Vitamin, fizyolojik işlevlerin sürdürülmesi ile normal büyüme ve gelişmenin devamı için gerekli olan organik bir bileşiktir. Vücutta gerçekleşen biyokimyasal reaksiyonların düzenlenmesinde rol oynar. Bazı vitaminler koenzim olarak işlev görürken bazıları hormon benzeri etki mekanizmalarına sahiptir. Farklı vitaminler çeşitli besinlerin doğal bileşenleri olarak bulunur. Enerji sağlamamasına rağmen biyolojik süreçlerin optimal şekilde sürdürülmesi açısından dışarıdan alınması zorunludur. Vücutta yeterli miktarda bulunmaması durumunda biyokimyasal tepkimeler aksar ve bu durum büyüme ile vücut fonksiyonlarında bozulmalara yol açar.
Tarihçe ve Keşif
Vitaminlerin keşfi sürecinde 18-20. yüzyıllar arasında yapılan çeşitli bilimsel çalışmalar, vitamin kavramının gelişmesini sağlamıştır. Bu süreçte bazı hastalıkların beslenmeyle ilişkili olduğuna dair gözlemler, vitaminlerin varlığının anlaşılmasına zemin hazırlamıştır. J. Lind (1747), gemilerdeki tayfalarda görülen skorbüt hastalığının portakal ve limon gibi yiyeceklerle önlenebildiğini ve iyileştirilebildiğini bildirmiştir. Lunin (1880), sütün içerisindeki yağ, protein, karbonhidrat ve minerallerin dışında yaşam için gerekli başka öğeler olduğunu deneysel olarak göstermiştir. Dr. Eijkman (1897), tavuklar üzerinde yaptığı deneylerle beriberi hastalığının pirinç kepeği ile tedavi edildiğini ortaya koymuştur. Hopkins (1906-1912), besin bileşiminde protein, yağ, karbonhidrat ve minerallerden başka büyüme için elzem olan birtakım moleküllerin bulunduğunu kanıtlamıştır. Funk (1912), pirinç kepeğinden ayırdığı molekülün kimyasal yapısında "amin" grubu bulunduğunu görerek bu yaşamsal öğeleri "vitamine" (yaşam için elzem amin) olarak adlandırmıştır. Başlangıçta bazıları suda bazıları ise yağda eriyen bilinmeyen öğeler olduğu saptanmıştır. Mc Collum ve Davis (1913) gibi araştırmacılar, tereyağı ve yumurtada suda erimeyen bir yağda eriyen öğe (yağda eriyen A) ile suda eriyen bir öğe (suda eriyen B) olduğunu belirlemişlerdir. Bu öğeler sonraki zamanlarda alfabenin harflerine (A, B, C, D, E gibi) göre adlandırılmıştır. Daha sonraki yıllarda (1932-1948) vitaminlerin kimyasal yapılarının gösterilmesiyle kimyasal adları kullanılmaya başlanmıştır.【1】
Vücuttaki Görevleri
Vitaminler, vücut çalışmasındaki biyokimyasal tepkimelerin düzenlenmesi ile ilgilidir. Bazıları koenzim şeklinde bazıları da hormonlara benzeyen etkinlikler gösterir. Diğer besin gruplarının aksine vitaminler vücuda yapısal işlev sağlamaz veya enerji vermez.
Başlıca görevleri arasında büyüme ve gelişmenin sürdürülmesine yardımcı olmak, üreme fonksiyonlarının sağlıklı biçimde devam etmesini desteklemek, sinir ve sindirim sistemlerinin normal çalışmasında rol oynamak ve savunma mekanizmalarını güçlendirerek hastalıklardan korunmaya katkı sağlamak yer alır. Vitaminlerin temel besin kaynaklarından yeterince alınamaması veya vücut tarafından eksikliği durumunda bu biyokimyasal tepkimeler aksar; bu da büyüme, üreme ve vücut fonksiyonlarında bozukluklara yol açar. Diyette yalnızca az miktarlarda alınması yeterlidir.
