Waterloo Muharebesi, 18 Haziran 1815 tarihinde, Napolyon Bonapart komutasındaki Fransız ordusuyla, İngiltere, Prusya, Hollanda ve diğer Avrupa güçlerinden oluşan Yedinci Koalisyon birlikleri arasında gerçekleşen ve Napolyon Savaşları’nın (1803–1815) son büyük muharebesi olarak tarihe geçen bir muharebedir. Savaş, günümüz Belçika’sında yer alan Waterloo kasabası yakınlarında yapılmış, Fransız İmparatorluğu'nun çöküşünü hızlandırmış ve Napolyon’un siyasi kariyerine kesin olarak son vermiştir.
Napolyon, Elba Adası’ndaki sürgününden 1 Mart 1815’te dönerek Yüz Gün olarak adlandırılan kısa ama kritik bir iktidar dönemini başlatmıştır. Avrupa’daki büyük güçler, bu gelişmeyi tehdit olarak görerek Napolyon’u “barış düşmanı” ilan etmiş ve onu kesin olarak devirmek amacıyla bir kez daha birleşmişlerdir. Napolyon’un stratejisi, İngiliz ordusunu Prusya ile birleşmeden önce yenmek ve böylece Koalisyon’u parçalayarak zafer kazanmak üzerine kuruluydu.

Muharebe Alanı (Yapay zeka ile oluşturulmuştur.)
Waterloo’da karşı karşıya gelen taraflardan biri, Wellington Dükü Arthur Wellesley komutasındaki İngiliz-Hollanda ordusuydu; diğeriyse, General (Prens) Blücher yönetimindeki Prusya kuvvetleriydi. Fransız ordusu savaşın kritik anlarında başarıya çok yaklaşmış; özellikle La Haye Sainte Çiftliği çevresindeki çatışmalarda Koalisyon cephesini zorlamıştır. Ancak Prusya birliklerinin zamanında cepheye ulaşması ve Fransız İmparatorluk Muhafızları’nın son saldırısının başarısız olması, savaşın seyrini değiştirmiştir.
Napolyon, Waterloo’daki yenilgisinden dört gün sonra ikinci kez tahttan feragat etmiş ve bu kez Atlas Okyanusu’ndaki Saint Helena Adası’na sürgüne gönderilmiştir. Bu savaş yalnızca Napolyon’un sonunu getirmemiş; aynı zamanda Avrupa'da uzun sürecek göreli bir barış döneminin kapısını aralamıştır. Waterloo Muharebesi, modern Avrupa tarihinin dönüm noktalarından biri olarak kabul edilir.
Savaş Öncesi Durum
Napolyon Bonapart, Altıncı Koalisyon Savaşları sonunda 6 Nisan 1814’te tahttan feragat etmiş ve Elba Adası’na sürgüne gönderilmiştir. Ancak 1 Mart 1815’te, sadece birkaç yüz askerle Elba’dan kaçarak Güney Fransa’da, Cannes yakınlarında karaya çıkmıştır. Bu olay, Fransa’da hızla yayılan halk ve ordu desteğiyle birleşince, Napolyon yalnızca 20 gün içinde başkent Paris’e ulaşmış ve 20 Mart 1815’te yeniden iktidarı ele geçirmiştir. Bu dönem, tarihte “Yüz Gün” (Les Cent-Jours) olarak anılmaktadır.
