BM Güvenlik Konseyi’nin 2803 Sayılı Kararı (2025), 18 Kasım 2025 tarihinde kabul edilen ve Gazze Şeridi’nde Barış Kurulu (Board of Peace) ile Uluslararası İstikrar Gücü (International Stabilization Force – ISF) kurulmasını öngören Birleşmiş Milletler kararıdır. Karar, ABD tarafından hazırlanmış ve Başkan Donald Trump’ın 20 maddelik Gazze barış planına dayandırılmıştır. 13 üyenin lehte, Rusya ve Çin’in çekimser oy kullandığı oylama sonucunda kabul edilen karar, Gazze’de ateşkesin sürdürülmesi, yeniden inşa sürecinin başlatılması ve Filistin’in kendi kaderini tayin hakkına giden sürecin uluslararası gözetim altında yürütülmesini düzenlemektedir.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Toplantısı, 18 Kasım 2025 - (Anadolu Ajansı)
Kararın Temel İçeriği
Barış Kurulu’nun (Board of Peace – BoP) Kurulması
2803 sayılı karar, Gazze Şeridi’nde geçici yönetim yapısı olarak “Barış Kurulu”nun (Board of Peace – BoP) kurulmasını öngörmüştür. Kurulun görevi, Gazze’de yeniden inşa, yönetişim ve güvenlik süreçlerini yürütmek ve Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) ile koordinasyon sağlamaktır.
Amerika Birleşik Devletleri Daimi Temsilcisi Mike Waltz, kararın “ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze çatışmasını sona erdirmeye yönelik 20 maddelik kapsamlı planına” dayandığını belirtmiştir. Waltz ayrıca, “Başkan Trump tarafından yönetilecek Barış Kurulu çabalarımızın temel taşıdır” ifadesini kullanmıştır.
Kurulun görevi, karar metninde yer alan düzenlemeyle 31 Aralık 2027 tarihine kadar yetkilendirilmiştir. Metinde “Bu kararla yetkilendirilen varlıkların yetkisi 31 Aralık 2027’ye kadar devam edecektir.” ifadesi yer almıştır. Barış Kurulu, Gazze’nin yeniden yapılanması, Filistin Yönetimi’nin reform programının uygulanması ve bölgede güvenliğin sağlanmasıyla ilgilenecektir.
Kurulun faaliyetleri, Mısır, İsrail ve diğer garantör ülkelerle işbirliği içinde yürütülecektir. Ayrıca kararın ekinde, Trump yönetiminin 20 maddelik Gazze planının “ekinin ayrılmaz bir parçası olduğu” belirtilmiştir. Trump, kararın kabulünden sonra yaptığı açıklamada, “Birkaç dakika önce BMGK’nin benim başkanlık edeceğim ve dünyanın en güçlü ve saygın liderlerinin yer alacağı barış kurulunu onaylayan ve destekleyen inanılmaz oylaması için dünyayı tebrik ediyorum” demiştir.
Barış Kurulu’nun üyelerinin isimleri henüz açıklanmamış olup, ABD tarafından sonraki haftalarda ilan edileceği belirtilmiştir. Karar metninde yer aldığı üzere, “Barış Kurulu üyeleri önümüzdeki haftalarda açıklanacaktır.” ifadesi yer almıştır.
Uluslararası İstikrar Gücü’nün (International Stabilization Force – ISF) Yetkilendirilmesi
2803 sayılı kararın ikinci temel unsuru, Gazze Şeridi’nde güvenlik, demilitarizasyon ve yeniden yapılanma süreçlerini yürütmek üzere bir “Uluslararası İstikrar Gücü” (International Stabilization Force – ISF) kurulmasıdır. ISF’in yetkileri, karar metninde “güvenlik ortamını istikrara kavuşturmak, Gazze’nin silahsızlandırılmasına destek olmak, terör altyapılarını dağıtmak, silahları imha etmek ve Filistinli sivillerin güvenliğini sağlamak” şeklinde tanımlanmıştır.
