BM Genel Kurulu’nun 3 Aralık 2025 Tarihli Oturumu, Birleşmiş Milletler üye devletlerinin katılımıyla New York’ta düzenlenen ve İsrail’in 1967 sonrası işgalleriyle ilgili iki kararın kabul edildiği Genel Kurul toplantısıdır. Oturumda kabul edilen “Filistin Sorununun Barışçıl Çözümü” kararı, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını ve iki devletli çözüm ilkesini vurgulamıştır. Aynı oturumda onaylanan “Suriye’nin Golanı” kararı ise İsrail’in Golan Tepeleri üzerindeki fiili ilhakını “yok hükmünde” ilan etmiş ve ülkenin 4 Haziran 1967 sınırlarına kadar geri çekilmesi çağrısında bulunmuştur.

Birleşmiş Milletler Genel Kurul Binası - (Anadolu Ajansı)
“Filistin Sorununun Barışçıl Çözümü” Kararı
Kararın Sunulması ve Oylama Sonucu
“Filistin Sorununun Barışçıl Çözümü” başlıklı karar tasarısı, Cibuti, Ürdün, Moritanya, Katar, Senegal ve Filistin tarafından hazırlanmıştır. Tasarı, 3 Aralık 2025 tarihinde BM Genel Kurulu’nda oylamaya sunulmuştur.
Yapılan oylamada 151 ülke “evet”, 11 ülke “hayır” ve 11 ülke “çekimser” oy kullanmıştır. Karar, geniş çoğunlukla kabul edilmiştir. Karar, BM’nin Filistin meselesine ilişkin tarihsel sorumluluğunu yeniden teyit etmiş ve İsrail’in 1967 sonrası işgalinin sona erdirilmesini talep etmiştir.
Kararın İçeriği
Kabul edilen karar, iki devletli çözümün desteklenmesi, Filistin halkının devredilemez haklarının tanınması ve Gazze ile Batı Şeria’nın birleştirilmesi yönünde hükümler içermiştir.
Kararda, İsrail’in yeni yerleşim faaliyetlerine son vermesi, işgal altındaki topraklardan çekilmesi ve Gazze Şeridi’nin demografik yapısının değiştirilmesine yönelik her türlü girişimin reddedilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Metinde ayrıca, “Genel Kurul, İsrail’in uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerine sıkı sıkıya uymasını; işgal altındaki Filistin topraklarındaki yasa dışı varlığını sonlandırmasını, yeni yerleşim faaliyetlerini durdurmasını ve tüm yerleşimcileri bu topraklardan tahliye etmesini talep etmiştir.” ifadelerine yer verilmiştir.
Ayrıca karar, Gazze Şeridi’nin 1967’de işgal edilen Filistin topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulamış ve Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkının tanınmasını istemiştir.
Türkiye’nin Genel Kurul’daki Açıklamaları
Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Ahmet Yıldız, oylama öncesinde yaptığı konuşmada Türkiye’nin Filistin kararını kararlılıkla desteklediğini açıklamıştır.
Yıldız, “Gazze'de iki yıl süren yıkıcı çatışma ve yoğun insani acıların ardından ateşkesin sağlanmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Türkiye, bir arabulucu olarak, Güvenlik Konseyi'nin 2803 sayılı kararı ve 20 maddelik barış planı da dahil olmak üzere ateşkes anlaşmalarının eksiksiz ve sadık bir şekilde uygulanması çağrısında bulunuyor.” ifadelerini kullanmıştır.
Konuşmasında ayrıca, Gazze’deki insani durumu “endişe verici” olarak tanımlamış ve İsrail saldırılarının sonucunda ölü sayısının 70 bini aştığını belirtmiştir. Yıldız, uluslararası toplumu “Gazze’ye gerekli ölçekte kesintisiz insani yardım sağlanmasına destek vermeye” çağırmış ve “Gazze'de yeniden yapılanmanın derhal başlatılması” gerektiğini ifade etmiştir.
Genel Kurul Başkanı Annalena Baerbock’un Konuşması
Genel Kurul Başkanı Annalena Baerbock, oturumda yaptığı konuşmada Filistin halkının uzun süredir haklarından mahrum bırakıldığını vurgulamıştır. Baerbock, “78 yıldır Filistin halkı devredilemez haklarından, özellikle de kendi kaderini tayin hakkından mahrum bırakılmıştır.” ifadelerini kullanmıştır. Ayrıca, 7 Ekim 2023’te Hamas tarafından gerçekleştirilen saldırıların “çatışmanın en karanlık bölümlerinden biri” olduğunu iddia etmiştir.
Gazze’deki iki yıllık savaşın ardından yaşanan insani yıkıma değinerek “binlerce insan öldü, sayısız kişi yaralandı, topluluklar açlığa sürüklendi, sivil altyapı yıkıldı ve neredeyse tüm nüfus yerinden edildi” demiştir.
