Buccinator Kası (Latince buccina, "trompetçi" anlamına gelir), yüzün yan tarafında maksilla (üst çene) ve mandibula (alt çene) arasındaki boşluğu kaplayan ince, dörtgen şekilli bir kastır. Yanağın ön kısmını ve ağız boşluğunun yan duvarını oluşturarak çiğneme, emme ve yüz ifadelerinde önemli bir rol oynar.
Anatomik Yapı
Morfoloji ve Bağlantı Noktaları
Buccinator Kası, yanak bölgesinin derininde, ince fakat güçlü ve geniş bir yapıya sahip mimik kasıdır. Kas, maksilla ve mandibulanın alveolar çıkıntılarının dış yüzeylerinden başlar; özellikle her iki kemikte üç çift azı dişi hizasında belirgindir. Mandibulada üçüncü azı dişinin arkasındaki belirgin buccinator çıkıntısına tutunur. Ayrıca kas, pterygomandibular raphe’nin ön sınırından köken alarak, üst yutak konstriktör kası ile aralarında anatomik bir sınır oluşturur. Kas lifleri ağız köşesine doğru yönelir ve burada merkezi lifler çaprazlanarak birbirleriyle kaynaşır. Alt lifler, üst dudağın orbicularis oris kasıyla; üst lifler ise alt dudağın orbicularis oris lifleriyle birleşerek dudakların karmaşık hareketlerini koordine eder. Bu özgün yapı, kasın hem çiğneme hem de mimik fonksiyonlarında etkin olmasını sağlar. Buccinator Kası, ince ve yassı yapıda, dörtgen şeklinde geniş bir kas demetidir. Kas lifleri iki yönlü olarak birbirine çaprazlanır ve ağız köşesinde güçlü bir fibroz modiolus yapısına tutunur. Kas, maksilla ve mandibula arasındaki alveolar çıkıntıların dış yüzeylerine yayılır. Pterygomandibular raphe’ye tutunması, kasın ağız tabanı ve yutak kasları ile bağlantısını sağlar. Liflerin çaprazlaşması, kasılma sırasında yanakların içe doğru gerilmesini ve böylece yiyeceklerin dişler arasına sıkışmasını önlemeyi mümkün kılar. Ayrıca, orbicularis oris ile olan birleşimi, ağız çevresi hareketlerinin koordinasyonunda kritik bir rol üstlenir.
Embriyolojik Köken ve Sınıflandırma
Buccinator Kası, embriyolojik olarak ikinci faringeal arkın mezoderminden gelişir ve mimik kasları grubunda sınıflandırılır. Bu kas, yüz siniri (kraniyal sinir VII) tarafından motor olarak innervasyona tabi tutulur. Fonksiyonel olarak hem çiğneme kasları hem de mimik kasları özellikleri taşır; bu nedenle mimik ve çiğneme sistemlerinin kesişim noktasında yer alır. Kasın anatomik bağlantıları, hem ağız hareketlerinde hem de yüz ifadelerinde esnek ve çok yönlü bir rol oynamasını sağlar.
Sinir İnnervasyonu ve Vasküler Beslenme
Buccinator Kasının motor innervasyonu, yüz sinirinin (VII. kranial sinir) bukkal dalı tarafından sağlanır. Buna karşılık, bu bölgenin duyusal innervasyonu trigeminal sinirin (V. kranial sinir) mandibular dalından çıkan bukkal sinir ile gerçekleştirilir. Bu farklılaşma, klinik uygulamalarda motor ve duyusal işlevlerin ayrı ayrı değerlendirilmesini gerektirir. Kasın vasküler beslenmesi ise yüz arteri ve maksiller arterin bukkal dalları ile sağlanır; bu damarlar kasın oksijen ve besin ihtiyacını karşılayarak işlevselliğini destekler.
Fonksiyon ve Klinik İlişkiler
Buccinator Kası, çiğneme, mimik ve oral motor fonksiyonlarda kritik rol oynayan, yanak duvarını oluşturan ince fakat güçlü bir kastır. Buccinator Kası, maksilla ve mandibulanın alveolar çıkıntıları ile pterigomandibular rapheden köken alır ve lifleri orbicularis oris kasına katılarak dudakların lateral kenarına tutunur. Fonksiyonel açıdan, bu kas yanakları medial yönde bastırarak besinlerin yanak boşluğuna kaçmasını önler ve bolusun dişler arasında tutulmasına olanak tanır; bu da çiğneme verimliliğini artırır. Kasın bu görevi, özellikle tek taraflı diş eksikliklerinde veya fasiyal paralizide bozulabilir, bu durum da çiğneme sırasında yiyeceklerin yanak içine dolmasına neden olur. Ayrıca buccinator, üfleme, ıslık çalma, balon şişirme gibi intraoral basınç gerektiren eylemlerde aktifleşir. Bu nedenle, nefes kontrolü gereken konuşma terapilerinde kasın güçlendirilmesi hedeflenebilir. Mimik kaslarıyla sinerji içinde çalışarak gülümseme sırasında ağız köşesinin geriye çekilmesine katkıda bulunur. Yenidoğanlarda ise buccinator, emme refleksi sırasında negatif basınç oluşturarak beslenme fonksiyonunun sağlanmasında önemli bir rol üstlenir. Kas, n. facialis’in bukkal dalları ile innerve edilir ve bu sinirin lezyonlarında kas fonksiyonu bozulabilir. Klinik açıdan, travma veya cerrahi girişimlere bağlı kas hasarı hem fonksiyonel hem de estetik sorunlara yol açabilir. Ayrıca, nadiren buccinator kası içerisinde minör tükürük bezlerinden kaynaklanan tümöral oluşumlara da rastlanabilir.


