyi ışık darbeleri halinde iletir. Bu temel fark, veri iletim hızı ve parazit bağışıklığı üzerinde doğrudan etkili olur. Fiber optik kablolar, çok daha yüksek bant genişliğine sahip olup, elektromanyetik parazitlerden etkilenmezler ve daha uzun mesafelere veri iletimi gerçekleştirebilirler. Buna karşılık koaksiyel kablolar, kısa ve orta mesafeli uygulamalarda yeterli performansı uygun maliyetle sağlar.
Kurulum açısından koaksiyel kablo, fiber optik kabloya göre daha kolay ve ucuzdur. Fiber kabloların kesilmesi, eklenmesi ve sonlandırılması özel ekipmanlar gerektirirken koaksiyel kablolarda montaj işlemleri daha basittir. Bu nedenle fiber optik sistemler genellikle omurga (backbone) bağlantılarda tercih edilirken, koaksiyel kablolar bina içi dağıtım sistemlerinde kullanılmaya devam etmektedir.
Topoloji ve Sistem Entegrasyonu
Koaksiyel kablolar, ağ topolojilerinde özellikle “bus” tipi bağlantılarda tercih edilmiştir. Bus topolojisinde tüm cihazlar tek bir ana hatta bağlanır ve bu hattın uçları sonlandırıcı ile kapatılır. Bu yapı, maliyet açısından avantajlı olsa da, hat üzerinde oluşabilecek bir arıza tüm ağı etkileyebilir. Ayrıca, her cihazın sinyal yayması nedeniyle çarpışmaların (collision) önlenmesi için CSMA/CD gibi erişim yöntemleri kullanılmıştır. Modern sistemlerde koaksiyel kablo, dağıtım sistemlerinin yanı sıra IP bazlı güvenlik sistemlerinin analog-dijital geçiş bölgesinde kullanılmaktadır.
Standartlara Uygunluk ve Uygulama Alanları
Koaksiyel kablolar, ulusal ve uluslararası standartlara uygun olarak üretilmelidir. Elektriksel ve mekanik özelliklerinin sabit kalması için üretim aşamasında TS (Türk Standardı), VDE (Alman Standardı), IEC (Uluslararası Elektroteknik Komisyonu) gibi kurumlar tarafından belirlenmiş kriterlere uyulması gerekir. Koaksiyel kablolar; televizyon sistemlerinde (CATV), merkezi uydu sistemlerinde (SMATV), analog güvenlik kamerası sistemlerinde (CCTV), radyo haberleşmesinde, bilgisayar ağlarının eski tip Ethernet segmentlerinde ve bazı özel haberleşme protokollerinde kullanılmaktadır.
Koaksiyel kablo, uzun yıllar boyunca ses, görüntü ve veri iletiminde temel iletim ortamı olmuştur. Günümüzde fiber optik ve yüksek performanslı bükümlü çift kablolara kıyasla bazı alanlarda yerini kaybetmiş olsa da, televizyon yayınları, güvenlik sistemleri ve kısa mesafeli veri iletim uygulamalarında kullanılmaya devam etmektedir. Düşük maliyeti, elektromanyetik parazitlere karşı koruması ve farklı sistemlerle uyumluluğu nedeniyle teknik altyapılarda hâlâ işlevsel bir bileşen olarak yer almaktadır.
İstersen maddeye görsellerin tanımı, örnek RG kablo tabloları veya uygulama projelerinde dikkat edilmesi gereken hususlar gibi bölümler de ekleyebilirim.

