28-31 Temmuz 2025 Tarihleri Arasında Yaşanan Gelişmeler
İsrail’in Saldırıları ve Sivil Kayıplar
Zikim Bölgesi’nde Yardım Bekleyen Sivillere Yönelik Saldırılar
30 Temmuz 2025 tarihinde Gazze Şeridi’nin kuzeybatısındaki Zikim bölgesinde, insani yardım bekleyen sivillere yönelik İsrail ordusu tarafından düzenlenen saldırılarda en az 25 Filistinli yaşamını yitirmiştir. Sağlık kaynakları, yaralananların sayısının 150’yi aştığını bildirmiştir. Görgü tanıkları, ordunun yardım bekleyen sivillerin toplandığı alanları hedef almaya devam ettiğini ve yaralıların hastanelere sevk edildiğini aktarmıştır. Aynı günün akşamında Gazze Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü, bu saldırının ardından hastanelerin dolduğunu ve çok sayıda kişinin saldırı bölgesinde mahsur kaldığını açıklamıştır.

Gazze'nin kuzeyindeki Zikim bölgesine giriş yapan tırlar üzerinden una ulaşan Filistinliler, kilometrelerce yürüyerek bölgeden ayrılıyor, 27 Temmuz 2025 - (Anadolu Ajansı)
31 Temmuz 2025 tarihinde Sudaniyye Mahallesi’nde yardım almak için toplanan sivillere yönelik saldırıda ölenlerin sayısı güncellenmiş, üç saat içinde 51 kişinin hayatını kaybettiği, 648 kişinin ise yaralandığı açıklanmıştır. Gazze'deki hükümetin medya ofisinden yapılan açıklamada, saldırıya uğrayan sivillerin Zikim sınır kapısından gelen insani yardım tırlarından un almak üzere bölgede bulunduğu belirtilmiştir. Saldırının gerçekleştiği saatlerde bölgenin yoğun kalabalık içerdiği ifade edilmiş, olay yerinde ağır hasar meydana geldiği aktarılmıştır.
Refah ve Netzarim’de Yardım Dağıtım Noktalarına Ateş Açılması
30 Temmuz 2025 tarihinde Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentinin kuzeyinde bulunan yardım dağıtım merkezi yakınlarında bekleyen Filistinlilere İsrail ordusu tarafından ateş açılmıştır. Gazze Ambulans ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, bu saldırı sonucunda en az 3 kişinin hayatını kaybettiği, 20’den fazla kişinin ise yaralandığı bildirilmiştir. Olayın, yardım dağıtımının gerçekleşeceği merkezin hemen yakınında meydana geldiği ve bölgede yardım almak için toplanan sivillerin hedef alındığı ifade edilmiştir.
Aynı gün içerisinde Gazze Şeridi’nin orta kesiminde yer alan Netzarim Koridoru yakınında yardım almak üzere bekleyen sivillere İsrail askerleri tarafından ateş açılmıştır. Gazze’deki hastanelerden alınan bilgilere göre, bu saldırı sonucunda 5 kişi hayatını kaybetmiş, 8 kişi ise yaralanmıştır. Yaralılar hastanelere sevk edilmiştir ve bazı hastaların durumu ağır olarak rapor edilmiştir. Saldırının yardım tırlarının geçiş güzergâhında meydana geldiği belirtilmiştir.

Gazze’nin kuzeyine sınırlı sayıda yardım tırı giriş yapıyor, 27 Temmuz 2025 - (Anadolu Ajansı)
Han Yunus ve Deyr el-Belah’ta Çadırlara Hava Saldırıları
31 Temmuz 2025 tarihinde İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus kentinde yerinden edilen Filistinlilerin barındığı çadırları hedef almıştır. El-Mevasi bölgesinde gerçekleşen hava saldırısında en az üç kişi hayatını kaybetmiştir. Ölenler arasında iki çocuk bulunduğu belirtilmiş, yaralananların sayısının ise 15’i geçtiği rapor edilmiştir. Saldırının çadır bölgesine doğrudan isabet ettiği ve bölgedeki barınma alanlarında büyük hasar oluştuğu aktarılmıştır.