Metinde ayrıca ISF’in “yeni ve güvenilir Filistin polis gücü” ile birlikte çalışacağı belirtilmiştir. ISF'nin, “Mısır ve İsrail ile yakın istişare içinde” faaliyet göstereceği belirtilmiştir. Kararda ISF’in görev alanları arasında sınır bölgelerinin güvenliği, ateşkesin gözetimi, sivil koruma, insani operasyonların desteklenmesi ve insani koridorların koordinasyonu yer almıştır. Silahsızlandırma süreci, “ISF, ABD, İsrail ve garantör ülkeler tarafından belirlenen silahsızlandırma standartları ve takvimine uygun olarak Gazze’den çekilecektir.” hükmüyle düzenlenmiştir.
Ayrıca karar, ISF’in insani yardım süreçlerinde Birleşmiş Milletler, Uluslararası Kızılhaç Komitesi ve Kızılay gibi kuruluşlarla işbirliği yapmasını öngörmektedir. Bu durum metinde “insani yardımlar BM, Uluslararası Kızılhaç Komitesi ve Kızılay aracılığıyla ulaştırılacaktır.” şeklinde yer almıştır.
Finansman açısından ise karar “Dünya Bankası ve diğer finans kuruluşlarının bölgenin yeniden inşası ve kalkınması sürecinde rol alması gerektiğini” belirtmiştir. ISF’in yetkisi, Barış Kurulu’nunkiyle aynı şekilde, 31 Aralık 2027 tarihine kadar geçerli olacak biçimde belirlenmiştir.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Toplantısı, 18 Kasım 2025 - (Anadolu Ajansı)
Oylama Öncesi Görüşmeler
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararının oylaması öncesinde yapılan müzakerelerde, Amerika Birleşik Devletleri Daimi Temsilcisi Mike Waltz tasarının içeriğini Konsey üyelerine açıklamıştır.
Waltz, konuşmasında “bugün, alevleri söndürme ve barışa giden yolu aydınlatma gücüne sahibiz.” ifadelerini kullanmıştır. ABD temsilcisi, söz konusu kararın “Katar, Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye, Pakistan ve Endonezya ile yürütülen diplomasiyle şekillenmiş, Başkan Donald Trump’ın Gazze çatışmasını sona erdirmeye yönelik 20 maddelik kapsamlı planından doğan cesur ve pragmatik bir yol haritası” olduğunu belirtmiştir.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Toplantısı öncesi Amerika Birleşik Devletleri Daimi Temsilcisi Mike Waltz konuşma yapıyor, 18 Kasım 2025 - (Anadolu Ajansı)
Waltz, karara ilişkin açıklamasında, “Yetkiler konusundaki endişeleri duyuyoruz, ancak buradaki asıl düşman tereddüttür.” ifadelerini kullanmıştır. Oylamanın ardından, “Bu kararın kabulü, istikrarlı bir Gazze’ye yönelik bir diğer önemli adımı temsil etmektedir.” sözlerini eklemiştir.
Almanya, Fransa, Türkiye ve Katar’ın da aralarında bulunduğu ülkeler oylama öncesi ve sonrasında kararı desteklediklerini açıklamışlardır. Oylama sonucunda, 13 ülke lehte, iki ülke (Rusya ve Çin) çekimser oy kullanmıştır.
Kararın kabulünün ardından, ABD Başkanı Donald Trump sosyal medya hesabından “Bu karar, Birleşmiş Milletler tarihindeki en büyük onaylardan biri olarak kayda geçecek, dünyada daha fazla barışa yol açacak ve gerçekten tarihi bir an olacaktır.” ifadelerini paylaşmıştır.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Toplantısı, 18 Kasım 2025 - (Anadolu Ajansı)
Uluslararası Tepkiler
Birleşmiş Milletler
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, 2803 sayılı kararın kabul edilmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Güvenlik Konseyi’nin Gazze’ye ilişkin kararı kabul etmesi, ateşkesin pekiştirilmesi açısından önemli bir adımdır.” ifadesini kullanmıştır. Guterres ayrıca, “Şimdi diplomatik ivmeyi sahada somut ve acilen gerekli adımlara dönüştürmek elzemdir.” sözleriyle uygulama sürecine atıfta bulunmuştur.
