Köken
Arapça kökenli bir kelime olup “c-s-m” kökünden türetilmiştir. “Cisim” kelimesiyle aynı kökten gelir. “Tecessüm” kelimesi, “cisim hâline gelmek”, “vücut bulmak” anlamında olup özellikle klasik metinlerde, tasavvufi eserlerde ve felsefi tartışmalarda sıkça kullanılmıştır. Osmanlı Türkçesinde hem maddi hem manevi içerikli bağlamlarda yer almıştır.
Kullanım Alanları
Felsefe: Kavramsal bir düşüncenin ya da idealin, fiziki dünyada karşılık bulması anlamında kullanılır.
Tasavvuf ve Din: İlahi bir sırrın, hikmetin veya kutsal bilginin insan gözlemiyle anlaşılır hâle gelmesidir.
Edebiyat: Şiirde soyut bir duygunun bir imgeyle ifade edilmesi, metaforun vücut bulmasıdır.
Sanat ve Mimarlık: Duyguların, inançların ya da düşünce biçimlerinin fiziksel yapılara ya da tasarımlara yansımasıdır.
Örnek Cümleler
“Tasavvufta hikmetin kalpte tecessüm etmesi, insanın kemale erdiğine delalet eder.”
“Ressamın tablosu, ölüm korkusunun görsel bir tecessümüdür.”
“Toplumun değer yargıları, mimarisinde ve sanatında tecessüm eder.”
“Teorik bilginin pratiğe tecessüm etmesi, eğitimin başarısını gösterir.”