Gazze Kent Merkezi ve Mahallelerine Yönelik Bombardımanlar
30 Temmuz 2025 tarihinde Gazze kentinin doğusundaki Derec Mahallesi’nde yer alan Zehra Okulu yakınlarında toplanan siviller, İsrail ordusu tarafından hedef alınmıştır. Bu saldırıda iki Filistinli yaşamını yitirmiştir. Aynı gün kent merkezindeki Latin Kilisesi çevresindeki bir eve düzenlenen saldırıda bir kişi ölmüş, bir kişi yaralanmıştır.
31 Temmuz günü, Gazze’nin kuzeyindeki el-Selfiti ailesine ait bir ev, hava saldırısıyla bombalanmıştır. Evin doğrudan hedef alındığı bu saldırıda üç Filistinli hayatını kaybetmiştir. Evde saldırı sonrası büyük çapta yangın çıktığı ve çevreye yayıldığı aktarılmıştır.
Aynı gün içinde Han Yunus’un batısında yer alan Nevfel ailesine ait üç katlı bir eve düzenlenen saldırı sonucunda on kişinin hayatını kaybettiği bildirilmiştir. Ev çevresinde barınan yerinden edilmiş sivillerin de yaralandığı, bazı kişilerin enkaz altında kaldığı açıklanmıştır.
30 Temmuz’da el-Meğazi Mülteci Kampı’nda bir eve yapılan saldırıda bir baba, anne ve çocukları hayatını kaybetmiştir. Deyr el-Belah’ta Ebu es-Sebeh ailesine ait ev hedef alınmış, burada bir kadın yaşamını yitirmiş, çok sayıda kişi yaralanmıştır. Aynı gün Han Yunus’un batısındaki el-Mevasi bölgesinde Zareb ailesine ait eve yapılan saldırı sonucu beş Filistinli ölmüştür. El-Zehra Okulu yakınında ise üç kişinin öldüğü başka bir saldırı rapor edilmiştir.
Cibaliya ve Diğer Bölgelerde Bubi Tuzaklı Saldırılar
31 Temmuz 2025 tarihinde Gazze Şeridi’nin kuzeyinde bulunan Cibaliya beldesinin doğu kesiminde İsrail ordusunun bubi tuzaklı robotlar kullanarak sivil yapıları hedef aldığı bildirilmiştir. Yerel kaynaklara göre, patlayıcı yüklü uzaktan kumandalı araçlar ile evler ve bazı tesisler havaya uçurulmuştur. Saldırılar sırasında bölgedeki altyapının büyük oranda zarar gördüğü, sivil halk arasında panik yaşandığı ifade edilmiştir.
30 Temmuz günü, Gazze kentinin batısındaki Dabit kavşağı yakınlarında bir apartmana düzenlenen saldırıda üç Filistinli yaralanmıştır. İlk yardım ekipleri tarafından bölgeden hastaneye kaldırılan yaralılardan bazıları ağır yaralı olarak rapor edilmiştir. Aynı gün Han Yunus kenti yakınındaki el-Mevasi bölgesinde bir çocuk başından yaralanmıştır. Yaralanmanın, İsrail askerlerinin ateş açması sonucu gerçekleştiği belirtilmiştir.
Ayrıca Deyr el-Belah’ın doğusunda bulunan Ebu Selim Camii'nin minaresi, 31 Temmuz tarihinde İsrail’e ait iki insansız hava aracı tarafından hedef alınmıştır. Minarenin büyük ölçüde tahrip olduğu, saldırının çevredeki sivil yapılar üzerinde de hasar yarattığı aktarılmıştır.
Gazze’de Açlık Krizi ve İnsani Durum
Açlıktan Kaynaklanan Ölümler
28 Temmuz 2025 tarihinde Gazze Şeridi’nde açlık nedeniyle biri çocuk olmak üzere 14 kişinin hayatını kaybettiği bildirilmiştir. Gazze Sağlık Bakanlığı’nın açıklamasına göre, son 24 saat içinde kaydedilen ölümlerle birlikte 7 Ekim 2023’ten bu yana yetersiz beslenme ve açlık nedeniyle yaşamını yitirenlerin toplam sayısı 147’ye ulaşmıştır.

İsrail'in kıtlığı dayattığı Gazze'de açlıktan hayatını kaybeden bir Filistinli, 31 Temmuz 2025 - (Anadolu Ajansı)
30 Temmuz’da yapılan açıklamalarda, son 24 saat içerisinde biri çocuk olmak üzere yedi kişinin daha açlığa bağlı nedenlerle yaşamını kaybettiği duyurulmuştur. Bu verilerle birlikte toplam can kaybı 154’e yükselmiştir. Sağlık Bakanlığı, Gazze’deki hastanelerde açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle ölümlerin kayda geçtiğini ve krizin sürdüğünü açıklamıştır.
