Türkiye'nin Tunceli ilinin Pertek ilçesi sınırlarında, Murat Nehri kıyısında yer alan Pertek Kalesi, geçmişte çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış olup, günümüzde bölgenin önemli kültürel miraslarından biridir. Yapım tarihi kesin olarak bilinmeyen kale, Osmanlı döneminde onarım görmüş ve günümüzde Keban Baraj Gölü’nün suları altında kalması sebebiyle ada görünümüne kavuşmuştur. Doğal peyzajla birleşen yapısı, hem tarihî hem de turistik açıdan dikkat çekicidir.

Pertek Kalesi (Türkiye Kültür Portalı)
Konum ve Fiziki Özellikler
Pertek Kalesi, ilçenin güneyinde, Murat Nehri kıyısındaki bir tepe üzerine inşa edilmiştir. 20. yüzyılda Keban Barajı'nın inşasıyla birlikte bölge sular altında kalmış ve kale günümüzde bir ada üzerinde yer almaya başlamıştır. Elazığ–Pertek arasında ulaşımı sağlayan feribot güzergâhı üzerinde bulunması, ziyaretçilerin kaleye ulaşımını kolaylaştırmaktadır. Feribot dışında balıkçı tekneleriyle de yaklaşık 10–15 dakikalık bir sürede kaleye erişim mümkündür.
Mimari Yapı ve Özellikleri
Pertek Kalesi, iç içe geçmiş iki surdan oluşan bir savunma yapısıdır. Sur duvarlarının arasında çeşitli yapı kalıntıları bulunmaktadır. Özellikle güney cephesinde yontma taşların arasına yerleştirilmiş kırmızı sert tuğlalar ve serpiştirilmiş mavi çiniler dikkat çekicidir. Kalenin içinde ayrıca bir sarnıç ve farklı yapılardan arta kalan kalıntılar yer almaktadır.
Pertek Kalesi (Türkiye Kültür Portalı)
Tarihî Süreç ve Onarımlar
Kalenin inşa tarihi net olarak bilinmemekle birlikte, Osmanlı döneminde onarıldığı belgelenmiştir. Kaynaklara göre, Halid bin Velid tarafından da bir dönem onarım gördüğü ve bu sırada kale içindeki Karakuş (Moğolca: Portok) heykelinin kaldırılarak yerine Arapça yazılmış bir kitabenin yerleştirildiği belirtilmektedir. Kalenin bulunduğu alan, aynı zamanda eski Pertek kentinin yer aldığı bölge olarak bilinmektedir.
Sosyal ve Kültürel Önemi
Pertek Kalesi, günümüzde Tunceli ilinin ve özellikle Pertek ilçesinin simgelerinden biri olarak kabul edilmektedir. Keban Baraj Gölü’nün suları ortasında konumlanması, yapıya doğal bir cazibe merkezi kimliği kazandırmıştır. Ziyaretçiler için belirlenen yürüyüş yolları ve çevredeki doğal peyzaj unsurları (çiçek örtüsü, kuş türleri vb.) yapının turistik potansiyelini artırmaktadır. Yerel halk ve ziyaretçiler tarafından kentin tarihî kimliğinin bir parçası olarak değerlendirilmektedir.