Napolyon’un dönüşü, Avrupa’da büyük bir alarma yol açmıştır. 13 Mart 1815’te, Napolyon henüz Paris’e ulaşmadan, Viyana Kongresi tarafından “halk düşmanı” ilan edilmiş ve tüm Avrupa devletleri onu görevden uzaklaştırmak üzere silahlı müdahaleyi kararlaştırmıştır. 25 Mart 1815’te kurulan Yedinci Koalisyon, Birleşik Krallık, Prusya, Avusturya ve Rusya’yı kapsıyordu. Planları, beş ayrı ordunun eş zamanlı olarak Fransa’ya girmesini ve Napolyon’un askeri kapasitesini tek bir büyük savaş yaşanmadan dağıtmasını öngörüyordu. Ancak bu planın uygulanması zaman aldı. Sadece iki Koalisyon ordusu—Wellington komutasındaki Britanya-Hollanda-Alman karma ordusu ve Prens Blücher komutasındaki Prusya ordusu—Haziran 1815 itibarıyla Belçika’da konuşlanmıştı. Avusturya ve Rusya orduları henüz seferî pozisyonlarını alamamıştı. Bu durum, Napolyon’a önemli bir stratejik avantaj sağladı; karşı taraf birleşmeden önce her bir ordunun ayrı ayrı yenilgiye uğratılması hedeflendi.

Üç Komutan: Wellington Dükü Arthur Wellesley- Napolyon Bonapart - Prens Blücher (Yapay zeka ile oluşturulmuştur.)
Napolyon, 6 Haziran 1815’te “Armée du Nord” (Kuzey Ordusu) adı altında yaklaşık 125.000 kişilik bir kuvvet toplamaya başladı. Bu ordu yaklaşık 89.000 piyade, 22.000 süvari ve 11.000 topçudan oluşuyordu. Bir hafta içerisinde Lille, Metz ve Paris’ten gelen birliklerle Charleroi hattına taşınarak, Prusya ve İngiliz ordularının irtibat hattını hedef alacak şekilde konuşlandırıldı. 15 Haziran sabahı Fransız birlikleri sınırı geçerek Belçika topraklarına girdi ve bu harekât, Ligny ile Quatre-Bras çatışmalarıyla Waterloo Muharebesi öncesindeki silsileyi başlattı.
Napolyon’un harekât planı, önce General Blücher komutasındaki Prusya ordusunu, ardından Dük Wellington komutasındaki Britanya-Hollanda kuvvetlerini ayrı ayrı mağlup ederek koalisyon’u parçalamayı amaçlıyordu. Ancak bu plan, lojistik aksaklıklar ve Koalisyon ordularının beklenenden hızlı bir şekilde organize olması nedeniyle uygulanamadı. Tüm bu gelişmelere rağmen Napolyon, 18 Haziran 1815 sabahı Waterloo’da belirleyici bir taarruz başlatmak üzere harekete geçti.
Savaşın Seyri
Waterloo Muharebesi, 18 Haziran 1815 sabahı, Napolyon Bonapart komutasındaki Fransız ordusuyla, Dük Wellington idaresindeki Birleşik Krallık ve müttefik kuvvetleri ile Mareşal Blücher komutasındaki Prusya ordusu arasında gerçekleşti. Napolyon, İmparatorluk Muhafızları da dâhil olmak üzere geniş kapsamlı bir kuvveti harekete geçirmişti. Savaşın ilerleyen saatlerinde İngiliz ve Prusya kuvvetleri, koordineli bir şekilde Fransız ordusuna karşı üstünlük sağladı. Bu birleşik taarruz sonucunda Fransız hatları çözüldü ve Napolyon ağır bir yenilgiye uğradı. Waterloo Muharebesi, Fransız İmparatorluğu’nun son büyük kara çatışması olarak kayda geçti; aynı zamanda Napolyon’un siyasi ve askerî kariyerini sona erdirdi.
Hazırlıklar ve Başlangıç
Waterloo Muharebesi, 18 Haziran 1815 sabahı, Fransız ordusunun General Reille komutasında başlattığı yoğun topçu ateşiyle başladı. Bu topçu bombardımanı, Müttefik savunmasını zayıflatmayı ve cephe hattında bir gedik açmayı hedefliyordu. Aynı saatlerde Napolyon’un kardeşi Jérôme Bonaparte, iki İngiliz subayı arasında geçen konuşmalardan, Mareşal Blücher’in Dük Wellington’un yardımına gelmeyi planladığına dair istihbarat elde etti. Bu bilgi, savaşın ilk dakikalarında önemli bir istihbarat akışı başlattı. Ancak Napolyon, bu bilgiyi yeterince ciddiye almadı ve savaş planında herhangi bir değişikliğe gitmedi. İmparator, Dük Wellington’u küçümsemeye devam etti ve bu stratejik hafife alma, ilerleyen saatlerde yapılan hataları beraberinde getirdi.