Vitamin İçeren Bazı Besinler (Pexels)
Kimyasal Yapıları ve Sınıflandırılması
Vitaminler, çözünürlük özelliklerine göre yağda çözünen ve suda çözünen vitaminler olarak iki ana başlıkta incelenir.
Yağda Çözünen Vitaminler
Yağda çözünen vitaminler vücutta yağlarla birlikte emilen ve depolanabilen vitaminlerdir. Tıpkı yağlar gibi vücuda alınır ve taşınır; bununla beraber hücre zarı yapısının ayrılmaz bir parçasıdırlar. Bu grup; A, D, E ve K vitaminlerini içerir. Her bir vitaminin biyolojik işlevleri, kaynakları ve besinlerdeki bulunma durumları farklıdır. Bu vitaminlerin eksikliği çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir.
Yağda Çözünen Vitaminler | Kimyasal Adı |
A vitamini | Retinoidler (Retinol, retinal, retinoik asit) |
D vitamini | Kalsiferol, kolekalsiferol |
E vitamini | Tokoferol-tokotrienol (alfa, beta, gamma) |
K vitamini | Filloquinon (K1), menaquinon (K2), menadion (K3) |
A Vitamini
Görme, gen ekspresyonu, üreme, embriyonik gelişim, büyüme ve bağışıklık fonksiyonlarında önemli rol oynar. Hayvansal kaynaklardan retinol, bitkisel kaynaklardan ise pro-vitamin A karotenoidleri (β-karoten, α-karoten, likopen, lutein, β-kriptoksantin) sağlanır. Retinolün bağırsaklardan emilimi yüksek olup epitel dokusunun korunmasına, mukus üretimine ve hücre farklılaşmasına katkıda bulunur. A vitamini özellikle bağırsakta bariyer fonksiyonlarını düzenleyerek patojenlere karşı bağışıklık yanıtında rol oynar. Karotenoidlerin antioksidan özellikleri de bulunmaktadır. Epidemiolojik çalışmalar diyetle karotenoid alımı ile kardiyovasküler hastalıklar, inme ve mortalite arasında ters yönlü ilişkiler olduğunu göstermektedir.
Besin kaynakları: Karaciğer, süt, süt yağı, peynir, yumurta sarısı, balık yağı, havuç, domates, kayısı, portakal, ıspanak gibi yeşil ve sarı renkli sebze ve meyveler
D Vitamini
Yağda çözünebilen ve aynı zamanda hormon gibi işlev gören bir vitamindir. Güneş ışığı başlıca D vitamini kaynağıdır. Ayrıca besinlerle de alınabilir. D vitamini kalsiyumun bağırsaklardan emilmesini sağlayarak kemik gelişimi ve korunmasına katkıda bulunur. Ayrıca bağırsakta homeostazını düzenleyip epitel bariyer bütünlüğünü korur ve bağışıklık sisteminin düzenlenmesinde görev alır. Eksikliğinde çocuklarda raşitizm, büyüklerde osteomalasi hastalığı görülür. D vitamini eksikliği hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıklar, metabolik sendrom ve bazı kronik hastalıklarla da ilişkilidir.
Besin kaynakları: Karaciğer, balık, balık yağı, süt, tereyağı, margarin
E Vitamini
E vitamini tokoferoller olarak bilinir. Yağda çözünen bir antioksidandır ve hücre membranlarının oksidatif hasara karşı korunmasında önemli rol oynar. Bağırsakta E vitamini emilimi biliyer ve pankreas salgılarına, misel oluşumuna, enterositlere alıma ve şilomikron salgılanmasına bağlıdır. E vitamini, eritrositleri oksidatif strese karşı korur ve antioksidan özelliği ile A vitamininin etkisini artırır. Bazı çalışmalar, E vitamini alımının tip 2 diyabetli bireylerde kan glikozu, lipit profili ve oksidatif stres belirteçlerini olumlu yönde etkileyebileceğini göstermektedir. Günlük tüketilen yiyeceklerde yeterince bulunduğundan E vitamini yetersizliği pek görülmez.
