Benim nazarımda sağ camianın en büyük eksiklerinden biri sanat yatırımı. Sol cenahla kıyasladığımda, her şeyin en az on beş adım gerisinden geldiğimizi görüyorum. Neden?
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) bir bienal düzenliyor, bütün İstanbul onu konuşuyor. Sağ cenahta bir program yapılıyor, ertesi gün yalnızca yandaş gazetelerde birkaç satır haber. Gerisi yok. Bunu görüp üzülmemek elde mi?
“Gölge Varsa Işık da Var: 3. Uluslararası Yeditepe Bienali” yapıldığını öğrendiğimde şaşırdım. Üçüncüsüymüş… Ama Sayın Cumhurbaşkanımız katılmasa, eminim ki halkın çoğu ona da ilgi göstermeyecek. Kadim İstanbullular, Fatih ve Üsküdar’daki musikî ve hüsn-i hat takipçileri hariç. Onlar zaten şehrin nabzını tutar.
Üsküdar Belediyesi’nde bir dönem bu açığın kapatılmaya çalışıldığını hatırlıyorum. Halk ilk kez Evgeny Grinko’yu, Mark Eliyahu’yu ücretsiz dinleyebilmişti. O günlerde İstanbul gerçekten nefes alıyordu. Ama şimdi? Kültür Festivali adı altında bir şeyler yapılıyor ama aynı dar çerçevede dönüp dolaşıyor.
Bir de şehrin şiirle, fotoğrafla, sanatla olan bağı giderek zayıflıyor. İstanbul artık ilham veren bir şehir olmaktan çıkıyor. Eskiden şairlere, ressamlara, fotoğrafçılara kucak açan bu şehir, bugün billboardlarla, beton bloklarla kuşatılmış durumda. Mimari kimliğimiz çökerken, sanatla birlikte şehir de ruhunu kaybediyor. Bu da ilhamını ve gücünü şehrin maneviyatından alan biz Müslümanlar için ciddi bir körelmeye yol açıyor.
Şunu kabul edelim: Sağ cenahta hiçbir festival, İstanbul Caz Festivali, Filmekimi, İstanbul Bienali gibi marka değeri taşıyan, gençleri “Acaba bu sene ne olacak?” diye meraklandıran bir kimlik kazanamadı. Kültür ve Turizm Bakanlığı bu yarışta öne geçemedi. Cumhurbaşkanlığı Ödülleri, Necip Fazıl Ödülleri… Hepsi saygıdeğer programlar olabilir ama gençlere dokunmuyor. Bir de işin trajikomik tarafı var. İnsanlar sinemaya gitmiyor diye Sinema Genel Müdürlüğü biletleri 80 TL’ye düşürüyor. Sinemaya ucuz biletle çağırıyoruz ama genç sanatçılara bir atölye, bir burs, bir sahne veremiyoruz.
Ben bütün bunları düşündüğümde kendime şu soruyu soruyorum: Bir Türk genci olarak neden sadece sol yatırımlı bir kültür sanat politikasına mecbur kalıyorum? Neden kendi camiamda, kendi değerlerimle beslenen bir sanat iklimi bulamıyorum? Sağ cenahın sermaye sahiplerinde köprüye, yola, gemilere kaynak var. Ama genç sanatçılara sıra gelince hiçbir şey yok. Bunun vebalini yalnızca siyasetçiler değil, sağ merkezli vakıflar ve iş insanları da taşıyor. Eğer gerçek bir vizyon ortaya konmazsa, bizlerin enerjisi ve hayalleri hep tek taraflı yatırımların etkisine maruz kalacak. Ve şehrin genci de, sanatla kurduğu o kadim bağını batı merkezli bir algıyla inşa edip oryantal kültüre yabancı kalacak. Bu da bir başka yazının konusu.