İlk Saldırılar
Savaşın ilk saatlerinde Napolyon’un topçu bataryaları ve süvari birlikleri, Müttefik hatlarına karşı birkaç önemli saldırı başlattı. Ancak bu ilk hamleler belirgin bir başarı sağlamadı. Fransızlar, özellikle General d’Erlon komutasındaki I. Kolordu’yu cepheye sürerek düşman savunmasının zayıf noktalarını tespit etmeyi hedefledi. Buna rağmen, Fransız birliklerinin ilerleyişi yoğun topçu ateşi ve İngiliz savunmasının direnciyle karşılaştı ve ciddi kayıplar verildi.

Waterloo Muharebesi , William Sadler'ın Tuval Üzerine Yağlıboya Tablosu, 1815 (World History)
Müttefik savunması, bulunduğu arazinin sağladığı doğal avantajları etkili biçimde kullandı. İngiliz birlikleri, çoğunlukla dağlık ve yüksek mevkilerde konuşlanarak Fransız saldırılarını zorlaştırdı. Napolyon’un süvari unsurları, Müttefik hatlarında süngü savunmasıyla karşılaşıp geri çekilmek zorunda kaldı. Aynı saatlerde, General d’Erlon’un komutasındaki Fransız tümenleri ağır kayıplara uğradı ve geri püskürtüldü.
Hougoumont Çiftliği ve İlk Direniş
Hougoumont Çiftliği, Napolyon’un taarruz planında kritik bir rol oynamaktaydı. Bu mevki, Dük Wellington’un savunma hattının sağ kanadına yakın bir noktada bulunuyor ve Fransız komuta kademesi tarafından stratejik önem taşıyan bir hedef olarak değerlendiriliyordu. Prens Jerome Bonapart komutasındaki Fransız birlikleri, sabah saatlerinde çiftliği kuşatmaya başladı. Ancak, bölgede konuşlanmış Hannover ve Nassau tümenleri, beklenenden daha güçlü bir direniş sergiledi.
Bu direnç, Fransızların çiftliği kısa sürede ele geçirme planlarını sekteye uğrattı ve Napolyon’un genel hücum planının erken aşamada gecikmesine yol açtı. Gün boyunca çiftlik çevresinde şiddetli çatışmalar yaşandı; Fransız birlikleri defalarca saldırıya geçmesine rağmen Hougoumont’un savunması kırılmadı. Çiftliğin elde tutulması, İngiliz savunma hattının istikrarını koruyan en önemli unsurlardan biri oldu.
Fransız Kolordularının Zayıflaması ve Müttefik Direnişi
Öğle saatlerine gelindiğinde, Fransız topçuları, Müttefik hattını yoğun ateş altına alarak savunma direncini kırmayı hedefledi. Ancak sabah saatlerinden itibaren süren sağanak yağış, toprağın yumuşamasına neden olmuş, bu durum top mermilerinin sekmesini engellemiş ve patlayıcı etkilerini azaltmıştır. Fransız piyadeleri, ağır çamurla kaplı arazide ilerlemekte büyük güçlük çekti ve bu nedenle hücum hatları Müttefik savunması karşısında dağınık ve etkisiz kaldı.

Muharebe Planını Gösteren Harita, 1816 (Library of Congress)
Saat 15.00 sularında, Napolyon, General d’Erlon komutasındaki I. Kolordu’ya Müttefik hattının merkezine yönelik bir saldırı emri verdi. Ancak bu taarruz, İngiliz hatlarında etkili bir sonuç yaratamadı. Fransız tümenleri, İngiliz süngü hatları ve topçu bataryaları karşısında ağır kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kaldı. Dük Wellington, bu zayıf Fransız ilerleyişini değerlendirerek karşı taarruza geçti ve cephede dengeyi Müttefikler lehine çevirmeyi başardı.
