El Aman Hanı, Bitlis’in Tatvan karayolu üzerinde, Rahva düzlüğünde yer alan ve Anadolu’nun en büyük kervansaraylarından biri olarak tanınan tarihsel bir yapıdır. Van Beylerbeyi Köse Hüsrev Paşa tarafından 16. yüzyılda yaptırıldığı kabul edilen bu kervansaray, İpek Yolu’nun önemli bir uğrak noktası olarak hizmet vermiştir. Geniş bir avlusu ve çok bölümlü yapısıyla dikkat çeken han, Selçuklu mimarisinin özelliklerini taşır ve Bitlis’in zengin tarihsel mirasının bir parçasını oluşturur.

Tarihsel Köken ve Bağlam
El Aman Hanı, Bitlis’in stratejik konumu üzerinde, Orta Asya ile Anadolu’yu bağlayan İpek Yolu’nun bir geçiş noktasında yer alır. Bitlis, Dicle Nehri’nin kolu olan Bitlis Çayı’nın derin vadisinde kurulmuş bir şehir olup, kuruluş tarihi hakkında kesin bilgi bulunmamaktadır. Eski kaynaklarda, şehrin kalesinin Büyük İskender’in kumandanlarından Badlîs tarafından inşa edildiğine dair bir efsane yer alır. İskender’den sonra Selefkoslar, Sasaniler, Romalılar, Araplar (Halife Ömer dönemi, 634-644), Selçuklular (1047), Mervaniler, Ahlatşahlar, Eyyubiler, Anadolu Selçukluları, Şerefoğulları, Karakoyunlular, Akkoyunlular ve Safeviler gibi çeşitli medeniyetlerin egemenliğine giren Bitlis, 1555’te Amasya Antlaşması ile Osmanlı topraklarına katılmıştır.
El Aman Hanı’nın inşası, Van Beylerbeyi Köse Hüsrev Paşa’ya atfedilir ve 16. yüzyılda, muhtemelen Aralık 1579 (Zilhicce 987) tarihinde tamamlanmıştır. Bu bilgi, Mustafa Oflaz ve Rahmi Tekin’in “Van Beylerbeyi Köse Hüsrev Paşa ve Rahva Kervansarayı Vakfiyesi” adlı çalışmasında, Bitlis Vilayeti Vakıflar Defteri’nin 15-17. sayfalarına dayandırılmıştır. Hanın kitabesi bulunmamakla birlikte, vakfiye kayıtları, yapının Rahva Kervansarayı olarak da anıldığını ve El Aman Hanı ile aynı yapı olduğunu doğrular. Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde, Bitlis’in hanlar, camiler ve medreselerle dolu mamur bir şehir olduğu belirtilirken, El Aman Hanı’nın ihtişamına dair ifadeler, yapının dönemindeki önemini vurgular. 19. yüzyılda şehri ziyaret eden Xaiver Hommaire de Hell ve Theodor Kotschy ise Bitlis’i “doğunun çekici güzelliklerinin toplandığı” ve “muhteşem” bir yer olarak tanımlamıştır.
Mimari Özellikler
El Aman Hanı, geniş bir avlusu etrafında beş ana bölümden oluşan büyük ölçekli bir kervansaraydır. Doğu-batı doğrultusunda yaklaşık 90 metre uzunluğunda ve güney-kuzey doğrultusunda 70 metre genişliğinde olan yapı, Anadolu’nun en büyük kervansaraylarından biri olarak öne çıkar. Tamamı kesme taştan inşa edilmiş olup, örtü sisteminde tonozlar için taş ve tuğla kullanılmıştır. Han, kervansaray ve hamam bloğundan oluşan bir yapılar topluluğunu içerir ve doğu yönündeki avluya, kuzeydeki büyük sivri kemerli kapıdan girilir.
Kervansaray bloğu, çok bölümlü bir plana sahiptir:
- Batı Bölümü: En batıda yer alır; kalın kesme taş duvarlar ve yarım silindirik payandalarla desteklenmiş, ribat görünümündedir. Doğu-batı aksında, iki sıra halinde altı haçvari paye ile üç nefe ayrılır.
