Niyazi Sayın (1927–2025), Türk mûsikîsi tarihinde ney icrası ve ebru sanatıyla tanınan çok yönlü bir sanatkârdır. Üsküdar’da doğmuş, genç yaşta müzikle ilgilenmeye başlamış ve 1947’den itibaren Mustafa Düzgünman, Necmeddin Okyay ve Halil Dikmen gibi isimlerden meşk almıştır. Seattle Üniversitesi’nde Türk mûsikîsi dersleri vermiş, yurt içinde ve dışında konserler icra etmiştir. 8 Ekim 2025 tarihinde İstanbul’da vefat etmiştir.
Erken Yaşamı ve Eğitimi
Niyazi Sayın, 12 Şubat 1927 tarihinde İstanbul’un Üsküdar ilçesinde doğmuştur. Babası Makedonya doğumlu polis memuru Ömer Hulusi Bey, annesi Manastırlı Necmiye Hanım’dır. İlk ve orta öğrenimini Paşakapısı’nda, lise eğitimini Haydarpaşa ve Beyoğlu liselerinde görmüş ancak II. Dünya Savaşı yıllarındaki şartlar nedeniyle tahsilini tamamlayamamıştır. Ailesi mûsikîye aşina bir çevreye sahip olduğundan çocukluk yıllarından itibaren müzikle ilgilenmiştir.
1946 yılında babasının vefatının ardından 1947’de Üsküdar’da Mustafa Düzgünman ile tanışmış, onun aracılığıyla dinî mûsikî meşklerine katılmıştır. 4 Mart 1948 tarihinde sipürde akordundaki ilk neyini Beyazıt’ta ney ustası Osman Dede’den satın almıştır.
Aynı yıl Yenikapı Mevlevîhânesi şeyhi Abdülbaki Dede’nin oğlu Gavsi Baykara’dan ilk ney derslerini Üsküdar Sunar Sineması’nda almıştır. Necmeddin Okyay’ın aracılığıyla Devlet Resim ve Heykel Müzesi Müdürü ve neyzen Halil Dikmen ile tanışmış, 21 Ocak 1949’da ondan ders almaya başlamıştır. Bu dersler on beş yıl sürmüş, bu süre zarfında ney, ahlâk ve resim çalışmaları yürütmüştür.
Meslek Hayatı
Askerlik hizmetini Kasımpaşa’da yerine getirdiği sırada İstanbul Belediye Konservatuvarı’na devam etmiş, üç yıllık eğitimi bir yılda tamamlamıştır. 1950 yılında Üsküdar Mûsikî Cemiyeti İcra Heyeti’ne katılmış, aynı yıl TRT İstanbul Radyosu programlarına dâhil olmuştur.
1954’te Nevzat Atlığ’ın teklifiyle İstanbul Radyosu’nda müzik yayıncılığına başlamış, 1956-1959 yılları arasında Münir Nureddin Selçuk’un davetiyle İstanbul Belediye Konservatuvarı İcra Heyeti’nde görev yapmıştır. 1975’te İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Mûsikîsi Devlet Konservatuvarı’nda öğretim görevlisi olmuştur.
1980 yılında Amerika Birleşik Devletleri’ne giderek Seattle Üniversitesi’nin daveti üzerine Tanbûrî Necdet Yaşar ile birlikte bir yıl süreyle Türk mûsikîsi eğitimi vermiştir. Yurt içinde ve İngiltere, Almanya, Fransa başta olmak üzere birçok ülkede konserler icra etmiştir.
Niyazi Sayın'ın 1974 Tarihli Ney İcrası (TRT Arşiv)
Sanat Eğitimi ve Mûsikî Çevresi
Sayın, mûsikî alanında Halil Dikmen’in yanı sıra Muhiddin Efendi, Kadırgalı Hüseyin Fahri Bey, Udi Vahid Bey, Mesud Cemil, Üsküdarlı Hayrullah Efendi ve Şefik Gürmeriç gibi isimlerden musikide ders almıştır. Mûsikî eğitiminde geleneksel meşk usulünü sürdürmüş, Halil Dikmen’den aldığı derslerde hem nazarî hem amelî bilgi edinmiştir.
Halil Dikmen ile birlikte aynı zamanda resim çalışmaları yapmış, müzik ve resim sanatını birbirini tamamlayan alanlar olarak değerlendirmiştir. Resim eğitimi sırasında Julian ve André Lhote atölyelerinde yetişmiş olan Dikmen’in sanat anlayışını benimsemiştir.
İcraları
Niyazi Sayın’ın kayıtlı icraları arasında “Sada” adlı solo ney albümü ve Tanbûrî Necdet Yaşar ile müşterek icralarını içeren Kalan Müzik yapımı iki albüm bulunmaktadır. Bu albümlerde taksim, peşrev ve saz semaisi türlerinde eserler yer almaktadır. Ayrıca “Müptelâ-yı Derd-i Aşkınla Çâk Oldum Ey Gönül” (şehnaz makamı, devr-i hindî usulü) ve “Güllerin Karşımda Her An Solmadan Durmaktadır” (şevkefzâ makamı, ağır aksak usulü) adlı iki bestesi bilinmektedir.
