KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Aydın'ın Yunanlılar Tarafından İşgali

Siyaset Ve Uluslararası İlişkiler+1 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline

Aydın’ın Yunanlılar tarafından işgali, 27 Mayıs 1919’da İzmir’in işgalinden kısa süre sonra Yunan kuvvetlerinin şehre girerek askerî ve idari kontrolü ele almasıyla başlayan, bölgenin demografik yapısını değiştirmeye yönelik uygulamalar ve sivil halka yönelik şiddet eylemleriyle karakterize edilen süreçtir.


Osmanlı Devleti’nin 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi’ni imzalamasıyla Batı Anadolu, İtilaf Devletleri’nin işgal planlarının hedefi hâline gelmiştir. Paris Barış Konferansı’nda İngiltere’nin desteğini alan Yunanistan, “Megali İdea” hedefleri doğrultusunda İzmir ve çevresinde hâkimiyet kurmayı amaçlamıştır.


Bu karar doğrultusunda 15 Mayıs 1919’da İzmir, Yunan kuvvetlerince işgal edilmiştir. İzmir’in işgalini takip eden günlerde Yunan ordusu, işgal hattını hızla genişleterek Aydın ve çevresini hedef almıştır. 27 Mayıs 1919’da Aydın, Yunan birliklerince işgal edilmiş ve şehir kısa sürede askerî kontrol altına alınmıştır. İşgal, bölgedeki Müslüman Türk nüfusun hedef alındığı, zorunlu göçlerin başladığı ve demografik yapının değiştirilmesine yönelik politikaların devreye sokulduğu bir süreç olmuştur.

Aydın’ın Stratejik Önemi

20. yüzyıl başlarında Aydın, Ege Bölgesi’nin iç kesimlerinde, İzmir limanına demir yolu ile bağlı önemli bir tarım ve ticaret merkezidir. 1917-1918 tarihlerini kapsayan devlet salnamesi incelendiğinde İzmir, Aydın, Kula ve Denizli Sancaklarının Aydın Vilayetini oluşturduğu görülmektedir. 14 Nisan 1919 itibarıyla vilayetin nüfusunun yaklaşık 1.819.616 olduğu bilinmektedir.【1】 


Verimli Büyük Menderes Ovası’nda üretilen incir, üzüm, pamuk gibi ürünler, İzmir üzerinden dış pazarlara ulaşmaktaydı. Bu ekonomik potansiyel, bölgeyi hem Osmanlı hem de işgal planları açısından stratejik bir konuma getiriyordu.


Yunanistan açısından Aydın, İzmir’in doğusundaki kara hattının güvenliği ve Batı Anadolu’da nüfus üstünlüğü sağlama hedefi bakımından kritik öneme sahipti. İzmir’in 15 Mayıs 1919’da işgalinden sonra Aydın’ın kontrol altına alınması hem iç bölgelere ilerleyişin hem de bölgedeki Rum nüfusun korunması ve artırılmasının bir adımı olarak görülmekteydi. Ayrıca Aydın, demir yolu hatları ve ova yolları sayesinde hem güneyde Muğla ve Menteşe bölgesine hem de doğuda Denizli ve Afyon’a uzanan askerî sevkiyatın kilit noktalarından biriydi. Bu nedenlerle Aydın, Yunan işgal planlarında öncelikli hedeflerden biri hâline geldi.

İşgale Giden Süreç

Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’ndan mağlup çıkması, 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi ile ülke topraklarının İtilaf Devletleri tarafından işgale açık hâle gelmesine yol açtı. Mütarekenin özellikle 7. maddesi, İtilaf Devletleri’ne güvenliklerini tehdit edecek durumlarda herhangi bir stratejik noktayı işgal etme yetkisi tanıyor, bu madde Batı Anadolu’daki Yunan işgalleri için hukuki zemin olarak kullanılıyordu.


Mütareke sonrasında İngiltere, Fransa ve İtalya arasında Batı Anadolu’nun geleceğine dair görüş ayrılıkları ortaya çıktı. Paris Barış Konferansı’nda (18 Ocak 1919) Yunanistan Başbakanı Eleftherios Venizelos, İzmir ve çevresinde Yunan hâkimiyetini savundu; İngiltere Başbakanı Lloyd George, İtalya’nın bölgedeki etkisini sınırlamak ve Ege’de güvenilir bir müttefik yaratmak amacıyla bu talebi destekledi.