Prusya Yardımı ve Savaşın Dönüm Noktası
18 Haziran 1815 günü saat 13.30 civarında, General Bülow komutasındaki Prusya birlikleri, Fransız ordusunun sağ kanadına doğru ilerlemeye başladı. Mareşal Blücher, Mareşal Grouchy tarafından takip edilmekte olmasına rağmen, Wavre’de bir kolorduyu geride bırakarak yaklaşık 48.000 kişilik ana kuvveti Wellington’un yardımına sevk etti. Prusya tehdidinin belirginleşmesi üzerine, Napolyon, General Lobau komutasındaki yaklaşık 7.000 kişilik birliği Plancenoit yönüne gönderdi. Ancak öğleden sonra saatlerinde gelen diğer Prusya kolordularıyla birlikte Fransız sağ kanadı üzerindeki baskı giderek arttı. Bu gelişmeler, Napolyon’un yedek birliklerini parça parça cepheye sürmek zorunda kalmasına ve İngiliz-Müttefik merkez hattına yönelik saldırılara yeterince odaklanamamasına yol açtı.
Napolyon’un Son Hamlesi
Napolyon, son bir hamleyle Müttefiklerin merkezine darbe vurmayı amaçlamıştır. 18 Haziran 1815 akşamı, İmparatorluk Muhafızları 4.000 kişilik bir güçle ileriye doğru hareket etmişlerdir. Bu saldırı, Fransızlar için hayati önemdeydi; ancak savaşın karmaşık ortamı, Müttefikler tarafından fırsat olarak değerlendirilmiş ve Fransız birliği yoğun bir direnişle karşılaşmıştır. Müttefikler, Napolyon’un İmparatorluk Muhafızlarını geri püskürtmeyi başarmışlar ve Fransızlar moral kaybı yaşamıştır. Bu, savaşın dönüm noktalarından biri olmuştur. Prusyalıların da Fransız savunmasını dağıtmasıyla, Fransızlar geri çekilmek zorunda kalmışlardır.
Fransızların Çekilmesi
Napolyon’un İmparatorluk Muhafızları geri çekildiğinde, Fransızların morale dayalı olarak çöküşü başlamıştır. Prusya ve İngiliz birliklerinin ortak mücadelesi, Fransızların direncini kırmıştır. Fransız ordusu, büyük bir bozguna uğramış ve savaşın sonunda Napolyon İmparatorluğu sona ermiştir. Fransızlar, yaklaşık 25.000 ila 33.000 arasında kayıp verirken, Müttefik tarafı da 24.000 kayıp vermiştir.

İngiliz 28. Alayı Tablosu (World History)
Sonuç ve Etkileri
Waterloo Muharebesi, 18 Haziran 1815 tarihinde Napolyon Bonapart komutasındaki Fransız ordusunun, İngiliz ve Prusya kuvvetlerine karşı kesin bir yenilgi almasıyla sona ermiştir. Muharebe sonunda Fransız ordusu dağılmış, ağır kayıplar vermiş ve düzenli bir şekilde geri çekilememiştir. Bu yenilgi, Napolyon’un iktidardan ikinci kez feragat etmesine neden olmuş ve 22 Haziran 1815’te tahtı terk etmiştir. Ardından Britanya kuvvetlerine teslim olmuş ve 1821 yılında öleceği Atlantik Okyanusu’ndaki Saint Helena Adası’na sürgüne gönderilmiştir.
Waterloo Muharebesi, Napolyon Savaşları’nı sona erdirmiştir. Fransa’da yeniden Bourbon Hanedanı iktidara getirilmiş, Avrupa’da siyasi sınırlar Viyana Kongresi kararlarına göre düzenlenmiştir. Muharebe sonrası, büyük Avrupa devletleri arasında 19. yüzyıl boyunca sürecek bir güç dengesi sistemi kurulmuş, bu da kıtada yaklaşık 40 yıl sürecek geniş çaplı bir savaşın yaşanmamasına katkı sağlamıştır.