- Kapılı Mekân: Birinci bölümün kuzeydoğusunda bulunur. Doğu-batı doğrultusunda, iki sıra halinde dört paye ve beş sivri kemerle üç uzun nefe bölünmüştür. Güney kenarında büyük bir kapı, bu alanı ana haçvari bölüme bağlar.
- Güney Eyvanı: En küçük eyvan olup, güneydeki mekânları kervansarayın diğer kısımlarından ayırır.
- Kuzey ve Batı Ahırları: Kuzey ahırı, sekiz kolonla desteklenmiş, üç nefli ve tonozla örtülüdür; batı ahırı ise altı kolonla benzer bir düzene sahiptir. Ana girişin solunda, koridora açılan sağlı sollu odalar ve koridor ortasında tuğla örülü bir kubbe yer alır.
- Hamam Bloğu: Avlunun güneyinde, anıtsal bir girişe sahiptir. Tonozla örtülü dört açık hacim, kubbeli bir ana hacim, iki karşılıklı eyvan ve dört küçük mekândan oluşur; külhan bölümü ise arka taraftadır.
Han, 160 oda, mescit, hamam, havuz, hayvan barınma alanı, avlusu ve zanaatkârlar ile tüccarlar için 10 dükkânı bünyesinde barındırır. Selçuklu mimarisinin özelliklerini taşıyan yapı, siyahi renkte sağlam taşlardan inşa edilmiştir ve Bitlis-Tatvan karayolunun Muş Kavşağı’na yakın bir noktasında, çevresinde başka kalıntı veya yapı olmadan konumlanmıştır.
Restorasyon Süreci ve Güncel Durum
El Aman Hanı, mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olan bir yapıdır ve uzun bir süre kullanım dışı kaldıktan sonra 2000’li yıllarda restorasyona alınmıştır. 2012 sonlarına doğru, 11 milyon TL harcanarak tamamlanan restorasyon, Bitlis Eren Üniversitesi’ne tahsis edilen yapının orijinal haline döndürülmesini amaçlamıştır. Ancak, restorasyon sonrası kullanım planlaması eksikliği dikkat çeker. 4 Ekim 2011 ve 8 Ağustos 2019’daki ziyaretlerde, yapının tamamen onarılmış olmasına rağmen içinde insan yaşamadığı gözlemlenmiştir. Restorasyon sırasında, karayolu seviyesinden alçakta kalan girişe merdiven ve eğimi sorunlu bir engelli rampası eklenmiş; avluya havuzlu bir alan düzenlenmiş, ancak kötü işçilik ve iklim koşulları nedeniyle taş döşemeler zarar görmüştür. Hamam ve kervansaray bloklarında ısıtma-soğutma sistemleri yetersiz bırakılmış, elektrik ve aydınlatma düzenlemeleri ise düşük kalitede uygulanmıştır. Yangın dolapları, sarkan kablolar ve çatı sızıntıları, restorasyonun estetik ve işlevsel eksikliklerini ortaya koyar.
Günümüzde, El Aman Hanı, Bitlis Eren Üniversitesi bünyesinde sosyal ve kültürel faaliyetlere ev sahipliği yapmaktadır. DAP ile hayata geçirilen “Uluslararası Selçuklu Osmanlı Eserleri Kütüphanesi” projesi, hanı Selçuklu ve Osmanlı araştırmaları için önemli bir merkez haline getirmeyi hedefler. Bitlis Valisi Oktay Çağatay, yapının turizm potansiyelini vurgulamış ve tarihi dokusuna uygun işletilmesini savunmuştur.
Kültürel ve Tarihsel Önemi
El Aman Hanı, İpek Yolu üzerinde kervanların sığınağı olarak inşa edilmiş, Rahva düzlüğünün zorlu kış koşullarına karşı bir konaklama noktası sunmuştur. Anadolu’nun en büyük kervansarayı unvanını taşıyan yapı, Selçuklu mimarisinin görkemli bir örneğidir. Köse Hüsrev Paşa’nın vakfiyesiyle yaptırılan han, Bitlis’in ticaret merkezi kimliğini güçlendirmiş ve bölgenin tarihsel canlılığına tanıklık etmiştir. Restorasyon eleştirilerine rağmen, yapının turizm ve akademik potansiyeli, onu Bitlis’in kültürel mirasının önemli bir unsuru haline getirir.