Genel Sekreter, Birleşmiş Milletler’in karar kapsamındaki rolünü, “Birleşmiş Milletler, karar kapsamında kendisine verilen rolleri uygulamaya, Gazze’deki sivillerin ihtiyaçlarını karşılamak için insani yardımı artırmaya kararlıdır.” sözleriyle belirtmiştir.
Ayrıca Guterres, “Mısır, Katar, Türkiye, ABD ve bölge ülkelerinin süregelen diplomatik çabaları” için teşekkür etmiş ve “ABD planının ikinci aşamasına geçilmesinin, iki devletli çözümün başarılması yönünde siyasi bir sürece yol açmasının önemine” vurgu yapmıştır.
Filistin ve Hamas
Filistin Dışişleri Bakanlığı, Güvenlik Konseyi kararını memnuniyetle karşılamış ve “Gazze Şeridi’nde kalıcı ve kapsamlı bir ateşkesin tesis edilmesi, insani yardımların engelsiz ulaştırılması ve Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkı ile bağımsız devletini kurma hakkı” olarak nitelendirmiştir. Bakanlık açıklamasında ayrıca, ABD, BM Güvenlik Konseyi üyeleri ve Arap ile İslam ülkeleri dâhil tüm ilgili taraflarla iş birliği yapmaya hazır oldukları belirtilmiştir.
Hamas ise kararı reddettiğini duyurarak, “Bu karar, Gazze Şeridi’ne uluslararası vesayet mekanizması dayatmaktadır, halkımız ve fraksiyonlarımız bunu reddetmektedir.” ifadelerini kullanmıştır.
Hamas ayrıca, “Uluslararası güce, Gazze Şeridi içinde direnişin silahsızlandırılması da dâhil görev ve roller verilmesi, bu gücün tarafsızlığını ortadan kaldırmakta ve onu işgal lehine çatışmanın tarafı hâline getirmektedir.” açıklamasında bulunmuştur.
Ayrıca Hamas, kurulacak herhangi bir uluslararası gücün “sadece sınır bölgelerinde konuşlandırılması, ateşkesi izleme göreviyle sınırlı olması ve tamamen BM denetimi altında bulunması gerektiğini” bildirmiştir.
Arap Ülkeleri
Cezayir, Güvenlik Konseyi kararına ilişkin olarak, “uluslararası toplumu kararı uygulamak için samimi ve kararlı kolektif bir irade göstermeye çağırmak” ifadelerini kullanmıştır.
Cezayir Daimi Temsilcisi Amar Bendjama, “Başkan Trump’ın dünya çapında barışı ilerletmeye yönelik çabalarını kabul ediyoruz, ancak Orta Doğu’da gerçek barışın, onlarca yıldır bağımsız devletlerinin kurulmasını bekleyen Filistin halkı için adalet sağlanmadan gerçekleştirilemeyeceğini vurguluyoruz.” demiştir. Bendjama ayrıca, “kararın eki, onun ayrılmaz bir parçasıdır" ifadesiyle ek dokümanın kararın bütünleyici unsuru olduğunu belirtmiştir.
Avrupa Ülkeleri
Fransa Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, “Fransa, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin dün Gazze barış planını onaylayan 2803 sayılı kararını memnuniyetle karşılamaktadır.” ifadelerini kullanmıştır.
Açıklamada, “Bu kararın uygulanması, açık bir siyasi ve hukuki çerçevede gerçekleşmelidir” vurgusu yapılmış ve “ilgili Güvenlik Konseyi kararları, uluslararası olarak kabul edilmiş parametreler ve iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin New York Bildirisi” temel alınmıştır.
Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, kararı “iyi haber” olarak nitelendirmiş ve “Karar, ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen 20 maddelik planın uygulanmasını sağlayacak ve Gazze Şeridi’nde barışı koruma güçlerine meşruiyet kazandıracaktır.” açıklamasını yapmıştır.
