Mada Adası, Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü üzerinde yer alan ve kalıcı insan yerleşiminin bulunduğu tek göl adasıdır. İdari olarak Isparta ili Şarkikaraağaç ilçesi Gedikli Köyü sınırlarında yer alır. Kıyıya ortalama uzaklığı 800 metre olan adanın konumlandığı Beyşehir Gölü, Konya ve Isparta illeri arasında yer almakta olup sulama, balıkçılık ve içme suyu kaynağı olarak önem taşımaktadır.
Ada, yaklaşık 800 ila 900 dönüm tarıma elverişli araziye sahiptir. Toplam yüzölçümü yaklaşık 8.220 hektar olarak hesaplanmıştır. Ada topografik olarak hafif engebeli olup en yüksek noktası 1.350 metre rakıma ulaşmaktadır. Ada çevresi, göl suyunun mevsimsel yükselip alçalmasına bağlı olarak zaman zaman değişiklik göstermektedir.

Mada Adası (AA)
Jeolojik ve Ekolojik Özellikler
Mada Adası, gölün oluşumuyla bağlantılı olarak post-tektonik süreçlerin etkisiyle ortaya çıkmış volkanik kökenli bir kara parçasıdır. Adanın büyük kısmı doğal bitki örtüsüyle kaplıdır. Bu örtü; pırnal meşesi (Quercus coccifera), ardıç (Juniperus spp.), söğüt (Salix spp.), kavak (Populus spp.) ve yer yer çayır-mera bitkileri gibi türlerden oluşur.
Beyşehir Gölü'nün sahip olduğu su kuşu popülasyonları ve sucul canlı çeşitliliği, Mada Adası çevresinde de yüksek düzeydedir. Ada, Kızıldağ Millî Parkı sınırları içinde yer almakta olup koruma altındaki ekosistemlere dâhildir. Bu nedenle başta küçükbaş hayvancılık olmak üzere bazı ekonomik faaliyetler yasal düzenlemelerle sınırlandırılmıştır.
Tarihsel Süreç ve Demografik Yapı
Mada Adası’nın bilinen ilk yerleşimi Roma Dönemi’ne kadar uzanır. Ancak adanın günümüzdeki yerleşim dokusu 19. yüzyılda şekillenmiştir. 1866 yılında, Don Kazakları olarak bilinen Rus göçmen grubu, Osmanlı Devleti tarafından adaya yerleştirilmiştir. Bu gruplar kısa süre sonra adayı terk etmiş, yerlerine Çeçenler, Türkmen aşiretleri (Tırtar, Ötkünlü) ve çevre köylerden gelen göçmenler yerleşmiştir.
Adada 1920’lerden itibaren kalıcı ve düzenli iskân sağlanmıştır. Bugün adada yerleşik tek mahalle olan Kumluca Mahallesi yer almakta ve yaklaşık 180 kişi yaşamaktadır. Adada cami, ilkokul, sağlık ocağı gibi temel kamu yapıları bulunmakla birlikte, okul ve sağlık hizmetleri günümüzde çoğunlukla karadaki yerleşimlerden sağlanmaktadır.
Ekonomik Faaliyetler
Mada Adası'ndaki temel geçim kaynakları şunlardır:
- Kuru Tarım: Özellikle arpa ve buğday ekimi yapılmakta; meyvecilik ise sınırlı düzeydedir.
- Hayvancılık: Küçükbaş hayvancılık uzun yıllar ada halkı için önemli bir geçim kaynağı olmuştur. Ancak Kızıldağ Millî Parkı statüsü nedeniyle otlatma alanları sınırlandırılmıştır.
- Balıkçılık: Göldeki sazan (Cyprinus carpio), levrek (Perca fluviatilis) ve sudak (Sander lucioperca) türleri geleneksel olarak avlanmaktadır. Ancak av mevsimi ve kota uygulamaları ile denetim altına alınmıştır.
Ayrıca adada arıcılık da yapılmakta olup flora çeşitliliği nedeniyle yerel bal üretimi sınırlı miktarda devam etmektedir.
Mada Adası sakini Yörükler kayıklarla göçüyor (AA)
Altyapı ve Ulaşım
Adanın karayla fiziksel bağlantısı bulunmamaktadır. Ulaşım, geleneksel olarak motorlu tekneler veya 15 tonluk dubalar ile sağlanmaktadır. Yaz mevsiminde bu ulaşım araçları yoğun şekilde kullanılırken kış mevsiminde göl yüzeyi kısmen donabilmekte ve halk göl üzerinden yürüyerek ulaşımı sağlamaktadır.
Adada elektrik altyapısı mevcut olup su temini ise gölet ve yağmur sularının toplanmasıyla sağlanır. Kanalizasyon altyapısı sınırlıdır ve çevre koruma gerekçesiyle fosseptik sistemleri kullanılmaktadır.

Mada Adası (AA)
Sosyo-Kültürel Yapı
Mada Adası, farklı dönemlerde farklı etnik grupların birlikte yaşadığı çok kültürlü bir örnektir. Bu kültürel çeşitlilik, yerel ağız özelliklerinden geleneksel tarım araçlarına kadar birçok unsura yansımıştır. Ada halkı, geleneksel göl balıkçılığı, imece usulü üretim ve ortak mülkiyet gibi özgün kırsal uygulamaları sürdürmektedir.
Ayrıca Mada Adası, zaman zaman bölgeyi tanıtıcı belgesel ve araştırmalara konu olmuştur. Hem yerleşim düzeni hem de sosyal dokusu açısından göl adaları içinde nadir örneklerden biridir.
Koruma ve Sürdürülebilirlik
Mada Adası, Kızıldağ Milli Parkı kapsamında yer almakta ve bu durum adanın flora, fauna ve su kalitesini koruma altında tutmaktadır. Bu statü sayesinde doğal yaşam büyük oranda korunmuş, aynı zamanda insan faaliyetleri belli düzenlemelere tabi kılınmıştır. Ada, ekoturizm açısından potansiyel barındırmakta; ancak bu alan henüz gelişmemiştir.


