Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni (2025), Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı himayesinde, kültür, sanat ve bilim alanlarında öne çıkan kişi ve çalışmalara verilen Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’nin 2025 yılı takdim programıdır. Tören, 18 Aralık 2025 tarihinde Ankara’da Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenmiştir.

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni, 18 Aralık 2025 - (Anadolu Ajansı)
Tören, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Törende, bilim, kültür, sanat ve medya alanlarında farklı disiplinleri temsil eden isimlere ödülleri takdim edilmiştir. Program kapsamında ödül sahiplerine ilişkin biyografi videoları gösterilmiş, ödül alan isimler Cumhurbaşkanı tarafından sahnede takdim edilmiştir.
Törenin Yeri ve Tarihi
Tören, 18 Aralık 2025 tarihinde Ankara’da bulunan Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılmıştır. Program öncesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ödül alan isimleri Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabul etmiştir.

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni, 18 Aralık 2025 - (Anadolu Ajansı)
2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Sahipleri
Bilim ve Kültür Ödülü
Resim Ödülü
- Yalçın Gökçebağ (ressam)
Müzik Ödülü
Arkeoloji Ödülü
Fotoğraf Ödülü
- Ali Jadallah (Filistinli gazeteci ve fotoğrafçı, Anadolu Ajansı foto muhabiri)

2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri sahiplerini gösteren infografik. (Anadolu Ajansı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Tören Konuşması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, törende yaptığı konuşmada ödül alacak isimleri tebrik etmiş ve ödül sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunmuştur.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni'nde konuşma yapıyor, 18 Aralık 2025 - (Anadolu Ajansı)
Erdoğan: "Zihinlerinde oluşan nüveleri kalplerinin süzgecinden geçirerek ülkemize ve dünyaya çok kıymetli eserler kazandıran ödül sahiplerimize şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Aynı şekilde çok titiz ve hassas bir değerlendirme süreci sonunda ödüle layık görülen isimleri tespit eden seçici kurul üyelerimizi de kutluyorum. Sözlerimin hemen başında kısa süre önce ebediyete uğurladığımız Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri sahibi iki ismi burada özellikle anmak istiyorum. 28 Eylül'de vefat eden Şair Yavuz Bülent Bakiler ile neyzenlerin kutbu Niyazi Sayın'ı hürmetle yad ediyor, Cenabıallah'tan rahmet diliyorum. Ülke ve millet olarak gerçekten de kendilerine çok şey borçlu olduğumuz bu iki değerimizi unutmayacak her zaman şükranla hatırlayacağız. Kayıplarımız sebebiyle bir yanımız yaprak döküyor olsa da diğer yanımız hamdolsun çiçek açmaya, şıvga vermeye, boy atmaya devam ediyor." demiştir.
Erdoğan, 2025 yılı bilim ve kültür ödülünü Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün'e takdim ettiklerini anımsatarak, "Süleyman Seyfi Öğün Hocamız, kütüphanesiyle dışarıda gürül gürül akan dünya arasındaki irtibatı kesmeyen nadir akademisyenlerimizden biridir." ifadesini kullanmış ve eklemiştir: "Hocamızın siyaset, ekonomi, felsefe, toplum ve kültürde meydana gelen değişimlere farklı açılardan mercek tutan çalışmaları hem kapsamlı hem de derinlikli bir yapı arz ediyor. Onun eserlerine baktığımızda düşünce geleneğimizin bugüne kadarki serencamını da görebiliyoruz. Hocamızı tebrik ediyor. Daha nice çalışmayla ilim ve fikir müktesebatımıza önemli katkılar yapmasını temenni ediyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bilim ve kültür ödülünü Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün'e takdim ediyor, 18 Aralık 2025 - (Anadolu Ajansı)