İtalyanların Nisan 1919’da Konya, Antalya ve Marmaris’e asker çıkarması, İngilizleri Yunan çıkarlarını hızla gerçekleştirmeye sevk etti. Böylece İzmir’in “bölgedeki Rum nüfusun korunması” gerekçesiyle Yunan ordusu tarafından işgal edilmesine karar verildi. Bu karar alınmadan önce bile Yunanistan, Batı Anadolu’nun demografik yapısını değiştirmeye yönelik adımlar atmıştı. Mondros Mütarekesi’nin hemen ardından adalardan Rum göçmenler kıyı bölgelerine taşındı; Midilli, Sakız ve Sisam adalarından gelen silahlı Rum çeteleri, İngiliz veya Yunan üniformaları giyerek kıyı köylerine baskınlar düzenledi. Rum çeteler, Müslüman halka yönelik yaralama, öldürme, yağma ve tecavüz gibi ağır saldırılar gerçekleştirdi. Bu olaylar hem bölgedeki huzursuzluğu artırdı hem de Yunan işgaline psikolojik zemin hazırladı.


İzmir’in işgaline giden süreçte İngiliz ve Yunan kaynaklı propaganda faaliyetleri, bölgede Rum nüfusun “tehdit altında” olduğu söylemini öne çıkardı. Yerli Rum unsurların silahlandırılması ve yerleşim yerlerinde örgütlenmesi, işgal öncesi dönemde yaşanan gerilimi tırmandırdı. 15 Mayıs 1919’da İzmir’in Yunan birlikleri tarafından işgali, bölgede yeni bir dönemi başlattı. İşgalin ilk gününde sivillere yönelik toplu şiddet olayları, tutuklamalar ve yağmalar yaşandı; bu durum, işgalin yalnızca askerî bir harekât değil, nüfus mühendisliği hedefleyen bir planın parçası olduğunu gösterdi.


İzmir’in düşmesinden sonra Yunan ordusu hızla iç bölgelere doğru ilerledi. Menemen, Manisa ve Selçuk gibi stratejik noktaların kontrol altına alınmasının ardından hedef, Büyük Menderes havzasına hâkim olan Aydın oldu. Aydın’ın işgal planında, demir yolu hattının kontrolü, tarımsal zenginliği ve iç kesimlere açılan kara yolları gibi faktörler belirleyiciydi. Ayrıca bölgenin ele geçirilmesi, Muğla ve Menteşe yönünde güvenliğin sağlanması ve Yunan ordusunun cephe hattını doğuya doğru genişletmesi açısından stratejik bir adım olarak değerlendirildi.


27 Mayıs 1919’da Aydın’ın işgali, bu genişleme stratejisinin önemli bir aşaması olarak uygulamaya konuldu. Ancak işgal öncesinde bölgede yaşanan Rum çete saldırıları, demografik dengeleri değiştirme girişimleri ve propaganda faaliyetleri, Aydın halkının işgale karşı tepkisini daha ilk andan itibaren şekillendirmişti.

İşgalin Başlaması

İzmir’in işgalinin ardından Yunan ordusu Menemen, Manisa ve Selçuk üzerinden ilerleyerek Germencik’e ulaştı. Germencik, Aydın’a giden demir yolu hattı üzerindeki en önemli duraklardan biriydi ve buranın kontrol altına alınmasıyla Aydın’a giriş için doğrudan bir kapı açılmış oldu. 26 Mayıs’ta Germencik’i işgal eden Yunan birlikleri, ertesi gün sabahın erken saatlerinde Aydın yönüne harekete geçti.

İşgal Günü (27 Mayıs 1919)

27 Mayıs sabahı Yunan Efzon taburları ve süvari birlikleri, Aydın’a kuzeybatıdan girerek şehir merkezine ulaştı. Birliklere yerel Rum çeteleri de eşlik ediyor, işgal sırasında askerî birliklerin yanı sıra sivil Rum grupların da taşkınlık yaptığı görülüyordu. Şehre girer girmez demir yolu istasyonu, telgrafhane ve hükûmet konağı kontrol altına alındı. Bu adım, ulaşım ve haberleşmenin kesilerek direnişin önlenmesi amacıyla atılmıştı.