31 Temmuz itibarıyla yayımlanan son güncellemeler, açlık kaynaklı can kayıplarının 89’u çocuk olmak üzere 154 kişi olduğunu doğrulamıştır. Sağlık yetkilileri, söz konusu ölümlerin yalnızca kayıt altına alınabilen hastane verilerine dayandığını, gerçek sayının bu rakamların üzerinde olabileceğini ifade etmiştir.
Yardım Girişlerinin Yetersizliği
28 Temmuz 2025 tarihinde Gazze'deki hükümetin medya ofisi tarafından yapılan açıklamaya göre, İsrail yalnızca 87 yardım tırının bölgeye girişine izin vermiştir. Bu tırların büyük kısmının, dağıtım merkezlerine ulaşmadan önce yağmalandığı belirtilmiştir. Açıklamada, İsrail’in bölgede kaos ortamı yaratarak yardım malzemelerinin organize biçimde dağıtımını engellediği ifade edilmiştir. Aynı açıklamada, havadan bırakılan bazı yardımların da sivillerin girmesinin yasaklandığı “kırmızı bölgelere” düştüğü ve bu nedenle kullanılamadığı bilgisi verilmiştir.

İsrail'in açlığa mahkum ettiği Gazzeliler, kısıtlı miktardaki una ulaşmak üzere yardım dağıtım noktasına gidiyor, 29 Temmuz 2025 - (Anadolu Ajansı)
30 Temmuz günü yapılan başka bir açıklamada, Gazze’ye giriş yapan insani yardım tırı sayısının 112 olduğu, ancak bunların büyük bölümünün İsrail’in neden olduğu düzensizlik ortamında yağmalandığı aktarılmıştır. Bu durumun, yardımın ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını engellediği belirtilmiştir. Açıklamada, yardımın ulaştırılamamasının açlık krizini derinleştirdiği, özellikle kuzey bölgelerde temel gıdaya erişimin tamamen kesildiği ifade edilmiştir.
Havadan Yardımların Durumu
29 Temmuz 2025 tarihinde yayımlanan resmi açıklamalara göre, İsrail’in izin verdiği havadan yardım operasyonlarının Gazze’deki ihtiyacın çok gerisinde kaldığı belirtilmiştir. Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından pazar ve pazartesi günleri düzenlenen havadan yardım operasyonlarında ulaştırılan malzemenin, sadece üç tıra denk geldiği ifade edilmiştir.
BBC muhabiri Jeremy Bowen, yardım uçaklarında yer alarak yaptığı gözlemlerde, havadan atılan yardımların çoğu zaman paraşütlerinin açılmaması halinde sivillere zarar verebildiğini, dağıtımın etkili olmadığını aktarmıştır. Bowen, yardımların televizyon ekranlarına uygun şekilde sunulduğunu, ancak gerçek ihtiyacı karşılamaktan uzak olduğunu belirtmiştir. İsrail’in bu operasyonlara yalnızca uluslararası baskılara karşılık olarak izin verdiği değerlendirmesi de yapılmıştır.
Sky News muhabiri Sally Lockwood ise, İsrail makamlarının yardım uçaklarındaki gazetecilere, havadan görüntü almaları durumunda yardım faaliyetlerini durduracaklarını açıkça ilettiklerini açıklamıştır. Uçuş öncesinde gazetecilere yapılan brifingde, Gazze'nin havadan çekilmesinin yasaklandığı belirtilmiş, bu yasağın ihlali hâlinde uçuşların iptal edileceği ifade edilmiştir. İsrail’in bu tavrının, bölgedeki yıkımın belgelenmesini engellemeye yönelik olduğu aktarılmıştır.