Erdoğan, resim ödülünün sahibinin ressam Yalçın Gökçebağ olduğunu hatırlatarak "Yarım asırlık sanat yolculuğunda Anadolu'yu resme, resmi de Anadolu'ya taşıyan Yalçın Gökçebağ'ın Cumhuriyetin ilk kuşak ressamlarından devraldığı hazineyi yeni bir seziş ve bakış açısıyla tuvale döktüğünü" söylemiş, "Renkleri adeta şiire dönüştürdüğü tablolarında bu toprakların sesi duyuluyor. Çizgilerinde insanın ve tabiatın güzellikleri okunuyor. Özgün, canlı ve masalları andıran eserleriyle Türk resminde önemli bir yer tutan Yalçın Gökçebağ'ı tüm kalbimle kutluyorum." demiştir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, resim alanında ödüle layık görülen Yalçın Gökçebağ'a ödülünü takdim ediyor, 18 Aralık 2025 - (Anadolu Ajansı)
Erdoğan, müzik ödülünü Prof. Dr. Yalçın Tura'ya tevcih ettiklerini dile getirerek, "Türk müziğinin yaşayan duayenlerinden biri olan Tura'nın hafızalara kazanan onlarca film ve dizinin müziğini beslediğine" dikkati çekmiş, "Cemal Reşit Rey, Seyfettin Asal ve Demirhan Atlı gibi usta isimlerden eğitim alan hocamız hem musiki bilimine hem de Türk müzik teorisine çok kıymetli katkılar yaptı. İstanbul Teknik Üniversitesi'nde Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Müzik Bölümünü kurarak seçkin bir eğitim yuvasını ülkemize kazandırdı. Hem akademik çalışmaları hem de gönüllerimizde taht kuran beste ve güfteleri için Türk müziğine hediye ettiği tüm değerler için kendisine teşekkür ediyorum." diye konuşmuştur.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, müzik ödülünü Prof. Dr. Yalçın Tura'ya tevcih ediyor, 18 Aralık 2025 - (Anadolu Ajansı)
Cumhurbaşkanı Erdoğan, arkeoloji ödülünü Prof. Dr. Fahri Işık'a takdim ederek, "Malatya'nın Türkiye ve dünya arkeolojisine armağan ettiği bir bilim insanı olan Fahri Işık'ın kazı biliminde bugüne kadar doğru kabul edilen yanlışları tek tek ortaya çıkardığını" söylemiş ve şunları kaydetmiştir: "Kitaplarıyla, makaleleriyle, araştırmalarıyla Anadolu'nun binlerce yıllık zengin tarihine ışık tuttu. Kazı bölgelerinde kimi zaman çadırlarda, kimi zaman köy evlerinde kalarak, Patara başta olmak üzere pek çok antik kentte nadide eserleri gün yüzüne çıkardı. Türk arkeolojisine büyük katkılar yapan Fahri Işık Hocamız'ı gönülden tebrik ediyor, kazı biliminde paradigma değiştiren çalışmalarından ötürü kendisini kutluyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, arkeoloji ödülünü Prof. Dr. Fahri Işık'a tevcih ediyor, 18 Aralık 2025 - (Anadolu Ajansı)
Fotoğraf ödülünü Filistinli gazeteci ve fotoğrafçı Ali Jadallah'a vereceklerini belirten Erdoğan, şöyle konuşmuştur: "Gazze'de iki yıl boyunca devam eden vahşi soykırımı fotoğraf kareleri ile tüm dünyaya ifşa eden, objektifiyle gerçekleri 'medeni' denilen, dünyanın yüzüne çarpan Ali kardeşimiz aynı zamanda Anadolu Ajansımızın foto muhabiri olarak sahada görev yapıyor. Onun kadrajından yansıyanlar sadece Gazze'deki katliamın vardığı korkunç boyutları değil, Filistin halkının haklı, onurlu ve haysiyetli direnişini de tüm ihtişamıyla insanlığın gündemine getirdi. Çektiği fotoğraflar uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Güney Afrika Cumhuriyeti'nin İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı'a açtığı davada bu fotoğraflar kanıt olarak sunuldu. Canını hiçe sayıp hakikatin deklanşörüne basarak Gazze'deki zulmü fotoğraflarla belgeleyen Ali Jadallah kardeşimi şahsım, milletim ve tüm mazlumlar adına tebrik ediyorum. Bu vesileyle sırf Gazze'deki vahşete kamera tuttukları için İsrail tarafından katledilen 37'si kadın, 283 basın mensubunu burada rahmetle anıyorum. İsrail'in acımasızca öldürdüğü gazetecilerin kahramanca mücadelesini bugün bir kez daha saygıyla selamlıyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, fotoğraf kategorisinde ödüle layık görülen Anadolu Ajansı (AA) Foto Muhabiri Ali Jadallah'ın ödülünü eşi Doaa İsavi ve çocuklarına veriyor, 18 Aralık 2025 - (Anadolu Ajansı)
