Mary Celeste, 5 Aralık 1872’de Atlas Okyanusu’nda Azorlar açıklarında terk edilmiş halde bulunan, ancak yükü ve gövdesi büyük ölçüde sağlam olan iki direkli brigantin tipinde bir ticaret gemisidir. Mürettebatın tamamının kaybolması, geminin “hayalet gemi” olarak anılmasına ve denizcilik tarihinin en bilinen çözülememiş vakalarından biri haline gelmesine yol açmıştır.
İnşa ve Erken Dönem
Mary Celeste 1861’de Kanada’nın Nova Scotia bölgesinde Amazon adıyla inşa edilmiştir. İlk yıllarında küçük kazalar ve aksilikler yaşamış, birkaç el değiştirdikten sonra kapsamlı bir tadilattan geçirilmiş ve yeni adıyla Atlantik ticaretinde kullanılmaya başlanmıştır.
Gemi brigantin arma tipinde olup iki direkli yapısıyla uzun mesafe kargo taşımacılığına uygundu. Tadilatların ardından gövdesi güçlendirilmiş, iç yaşam alanları yenilenmiş ve ticari filolar için standart donanımlara sahip hale getirilmiştir.
1872 Seferi ve Yükü
Mary Celeste, 7 Kasım 1872’de New York’tan İtalya’nın Cenova limanına gitmek üzere yola çıkmıştır. Geminin yükü, ticari kullanım için denature edilmiş endüstriyel alkolden oluşmaktaydı. Bu yük, dönem açısından hem ekonomik değer hem de teknik risk unsurları barındırıyordu.
Mürettebat, kaptan Benjamin Briggs, eşi Sarah Briggs ve küçük kızları Sophia Matilda’nın yanı sıra yedi denizciden oluşuyordu. Toplamda on kişiyle yola çıkan gemi, planlanan rota doğrultusunda Atlantik’i aşmayı hedeflemişti.
Mary Celeste (Yapay zekaile oluşturulmuştur)
Keşif ve Dei Gratia’nın Raporu
5 Aralık 1872’de Azorlar yakınlarında seyreden Britanya bandıralı Dei Gratia, denizde düzensiz biçimde seyreden bir gemi fark etti. Yaklaşınca bunun Mary Celeste olduğu anlaşıldı.
Dei Gratia’dan gönderilen keşif ekibi, geminin gövdesinin sağlam, yükünün yerinde olduğunu ancak can filikası, kronometre, sekstant ve bazı seyir evraklarının kayıp olduğunu raporladı. İçeride yağma ya da kavga izine rastlanmadı; mutfak ve yaşam mahalleri düzenliydi, yalnızca az miktarda su girişi tespit edildi.
Soruşturma ve Salvage Davası
Mary Celeste, Dei Gratia tarafından Cebelitarık’a götürüldü. Burada açılan kurtarma (salvage) davası, geminin akıbetini belirlemek açısından önemlidir. İncelemeler sonucunda hile, korsanlık ya da kasti bir suç unsuruna rastlanmadı.
Ancak mahkeme raporları, temkinli ifadelerle yetindi ve kurtarma ekibine beklenenden düşük bir tazminat ödenmesine karar verildi. Bu durum, resmî kayıtlarda olayı şüpheli bir vaka olarak bırakmıştır.
Hipotezler ve Teknik Açıklamalar
Olayı açıklamak için en çok kabul gören senaryolardan biri, endüstriyel alkol yükünün fıçılarından sızarak buhar oluşturması ve bunun kaptanda patlama ya da yangın korkusu yaratmasıdır. Bu durumda mürettebat gemiyi geçici olarak terk etmiş, ancak can filikasının kopmasıyla geri dönememiş olabilir.
Diğer hipotezler; ani hava olayları, deniz suyu girişi ve pompa arızası, yanlış seyir kararı veya büyük dalga etkisini gündeme getirmiştir. Ancak hiçbir hipotez, tüm ayrıntıları eksiksiz açıklayamamaktadır.
Mitler ve Popüler Kültür
Mary Celeste olayı kısa sürede basında geniş yankı uyandırmış, korsan saldırısı, deniz canavarı veya isyan gibi kurgusal açıklamalar yaygınlaşmıştır. Özellikle Arthur Conan Doyle’un kurmaca hikâyesinde “Marie Celeste” adıyla kullanılması, efsanenin kalıcı bir şekilde hatırlanmasına yol açmıştır.
20.yüzyıldan itibaren Mary Celeste, hayalet gemiler literatürünün en bilinen örneği olmuş, belgesel, roman ve filmlerde konu edilmiştir. Bu kültürel yansımalar, olayın bilimsel boyutlarının yanında efsanevi yönünün de güçlenmesini sağlamıştır.
Geminin Sonraki Yılları ve Akıbeti
Mary Celeste, Cebelitarık’taki davadan sonra tekrar ticaret gemisi olarak kullanılmaya devam etti. 1870’lerin sonu ve 1880’lerin başında farklı kargolar taşımış, ancak giderek ticari değerini yitirmiştir.
1885’te gemi, Karayipler’de kasıtlı olarak karaya oturtulmuş ve sigorta dolandırıcılığı girişimine konu olmuştur. Bu olay, geminin ticari ömrünü sonlandırmış, Mary Celeste denizcilik tarihindeki gizemli rolünün ardından yok olmuştur.