Levator Labii Superioris Kası, üst dudağın yükselmesinden sorumlu olan ve yüz ifadelerinde önemli rol oynayan bir kastır. Quadratus labii superioris olarak da bilinir. Üç anatomik baştan oluşur: angüler baş (levator labii superioris alaeque nasi), infraorbital baş ve zigomatik baş (zygomaticus minor ile yakından ilişkili).
Anatomik Yapı
Morfoloji ve Bağlantı Noktaları
Levator Labii Superioris Kası, üst dudağın mimik hareketlerinden sorumlu çok başlı bir kastır ve üç ayrı anatomik bölüme ayrılır: angüler baş (levator labii superioris alaeque nasi), infraorbital baş ve zigomatik baş. Angüler baş, maksillanın frontal çıkıntısından orijin alır; bu bölüm liflerinin bir kısmını burun kanadının kıkırdağına ve derisine gönderirken, diğer kısmı üst dudağın lateral tarafında orbicularis oris ile birleşir. İnfraorbital baş, maksillanın infraorbital forameninin hemen üstünden ve kısmen zigomatik kemikten köken alarak üst dudağın orta kısmına, levator anguli oris kası ile komşu olacak şekilde tutunur. Zigomatik baş ise zigomatik kemiğin yüzeyinden başlar, mediale ve aşağıya ilerleyerek üst dudağa ulaşır. Bu çok başlı yapı, farklı yüz ifadelerinin oluşmasına katkı sağlayarak kası işlevsel olarak esnek bir hale getirir. Levator Labii Superioris Kası, orbicularis oris, levator anguli oris ve zygomaticus minor gibi diğer mimik kaslarla topografik ve fonksiyonel bağlantılar içindedir.
Embriyolojik Köken ve Sınıflandırma
Levator Labii Superioris Kası, yüz mimik kasları grubuna dahil olup embriyolojik olarak ikinci faringeal ark kökenlidir. Yüz bölgesindeki kaslar gibi bu kas da mezodermal hücrelerin farklı migrasyonlarıyla şekillenir ve bu sayede çok başlı anatomik yapısını kazanır. Bu kas, mimik kasları arasında “levator grubu” içerisinde sınıflandırılır ve özellikle üst dudak ve burun çevresi hareketlerini yöneten kaslarla iş birliği içindedir. Farklı başlarının köken aldığı anatomik bölgeler, yüz gelişiminin karmaşıklığını ve bu kasın çok yönlülüğünü yansıtır. Kasın çok başlı oluşu, yüzün değişken ifadelerine uyum sağlayan dinamik bir yapı sunar.
Sinir İnnervasyonu ve Vasküler Beslenme
Levator Labii Superioris Kası, motor innervasyonunu yüz sinirinin (n. facialis, CN VII) zigomatik ve bukkal dallarından alır. Bu dallar kasın farklı anatomik bölümlerine ulaşarak koordineli kas kasılması sağlar. Bu sinirsel kontrol, özellikle yüzün üst bölgesindeki mimik hareketlerin hassas ayarını mümkün kılar. Vasküler olarak ise kas, yüz arteri (a. facialis) ve infraorbital arterin dallarıyla beslenir. Bu arterler, kasın tüm başlarına yeterli oksijen ve besin taşır. Estetik uygulamalarda bu damar-sinir yapılarının dikkatle değerlendirilmesi, komplikasyonları önlemek açısından büyük önem taşır.
Fonksiyon ve Klinik İlişkiler
Levator Labii Superioris Kası, üst dudağı yukarıya ve hafif dışa doğru kaldırarak yüz ifadelerinde önemli bir rol oynar. Burun kıvırma (tiksinme), ağlama, alaycı gülümseme veya acı çekme gibi ifadelerin oluşturulmasına katkıda bulunur. Levator anguli oris kası ile sinerjistik, depressor labii inferioris kası ile antagonist çalışır. Bu denge, yüzün üst ve alt bölgeleri arasında ifade uyumu sağlar. Özellikle üst dudağın aktif rol oynadığı konuşma ve duygusal mimiklerde Levator Labii Superioris Kası, temel bir kontrol noktası işlevi görür. Levator Labii Superioris Kası, yüzün üst kısmında mimik hareketlerinin ve dudak kaldırma fonksiyonunun sağlanmasında önemli rol oynayan bir kastır. Yüz felci, yani fasyal paralizi durumlarında bu kasın işlevinin bozulması, üst dudağın sarkması, gülümseme sırasında asimetri oluşması ve mimik ifadesinin azalması gibi belirtilere yol açabilir; bu da bireyin sosyal etkileşimlerini ve duygusal ifadesini olumsuz etkileyebilir. Estetik amaçlarla yapılan botulinum toksin enjeksiyonları, bu kasın aşırı kasılmasına bağlı olarak belirginleşen nazolabial kıvrımların azaltılmasında tercih edilebilir; ancak enjeksiyonun dozu ve uygulama bölgesi dikkatle belirlenmelidir, çünkü fazla miktarda toksin uygulanması durumunda üst dudak hareketlerinde zayıflık gelişebilir. Doğuştan gelen yapısal bozukluklar arasında, levator labii superioris kasının yetersiz gelişimi veya tamamen yokluğu da nadir olarak görülebilir. Bu tür anomaliler doğumsal yüz asimetrisi ile kendini gösterebilir ve özellikle çocukluk döneminde yapılan erken değerlendirmeler, hem estetik hem de fonksiyonel cerrahi planlamaları açısından büyük önem taşır.


