Filiz Akın, doğum adıyla Suna Akın; Türk sinemasının önemli figürlerinden biri olarak tanınmaktadır. Özellikle Yeşilçam dönemi sinemasındaki modern ve şehirli kadın tiplemeleriyle geniş bir izleyici kitlesi tarafından izlenmiştir. 2 Ocak 1943 tarihinde Ankara'da dünyaya gelen Akın, oyunculuk kariyerine 1960'lı yılların başında adım atmış ve sinema tarihinde kendine özgü bir yer edinmiştir. 22 Mart 2025 tarihinde İstanbul'da vefat etmiştir.
Gençliği ve Eğitimi
Gerçek adı Suna Akın’dır. Ankara’da doğan Filiz Akın’ın annesi Habibe Leman Şaşırmaz terzi, babası Bekir Sami Akın ise hâkimdi. Anne tarafından Arnavut, baba tarafından ise Çerkes kökenlidir. İlk ve orta öğrenimini Ankara’da tamamladıktan sonra TED Ankara Koleji’nden mezun oldu. Daha sonra Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü’ne devam etti. Üniversite eğitimi sırasında bir turizm şirketinde çalıştı ve bu alanda yöneticiliğe kadar yükseldi.

Kariyeri ve Başarıları
Filiz Akın’ın sinema kariyeri 1962 yılında, Artist dergisi tarafından düzenlenen bir yarışmayı kazanmasıyla başladı. İlk filmi olan "Akasyalar Açarken" ile dikkatleri üzerine çeken Akın, 1960’lı ve 70’li yıllarda Türk sinemasının en üretken oyuncularından biri hâline geldi.
1960’lı ve 1970’li yıllar boyunca aralarında Yankesici Kız (1964), Dağlar Kızı Reyhan (1969), Yumurcak (1970), Umutsuzlar (1971), Tatlı Dillim (1972), Utanç (1972), Ayrılık (1974) gibi pek çok yapımda başrol oynadı. Özellikle romantik dram ve toplumsal filmlerdeki başarılı performanslarıyla sinema seyircisinin ilgisini kazandı. 1962 ile 1975 yılları arasında 100'ü aşkın filmde rol aldı; bazı yıllarda 10'dan fazla projede birden yer aldı.
1971 yapımı Ankara Ekspresi filminde canlandırdığı “Hilda” karakteriyle, oyunculuk kariyerinin en önemli ödüllerinden birini kazandı. Buradaki performansı sayesinde aynı yıl düzenlenen 8. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde "En İyi Kadın Oyuncu" ödülüne layık görüldü. Film, hem oyunculuğu hem de siyasi gerilim temasıyla dikkat çekerken, Filiz Akın’ın sinemadaki yerini de pekiştirdi.
Sinema kariyerinde genellikle modern, kültürlü ve kendine güvenen kadınları canlandıran Filiz Akın, dönemin klasik köy kızı ya da acılı kadın rollerinden ayrışan bir profil çizdi. Yeşilçam’ın “kentli kadın” arketipini temsil etti.
Filiz Akın, bu dönemde Türk sinemasının “dört yapraklı yoncası” olarak anılan oyuncular arasında yer aldı. Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit ve Fatma Girik ile birlikte bu tanımlamaya dahil edilen Akın, bu grubun içinde özellikle modernliği ve kentli kimliğiyle öne çıktı.
Öne Çıkan Çalışmaları ve Katkıları
Filiz Akın, yalnızca oyunculuğuyla değil; diksiyonu ve şehirli kadın imajıyla da dönemin sinemada kadın temsiline yeni bir boyut kazandırdı. Oyunculuğunun yanı sıra yazarlık ve televizyon sunuculuğu gibi alanlarda da faaliyet gösterdi. "Hayata Merhaba", "Lezzete Merhaba" ve "Güzelliklere Merhaba" başlıklı kitapları yayınlandı. Ayrıca uzun yıllar güzellik ve sağlık üzerine köşe yazarlığı yaptı.
Filmleri (Seçme)
- Akasyalar Açarken (1962)
- Yankesici Kız (1964)
- Şakayla Karışık (1965)
- Dağlar Kızı Reyhan (1969)
- Ankara Ekspresi (1970)
- Yumurcak (1970)
- Umutsuzlar (1971)
- Tatlı Dillim (1972)
- Utanç (1972)
- Feryat (1972)
- Sürgünden Geliyorum (1973)
- Güllü Geliyor Güllü (1973)
- Ayrılık (1974)
- Olmaz Böyle Şey (1975)
- Ne Olacak Şimdi? (1979)
Özel Hayatı
Filiz Akın, 1964 yılında yapımcı ve yönetmen Türker İnanoğlu ile evlendi. Bu evlilikten İlker İnanoğlu adında bir oğlu oldu. Çift 1974 yılında boşandı. 1982 yılında Fransız iş insanı Bubi Rubinstein ile evlendi, ancak bu evlilik de 1993’te sona erdi. 1994 yılında dönemin MİT müsteşarı Sönmez Köksal ile evlendi. Üçüncü evliliğini vefatına dek sürdürdü.
2002 yılında nazofarenks (geniz eti) kanseri teşhisi konuldu. ABD'de gördüğü tedavinin ardından sağlığına kavuştu, ancak sonraki yıllarda çeşitli sağlık sorunları yaşadı.
Son Yılları ve Vefatı
Filiz Akın, sanat yaşamı boyunca gerek televizyon gerek edebiyat alanında üretmeye devam etti. 22 Mart 2025 tarihinde, 82 yaşında İstanbul’da hayatını kaybetti.
Mirası ve Etkisi
Filiz Akın, yalnızca bir sinema oyuncusu olarak değil; kültürel temsiliyetin şekillendirilmesinde etkili bir figür olarak hatırlanmaktadır. Türk sinemasının geçirdiği dönüşümün sembol isimlerinden biri olarak anılmaktadır.



