KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Albastı

Edebiyat+2 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline

Albastı (Al basması) inancı, Türk kültür coğrafyasının geniş bir alanında ve diğer birçok kültürde varlığını sürdürmüş, lohusalık dönemi ve yeni doğanlar etrafında odaklanan, kötücül ve olağanüstü bir varlık ile bu varlığın neden olduğu rahatsızlığa dair inançtır. Bu inanç, yalnızca bir halk hikayesi olmanın ötesinde, binlerce yıllık mitolojik ve kültürel birikimin ürünüdür.


Halk arasında "Albasması" olarak adlandırılan bu durum, genellikle ani bir rahatsızlanma, bilinç kaybı veya ölüme yol açan gizemli bir hastalık olarak algılanmıştır. Modern tıpta ise bu belirtiler, doğum sonrası kadınlarda görülen yoğun kaygı, depresyon veya psikoz gibi psikolojik rahatsızlıkları kapsayan Postpartum Sendromu'nun kültürel bir karşılığı olarak değerlendirilmektedir.

Albastı Temsili Görsel (Yapay Zeka ile Oluşturulmuştur)

İsimleri ve Mitolojik Kökeni

Albastı, Türk dünyasının farklı bölgelerinde ve lehçelerinde pek çok isimle anılmıştır. Anadolu sahasında en yaygın adlar "Al", "al karısı", "al gelini", "al anası" veya "albastı" iken; Türkmenlerde "Albası", Kırgızlarda "Albarsiı", Karakalpak ve Nogay Türklerinde "Albastı", Karaçay ve Balkarlarda ise "Almaştı" olarak bilinir. Azeri Türklerinde ise "Hal Helenesi" gibi farklı adlandırmalar mevcuttur.


Albastı, eski Türk panteonunda başlangıçta kuvvetli ve hatta hami (koruyucu) tanrılardan biri olan "Al" ruhunun kötücül bir evrim geçirmiş temsilcisi olarak kabul edilir. "Al" kelimesinin ateş kültü ile ilişkili olması, Albastı'nın en eski dönemlerde ateşin ve ocağın ilahı olabileceğini düşündürmektedir. Zamanla, bu koruyucu ruh, yerini şerir ve zararlı bir varlığa bırakmıştır.


İnancın kökeni Sümer medeniyetine kadar uzanır ve yeni doğan bebeklerle lohusa kadınlara musallat olan,Yahudi geleneğinde de Âdem’in ilk eşi olarak geçen Lilith figürü ile ilişkilendirilir. Bu, kötülükçü dişil ruhsal gücün, farklı kültür coğrafyalarında benzer işlev ve hedeflerle var olduğunu gösterir. Ayrıca Kırmızı Albastı'nın bazı inanışlarda insanlığın anası olarak kabul edilmesi, onun koruyucu Umay ile aynı ateş kültünden doğan, ancak zıtlaşan bir mitolojik varlık olabileceğini düşündürmektedir.

Albastı Temsili Görsel (Yapay Zeka ile Oluşturulmuştur)

Hedef Aldığı Kişiler ve Eylemleri

Albastı genellikle lohusa kadınlar ve yeni doğanlar etrafında bilinse de, etkisi daha geniş bir yelpazeyi kapsar. Temel hedef kitlenin lohusa kadınlar ve yeni doğan bebekler olması, bu hassas dönemde annenin ve çocuğun korunmasına yönelik kültürel bir zorunluluğu da ortaya çıkarmıştır.


Albastı’nın en korkulan eylemi, doğum yapan kadının veya çocuğunun ciğerlerini söküp suya atması veya yemesi inancıdır; bu da kurbanın ani ölümüne yol açar. Ayrıca uyuyan insanların üzerine çökerek onları boğmaya çalışmasıyla bilinir; bu durum "Albastı hastalığı" olarak adlandırılır. İnanca göre, bu varlığın erkekler, yeni evlenen gelinler ve cenaze evindeki ölü bireyler üzerinde de etkili olabildiği düşünülmektedir. Ayrıca Albastı, sadece insanlara değil, hayvanlara da musallat olur.


Ahırlarda yaşadığına inanılan bu varlık, atları gece boyunca koşturarak yorar ve yelelerini örmekten hoşlanır. Sabah yorgun ve terli bulunan atların Albastı tarafından kullanıldığına inanılır. Bu inanç, aynı zamanda atların sürekli kontrol edilmesini gerektiren bir toplumsal işlev de üstlenmiştir.

Fiziksel Özellikleri ve Bölgesel Tipleri

Albastı’nın fiziksel tasviri, anlatıldığı bölgeye ve taşıdığı ruha göre büyük farklılıklar gösterir ve sürekli şekil değiştirebilir (metamorfoz). Genel olarak dev kadar büyük, uzun parmaklı, uzun ve bakır tırnaklı, iğrenç suratlı ve kocaman bir başa sahip olarak tasvir edilir.