Besin kaynakları: Yeşil yapraklı sebzeler, yağlı tohumlar ve bunlardan elde edilen yağlar, tahıllar, kurubaklagiller, antep fıstığı, ceviz, fındık
K Vitamini
Kanın pıhtılaşması için gerekli olan bir kofaktördür ve hemostaz mekanizmalarında görev alır. K vitamini, karaciğerde bazı pıhtılaşma faktörlerinin sentezini sağlar ve vasküler kalsifikasyonu önleyerek damar sağlığını korur. Kemik sağlığı üzerinde de rol oynamaktadır. Bağırsak mikrobiyotası tarafından menakinon formunda K vitamini sentezlenebilir ve bu süreç vücutta K vitamini dengesinin korunmasında önemlidir. Yeni doğanın hemorajik hastalığının başlıca nedeni olduğu için doğumdan sonra K vitaminin tüm bebeklere verilmesi gerekmektedir.
Besin kaynakları: Yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, brokoli...), kuru baklagiller, balık, bitkisel yağlar, fermente gıdalar
Yağda Çözünen Vitaminler (Yapay Zeka ile Oluşturulmuştur.)
Suda Çözünen Vitaminler
Suda çözünen vitaminler vücutta büyük oranda depolanamayan ve fazla alındığında idrar yoluyla atılan organik bileşiklerdir. Bu nedenle düzenli olarak besinlerle alınmaları gereklidir. Suda çözünen vitaminler arasında B grubu vitaminleri (B1, B2, B3, B5, B6, B7, B9, B12), C vitamini ve ayrıca metabolizma için gerekli bir bileşik olan kolin ve karnitin bulunmaktadır. Bu vitaminler büyüme, enerji metabolizması, sinir sistemi sağlığı, kan yapımı ve bağışıklık gibi birçok temel biyolojik işlevde rol oynar. Genellikle kimyasal gruplar ve elektronlar taşıyan metabolik reaksiyonlardaki koenzimlerdir.
Suda Çözünen Vitaminler | Kimyasal Adı |
C vitamini | Ascorbic acid (Askorbik asit) |
B1 vitamini | Thiamin, Aneurine (Tiamin) |
B2 vitamini | Riboflavin |
B3 vitamini | Nicotinic acid, nicotinamid (Niasin) |
B5 vitamini | Pantothenic acid (Pantotenik asit) |
B6 vitamini | Pridoxin, pyridoxamin, pyridoxal (Piridoksin) |
B7 vitamini | Biotin |
B9 vitamini | Pteroylglutamic acid, folat (Folik asit) |
B12 vitamini | Cobalamin (Kobalamin) |
Kolin | Cholin |
Karnitin | Karnitin |
C Vitamini (Askorbik Asit)
Vitamin C, suda çözünebilen bir vitamindir ve vücutta kolajen sentezinde, yara iyileşmesinde ve demirin emiliminde rol oynar. Antioksidan özellik göstererek serbest radikallere karşı hücreleri korur. Vücutta depolanmaz ve bu nedenle düzenli alımı gerekir. Eksikliğinde skorbüt adı verilen tablo gelişir; diş eti kanamaları, halsizlik ve yara iyileşmesinde gecikme bu durumun belirtilerindendir. Ayrıca bağışıklık sisteminin işlevleri üzerinde de etkisi bulunur.
Besin kaynakları: Turunçgiller, domates, patates, yeşil biber, kivi, asma yaprağı, şalgam yaprağı, karnabahar, çilek, şeftali, ıspanak, karaciğer, taze fasulye
B1 Vitamini (Tiamin)
Tiamin, karbonhidrat metabolizmasında koenzim olarak görev yapar. Enerji üretiminde önemli rol oynar. Eksikliğinde beriberi hastalığı ortaya çıkar; bu durumda sinir sistemi ve kas işlevlerinde bozukluklar gözlenir. Ayrıca alkol bağımlılığı olanlarda tiamin yetersizliği sık görülür. Yetersizlik aynı zamanda Wernicke-Korsakoff sendromu ile ilişkilidir.