İlk Saatlerde Yaşananlar

İşgalin ilk saatlerinden itibaren sivillere yönelik baskı ve şiddet başladı. Yunan askerleri, Müslüman halka ait dükkân ve evleri arama bahanesiyle zorla açtırdı; birçok yerde mala zarar verildi, eşyalar yağmalandı. Silah toplama gerekçesiyle yapılan ev aramalarında, arama sınırları aşıldı; halk darp edildi ve bazı erkekler tutuklanarak İzmir yönüne sevk edildi.


Rum çeteleri, Müslüman halka yönelik saldırılarda aktif rol aldı. Bu çeteler, işgal kuvvetlerinin sağladığı koruma altında Müslümanların evlerine ve iş yerlerine zarar verdi, bazı yerlerde kadınlara ve çocuklara yönelik kötü muamele vakaları yaşandı.


İşgalin hemen ardından Aydın ve çevresindeki köylerde direniş hazırlıkları başladı. Kuva-yı Milliye mensupları, özellikle Nazilli ve Çine’de toplanarak Aydın’a yönelik karşı saldırı planlarını gündeme aldı. Halk arasında işgale karşı tepki hızla büyürken Yunan birliklerinin sert tedbirler alması, ilerleyen günlerde şiddetli çatışmalara ve karşılıklı el değiştirmelere sahne olacak sürecin başlangıcını oluşturdu.

Göçe Zorlama Politikası

Aydın’ın işgali, aynı zamanda planlı bir nüfus politikası girişimiydi. İzmir’de olduğu gibi Aydın’da da Müslüman halkın şehirden uzaklaştırılması ve yerine Rum nüfusun yerleştirilmesi hedeflenmişti. İşgalin başlamasıyla birlikte, Müslümanlara yönelik tehdit, baskı ve saldırılar artmış; birçok aile eşyalarını dahi alamadan yakın köylere veya İtalyan işgal sahalarına sığınmak zorunda kalmıştır.

Yunan Mezalimi ve Askerî Uygulamalar

Aydın’ın 27 Mayıs 1919’daki işgalini izleyen günlerde, Yunan işgal idaresi bölgedeki nüfus dengesini Rumlar lehine çevirmeyi hedefleyen planlı bir politika güttü; bu politika Türk ahaliyi yıldırma ve göçe zorlama ile, Yunanistan’dan ve adalardan getirilecek Rumların iskânını birlikte yürütmeyi amaçlıyordu.

Örgütlü Şiddet Çete Faaliyetleri

Mondros’tan sonra Ege adalarındaki Rum nüfusun sahile yönelen hareketi hızlanmış; yerli Rumlar ve adalardan gelen gruplar, işgalden önce bile bölgede huzursuzluğu artırmıştı. Ocak 1919’dan itibaren Midilli, Sakız ve Sisam’dan gelenler arasında İngiliz/Yunan elbisesi giyip köylere dönen ve “intikam” eylemleri yürüten unsurlar da vardı. Bu sırada, Söke kazasının yerli Rumlarından 791 kişinin adalarda silahlı eğitim görüp Ahiköy ve Yoran’da toplandığı; cephane yağması ve j andarma erlerinin şehit edilmesi gibi vakalar rapor edilmiştir.【2】 

Germencik

Yunan işgali sırasında en ağır tahribata uğrayan yerlerden biri Germencik oldu. 920 evli ilçe merkezi ile istasyonunun neredeyse tamamı yakıldı; memur ailelerine zorla saldırılar yapıldı ve geniş çaplı yağmalar yaşandı. 26 Haziran’da kasaptan M. Ağa ve Hacı Mehmet gasbedilip öldürüldü; Molla Osman oğlu Ahmet işkenceyle katledildi; nahiyede yaklaşık 150 kişi kurşuna dizildi; köylerden getirilen 30 erkek, eşlerinin önünde yaylım ateşiyle infaz edildi; başları kesilerek “mıntıka tayini” için teşhir edildi. Ağustos başında Erikli istasyonunda 46 kişi katledildi.【3】 