Gazze Şeridi’nin orta kesiminde yer alan Deyr el-Belah kentinin batısına, askeri kargo uçakları tarafından havadan insani yardım malzemeleri bırakılıyor, 28 Temmuz 2025 - (Anadolu Ajansı)
“İnsani Ara” Uygulamasının Değerlendirilmesi
İsrail ordusu, 27 Temmuz 2025 tarihinde Gazze’de bazı bölgelerde saat 10.00 ile 20.00 arasında geçerli olmak üzere “insani ara” ilan ettiğini duyurmuştur. Bu uygulamanın, insani yardım geçişlerine izin verilmesi amacıyla gerçekleştirildiği belirtilmiştir. Ancak Gazze’deki Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü Munir el-Berş, söz konusu aranın, hayat kurtarmaya yönelik gerçek bir fırsata dönüşmediği sürece hiçbir anlam ifade etmediğini açıklamıştır. Berş, yaralıların yardım çığlıklarının sürdüğünü, çocukların açlıktan öldüğünü ve annelerin temel ihtiyaçlara erişim için mücadele etmeye devam ettiğini belirtmiştir.
Berş, özellikle tedavi edici sütler ve yüksek proteinli takviyelere ihtiyaç duyan bebeklerin durumu açısından bu kısa süreli ateşkeslerin etkisiz olduğunu ifade etmiştir. Her gecikmenin yeni bir ölüm anlamına geldiğini vurgulayan yetkililer, insani ara süresince dahi temel malzemelere erişimin sağlanamadığını bildirmiştir. Aynı açıklamada, durumları kritik olan bazı hastaların Gazze dışına tahliyesi için hiçbir somut adım atılmadığı belirtilmiştir.
Gazze hükümeti ise, İsrail’in yardım geçişine izin vereceğine dair rakamlar açıklamasına rağmen bu adımların sınırlı kalacağını ve Tel Aviv yönetiminin Gazze’ye dayattığı kıtlık politikasını sona erdirmeyeceğini belirtmiştir.
Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini, havadan yardım faaliyetlerini “insani felaketin üzerini örtmeye yönelik bir dikkat dağıtma çabası” olarak nitelendirmiştir. Gazze’deki gerçek çözümün, kuşatmanın koşulsuz biçimde kaldırılması, sınır kapılarının açılması ve yardım ile yakıt akışının sürekli hale getirilmesi olduğu vurgulanmıştır.
Uluslararası Tepkiler ve Siyasi Açıklamalar
Çin Halk Cumhuriyeti’nin Çağrısı
30 Temmuz 2025 tarihinde Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Guo Ciakun, düzenlediği basın toplantısında Gazze'deki insani krize dair açıklamalarda bulunmuştur. Pekin yönetimi, İsrail’in bölgede yürüttüğü askeri operasyonlara son vermesi ve Gazze’ye yönelik abluka ile kuşatmayı derhal kaldırması çağrısında bulunmuştur. Çin, insani yardım malzemelerinin Gazze’deki ihtiyaç sahiplerine engelsiz erişiminin yeniden sağlanmasını istemiştir.
Guo, Çin'in Filistin halkının bağımsız bir devlet kurma hakkını desteklediğini yinelemiş ve “iki devletli çözüm” ilkesini Filistin meselesinin temel çıkış yolu olarak değerlendirdiklerini belirtmiştir. Ayrıca, Çin’in uluslararası toplumla işbirliği içerisinde, Gazze'deki çatışmaları sona erdirmek, insani krizi hafifletmek ve adil bir çözüm sağlamak için çalışmaya hazır olduğu ifade edilmiştir.
Çin’in açıklamasında, İsrail’in Gazze'deki saldırıları ve yardım girişlerini engelleyen kuşatmasının, bölge halkını su, ilaç, tıbbi malzeme ve temel hijyen ürünlerinden mahrum bıraktığı ve ciddi bir insani felakete yol açtığı vurgulanmıştır. Açıklamada, özellikle çocuklar arasında açlığa bağlı ölümlerde artış yaşandığı ve açlığın bir savaş aracı olarak kullanıldığı yönündeki uluslararası tepkilerin haklı bulunduğu belirtilmiştir.
Türkiye, AB, Arap Birliği ve 16 Ülkenin Ortak Bildirisi
30 Temmuz 2025 tarihinde Birleşmiş Milletler çatısı altında düzenlenen “Filistin Meselesine Barışçıl Çözüm Bulunması ve İki Devletli Çözümün Hayata Geçirilmesi” konulu Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferans’ta, Türkiye, Avrupa Birliği, Arap Birliği ve 16 ülkenin katılımıyla “New York Bildirisi” yayımlanmıştır. Bildiride, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki sivil nüfusa ve altyapıya yönelik saldırıları, şehirdeki kuşatma ve açlık politikaları açık biçimde kınanmıştır.
