Güneş kursu, Eski Anadolu uygarlıkları arasında özellikle Hatti ve Hitit toplumlarında görülen, güneşi ve evreni simgeleyen sembolik bir ritüel objesidir. Çoğunlukla tunçtan yapılan bu objeler, dinî törenlerde kullanılmış ve genellikle boğa boynuzu üzerinde taşınan bir sembol biçiminde tasarlanmıştır. Güneş kursları, erken dönem Anadolu halklarının doğa olaylarını kutsal sayarak simgeselleştirdiği inanç dünyalarının önemli bir parçası olarak değerlendirilir.

Hitit Güneş Kursu Heykeli, Anadolu Medeniyetleri Müzesi (Emine Erdal)
Hatti ve Hitit Kültürlerinde Güneş Kursunun Kökeni
Güneş kurslarının kökeni M.Ö. 2500-2000 yılları arasında Anadolu’da yaşamış yerli bir kavim olan Hattilere dayanmaktadır. Hititler ise M.Ö. 2000’lerde Anadolu’ya gelmiş Hint-Avrupalı bir topluluk olup Hatti kültüründen büyük ölçüde etkilenmişlerdir. Bu etkilenme, dinî ritüellerden mitolojik unsurlara, hatta saray törenlerine kadar pek çok alanda gözlenebilir. Hattuşa (bugünkü Boğazköy) şehri ve kral isimleri gibi birçok unsur, Hatti kökenli terimlerle ifade edilmiştir.
Güneş Kültü ve İnanç Sistemi
Hitit inanç sistemi, çok tanrılı bir yapıya sahip olup bin tanrıya ibadet edilen bir sistem olarak tanımlanmıştır. Güneş tanrısı bu sistem içinde ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. Güneş tanrısı Arinna, dişil bir özellik taşımakta ancak yer altına indiğinde eril nitelikler kazandığına inanılmaktadır. Güneşin batışı ölüm değil, tanrının ölüler diyarına inişi olarak yorumlanmıştır. Bu bağlamda, güneşin hem yeryüzü hem de yeraltı ile ilişkilendirilmesi, onu en yüce tanrılardan biri hâline getirmiştir.
Güneş Kurslarının Biçimsel Özellikleri
Güneş kursları biçimsel olarak oldukça çeşitlilik göstermektedir. Dairesel, yarım daire, kare ve dörtgen formlarda inşa edilen kurslar, genellikle geometrik motifler, hayvan figürleri (boğa, geyik, aslan) ve bazen gamalı haç ya da yıldız benzeri süslemeler içermektedir. Bu figürler tanrıların simgesi olarak yorumlanmaktadır. Örneğin boğa, gök tanrısı Teşup’u; geyik ise koruyucu tanrı Vuruşemu’yu temsil eder. Kursların üst kısımlarında yer alan küçük halkaların yıldızları, alt kısımlarda bulunan çıngırak benzeri sallantıların ise ritüel sırasında ses çıkararak kötü ruhları uzaklaştırdığına inanılmıştır.
Sembolik ve Ritüel İşlevleri
Güneş kursları yalnızca estetik objeler değil, aynı zamanda işlevsel ritüel aletlerdir. Rahipler bu kursları dinsel törenlerde sopaların ucuna takarak taşımış, yürüyüş temposunu sağlamak veya törenin başlangıç/bitişini ilan etmek amacıyla kullanmışlardır. Bazı kursların mezarlarda bulunması, onların ölülerin kimliğini ve sosyal statüsünü yansıtan birer simge olarak kullanıldığını göstermektedir. Bu anlamda güneş kursları, sosyolojik bir kimlik kartı işlevi de görmüştür.
Günümüzde “Hitit Güneşi” olarak adlandırılan ve Ankara’nın Sıhhiye meydanına dikilen anıt da aslında Hatti krallarına ait bir egemenlik alametinin büyütülmüş hâlidir. Bu anıt, Hattilerin ve onların kültürel mirasını devralan Hititlerin Anadolu uygarlığı içindeki yerini simgelemektedir. Arkeolojik kazılarda bulunan güneş kursları bugün Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir ve Anadolu’nun en erken kültürlerinden biri olan Hatti medeniyetinin yüksek düzeyde bir sanat anlayışına sahip olduğunu ortaya koymaktadır.