Söke ve Çevresi

Sisam’a yakınlığı sebebiyle Söke, Rum çetelerinin uğrak yeriydi. 1919 Ağustos'u ortasında Domatça ve çevresinde memur ve jandarmalar kovulmuş, Müslüman ahali katledilmiş; binlerce baş hayvan gasp edilip adaya gönderilmiştir. Aynı dönemde tekil cinayetler ve kaçırmalar da halka açık şekilde teşhir edilerek korku iklimi güçlendirilmiştir.【4】 

Köşk

Karatepe Köyü Katliamı, 18 Şubat 1922 gecesi, Aydın Sancağı’na bağlı Köşk ilçesinin Karatepe Köyü’nde, Yunan işgal kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen toplu sivil katliamdır. Birinci Dünya Savaşı sonrasında Batı Anadolu’yu işgal eden Yunan ordusu, Kuva-yı Milliye’ye destek veren köyleri cezalandırma amacıyla yerli Rumların kılavuzluğunda köyü kuşatmış; evlerde silahlı saldırılar, yakma ve yağma eylemleri gerçekleştirmiştir.


Köylülerden bir kısmı evlerinde öldürülmüş, bir kısmı ise toplu hâlde camilere doldurularak makineli tüfek ateşi, bomba ve süngü saldırısına maruz bırakılmış, ardından camiler ateşe verilmiştir. Sarı Ahmetler Camisi’nde 123 kişiden 98’i, Sekiyurt Camisi’nde ise 56 kişi hayatını kaybetmiştir. Resmî belgelere ve tanık anlatımlarına göre toplam can kaybı 200’ün üzerindedir. Olay, Yunan işgali süresince bölgede gerçekleşen en büyük sivil katliamlardan biri olarak kayıtlara geçmiştir.


Karatepe Köyü'nde Yapılan Katliamı Anlatan Haber Kesiti (umutyolu)


Karatepe Şehitliği'nde Yapılan Anma Programı (Köşk Belediyesi)

Şehrin Tutulması ve Hatların Denetimi

Yunan kuvvetleri 24–27 Mayıs arasında Erbeyli istikametinde hızla ilerleyip 27 Mayıs’ta Aydın’a girdi; ilerleme hattı önceden birleştirilen birliklerle, örneğin 4. Piyade Taburu ile tahkim edilmişti. Aydın’a girişte üç koldan (kuzeyde Topyatağı, güneyde Tellidede sırtları ve şehir içi cadde hattı) ihtiyatlı bir konuşlanma tercih edildi; bu, yüksek zeminlerin ve geçiş akslarının sistemli kontrol altına alınmasıyla direniş ihtimalini bastırmaya yönelikti.

Zorunlu Göç

Germencik, Söke ve çevredeki mezalimin dalga dalga yayılması, Aydın ve havalisinde göçü hızlandırdı; daha işgal tamamlanmadan dahi halk memleketlerini terk etmeye başladı. Merkezî idare, 4 Haziran 1919 tarihli genelgeyle Aydın mültecilerinin göçünün önlenmesini ve göç edenlerin Müslüman köylere iskânını talep ederek akını frenlemeye çalıştı ancak haberler ve yaşananlar göçü durdurmaya yetmedi.


Menemen, Bergama, Manisa ve Aydın hattında art arda gelen vahşetler, çoğunluğu kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan kitlelerin Muğla ilçelerine, Denizli'ye Afyon ve Dinar’a yığılmasına sebep oldu.

Demografik Değişim Planı

Yunan hükûmeti, işgalin meşruiyetini “Rum çoğunluğu” iddiasına yaslamak için, Paris’te sunduğu taleplerle uyumlu biçimde, Batı Anadolu’ya Rum muhacir sevk ve iskânını mevzuatlaştırdı; Aydın ve Ayvalık bölgeleri bu amaçla on kısma ayrılarak çıkarma iskeleleri dahi planlandı.


Bu demografik planlamanın bir ayağı Türk nüfusun azaltılması (katliam, şiddet, gasp, tecavüz gibi pratiklerle göçe zorlama), diğer ayağı ise Yunanistan ve adalardan Rum göçmenlerin getirilip yerleştirilmesiydi; yerleştirilenler için kredi ve mesken tadilatı gibi teşvikler uygulanırken geri dönüşlerin önüne geçilmesi yönünde talimatlar verildi. Bu yöntemler planlı bir “sürgün” politikası olarak iç göçün kitleselleşmesine hizmet etti.