Bildiriye Türkiye, Fransa, Suudi Arabistan, Brezilya, Kanada, Mısır, Endonezya, İrlanda, İtalya, Japonya, Ürdün, Meksika, Norveç, Katar, Senegal, İspanya, İngiltere, Avrupa Birliği ve Arap Birliği katılmıştır. Ortak metinde, Orta Doğu'da barış, güvenlik ve istikrar için somut adımların gerekli olduğu belirtilmiş, iki devletli çözümün sağlam uluslararası garantilerle desteklenmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Bildiride, “İsrail güçlerinin Gazze’den tamamen çekilmesi gerektiği” açıkça ifade edilmiş, tüm Filistin topraklarında kolluk kuvvetlerinin ve yönetimin Filistin yönetimi tarafından yürütülmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca “tek devlet, tek hükümet, tek hukuk, tek silah” ilkesinin hayata geçirilmesine uluslararası destek verileceği beyan edilmiştir.
Metinde, 1967 sınırları temelinde Kudüs dahil olmak üzere Filistin ve İsrail’in yan yana barış içinde yaşayan egemen iki devlet olması gerektiği yönündeki kararlılık yeniden teyit edilmiştir. Filistin devletinin Birleşmiş Milletler’e tam üyeliğinin, siyasi çözümün vazgeçilmez bir unsuru olduğu vurgulanmıştır.
Malta’nın Filistin’i Tanıma Kararı
30 Temmuz 2025 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kapsamında düzenlenen “Filistin Meselesine Barışçıl Çözüm Bulunması ve İki Devletli Çözümün Hayata Geçirilmesi” başlıklı uluslararası konferansta konuşan Malta Dışişleri Bakanlığı Daimi Sekreteri Christopher Cutajar, ülkesinin eylül ayında Filistin Devleti’ni resmen tanıyacağını açıklamıştır. Cutajar, bu kararın iki devletli çözüm yönündeki çabalara önemli bir katkı sağlayacağını belirtmiştir.
Malta'nın uzun süredir Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını desteklediğini vurgulayan Cutajar, sorumlu uluslararası aktörler olarak bu hakkın tanınması ve teoride kalan çözüm vizyonlarının pratiğe geçirilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Malta hükümetinin bu yönde ilkesel bir karar aldığını belirten açıklamada, Filistin’in bağımsız bir devlet olarak tanınmasının barış için atılmış önemli bir adım olduğu değerlendirilmiştir.
Açıklamada ayrıca, Akdeniz’de Sicilya ile Kuzey Afrika arasında konumlanan Malta’nın Avrupa Birliği üyesi bir ülke olarak, Filistin’in BM’deki statüsünün güçlendirilmesini ve iki devletli çözümün hayata geçirilmesini desteklemeye devam edeceği belirtilmiştir. Bu karar, BM Genel Kurulu’nun eylül ayında yapılacak toplantılarında resmiyet kazanacaktır.
“New York Çağrısı” ile 15 Ülkenin Ortak Açıklaması
30 Temmuz 2025 tarihinde Andorra, Avustralya, Kanada, Finlandiya, Fransa, İzlanda, İrlanda, Lüksemburg, Malta, Yeni Zelanda, Norveç, Portekiz, San Marino, Slovenya ve İspanya dışişleri bakanları tarafından yayımlanan ortak açıklamada, Filistin Devleti’nin tanınması çağrısı yapılmıştır. “New York Çağrısı” başlıklı bu bildiride, Filistin’i hâlâ tanımamış veya tanımaya yönelik olumlu bir değerlendirme bildirmemiş tüm devletlere bu yönde adım atma çağrısında bulunulmuştur.
Açıklamada, Filistin Devleti’nin tanınmasının, iki devletli çözümün uygulanabilmesi açısından temel bir adım olduğu ifade edilmiştir. Taraflar, halihazırda tanıma kararı almış ya da bu yönde irade beyanında bulunmuş ülkelerin çoğaldığına işaret etmiş ve uluslararası toplumun daha geniş kesimlerinin bu çabaya katılmasının gerekli olduğunu vurgulamıştır.
15 ülkenin yayımladığı ortak açıklamada ayrıca, İsrail ve Filistin’in, Birleşmiş Milletler kararlarına ve uluslararası hukuka uygun şekilde, güvenli ve tanınmış sınırlar içerisinde yan yana, barış içinde yaşayan iki bağımsız ve demokratik devlet olarak varlık göstermesinin hedeflendiği belirtilmiştir. Bu vizyona bağlılık yinelenmiş ve Batı Şeria ile Gazze Şeridi'nin Filistin Yönetimi altında birleşmesinin önemi vurgulanmıştır.