Saçları uzun, siyah ve dağınıktır; ayakları ise ters olabilir. Çoğunlukla kırmızı elbise giydiği, ancak sarı veya kara elbiseyle de görülebildiği rivayet edilir. Türk inancında üç ana Albastı tipi mevcuttur: Kara Albastı (Martu), ciddi ve ağırbaşlıdır, genellikle ölüme sebep olur ve en tehlikeli tiptir. Kırmızı Albastı ("Kırmızı Kadın") bazı inanışlarda insanlığın anası olarak kabul edilir. Sarı Albastı, sarışın bir kadın suretinde, hoppa ve şarlatan bir ahlaka sahiptir ancak Kara Albastıya göre daha az tehlikelidir.


Bazı bölgelerde erkek Albastı figürleri de ortaya çıkar. Örneğin, Aksaray'ın Saratlı bölgesinde yapılan araştırmalarda, "Al Karısı" (çirkin yaşlı kadın) ve "Al Gelini" (güzel gelin) tiplerinin yanı sıra, üç erkekten oluşan bir "Albastı" tipi de tespit edilmiştir. Destanlarda ise Albastı, iffetli kadınları kaçıran kötü bir alp (Alp Bastı) olarak erkek kimliğiyle karşımıza çıkar. Yaşadığı yerler ise genellikle kuytu, ıssız ve su kaynaklarının (çeşme, nehir) yakınındaki alanlardır.

Albastı Temsili Görsel (Yapay Zeka ile Oluşturulmuştur)

Korunma ve Tedavi Yöntemleri

Albastı'dan korunma yöntemleri, eski Türk inançları (Şamanizm) ve İslamiyet sonrası uygulamaların birleşimiyle çeşitlenmiştir. Korunma, maddi nesneler, sembolik renkler ve özel kişiler aracılığıyla sağlanır.


Maddi ve Sembolik Önlemler: Lohusanın yanına bıçak, makas, orak, kilit, demir para gibi demir ve kesici aletler konur. Demir, eski Türkler için kutsal bir madendir ve koruyuculuk özelliği taşır. Kırmızı renk, gücün ve ateşin sembolü olarak lohusanın başına al yazma (kırmızı tülbent) veya kırmızı kurdele bağlanarak kullanılır. Gürültü yapmak, tüfek patlatmak ve kazan kapağı vurmak suretiyle Albastı'nın demir sesinden korkarak kaçırıldığına inanılır. Ayrıca Kur'an-ı Kerim, muska (hamaylı) ve üzerlik otu tütsüsü de koruyucu yöntemler arasındadır.


Sosyal Önlemler: Albastı'nın erkeklerden çekindiği inancıyla, lohusanın kırk gün boyunca yalnız bırakılmaması, odanın sürekli aydınlık tutulması ve yanında bir erkek (tercihen erkek çocuk) bekletilmesi temel korunma prensibidir.


Ocaklı Kişiler: Albastı'yı yakalamış olan veya bu özelliği doğuştan gelen "ocaklı" ya da "alcı" kişilerin soyundan gelenler, Albastı’nın etkisinden korunur. Bu kişilere ait eşyaların (kılıç, bıçak, ceket) lohusanın yanına konulması kesin bir önlem olarak kabul edilir.


Yakalanma ve Hizmetkârlık: Albastı'yı yakalamanın en yaygın yolu, ciğer çalmak üzereyken göğsüne iğne veya çuvaldız saplamaktır. İğneyi kendi çıkaramayan Albastı esir düşer ve o aileye bir süre hizmetkâr olarak çalışır.

Kaynakça

Avcı, Gülmira Moldosultanova, ve Eliza Borubayeva. "Kırgızlarda 'Albarstı' İle İlgili İnançlar (Narın ve Isık-Köl Bölgeleri Örneğinde)." Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi 6, no. 3: 1802-1815. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/829862.


Bekdemir, Ali. "Albastı İnancının Halk Tasavvuruna Yansıması: Saratlı Bölgesi Örneği." Antropoloji ve Kültürel Bakış Dergisi, 7, no. 2: 63-76. http://antropolojidernegi.org/wp-content/uploads/2024/03/7-Antropoloji-Dergi-2.SAYI-ALI-BEKDEMIR.pdf.


Dursun, Havva Eylem. "Şan Kızı Destanı’ndaki Albastı İle Türk Halk İnançlarındaki Albastının Mukayesesi." Kültürk 5 (2022): 11-20. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2241602.


Duvarcı, Ayşe. "Türklerde Tabiat Üstü Varlıklar ve Bunlarla İlgili Kabuller, İnanmalar, Uygulamalar." Bilig 32 (2005): 125-144. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/234413.


Kılıç, Yusuf, ve Elvan Eser. "Lohusalık Sendromu (Al ana/Alkarısı/Albastı)’nun Eskiçağ Yakındoğu Toplumlarının Kültürlerindeki İzleri: Lilith Gerçeği." Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi 5, no. 17 (Prof. Dr. Hüseyin Sever Armağan Sayısı) (2018): 29-60. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/615720.


Şimşek, Esma. "Türk Kültüründe “Alkarısı” İnancı ve Bu İnanca Bağlı Olarak Anlatılan Efsaneler." Akra Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi 5, no. 12 (2017): 99-115. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/324076.

Günün Önerilen Maddesi
10/26/2025 tarihinde günün önerilen maddesi olarak seçilmiştir.

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarYahya Beyan Keskin19 Ekim 2025 12:44
KÜRE'ye Sor