Göç Hareketleri ve Muhacirlerin Durumu

İzmir’in 15 Mayıs 1919’da, Aydın’ın ise 27 Mayıs 1919’da Yunan kuvvetlerince işgal edilmesinin hemen ardından, özellikle Aydın livasında sistemli şiddet, köy yakmaları ve nüfus mühendisliği hedefli uygulamalar kısa sürede büyük bir iç göç dalgasını tetikledi. Yerel idare ve askerî makamların çabaları göçü durdurmaya yetmedi; çoğunluğu kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan kalabalık kafileler, can güvenliği için iç kesimlere ve İtalyan işgal sahalarına çekildi.


Aydın ve çevresinden çıkan muhacirlerin iki ana hatta yoğunlaştı:


Kuzey Mıntıkası: Bandırma, Balıkesir / Karesi, Burhaniye, Edremit, Soma, Kırkağaç, Akhisar


Güney Mıntıkası: Karahisar / Afyonkarahisar, Sandıklı, Dinar, Uşak, Denizli, Nazilli, Yenipazar, Dalama, Koçarlı, Söke, Eşme, Bozdoğan, Çine


24 Kasım 1919 tarihli Vakit Gazetesi'nde yayınlanan Aşâir ve Muhâcirîn Müdüriyet-i Umûmiyesi'nin raporuna göre toplam 50.884 muhacir yardım alabildi.【5】 


Güney hattında özellikle Çine, Nazilli ve civarı “İtalyan nüfuz bölgesi” olması nedeniyle bir çekim alanına dönüşmüştür; Aydın–Nazilli yönünden gelenlerin Çine ve Denizli’ye, daha içte Karahisar’a kadar çekildikleri, buralara sığınanların “aç ve bitap” hâlde oldukları resmî yazışmalara yansımıştır.

İşgale Ulusal ve Uluslararası Tepkiler

Aydın’ın işgali, İzmir’in 15 Mayıs 1919’da Yunan kuvvetleri tarafından ele geçirilmesinden kısa süre sonra gerçekleştiği için, uluslararası kamuoyunda zaten yükselmekte olan tepkileri daha da artırdı. İtilaf Devletleri arasında Yunanistan lehine olan İngiltere, Batı Anadolu’da işgalin genişlemesini desteklerken; Fransa ve İtalya, Yunan kuvvetlerinin uygulamalarını özellikle sivillere yönelik şiddet ve mezalim haberleri nedeniyle eleştirdi.


Osmanlı hükûmeti, İtilaf Devletleri nezdinde yürüttüğü diplomatik girişimlerde Aydın ve çevresinde yaşanan mezalime dair belgeler, tanık ifadeleri ve fotoğrafları Paris Barış Konferansı delegelerine sundu. Hazırlanan raporlarda köylerin yakılması, Müslüman ahalinin katledilmesi, kadınlara tecavüz edilmesi ve zorunlu göç olayları ayrıntılı biçimde belgelenerek Yunan işgalinin meşruiyetinin sorgulanması amaçlandı.


Ayrıca Aydın’daki Yunan uygulamalarının Milletler Cemiyeti nezdinde gündeme getirilmesi için hazırlanan dilekçeler, Osmanlı temsilcileri ve Batı Anadolu’dan gelen heyetler aracılığıyla uluslararası basına ulaştırıldı. Özellikle Fransız ve İtalyan gazetelerinde Yunan işgalinin sert biçimde eleştirildiği makaleler yayımlandı; bu yayınlar, İtalya’nın Batı Anadolu’da kendi nüfuz alanına giren bölgelerde Yunan ilerleyişine karşı tavır almasını kolaylaştırdı.


Aydın’ın işgali, yerel halkta ve Anadolu’nun diğer bölgelerinde büyük bir infial yarattı. İzmir işgali sonrasında olduğu gibi Aydın’da da mitingler ve protesto gösterileri düzenlendi. Yerel eşraf, din adamları ve aydınlar, halkı işgale karşı direnişe çağırdı. Basında, özellikle İstanbul gazetelerinde işgali kınayan yazılar yayımlandı; Rum çetelerinin saldırıları ve Yunan ordusunun köy yakmaları manşetlere taşındı.