Baerbock, Batı Şeria’daki durumun da barış sürecini tehlikeye attığını belirterek “Batı Şeria’daki yerleşim genişlemeleri, yıkımlar ve artan yerleşimci şiddeti, egemen, bağımsız, bütüncül ve yaşayabilir bir Filistin Devleti olasılığını baltalamaya devam ediyor” ifadelerini kullanmıştır.
Ayrıca, iki devletli çözüm çağrısını şu sözlerle yinelemiştir: “İsrailliler ve Filistinliler ancak karşılıklı tanınan sınırlara ve bölgesel entegrasyona sahip iki egemen ve bağımsız devlet olarak yan yana yaşadıklarında kalıcı barış, güvenlik ve onur içinde yaşayabileceklerdir.”
Baerbock, ateşkesin kalıcı hale getirilmesi, insani yardımların engelsiz erişimi ve UNRWA’nın çalışmalarının sürdürülmesinin bir “yasal yükümlülük” olduğunu belirtmiştir. Konuşmasını, “kendi kaderini tayin hakkı, kazanılması gereken bir ayrıcalık değil, korunması gereken bir haktır” sözleriyle tamamlamıştır.

Genel Kurul Başkanı Annalena Baerbock - (Anadolu Ajansı)
“Suriye’nin Golanı” Kararı
Kararın Sunulması ve Oylama Sonuçları
“Suriye’nin Golanı” başlıklı karar tasarısı, Mısır tarafından sunulmuştur. Karar, 3 Aralık 2025 tarihinde BM Genel Kurulu’nun 80. oturumunda oylamaya sunulmuştur. Oylama sonucunda, 123 ülke “evet”, 7 ülke “hayır” ve 41 ülke “çekimser” oy kullanmıştır. Hayır oyu veren ülkeler arasında İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri yer almıştır.
Suriye Dışişleri Bakanlığı, önceki yıl 97 olan “evet” oylarının bu yıl 123’e yükseldiğini belirtmiş ve bunun Suriye’ye yönelik uluslararası desteğin teyidi olduğunu ifade etmiştir.
Kararın İçeriği
Kabul edilen karar, İsrail’in 14 Aralık 1981 tarihinde aldığı, işgal altındaki Suriye Golanı’na kendi yasalarını ve idaresini uygulama kararını “null and void” (yok hükmünde ve geçersiz) olarak ilan etmiştir. Kararda, “İsrail’in, 4 Haziran 1967 hattına kadar işgal altındaki tüm Suriye Golanı’ndan çekilmesini bir kez daha talep eder” ifadesi yer almıştır.
Metinde ayrıca, İsrail’in Suriye ve Lübnan hatlarındaki müzakereleri yeniden başlatması ve önceden varılan taahhütlere saygı göstermesi çağrısı yapılmıştır.
Kararda, Golan’ın işgali ve fiilî ilhakının, “bölgede adil, kapsamlı ve kalıcı bir barışın önünde bir engel” teşkil ettiği belirtilmiştir. Ek olarak, karar metni, İsrail’in bölgedeki doğal kaynakları sömürme faaliyetlerine son vermesi gerektiğini vurgulamıştır.
Suriye’nin Resmi Açıklaması
Suriye Dışişleri Bakanlığı, kararın kabul edilmesinin ardından yaptığı yazılı açıklamada, oylama sonucunun “Suriye’nin haklı davasına yönelik uluslararası desteğin açık göstergesi” olduğunu belirtmiştir. Açıklamada, karar taslağını sunan Mısır’a teşekkür edilmiş, karara uzun yıllardır destek veren ülkelere takdir ifadeleri yöneltilmiştir.
Bakanlık açıklamasında, “Suriye Arap Cumhuriyeti, Golan’ın Suriye toprağı olduğunu ve bu durumun değiştirilemeyeceğini tüm uluslararası platformlarda savunmaya devam edecektir.” ifadeleri kullanılmıştır.
Suriye’nin BM Daimi Temsilcisi İbrahim Ulabi’nin Açıklamaları
Suriye’nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi İbrahim Ulabi, El-İhbariye televizyonuna yaptığı açıklamada, işgal altındaki Golan Tepeleri’nin Suriye toprağı olduğunu vurgulamıştır. Ulabi, “İşgal altındaki Golan Suriye toprağıdır ve onun tamamını İsrail'den geri alma hakkına sahibiz.” ifadelerini kullanmıştır.
Ulabi, Suriye’nin İsrail ile yaptığı görüşmelerin ABD Başkanı Donald Trump gözetiminde gerçekleştirildiğini, ancak bu görüşmelerde Golan’ın geleceğinin hiçbir şekilde ele alınmadığını belirtmiştir. Ulabi, ülkesinin barışçıl ve diplomatik yolları önceliklerinin başına koyduğunu ifade etmiştir.


