Dur öylece geçip gitme, bir düşün!
Bu koşturmacanın, çıkardığımız hengamenin arasında sakince oturup bir süre düşün!
Bir kaptan misali ufka bak, geminin dümeni doğru istikamete mi gidiyor, teyit et.
Öylece yaşamamak gerek hayatı. Yaşamak için yaşamamak. Farkında olarak yaşamak gerek.
Bir takım suni akımlar, geçici modalar gölgesinde değil, daha sahici ve gerçekten yaşamak.
Çünkü dün bir daha gelmeyecek ve sen şimdiki yaşlarına bir daha dönemeyeceksin. Yani insan bu geçici dünyada bir kez yaşıyor, onu da hakikat ışığında yaşamak gerek.
Gerçekten yaşadığımızı düşünsek de bazen etrafımızda olup biteni fark edemeyiz. Gemimizin dümeni yanlış yönlere dönebilir. Okyanusun ortasın bir o yana bir bu yana sallanabilir.
Bu yüzden ara ara düşünmek gerekiyor.
Söylediklerimiz ve yaşadığımız hayat birbiriyle uyumlu mu, arada çelişkiler var mı?
Gerçekten hayata geliş amacımıza uygun mu yaşıyoruz?
Şu noktalarda düşünmenin oldukça faydalı olacağı kanaatindeyim:
Hayatımızda en geniş yer tutan konu, kişi, mesele nedir?
En çok ne ile ilgiliyiz?
Hayat gayemiz ne?
Eğer bu dünyaya geliş amacımızdan uzaklaşıyorsak hemen rotamızı güncelleyebiliriz. Yeter ki bu durumu fark edelim ve bilincinde olalım.
Bu sebeple farkında olarak yaşamak önemlidir.
Öz kontroller ve kişisel kritikler ile farkındalığımızı arttırmamız gerekiyor.
Unutmayalım, yalnızca koşmak değil, koşarken doğru yöne mi koşuyoruz, ona bakmamız oldukça mühim.