Besin kaynakları: Maya, patates, sebzeler, karaciğer, et, tam tahıllar, yumurta, süt, fındık, ceviz, tohumlar, kurubaklagiller
B2 Vitamini (Riboflavin)
Riboflavin, oksidasyon–indirgeme reaksiyonlarında görevli koenzimlerin (FAD ve FMN) yapısında bulunur. Enerji metabolizması için gereklidir. Işığa duyarlı bir vitamindir; bu nedenle süt gibi kaynakların ışıkta bekletilmesi vitamin kaybına yol açar. Eksikliğinde ariboflavinozis görülür; bu durumda dudak kenarlarında çatlama (angular stomatit), dilde şişme ve kızarıklık (glossit) ile gözlerde yorgunluk ve yanma ortaya çıkar.
Besin kaynakları: Yumurta, süt ve süt ürünleri, karaciğer, et, peynir, soya fasulyesi, bezelye, mercimek, buğday, koyu yeşil yapraklı sebzeler
B3 Vitamini (Niasin)
Protein, karbonhidrat ve yağ metabolizmasında etkilidir. Bağırsak fonksiyonlarını düzenler ve büyümeyi sağlar. Kolesterol düşürücü etkileri nedeniyle tedavi amaçlı da kullanılmaktadır. Niasin eksikliğinde pellegra hastalığı görülür.
Besin kaynakları: Karaciğer, buğday, maya, et, yeşil sebzeler, balık, kuru baklagiller, kepekli ekmek, süt, yumurta, yer fıstığı
B5 Vitamini (Pantotenik Asit)
Karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasında gerekli bir vitamindir. Koenzim A’nın yapısında bulunarak enerji metabolizmasında önemli görev üstlenir.
Besin kaynakları: Karaciğer, böbrek, yumurta sarısı, maya, buğday kepeği, çeşitli sebzeler
B6 Vitamini (Piridoksin ve Türevleri)
Vitamin B6 piridoksin, piridoksal ve piridoksamin olmak üzere üç formda bulunur. Vücuttaki birçok enzimin koenzimi olarak görev alır. Özellikle amino asit metabolizmasında önemlidir. Sinir sistemi işlevleri ve hemoglobin sentezi için gereklidir. Eksikliğinde anemi, depresyon, sinirlilik, ciltte iltihaplanma ve bağışıklık zayıflığı görülebilir. Ayrıca bazı ilaçların uzun süreli kullanımı B6 yetersizliğine yol açabilir.
Besin kaynakları: Karaciğer, böbrek, tam tahıllar, kurubaklagiller, et, balık, yeşil sebzeler, patates, bulgur, pirinç, fıstık, muz
B7 Vitamini (Biotin)
Yağ asitleri, glikoz ve aminoasitlerin metabolizmasında yardımcı enzim olarak görev yapar. Yağ metabolizması için özellikle gereklidir. Ayrıca bağırsak bakterileri tarafından da üretilebilir.
Besin kaynakları: Karaciğer, çikolata, yumurta sarısı, soya fasulyesi, yer fıstığı
B9 Vitamini (Folik Asit)
DNA ve RNA sentezinde, bazı aminoasitlerin dönüşümünde ve kan hücrelerinin yapımında görev alır. Alyuvarların oluşumunda etkilidir. Gebelik döneminde gereksinim artar ve bu dönemde yetersizliği, bebekte nöral tüp defekti riskini artırır. Eksikliğinde megaloblastik anemi gelişir.
Besin kaynakları: Karaciğer, koyu yeşil yapraklı sebzeler, böbrek, tahıllar, turunçgiller, ceviz, domates, yumurta, balık, baklagiller
B12 Vitamini (Kobalamin)
Vitamin B12, DNA sentezi ve sinir sistemi işlevleri için gereklidir. Eksikliğinde pernisiyöz anemi ve sinir sistemi bozuklukları ortaya çıkar. Emilimi için mide mukozasında salgılanan intrinsik faktöre ihtiyaç vardır. Yetersizliğinde halsizlik, sinirsel bozukluklar ve anemi görülebilir. Vitamin B12 yalnızca hayvansal kaynaklarda bulunur.
