Diyetisyen, Beslenme ve diyetetik alanında yeterlilik ve kalite sınavlarında başarılı olmuş, yükseköğretime bağlı bir beslenme ve diyetetik programından mezun ve alanında yeterliliğe sahip olan kişidir. Diyetisyenlerin en temel amaçları, kişiye özel beslenme programlarıyla beslenme bozukluklarının oluşumunu önlemek, bu mümkün değilse ve kişi halihazırda beslenme bozukluklarına sahipse yine uygun beslenme stratejiyleriyle bu bozuklukları ortadan kaldırmak ve hastaların metabolizmasını en sağlıklı şekilde işletecek beslenme rejimini bulup uygulatmaktır.
Diyetetik ve Diyetisyen
Diyet kelimesi Yunanca “diaita” dan türemiştir. Diaita, “yaşam tarzı” anlamına gelmektedir. Sağlığı korumak veya düzeltmek amacıyla uygulanan beslenme düzenine de buradan yola çıkılarak diyet denilmiştir. Bu konuda çalışmalar yapan ve uzmanlık alanı olarak benimseyen bilim dalı ise diyetetik ya da beslenme bilimidir. En temelde beslenme bilimi; besinlerin insan vücudundaki işlevlerini, sağlığa etkilerini ve hastalıklarla ilişkisini inceleyen bir bilim dalı olarak tanımlanabilir.
Nutrigenetik alanında yapılan çalışmalar çerçevesinde, diyetin kişiye özel olması gerekliliğinin daha iyi anlaşılması yanında besin sanayisinde yaşanan gelişmeler (nanoteknoloji, hidroponik tarım, aquaponik tarım, umami ve oleogustus gibi yeni tat algılarının tanımlanmasına bağlı lezzet odaklı besin üretiminin artması, enteral ve parenteral beslenme ve besin destek ürünlerindeki artış gibi) bireylerin sağlıklı kalmayı sürdürmek ve bir hastalık durumunda diyet planlarını oluşturmak için diyetisyene danışma ihtiyacını artırmıştır.
Tedavinin en önemli parçası olduğu için, hastaların fizik muayeneleri beslenme odaklı olmaya ve sağlık kuruluşlarında, özellikle koruyucu halk sağlığı alanlarında ve yiyecek-içecek üretimi yapılan kuruluşlarda diyetisyen istihdamı artırılmaya başlamıştır.
Tarihçe
Paleolitik Dönem araştırmaları, kemik yapıları üzerinden insanlarda yetersiz beslenme ve enfeksiyon belirtilerine rastlandığını ortaya koymuştur. Diğer taraftan insanoğlu, avcı-toplayıcı yaşamını sürdürdükten sonra yerleşik yaşama geçtiği Neolitik Dönemde tarımsal ürünler üretip tüketmeye başlamış ve tahıl temel besin kaynağı haline gelmiştir.
M.Ö. 2500 yıllarına ait Babil tabletlerinde, hastalıkların tedavisinde uygulanacak beslenme yöntemleri hakkında değerli bilgiler bulunmaktadır. Antik dönemde yaşamış ve tıp alanında öncü kabul edilen Hipokrat, “Besinle tedavi edebileceğiniz hallerde ilaç tavsiye etmeyiniz.” ifadesiyle beslenmenin tıbbi tedavideki merkezi rolünü vurgulamıştır. Antik dönemde bitkisel ve hayvansal ürünler hastalıkların tedavisinde kullanılmıştır.
19.yüzyılın sonlarında yapılan çalışmalar, Beslenme ve Diyetetik uygulamalarının daha iyi anlaşılmasını sağlamıştır. Hastalara ilk diyet planları doktorlar tarafından belirlenmiş ve hastaların bu diyete uyumunu sağlamak hemşirelerin sorumluluğuna bırakılmıştır. Bu yüzyılın sonunda ise, “diyetisyen” unvanıyla yeni bir meslek tanımlanmıştır.
20.yüzyıl başlarında, besinlerin vücut işlevleri üzerindeki etkilerine ilişkin yapılan çalışmalar artmış ve beslenme ile hastalıkları önleme arasındaki ilişki önem kazanmıştır. Bu durum, Beslenme ve Diyetetik bilimine olan ilginin artmasını sağlamıştır.
