Retro Biosciences, yaşlanma biyolojisine dayalı hastalıklar için yenilikçi tedaviler geliştiren bir biyoteknoloji kuruluşudur. Şirketin temel amacı, hücre ve doku işlevlerini yeniden canlandırarak insanın sağlıklı yaşam süresine on yıl eklenmesini sağlamaktır. Bu hedef doğrultusunda Retro, hücresel yeniden programlama ve otofaji süreçlerine odaklanan bilimsel araştırmalar yürütmektedir.
Kuruluş ve Genel Vizyon
Retro Biosciences, biyolojik yaşlanmayı geri döndürmeye yönelik terapötik yaklaşımlar geliştirmek amacıyla kurulmuştur. Şirketin vizyonu, yaşlanma kaynaklı hastalıkların tedavisinde köklü bir paradigma değişimi oluşturmak yerine, bunların biyolojik nedenlerini hedef alan bilimsel çözümler üretmektir. Bu strateji, hem yaşa bağlı hastalıkların önlenmesini hem de mevcut hasarların tersine çevrilmesini amaçlar.
Araştırma Alanları ve Bilimsel Yaklaşımlar
Retro’nun araştırma çalışmaları, yaşlanmanın hücresel düzeydeki mekanizmalarına odaklanmaktadır. Şirket, bu kapsamda dört ana bilimsel program yürütmektedir:
Otofaji (Autophagy) Artırımı
Otofaji, hücrelerin kendi bileşenlerini parçalayarak geri dönüştürdüğü temel bir biyolojik süreçtir. Retro’nun geliştirdiği küçük molekül temelli ilaç adayları, otofajik akışı artırarak hücresel atıkların birikmesini önlemeyi ve Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıkların ilerlemesini yavaşlatmayı hedefler.
Mikroglia Tedavileri (Microglia Therapeutics)
Şirket, plazmaferez uygulamalarında gözlemlenen beyin gençleştirici etkileri laboratuvar ortamında çoğaltarak daha ölçeklenebilir bir tedavi yöntemi üzerinde çalışmaktadır. Bu program, yaşlanma ile ilişkili sinir sistemi bozukluklarını hafifletmeye yöneliktir.
Hematopoietik Kök Hücre Yeniden Programlama (HSC Reprogramming)
İnsan vücudundaki hücrelerin çoğu, kemik iliğinde üretilen kan hücrelerinden oluşur. Retro, uyarılmış pluripotent kök hücrelerden (iPSC) türetilmiş hematopoietik kök hücreler üreterek gençleştirilmiş hücrelerin naklini mümkün kılmayı hedeflemektedir.
Doku Yeniden Programlama (Tissue Reprogramming)
Bu program, vücut içinde (in vivo) gen tedavileri yoluyla yaşlanma sürecini yavaşlatmayı ve tersine çevirmeyi amaçlar. Retro, özellikle osteoartrit ve yaşa bağlı işitme kaybı gibi hastalıklarda AAV (adeno-associated virus) temelli yeniden programlama faktörlerini kullanmaktadır.
Klinik Geliştirme Aşamaları
Retro’nun ilaç geliştirme portföyü farklı klinik aşamalarda ilerlemektedir:
- RTR242: Otofaji artırıcı küçük molekül ilacı; Alzheimer hastalığı için ön klinik aşamadadır.
- RTR888: iPSC kaynaklı mikroglial progenitör hücre tedavisi; merkezi sinir sistemi hastalıkları için geliştirilmektedir.
- RTR890: iPSC kaynaklı hematopoietik kök hücre tedavisi; kan hastalıklarına yönelik çalışılmaktadır.
- Tissue Reprogramming Programı: Osteoartrit ve işitme kaybı gibi yaşla ilişkili bozukluklara odaklanmaktadır.
Organizasyon ve Ekip
Retro Biosciences, bilim insanları, girişimciler ve operasyon uzmanlarından oluşan 60’tan fazla kişilik bir ekibe sahiptir. Kurucular ve yöneticiler arasında Joe Betts-LaCroix, Jessica Sprueill, Sheng Ding, Alex Trapp ve Peng Liu gibi isimler yer almaktadır. Şirket, yaşlanma araştırmaları alanında tanınmış bilim insanları ve sektör liderleri tarafından da danışmanlıkla desteklenmektedir. Bu isimler arasında Alejandro Ocampo, Vadim Gladyshev, Filipe Pereira ve David Rubinzstein bulunmaktadır.
Stratejik Yaklaşım
Retro, yaşlanma biyolojisini yalnızca bir hastalık kaynağı değil, aynı zamanda bir tedavi hedefi olarak ele almaktadır. Şirketin stratejisi üç temel ilkeye dayanır:
- Yaşlanma mekanizmalarının doğrudan hedeflenmesi,
- Hücresel düzeyde tersine çevrilebilir değişikliklerin sağlanması,
- Klinik uygulamalara hızlı geçişin desteklenmesi.
Retro’nun hedefi, yalnızca yaşlanma sürecini yavaşlatmak değil, sağlıklı yaşam süresini uzatarak toplum genelinde yaşlanmanın etkilerini azaltmaktır.
Kurumsal Kültür ve Vizyon
Retro, “nesiller boyu etkili bir ilaç şirketi” olma vizyonu taşır. Bu doğrultuda şirket, bilimsel titizlik, hızlı deney döngüleri ve dikey entegrasyon odaklı bir çalışma kültürü benimsemektedir. Çalışanlarına yönelik yaklaşımı, bilimsel yenilikle operasyonel verimliliği birleştiren bir sistem üzerine kuruludur.