Besin kaynakları: Karaciğer, et, balık, peynir, yumurta, süt ve süt ürünleri
Kolin
Lipitlerin taşınması ve metabolizmasında görev alır. Karaciğeri yağlanmaya karşı korur. Safradan elde edilen bir bileşiktir.
Besin kaynakları: Yumurta sarısı, süt, sakatat, et, tahıllar, soya fasulyesi
Karnitin
Karnitin, diğer adıyla BT vitamini kimyasal olarak Beta-OH – gamma trimetilamin bütirik asittir. Memelilerde karaciğer ve böbrekte lizin ve metioninden sentezlenir. Ana görevi, yağ asitlerini aktifleşmiş asil CoA şeklinde sitoplazmadan mitokondriye taşıyarak enerji üretimi için Beta-oksidasyon yoluyla yıkımını sağlamaktır. Diyetle alınan karnitin ince bağırsaktan kolayca (%54-%87) emilir. Vücutta en çok kaslarda bulunur.
Besin kaynakları: Başlıca besinsel kaynağı ettir. Et, 100 gramda 62.9 mg karnitin içeriği ile en zengin kaynaktır.
Ölçüm Birimleri ve Araştırmalar
Vitaminler saf olarak elde edildikten sonra çeşitli yiyeceklerdeki miktarları laboratuvar ölçümleriyle belirlenmeye başlanmıştır. Bu ölçümlerde birim olarak laboratuvar hayvanlarında görülen büyüme ve sağlıkla ilgili göstergeler esas alınmış ve daha sonra Uluslararası Birim (IU) kullanılmaya başlanmıştır. Zaman içinde bu birimlerin yerine ağırlık birimlerinin (mg, mcg) kullanılması yoluna gidilmiştir. Bazı vitaminlerin IU cinsinden ölçümüne örnek olarak şu değerler verilebilir:
- 1 IU Vitamin C = 0.05 mg askorbik asit
- 1 IU Vitamin D = 0.025 mcg D vitamini
Vitamin araştırmaları vitaminin yetersizliğine bağlı olarak vücutta görülen biyokimyasal değişmeleri ve klinik belirtileri incelemektedir. Bu değişmeler saptandıktan sonra belli miktardaki vitaminin diyete eklenerek yetersizliğin iyileştirilebileceği gözlemlenmektedir. Bu araştırmalar vitaminlerin ne kadar alınması gerektiği konusundaki standartların oluşturulmasında temeldir. Tüketim standartları belirlenirken bireysel ayrıcalıklar tüketim alışkanlıkları ve olanaklar göz önüne alınmaktadır.
Beslenme biliminde, bireylerin ve toplumun sağlıklı yaşamını desteklemek için belirlenen besin alım referans değerleri vardır. Beslenme otoritesinde kullanılan önemli iki referans değeri şunlardır:
Population Reference Intakes (PRI): Önerilen Günlük Alım Miktarı
Adequate Intake (AI): Yeterli Alım Miktarı
Çocuk ve Erkek İçin Önerilen Günlük Yeterli Vitamin Alım Değerleri (TÜBER, 2022)【2】
Kadın, Gebe ve Emzikliler İçin Önerilen Günlük Yeterli Vitamin Alım Değerleri (TÜBER, 2022)【3】
Günlük Vitamin Alım Tabloları İçin Ek Açıklamalar (TÜBER, 2022)
Uyarı: Bu maddede yer alan içerik, yalnızca genel ansiklopedik bilgi amacı taşımaktadır. Buradaki bilgiler tanı koyma, tedavi etme ya da tıbbi yönlendirme amacıyla kullanılmamalıdır. Sağlıkla ilgili konularda karar vermeden önce mutlaka bir hekime veya uzman sağlık personeline danışmanız gerekmektedir. Bu bilgilerin tanı veya tedavi amacıyla kullanılması sonucunda doğabilecek durumlardan madde yazarı ve KÜRE Ansiklopedi herhangi bir sorumluluk kabul etmez.