Anadolu’da örgütlenen Heyet-i Milliyeler, Aydın işgali sonrasında faaliyetlerini yoğunlaştırdı. Nazilli, Denizli, Muğla ve çevresindeki millî teşkilatlar, Kuva-yı Milliye birliklerine destek vererek cephe hattına insan ve malzeme sevki sağladı. Aydın’dan göç eden muhacirlerin iaşe, barınma ve sağlık ihtiyaçları için yerel yardım komiteleri kuruldu; Hilâl-i Ahmer ile iş birliği yapıldı.


Bölge halkı, işgalin ilk günlerinden itibaren silahlı direnişe geçti. Çevre köylerden toplanan gönüllüler, Germencik ve civarında Yunan kuvvetlerine baskınlar düzenledi; bu eylemler, kısa süre içinde düzenli cephe çatışmalarına dönüştü. Böylece Aydın, Batı Anadolu’daki millî direnişin en yoğun yaşandığı merkezlerden biri hâline geldi.

Kaynakça

Başaran, Mehmet. “Aydın’ın İşgalinde Heyet-i Milliyelerin Sağlık Sorunlarına Bakışı.” Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi 5, no. 12 (2006/Bahar): 67–80. http://babacankütüphanesi.com/Dergi/dergi.php?Dergi=%27CTTAD%27


Bostancı, Emir. “Osmanlı Arşiv Belgelerine Göre İzmir ve Aydın’da Yunan İşgali ve Mezalimi Üzerine İtilaf Devletleri Nezdinde Yapılan Siyasi Teşebbüsler.” Oltu Beşeri ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dergisi 2, no. 1 (2021): 52–81. https://dergipark.org.tr/en/pub/oltu/issue/60221/816110


Karakuş, Ufuk. Batı Anadolu’da Yunan İşgali Nedeniyle Ortaya Çıkan İç Göçler (1919-1923). Doktora tezi, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018. https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=hcgrYffRbz0Z44UJEuLtwQajhLCW_7FHsRcZmdJIytqJmShfcF4b0UvU2jrLmZRg


Köşk Belediyesi. "Karatepe Şehitleri dualarla anıldı." Son erişim: 09.08.2025. https://www.kosk.bel.tr/haber/karatepe-sehitleri-dualarla-anildi


Pancar, Emine. “Yunan İşgalleri Karşısında Göç Hareketi.” Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi 8, no. 18–19 (2009/Bahar-Güz): 55–67. https://ataturkilkeleri.deu.edu.tr/ai/uploaded_files/file/dergi%2018-19%20yeni/04-%20Emine%20Pancar.pdf


T.C. Köşk Kaymakamlığı. "Karatepe Şehitliği." Son erişim: 09.08.2025. http://www.kosk.gov.tr/karatepe-sehitligi


Tekir, Süleyman ve Selçuk Ural. “Batı Anadolu’da Yunan İşgali ve Aydın Muhacirleri (1919-1920).” Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi 13, no. 26 (2017/Güz): 125–148. https://ctad.hacettepe.edu.tr/13_26/05.pdf


Umutyolu Youtube Kanalı. "Yunan Mezalimi." Son erişim: 09.08.2025. https://www.youtube.com/watch?v=ZDYywFr2jgY

Dipnotlar

[1]

Süleyman Tekir ve Selçuk Ural, “Batı Anadolu’da Yunan İşgali ve Aydın Muhacirleri (1919–1920),” Journal of Modern Turkish History Studies/Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi (CTAD) 13, no. 26 (2017): 127.

[2]


Emine Pancar. “Yunan İşgalleri Karşısında Göç Hareketi”. Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi 8, sy. 18 (Haziran 2009): 56.

[3]


Pancar, Emine. “Yunan İşgalleri Karşısında Göç Hareketi”. Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi 8, sy. 18 (Haziran 2009): 59.

[4]

Pancar, Emine. “Yunan İşgalleri Karşısında Göç Hareketi”. Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi 8, sy. 18 (Haziran 2009): 60.

[5]

Ufuk Karakuş. Batı Anadolu’da Yunan İşgali Nedeniyle Ortaya Çıkan İç Göçler (1919-1923). Doktora tezi, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018, s. 137

Ayrıca Bakınız

Yazarın Önerileri

Megali İdea

Megali İdea

Genel Kültür +2

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarDuygu Şahinler9 Ağustos 2025 09:53
KÜRE'ye Sor