Birinci Dünya Savaşı sırasında, İngiltere’de beslenme bozukluğu olan erkeklerin %41’i askere alınmamıştır. Amerika Birleşik Devletleri’nin savaşa katılmasıyla diyetisyenlere olan ihtiyaç artmış ve 1917’de Amerikan Diyetetik Derneği (ADA) kurulmuştur. Diyetisyenler farklı alanlarda çalışmak için tedavi edici diyetisyen, yönetici diyetisyen, toplum sağlığı diyetisyeni, eğitici-danışman diyetisyen gibi kategorilere ayrılmıştır.
İkinci Dünya Savaşı, diyetisyenliği tekrar önemli hale getirmiş ve ordu 1300 diyetisyeni göreve çağırmıştır. İş gücündeki artış ve kadınların iş hayatına katılmasıyla dışarıda yemek yeme ihtiyacı doğmuş ve “Yönetici Diyetisyen” pozisyonu öne çıkmıştır.
ADA, 1977’den itibaren hizmet içi eğitim seminerleri düzenlemeye başlamıştır. Bu gelişmeleri takiben, daha sonraki yıllarda Türkiye de dahil çeşitli ülkeler diyetisyen dernekleri kurmuştur.
Türkiye’de Diyetisyenlik
Gelişmiş ülkelerde 19. yüzyılın ortalarından beri sürdürülen bilimsel araştırmalarla beslenme dünyada bir bilim dalı olarak kabul edilmiş ve 20. yüzyılın başlarından itibaren pek çok gelişmiş ülkede Beslenme ve Diyetetik eğitim ve öğretimi üniversite düzeyine yükselmiştir.
Türkiye’de ise sağlık hizmetlerinin çok disiplinli bir ekiple yürütülmesinin gerekliliğini vurgulayan Prof. Dr. İhsan Doğramacı liderliğinde, 1954 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde kurulan Çocuk Sağlığı Kürsüsü’nün hemen ardından, farklı sağlık alanlarından profesyonellerin yetiştirilmesi amacıyla “Hacettepe Sağlık Bilimleri Yüksekokulu” kurulmuştur. Bu yüksekokulun içerisinde, 1962 yılında başlatılan “Diyetetik Programı”, Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nün temelini oluşturarak, Türkiye’de diyetisyenlik eğitiminin başlangıcını sağlamıştır.
İlk başta sadece 10 öğrenci ile eğitim-öğretime başlayan program, zamanla büyüyerek gelişmiş ve Hacettepe Üniversitesi’nin Sağlık Bilimleri Fakültesi’ne bağlanmıştır. Programın ilk mezunlarının 6 Haziran 1966 tarihindeki mezuniyeti sebebiyle 6 Haziran tarihi “Diyetisyenler Günü” olarak kabul edilmiş ve her yıl kutlanmaya başlanmıştır. Beslenme ve Diyetetik Bölümü, zaman içinde gelişerek lisansüstü eğitim programlarına da sahip olmuştur
Diyetisyen Olmak İçin Gerekenler
Eğitim
Türkiye’de diyetisyen olmak için üniversitelerin Beslenme ve Diyetetik bölümünden 4 yıllık lisans eğitimi almak gereklidir.
Yüksek Lisans/Doktora
Diyetisyenler uzmanlaşmak için yüksek lisans veya doktora yaparak akademik kariyer inşa edebilir ya da uzman diyetisyen olabilirler.
Zorunlu Staj
Üniversite eğitimi sırasında hastaneler, toplum sağlığı merkezleri, spor kulüpleri ve özel kliniklerde zorunlu staj yapılır.
Diyetisyenlerin Görevleri
- Kişiye özel beslenme programları oluşturmak
- Kronik hastalıklar (diyabet, obezite, kalp hastalıkları) için beslenme planları hazırlamak
- Sporculara yönelik diyet programları düzenlemek
- Kurumlarda toplu beslenme sistemlerini denetlemek
- Beslenme eğitimi ve farkındalık çalışmaları yapmak
Diyetisyenlerin Çalışma Alanları
Türkiye’de diyetisyenler birçok farklı alanda çalışabilirler:
- Hastaneler ve Sağlık Kurumları (Kamu ve özel hastaneler, aile sağlığı merkezleri)
- Özel Beslenme ve Diyet Merkezleri
- Spor Merkezleri ve Kulüpler
- Gıda Sektörü (Besin üretim firmaları, Ar-Ge çalışmaları)
- Üniversiteler ve Akademik Kariyer
- Okullar ve Kurumsal Yemek Hizmetleri
- Serbest Çalışma (Online veya Yüz Yüze Danışmanlık)