Fransa ve Almanya dışında, Avrupa ülkeleri arasında Birleşik Krallık da kararı desteklemiş ve “Tüm geçişlerin açılması, kısıtlamaların kaldırılması ve Gazze’ye yardım akışının hızlandırılması için acil eylem yapılmalıdır.” çağrısında bulunmuştur.
Asya Ülkeleri
Endonezya Dışişleri Bakanlığı, Güvenlik Konseyi’nin kararını “Gazze’de bir Barış Kurulu ve Uluslararası İstikrar Gücü’nü yetkilendiren ABD taslağına ilişkin BM Güvenlik Konseyi kararını memnuniyetle karşıladı.” ifadeleriyle duyurmuştur. Açıklamada kararın “çatışma çözümünü ve sürdürülebilir barışı önceliklendirdiği” belirtilmiş ve “özellikle Filistin Yönetiminin çatışmanın çözümüne ve barış sürecine katılımının önemi” vurgulanmıştır.
Endonezya ayrıca “barışı koruma güçleri için, uluslararası hukuk ve kabul edilmiş parametreler çerçevesinde iki devletli çözümü gerçekleştirecek açık bir BM yetkisi” gerektiğini ifade etmiştir. Ayrıca Endonezya, “Endonezya daha önce, 20.000 personelin Gazze’ye gönderilmek üzere hazırlandığını açıklamıştı” bilgisini paylaşmıştır.
Malezya Dışişleri Bakanlığı, kararın “Gazze’deki çatışmayı sona erdirme yolunda doğru yönde atılmış önemli bir adım” olduğunu belirtmiştir. Açıklamada, “Filistin’de ve bölgede kalıcı barış, ancak kapsayıcı ve bütüncül bir çözümle sağlanabilir.” ifadeleri yer almıştır.
Malezya ayrıca, Güvenlik Konseyi’ni “Filistinlilerin devlet kurma, egemenlik ve toprak bütünlüğü haklarını gerçekleştirmek için kararın hızlı ve eksiksiz uygulanmasını sağlama” çağrısında bulunmuştur. Singapur Dışişleri Bakanlığı da kararı “Gazze’de kalıcı barışa doğru atılmış önemli bir adım” olarak tanımlamıştır.
Açıklamada, “Mevcut ateşkesin tüm taraflarca sürdürülmesi ve Gazze’ye hızlı ve engelsiz insani yardım sağlanması hayati önemdedir.” ifadeleri yer almıştır. Singapur ayrıca, “Filistinlilerin kendi kaderini tayin hakkını ve müzakere edilmiş iki devletli çözümün bir parçası olarak kendi devletlerine sahip olma hakkını destekliyoruz.” demiştir.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Toplantısı, 18 Kasım 2025 - (Anadolu Ajansı)
Karara Yönelik Eleştiriler
Rusya Federasyonu Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia, 2803 sayılı karara ilişkin olarak yaptığı açıklamada, “hukuki konularla ilgili temel unsurların dikkate alınmadığını” belirtmiştir. Nebenzia ayrıca, “Gazze’nin kontrolünün Filistin Yönetimi’ne devrine dair herhangi bir zaman çizelgesi ya da Barış Kurulu ile Uluslararası İstikrar Gücü’nün kesin yapısına dair açıklık bulunmamaktadır; karar metninde ISF’in Ramallah’ın tutumuna ya da görüşüne bakılmaksızın tamamen özerk hareket edebilecek gibi göründüğü” ifadelerini kullanmıştır.
Nebenzia, konuşmasının devamında kararın “Filistinlilerin görüşlerinin dikkate alınmadığı dönemlerdeki sömürgeci uygulamaları, Milletler Cemiyeti’ni ve İngiliz Filistin Mandasını hatırlattığını” ifade etmiştir.
Çin Halk Cumhuriyeti Daimi Temsilcisi Fu Cong ise karara ilişkin değerlendirmesinde, “Taslak karar, Gazze için savaş sonrası yönetim düzenlemelerini özetlemektedir, ancak Filistin bu taslakta neredeyse hiç görünmemekte ve Filistin’in egemenliği ile mülkiyeti tam olarak yansıtılmamaktadır.” demiştir.