İngiltere’nin Şartlı Tanıma Açıklaması
29 Temmuz 2025 tarihinde İngiltere Başbakanı Keir Starmer, yaptığı açıklamada, İsrail'in belirli koşulları yerine getirmemesi ve Gazze’de bir ateşkes ilan etmemesi hâlinde, ülkesinin Eylül 2025’te yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Filistin Devleti’ni tanıyacağını bildirmiştir. Starmer, kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Gazze’ye havadan yardım ulaştırılmasının başladığını ancak bölgedeki insani krizin çözümü için günlük en az 500 kamyonluk yardım girişine ihtiyaç olduğunu vurgulamıştır.
Başbakan Starmer, Gazze'deki durumun artık katlanılamaz bir hâl aldığını belirterek, acil ateşkes ve insani yardımlara engelsiz erişim sağlanmasının zorunlu olduğunu ifade etmiştir. Gazze'ye yönelik ablukanın kaldırılmasına ilişkin bir adım atılmaması durumunda, İngiltere’nin Filistin Devleti’ni resmen tanıma sürecini başlatacağı belirtilmiştir. Açıklamada, iki devletli çözüm umudunun risk altında olduğu ve tanımanın bu süreci yeniden canlandırma potansiyeline sahip olduğu değerlendirilmiştir.
Ayrıca Starmer, Ürdün Kralı II. Abdullah, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Kanada Başbakanı Mark Carney ile telefon görüşmeleri gerçekleştirmiştir. Bu görüşmelerde, İsrail’in yardım girişlerine yönelik kısıtlamalarının kaldırılması ve Gazze'deki sivillere gıda ulaştırılmasının önündeki engellerin kaldırılması gerektiği vurgulanmıştır. İngiltere Başbakanı, bu koşullar gerçekleşmediği takdirde tanıma kararını uygulamaya koyacaklarını yinelemiştir.
Trump’ın Açıklamaları ve ABD Yardım Politikası
27 Temmuz 2025 tarihinde İskoçya’da Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile görüşmesinin ardından açıklama yapan ABD Başkanı Donald Trump, İsrail’in Gazze’de atacağı adımlar konusunda bir karar vermek zorunda olduğunu belirtmiştir. Trump, kendisine yöneltilen “İsrail Gazze’ye daha fazla yardım ulaştırmalı mı?” sorusuna doğrudan cevap vermemiş ancak ABD’nin iki hafta önce Gazze’ye yönelik 60 milyon dolarlık gıda yardımı yaptığını hatırlatmıştır.
Trump, bu yardımın kamuoyunda yeterince takdir görmediğini savunarak, başka ülkelerin benzer ölçekte yardımda bulunmadığını ileri sürmüştür. Yardımların İsrail’in gözetimi altında yeni oluşturulacak gıda dağıtım merkezleri aracılığıyla dağıtılacağını açıklamıştır. Bu merkezlerin işletilmesinin tamamen İsrail tarafından üstlenileceğini ve ABD’nin bu konuda İsrail'e güvendiğini belirtmiştir.
29 Temmuz’da Washington’a dönüş yolunda uçakta yaptığı açıklamalarda Trump, Gazze’de yaşanan açlık sorununa değinmiş ve özellikle çocukların maruz kaldığı koşulları “korkunç” olarak tanımlamıştır. Trump, eşinin de Gazze’deki açlık nedeniyle hayatını kaybeden çocukların fotoğraflarını gördüğünü ve derinden etkilendiğini ifade etmiştir. Açıklamalarında, Gazze’deki annelerin çocuklarını besleyemediği ve büyük bir çaresizlik içinde oldukları yönünde değerlendirmelere yer vermiştir.
Trump ayrıca, İsrail ile Hamas arasında yakın zamanda yapılan ancak ilerleme sağlanamayan esir takası görüşmelerine değinerek, İsrailli ailelerin ölen esirlerinin cenazelerinin iadesini beklediğini, bazı ailelerle doğrudan görüştüğünü açıklamıştır. İsrail’in bu durumda nasıl hareket edeceğine karar vermesi gerektiğini ve kendisinin ne yapılması gerektiğini bildiğini, fakat bunu kamuoyuyla paylaşmanın uygun olmayacağını ifade etmiştir.