"İsrail hükümetinin susturmaya ve engellemeye çalışmasına rağmen vicdanlı yüreklerin ve hakikatin peşinde koşan gerçek gazetecilerin canları pahasına Filistin'de olan bütün olup bitenleri gözler önüne sermeye devam ettiğini" vurgulayan Erdoğan, şunları da eklemiştir: "Hakkı haykırmayı şiar edinmiş bir ülke ve yönetim olarak biz de Filistin halkının yanında eğilmeden, bükülmeden dimdik duruyoruz. Gazze soykırımında TRT ve Anadolu Ajansımız başta olmak üzere Türk basın kuruluşları gerçekten yürekli bir duruş sergiledi. İletişim Başkanlığımız Gazze'de canice katledilen basın mensuplarının fedakarlıklarını kayda almak amacıyla geçen hafta 'Gerçeğin Katli-İsrail'in Gazeteciliğe Karşı Savaşı' isimli bir kitap yayınladı. Gazze'de yaşananların unutulmaması ve adaletin tecellisi için bundan sonra da her cephede mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni'nde konuşma yapıyor, 18 Aralık 2025 - (Anadolu Ajansı)
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "insanın başlı başına bir sanat şaheseri olduğunu ifade ederek, eski zamanlardan itibaren insanın yeryüzünde karşılaştığı her nesneyi, her durumu, her ses ve rengi sanatın malzemesi olarak gördüğünü" aktarmıştır.
"İnsanlık ailesinin, içinden çıkardığı dehalarla, sanatçı ruhlarla muazzam bir sanat birikimi meydana getirdiğini" belirten Erdoğan, "Bugün mirasçısı olduğumuz kültür ve medeniyet iklimi, büyük sanatçıların inşa ve ibda ettiği müşterek zenginliğimizdir. Bu zenginlik aynı zamanda devamlılık düşüncesinin de neticesidir. Şüphesiz dünya hayatında insanoğlunun acılarının, sevinçlerinin var olma çabasının en güçlü kanıtlarından biri de kültür ve sanattır. İnsan var oldukça sanat da var olacaktır. İnsan yaşadıkça sanat da yaşayacak, kendisini yenileyecek, yeni ufuklar keşfedecek, kendini yeniden üretmeye devam edecektir." diye konuşmuştur.
Arif Nihat Asya'nın "San'at" şiirinin, "Sen mermeri yaratırsın. Ben ondan saray yaparım. Suya ektiğin kamışı keser, biçer, ney yaparım? Bir yalıncık gönderirsin. Tarar, süsler, bey yaparım. Gökte öksüz dilimi bayrağıma ay yaparım. Yeter ki versen ben ondan mutlaka bir şey yaparım." dizelerini okuyan Erdoğan, mimarinin, musikinin, şiirin, resmin ve cümle sanatın özetinin insanın, dünyayı ve ötesini anlama çabası olduğunu söylemiştir. "Sanat dünyayı daha anlamlı kıldığı için sanattır." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürmüştür:
"Sanat insana değer kattığı için, insanı tekemmül ettirdiği için sanattır. Sanat bize başka hiçbir şeyin veremeyeceği bir coşkuyu, muhayyileyi ve duyguyu verdiği için sanattır. İşte tam da bunun içindir ki sanat ayrıştırmaz, birleştirir. Tabii burada şu gerçeğin özellikle vurgulanması gerekiyor, Türkçenin her büyük şairi, her büyük yazarı bizim medarı iftiharımızdır. Dil, kültür, sanat, düşünce ve mimari alanında eser veren münevverlerimizin tamamı bizim için birer kutup yıldızıdır. Nasıl ki Selimiye'siz bir Edirne, Süleymaniye'siz bir İstanbul tahayyül edemiyorsak, Mimar Sinan'sız bir Türkiye'yi de düşünemeyiz. Itri, Dede Efendi, Şevki Bey, Sadettin Kaynak, Neşet Ertaş ve daha nice dev isim olmadan Türk müziğini tasavvur edemeyiz. Yunus Emre'den Karacaoğlan'a, Fuzuli'den Mehmet Akif'e, Nedim'den Yahya Kemal'e, Nefi'den Nazım Hikmet'e, Şeyh Galip'ten Sezai Karakoç'a, Türk şiiri sadece lisanımızın değil, milli hissiyatımızın da tapu senedidir. İlim, kültür ve sanatta sahip olduğumuz bu köklü miras inşallah asırlar boyunca dünya kültür ve sanat birikimini beslemeye devam edecektir."