Taksim formu üzerine yapılan incelemelerde, Sayın’ın segâh, mahur, ferahnâk, hüzzam, yegâh, hicaz, sultaniyegâh, şevkefzâ, nihâvend ve rûy-i ırak makamlarında icralar gerçekleştirmiştir. İcralarında Arel-Ezgi-Uzdilek sistemindeki çeşnileri kullanmış, özgün çeşnilere de yer vermiştir. Taksimlerinde giriş, meyan, yeden ve karar bölümlerini geleneksel yapıyı koruyarak oluşturmuş, parmak çarpmaları, vibrato ve açık-kapalı pozisyon tekniklerini kendine özgü biçimde uygulamıştır.
Niyazi Sayın (Anadolu Ajansı)
Ebru Sanatı
Sayın, ebru sanatına Mustafa Düzgünman ve Necmeddin Okyay aracılığıyla başlamıştır. Necmeddin Okyay’dan ebru tekniği, gülcülük ve ciltçilik öğrenmiş, Düzgünman’dan atölye çalışmalarına dair uygulamaları meşk etmiştir. Çalışmalarında geleneksel kitre malzemesinin yanı sıra sahlep, deniz kadayıfı (carrageenan) gibi alternatif malzemeleri denemiştir.
Ebru teknesinde guaj boyaları ilk kullanan sanatçılardandır. Renk elde etme sürecinde boya pigmentleri ve öd oranlarını deneysel yöntemlerle düzenlemiştir. Kırçıllı ve taraklı ebrularda farklı tonlamalar geliştirmiş, serigrafi baskı yöntemiyle hat yazılarını ebru yüzeyine aktarmıştır. “Kaplan gözü” olarak bilinen ebru tekniğini Amerika’da öğrenmiş, Türkiye’de uygulamıştır.
Sayın, ebru sanatını 1970’lerden itibaren yurt içinde ve dışında sergilerle tanıtmıştır. 1970’li yılların sonunda Maçka Sanat Galerisi’nde kişisel bir ebru sergisi açmış, 1980’de Amerika Birleşik Devletleri’nde Seattle Public Library’de ebru seminerleri düzenlemiştir. 2002 yılında Bursa’da düzenlenen Dünden Bugüne Tasavvuf Kültürü Sempozyumu kapsamında Doç. Dr. Hicabi Gülgen ile birlikte sergi açmış, 2017’de Dolmabahçe Sarayı’nda Hattat Mahmud Şahin’in yazılarıyla ortak bir sergide yer almıştır.
Diğer Sanat Faaliyetleri
Sayın, ebru dışında fotoğraf, tesbih yapımı, ciltçilik, oymacılık, sedef kakmacılığı, ağaç işçiliği, gül yetiştiriciliği ve kuşçulukla ilgilenmiştir. Fotoğrafçılığa gençlik yıllarında başlamış, siyah-beyaz portre ve Üsküdar manzaraları çekmiş, fotoğraf makinelerini tamir edip toplamıştır. Tesbih yapımını 1950 yılında Edirnekapılı Galip Başsaka’dan öğrenmiştir. Geleneksel çıkrık kemane tornasıyla ahşap, kehribar ve değerli taşlardan tesbihler imal etmiştir. Atölyesinde tesbih ve ebru çalışmalarına uygun malzeme ve aletleri muhafaza etmiş, üretim süreçlerinde el işçiliğini sürdürmüştür. Gül yetiştiriciliği ve kuşçuluk faaliyetlerini aynı atölye düzeninde yürütmüştür.
Sanat Anlayışı
Sanat anlayışı gelenekle yeniliği birlikte ele alan bir yapıdadır. Mûsikî, ebru ve diğer sanat dallarını birbirini tamamlayan alanlar olarak değerlendirmiştir. Sanat şubeleri arasında geçişlilik olduğunu, bir sanat dalındaki tecrübenin diğerine katkı sağladığını belirtmiştir. Halil Dikmen’den aldığı resim eğitiminin ebruda renk ve kompozisyon bilgisine katkı sağladığını, fotoğrafçılığın göz terbiyesi kazandırdığını ifade etmiştir.
Sayın’a göre sanat, disiplinli bir çalışmayla elde edilen bir meşguliyet değil, insanın manevî tekâmülüne hizmet eden bir araçtır. Sanatta üslup ve tavır kavramlarını önemsemiş, kendi icra tarzını meşk zinciri içinde fakat özgün bir biçimde sürdürmüştür.
Niyazi Sayın 16 Makamda Taksimi (Batu Ayraç)
Mirası ve Etkileri
Niyazi Sayın’ın ney icrası, Arel-Ezgi-Uzdilek sistemi temelinde fakat kişisel çeşni ve perde kullanımlarıyla Türk mûsikîsinde “Niyazi Sayın ekolü” olarak tanımlanan bir tarz oluşturmuştur. Öğrencileri arasında Sadreddin Özçimi, Yavuz Akalın, Ahmed Şahin ve Hüseyin Özkılıç gibi isimler bulunmaktadır. Ebru alanında ise Feridun Özgören onun doğrudan öğrencisidir. Bu öğrenciler aracılığıyla hem ney hem ebru sahasında Sayın’ın teknik ve estetik anlayışı sonraki kuşaklara aktarılmıştır.
2014 yılında klasik Türk müziği ve tasavvuf müziğine yaptığı katkılar dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri'ne layık görülmüştür.
Niyazi Sayın, 8 Ekim 2025 tarihinde 98 yaşındayken İstanbul’da vefat etmiştir.