KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Yakın Okuma

fav gif
Kaydet
kure star outline

Yakın okuma (close reading), edebî metinlerin dikkatli ve ayrıntılı bir biçimde incelenmesine dayanan bir analiz yöntemidir. Bu yaklaşım, metnin yalnızca yüzeysel anlamını değil, aynı zamanda dilsel, biçimsel ve yapısal unsurlarını derinlemesine incelemeyi amaçlar. Okuyucu, metindeki kelime seçimleri, sözdizimi, imgeler, semboller ve temalar gibi unsurları dikkatle değerlendirerek metnin çok katmanlı anlamlarını ortaya çıkarmaya çalışır.

Temel İlkeler

Yakın okumanın temelinde, edebî eserin anlamını oluşturan unsurların metnin kendisinde bulunduğu kabulü vardır. Bu yöntem, özellikle 20. yüzyılın ortalarında etkili olan Yeni Eleştiri (New Criticism) akımı ile kurumsallaşmıştır. Yeni Eleştiri’nin temsilcileri arasında W. K. Wimsatt, Cleanth Brooks, John Crowe Ransom ve Robert Penn Warren gibi isimler yer alır. Bu yaklaşım, yazarın biyografisi ya da tarihsel bağlam gibi dışsal unsurları dikkate almadan, yalnızca metnin içsel tutarlılığına ve yapısına odaklanır.

Pedagojik Yön

Yakın okuma, aynı zamanda eleştirel okuma becerisini güçlendiren pedagojik bir yöntem olarak da kullanılmıştır. I. A. Richards’ın 1920’lerde geliştirdiği Practical Criticism yöntemi, bu yaklaşımın akademideki ilk uygulamalarından biridir. Richards, anlamın tek tek sözcüklerden değil, sözcükler arasındaki ilişkilerden doğduğunu savunmuş ve bu görüş daha sonra William Empson’un Seven Types of Ambiguity adlı çalışmasında geliştirilmiştir.

Uygulama Alanları

Yakın okuma tekniği, şiirden romana, tiyatrodan modernist edebiyata kadar pek çok türde uygulanmıştır. Yöntemin temel işlevi, metindeki ayrıntılara yoğunlaşarak anlamın nasıl kurulduğunu ortaya koymaktır. Bu yönüyle, “yakın okuma” sadece bir metot değil, aynı zamanda okuma kültüründe dikkat ve yoğunlaşmaya dayalı bir bilişsel alışkanlık olarak da görülür.

Tarihsel Gelişim

Yakın okuma, modern edebiyat eleştirisinin en belirleyici yöntemlerinden biri olarak 20. yüzyılın başlarında akademik bir pratik haline gelmiştir. Kökeni 1920’li yıllarda İngiliz eleştirmen I. A. Richards’ın Practical Criticism adlı çalışmasına dayanır. Richards, edebî metinlerin yorumunda temel çıkış noktasının yazarın niyetleri ya da tarihsel arka plan değil, doğrudan metnin kendisi olduğunu savunmuştur. Ona göre anlam, tek tek sözcüklerden değil, sözcükler arasındaki ilişkilerden doğmaktadır. Bu yaklaşım, öğrencisi William Empson tarafından Seven Types of Ambiguity (1930) adlı eserde geliştirilmiş ve edebî dilin çok anlamlılığına dikkat çekilmiştir.


Yakın okuma, 1930’lardan itibaren Amerika’da Yeni Eleştiri (New Criticism) ekolüyle kurumsallaşmıştır. W. K. Wimsatt, John Crowe Ransom, Cleanth Brooks ve Robert Penn Warren gibi eleştirmenler, edebî eserleri kendi başına, kapalı bir bütün olarak değerlendirmişlerdir. Özellikle şiir incelemelerinde, metnin yapısal tutarlılığına, dilsel özelliklerine ve imgelerine odaklanan bu yaklaşım, yazarın biyografisini veya toplumsal bağlamı ikincil duruma düşürmüştür. John Crowe Ransom’un 1941 tarihli The New Criticism kitabı, bu hareketin adı ve teorik çerçevesi olmuştur.


Yakın okuma, II. Dünya Savaşı sonrasında Amerikan üniversitelerinde edebiyat eğitiminin temel yöntemi haline gelmiştir. Cleanth Brooks’un The Well Wrought Urn adlı eseri, bu dönemin en bilinen örneklerinden biridir. Yakın okuma bu süreçte yalnızca teknik bir yöntem değil, aynı zamanda öğrencilerin eleştirel düşünme becerisini geliştiren pedagojik bir araç olarak görülmüştür.

Post-Yapısalcı Katkılar

20. yüzyılın ikinci yarısında yakın okuma, post-yapısalcılık ve yapısalcılık sonrası kuramlarla yeni bir boyut kazanmıştır. Roland Barthes’ın “Yazarın Ölümü” adlı metni, edebî anlamın kaynağının yazar değil, metnin dili olduğunu ileri sürerek bu yöntemin teorik zeminini güçlendirmiştir. Böylece yakın okuma, yalnızca Yeni Eleştiri’nin biçimci yönüyle değil, aynı zamanda metnin çok katmanlı anlamlarını keşfetmeye yönelik daha geniş kuramsal çerçevelerle ilişkilendirilmiştir.

Kuramsal Çerçeve ve Güncel Tartışmalar

Yakın okuma, modern edebiyat teorisinin metin-merkezli yaklaşımlarına dayanan bir analiz yöntemidir. Bu anlayışa göre edebî eserin anlamı, yazarın niyeti, biyografisi ya da tarihsel arka plan gibi dışsal unsurlarda değil, doğrudan metnin içsel yapısında aranmalıdır.


Günümüzde John Guillory ve N. Katherine Hayles gibi araştırmacıların dikkat çektiği üzere, dijital çağın çoklu dikkat ortamında bu yöntemin uygulanabilirliği ve öğretimi, yeni tartışmalar doğurmuştur.

Kaynakça

Akbaş, Arif. "Edebî Eleştiri ve Yakın Okuma: Modern Dönemde Metin Analizi." Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi. Cilt 8, Sayı 1. (2025): 49-72. Erişim Tarihi: 30 Eylül 2025. https://dergipark.org.tr/en/pub/efad/issue/88687/1604310


Barthes, Roland. "The Death of the Author." The Rustle of Language. Çev. Richard Howard. Hill and Wang. New York. 2. bs. (1986): 49-55.


Culler, Jonathan. "The Closeness of Close Reading." ADE Bulletin. Sayı 149. (2010): 20-25. Erişim Tarihi: 30 Eylül 2025. https://www.mla.org/content/download/155853/issue_pdf/ade.149.pdf


Gallop, Jane. "Close Reading in 2009." ADE Bulletin. Sayı 149. (2010): 15-19. Erişim Tarihi: 30 Eylül 2025. https://www.mla.org/content/download/155853/issue_pdf/ade.149.pdf


Greenham, David. "Introduction." Close Reading The Basics. Routledge. New York 2019. 1-7. Erişim Tarihi: 30 Eylül 2025. https://www.researchgate.net/publication/327310947_Close_Reading_The_Basics


Guillory, John. "Close Reading: Prologue and Epilogue." ADE Bulletin. Sayı 149. (2010): 8-14. Erişim Tarihi: 30 Eylül 2025. https://www.mla.org/content/download/155853/issue_pdf/ade.149.pdf

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarMeryem Şentürk Çoban30 Eylül 2025 12:10
KÜRE'ye Sor