KÜRE LogoKÜRE Logo
SİLAHLARIN KONTROLÜ
fav gif
Kaydet
kure star outline
Avatar
Ana YazarDoğu Durgun15 Ekim 2024 06:50
Devletlerin savaşta kullanılabilecek silahların sınırlandırılması için; yaptıkları silahların üretimi, gelişimi, sayısı, karakteri, yerleştirilmesi ve kullanımı ile ilgili düzenlemelerini ifade eder. Uygulamanın başlangıcı, antik çağdaki tampon bölge oluşturma ve savaşlarda kaybeden tarafın silahsızlandırılması gibi örneklere kadar götürülebilirse de modern dönemde bu konuda yapılan ilk düzenleme 1817 yılında ABD ve İngiltere arasında yapılan Rush-Bagot Antlaşması’dır. Soğuk Savaş döneminde artan nükleer yaygınlaşma resmî ve bağlayıcı uluslararası anlaşmalara ivme kazandırmıştır. Kısmi Nükleer Deneme Yasağı Antlaşması (1963), Stratejik Silahların Sınırlandırılması Görüşmeleri (1972 ve 1979), Anti-Balistik Füze Antlaşması (1972-2002), Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Antlaşması (1988), START süreci (1991), Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması (1968), Biyolojik Silahlar Sözleşmesi (1975) ve Avrupa’da Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Antlaşması (1990) bu anlaşmalara örnektir. Silahların kontrolünün güvenlik ikileminin etkilerini azaltarak savaş olasılığını düşürdüğü ve olası bir savaş durumunda ise ölüm ve yıkımın daha az olmasına neden olacağı savunulmaktadır. Bununla beraber, uluslararası rejimin gözetim, doğrulama ve zorlama mekanizmaları bakımından etkin olmadığını, silahların kontrolü fikrinin silahsızlanmayı ötelediğini ve gelişmiş ülkeler ve diğerleri arasında var olan asimetrik güç ilişkilerini yeniden ürettiğini savunanlar da bulunmaktadır.

SİLAHLARIN KONTROLÜ

Board Main İcon

Devletlerin savaşta kullanılabilecek silahların sınırlandırılması için; yaptıkları silahların üretimi, gelişimi, sayısı, karakteri, yerleştirilmesi ve kullanımı ile ilgili düzenlemelerini ifade eder. Uygulamanın başlangıcı, antik çağdaki tampon bölge oluşturma ve savaşlarda kaybeden tarafın silahsızlandırılması gibi örneklere kadar götürülebilirse de modern dönemde bu konuda yapılan ilk düzenleme 1817 yılında ABD ve İngiltere arasında yapılan Rush-Bagot Antlaşması’dır. Soğuk Savaş döneminde artan nükleer yaygınlaşma resmî ve bağlayıcı uluslararası anlaşmalara ivme kazandırmıştır. Kısmi Nükleer Deneme Yasağı Antlaşması (1963), Stratejik Silahların Sınırlandırılması Görüşmeleri (1972 ve 1979), Anti-Balistik Füze Antlaşması (1972-2002), Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Antlaşması (1988), START süreci (1991), Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması (1968), Biyolojik Silahlar Sözleşmesi (1975) ve Avrupa’da Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Antlaşması (1990) bu anlaşmalara örnektir. Silahların kontrolünün güvenlik ikileminin etkilerini azaltarak savaş olasılığını düşürdüğü ve olası bir savaş durumunda ise ölüm ve yıkımın daha az olmasına neden olacağı savunulmaktadır. Bununla beraber, uluslararası rejimin gözetim, doğrulama ve zorlama mekanizmaları bakımından etkin olmadığını, silahların kontrolü fikrinin silahsızlanmayı ötelediğini ve gelişmiş ülkeler ve diğerleri arasında var olan asimetrik güç ilişkilerini yeniden ürettiğini savunanlar da bulunmaktadır.

Kaynakça

https://ansiklopedi.tubitak.gov.tr/ansiklopedi/silahlarin_kontrolu

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme
KÜRE'ye Sor