Yanık Camii Katliamı, 1915 yılında Ardahan’da Arap Camii ya da Halil Efendi Camii olarak bilinen yapıda çok sayıda Müslüman-Türk sivilin hayatını kaybettiği bir toplu ölüm olayıdır. Olay Rus ordusu ile birlikte hareket eden Ermeni silahlı gruplarının bölgedeki eylemleri çerçevesinde gerçekleşmiştir. Katliam sonrasında cami, yaşanan yangın nedeniyle halk arasında “Yanık Camii” olarak anılmaya başlanmıştır.
Tarihsel Arka Plan
1877–1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Ardahan ve çevresi Rus ordusu tarafından işgal edilmiştir. Bölge halkına yönelik saldırıların, Rus birlikleriyle hareket eden Ermeni grupların faaliyetleriyle artmıştır. İşgal sonrasında şehirde cami, türbe, tarihi eserler başta olmak üzere çeşitli yıkımlar gerçekleşmiş, Müslüman halka yönelik baskı ve şiddet olayları yaşanmıştır. Kars ve çevresinin 18 Kasım 1877’de Rus kontrolüne girmesiyle başlayan süreç yaklaşık kırk yıl devam etmiş, bu dönemde çeşitli dini yapılar ve yerleşimler bombalanmış, yıkılmış ve tahrip edilmiştir. Müslüman-Türk halkı da çeşitli terör eylemlerine maruz kalarak ya öldürülmüş ya da göç ettirilmiştir.

Anıtın Alt Kısmında Yer Alan Dörtlük (Nurettin Büyükbaş)
Olayın Gerçekleştiği Yer: Arap Camii (Yanık Camii)
Arap Camii, Ardahan Kalesi eteklerinde bulunan ve 1915 yılına kadar ayakta olduğu belirtilen bir ibadethaneydi. Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında yaşanan saldırılar nedeniyle harap hale gelmiş, 1915 yılında gerçekleşen toplu ölüm olayının ardından yangınla yok edilmiştir. Cami, sonradan “Yanık Camii” olarak adlandırılmıştır.
Katliamın Seyri
Sarıkamış Harekatı’nın başlamasıyla birlikte Kars bölgesine düzenli ordu birliklerinin gelmesini bölgede yaşayan Müslüman-Türk halkı sevinçle karşılamıştır. Bölgedeki Ermenileri rahatsız eden bu durum neticesinde halkı duyuru yapma bahanesiyle kandırarak camiye toplamışlardır.
4-5 Ocak 1915 tarihinde Rus destekli silahlı Ermeni grupları, 300-370 kişi arasındaki Müslüman-Türk halkını cami içerisine toplamışlardır. Ardından Ermeniler tarafından kapı ve pencereler kilitlenmiş ve dışarı çıkılmasına izin vermemiştir. Devamında caminin kapı ve pencerelerine saman ve ot balyaları doldurarak ateşe vermişlerdir. Bu katliam neticesinde cami içerisinde bulunan 300-370 kişi arasındaki Müslüman-Türk halkı yanarak şehit olmuştur.
Tanıklıklar ve Sözlü Anlatımlar
Olayı yaşamış kişilerin sonraki kuşaklara aktardığı bilgiler arasında insanların ani şekilde toplandığı, camiye kapatıldığı ve dışarı çıkmalarına izin verilmediği yönünde görüşler bulunmaktadır. Yangın sonrasında insan kalıntılarının cami çevresinde bulunduğu, insan yağlarının nehir yatağına kadar aktığı yönünde tanıklıklar yer almaktadır.

Yanık Camii Anıtı (Nurettin Büyükbaş)
Olayın Ardahan Toplumsal Hafızasındaki Yeri
Katliam, Ardahan’da yıllar boyunca toplumsal bellekte yer edinmiştir ve çeşitli anma etkinlikleriyle hatırlanmaktadır. Bu kapsamda çeşitli yıllarda Yanık Camii Anıtı önünde anma törenleri düzenlenmiş, olayda yaşamını yitiren siviller için toplu dualar gerçekleştirilmiştir. Yanık Camii Anıtı üzerinde ve çevresinde yer alan metinlerde şunlar yazmaktadır:
"Ardahan can idi gitti,
Lisanı Türk idi gitti,
Sultan Hamid'e haber verin,
İstanbul'un kilidi gitti."
Bir diğer kısımda Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale Şehitleri şiirinden bir dörtlük yer almaktadır:
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Anıt üzerinde ise, “4 Ocak-5 Ocak tarihinde Ruslar ve Ermeniler tarafından yakılarak katledilen 300 şehit Türk’ün anısına dikilmiştir.” yazısı yer almakta, devamında ise Kazım Karabekir’in “Boğazlar boğazımız, Kars-Ardahan bel kemiğimizdir. Orası elde bulundurulmadıkça Anadolu’nun müdafaası zayıflar.” cümlesi yer almaktadır.


