Boz üy, Türk göçebe kültürünün tarihî ve toplumsal yapısıyla bütünleşmiş, taşınabilir özellikte bir konut türüdür. “Boz” kelimesi Eski Türkçede “bozkır, açık alan” anlamında kullanılmakta olup “üy” (ev) ile birleştiğinde açık alanda kullanılan, sökülebilir, taşınabilir ve yeniden kurulabilir çadır yapılarını ifade eder. Bu yapı türü, özellikle Orta Asya bozkırlarında yaşayan çeşitli Türk boylarının temel barınma birimi olmuştur.

Boz Üy (Yapay Zeka ile Oluşturulmuştur)
Tarihsel ve Kültürel Arka Plan
Boz üy, Türklerin göçebe yaşam tarzının simgesel ve işlevsel bir unsuru olarak İslam öncesi dönemlerden bu yana kullanılagelmiştir. Atlı göçebe toplumlar, mevsimlik otlaklara göç ederken yerleşimlerini taşıyabilir kılmak adına çadır tipi yapılara yönelmişlerdir. Bu yapılar, Orhun Yazıtları gibi erken dönem kaynaklarda da dolaylı biçimde anılmakta ve Orta Asya'daki yaşam pratiklerinin vazgeçilmez unsuru olarak aktarılmaktadır.
Boz üy, yalnızca bir barınma aracı değil; aynı zamanda sosyal yapının, törelerin, kozmolojik inanç sistemlerinin (gök-tanrı inancı, üçlü âlem anlayışı) ve zanaat kültürünün somutlaştığı bir yapıdır. Özellikle Kırgız Türklerinde boz üy, aile içi hiyerarşiyi, cinsiyet rollerini, gelenekleri ve toplumsal ritüelleri şekillendiren bir çekirdek mekândır.
Kırgızların Geleneksel Evi Boz Üy ve Kullanılma Nedeni (TRT Avaz)
Yapısal Özellikler
Boz üy, tamamı demonte edilebilen ve kolay taşınabilir parçaların bir araya gelmesiyle oluşur. Genel olarak üç temel kısımdan meydana gelir:
Tunduk (Tündük): Boz üyin tepesinde yer alan ve ışık ile havanın içeri girmesini sağlayan daire biçimli açıklıktır. Aynı zamanda tündük, gök (gökyüzü) ile bağlantıyı temsil eder ve Kırgız millî kimliğinde sembolik bir yere sahiptir.
Kanat: Tunduk çevresinde yer alan kemerli çubuklardır. Bu çubuklar, hem çadırın kubbe biçimini oluşturur hem de örtüleri taşıyacak yapıyı sağlar.
Kerege: Katlanabilir kafes iskelet sistemidir. Kerege sayesinde çadır duvarları oluşturulur ve kolaylıkla açılıp kapanabilir. Ahşaptan yapılır ve esnek yapıdadır.
Boz üyün dışı keçeyle kaplanır. Bu keçe, yünden imal edilir ve hem soğuğa hem de sıcağa karşı yalıtım sağlar. Keçeler mevsime göre kalınlık ve katman sayısına göre değişir. Giriş yönü çoğunlukla güneye bakar, böylece güneş ışığından daha fazla yararlanılır.

Boz Üy (Yapay Zeka ile Oluşturulmuştur)
İç Mekân ve Simgesel Dizilim
Boz üyün iç bölümü belirli kültürel kodlara göre düzenlenmiştir. Mekânın her bölgesi belirli anlamlara sahiptir:
Sol taraf (kadın bölümü): Mutfağa ait malzemeler, el sanatları araçları burada yer alır.
Sağ taraf (erkek bölümü): Av malzemeleri, eyer, yay ve silahlar burada tutulur.
Karşı bölüm (konuklar ve onur köşesi): Boz üyün tam karşı duvarı, en değerli misafirlerin ağırlandığı ve ailenin önemli eşyalarının sergilendiği bölümdür.
Boz Üyün Simgesel Anlamları
Boz üy yalnızca bir yaşam alanı değil; aynı zamanda evren tasavvurunun mekâna yansımasıdır. Tündük, gökyüzünü ve ilahi gücü simgelerken kerege ise yeryüzüyle kurulan bağı temsil eder. Keçeler ise dört mevsimin zorluğu karşısındaki direnci sembolize eder. Özellikle Kırgız halk kültüründe tündük, ulusal kimliği temsil eden sembollerden biri hâline gelmiş ve Kırgızistan bayrağında da yer almıştır.
Üretim ve Kurulum Süreci
Boz üyün üretimi el işçiliğine dayanır ve geleneksel ustalık bilgisi gerektirir. Ağaç iskelet genellikle kavak, ardıç veya karaağaçtan yapılır. Kurulum süreci ortalama 2–3 saat sürer ve en az 3–4 kişinin katılımıyla gerçekleştirilir. Kullanım sonrası sökülmesi ve taşınması da aynı kolaylıkla yapılabilir. Keçeler ise kadınların geleneksel üretim alanına girer; hem keçi hem koyun yününden üretilir.
Günümüzde Boz Üy
Modern dönemde boz üy, yerleşik hayatın yaygınlaşmasıyla birlikte geleneksel barınma işlevini kısmen yitirmiştir. Ancak;
- Festivaller, kültürel etkinlikler ve müzecilik çalışmaları kapsamında yeniden kurularak yaşatılmaktadır.
- Turizm, özellikle etnoturizm bağlamında boz üyler otel ya da pansiyon biçiminde kullanılmakta; otantik deneyim arayan ziyaretçilere ev sahipliği yapmaktadır.
- Kırgızistan, Kazakistan ve Moğolistan gibi ülkelerde kültürel kimliğin görünür bir sembolü olarak yaşatılmaktadır.