"Küreselleşme ile kültürel tek tipleşmenin dünyayı etkisi altına aldığı bir dönemden geçildiğine" dikkati çeken Erdoğan, "Her alanda sınırsız tüketimi teşvik eden, insanı edilgen hale getiren bu cendereden ancak köklerimize tutunarak kurtulabiliriz. Kendi mirasımız ve birikimimizden beslenen sanat yine bu tek tipleşme dalgasına karşı tabiri caizse bir dalga kıran işlevi görecektir." demiştir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni'nde konuşma yapıyor, 18 Aralık 2025 - (Anadolu Ajansı)
Sözlerine "Bunu özellikle şunun için söylüyorum. Bugün popüler olan pek çok filmin, dizinin, müzik eserinin coğrafyadaki etkisine ve nüfuzuna baktığımızda sanatın dönüştürücü gücünün nelere kadir olduğunu hepimiz görebiliyoruz. Tüketim alışkanlıklarının, yaşam tarzlarının, yemek kültürünün, giyim kuşamın tek tipleşmesi gibi sanat beğenilerinin yeknesak hale gelmesi de bizatihi sanat için ciddi risk oluşturuyor. Özgün ve yetkin olanı törpülüyor. Sıradanlaşma ve tek tipleşme insanın fıtratı gereği farklı olmasını ve sanatçı özgürlüğünü tehdit ediyor. Kuşkusuz sanat şahsi ve muhteremdir. Fakat yeryüzünde önüne çıkan her şeyi öğüten, herkesi birbirine benzeten küresel tüketim çarkı insanın biricikliğini yok etmenin yanı sıra bireyin yeteneklerini de aynı tornadan geçirmektedir. Neoliberal kültür, adına trend denilen ve hemen her gün değişen yeni kutsalıyla insana dair pek çok güzelliği tahrip etmektedir." ifadelerini de eklemiştir.
"Yapay zeka mahsulü şiirlerin, kitapların, şarkıların, resimlerin, sinema filmlerinin yüz milyonlara ulaştığını ve gerçekle sanal arasındaki farkın büyük oranda kaybolduğu bugünlerde kendilerini yarın neyin beklediğini tam olarak bilemediklerini" söyleyen Erdoğan, "Şurası bir gerçek ki milli kimliği, milli kültürü, değeri, ideali, erdemi, ahlakı dışlayan her trend yüzeyselliğe mahkum olmaktan kurtulamaz. Hiçbir derinliği, özgünlüğü olmayan, günlük üretilip, günlük tüketilen işlerle maalesef biz de bu küresel fırtınanın önünde duramayız." demiştir.
"Küresel kültür savaşlarında yerli ve milli olan kültür değerlerimizi evrensel bir bakış açısıyla harmanlamalı, yeniden üretmeli, yeniden inşa etmeliyiz." ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı, şu sözleri de eklemiştir: "Bir siyasetçi olarak bunun asla kolay olmadığını, çok ciddi emek ve gayret gerektirdiğini elbette biliyorum. Ama bunu yapacak imkana, birikime ve kapasiteye ziyadesiyle sahibiz. Her yaş ve her kesimden insanımızı etkileyen bu cendereden çıkış yolunu tarih boyunca olduğu gibi topluma mihmandarlık eden sanatçılarımızın, mütefekkirlerimizin, münevverlerimizin kültür ve sanat erbabımızın göstereceğine inanıyorum. Açıkçası bunu sizlerden istirham ediyorum. Bilim adına, sanat adına, edebiyat adına, düşünce adına, kültür adına taş üstüne taş koyan herkesin hangi görüşten olursa olsun her bir insanımızın başımızın üstünde yeri olduğunu burada tekrar dile getirmek istiyorum. Evrensele yelken açarken yerli kalabilen, memleketi ve milleti için hayal kurabilen, en sert eleştirileri yaparken dahi yıkmayan kültür, sanat ve bilim insanlarımızın desteğiyle inşallah bu mücadeleyi yürüteceğiz."


