İran kedisi (İngilizce: Persian cat), uzun ve yoğun tüylü kürkü, yuvarlak yüzü ve basık burun yapısıyla bilinen, bir evcil kedi ırkıdır. Adını, tarihsel olarak kökeninin atfedildiği Persiya (İran) bölgesinden alır. İlk İran kedileri, 1620 yılında Pietro della Valle tarafından İran’ın Horasan bölgesinden İtalya’ya, aynı dönemde ise Nicholas-Claude de Peiresc tarafından Osmanlı topraklarındaki Angora’dan (Ankara) Fransa’ya getirilmiştir. Bu kedilerin gri (İran) ve beyaz (Angora) renkte olduğu kaydedilmiştir. Uzun tüylü kediler, Viktorya dönemi Britanya’sında yaygınlık kazanmıştır.
Irkın Kökeni
19. yüzyılın sonlarında Britanyalı ve Amerikalı yetiştiriciler tarafından modern İran kedisinin morfolojik standartları belirlenmiştir. Cat Fanciers’ Association (CFA), İran kedisini 1906 yılında kurucu ırklardan biri olarak tanımıştır. Genetik araştırmalar, günümüzdeki İran kedilerinin genetik yapısının büyük ölçüde Batı Avrupa'da şekillendiğini ve ilk ortaya çıktığı bölgeyle olan genetik benzerliğin zamanla azaldığını göstermektedir.
İran Kedisi (Yapay zeka ile oluşturulmuştur.)
Fiziksel Özellikler
İran kedileri kompakt yapılı, orta büyüklükte kedilerdir. Kısa ve kalın bacaklara, geniş bir göğüs yapısına ve yuvarlak, iri bir kafaya sahiptirler. Brakisefalik yapıdaki yüzlerinde küçük ve ayrık kulaklar, basık burun (snub nose) ve büyük, yuvarlak gözler bulunmaktadır. Yanaklar dolgun, çene belirgin, vücut genel olarak tıknaz (cobby) tiptedir. Ağırlıkları genellikle 3–5 kg arasında değişir; erkek bireyler dişilere kıyasla daha ağır olabilir. Erkeklerin ortalama ağırlığı yaklaşık 4,3 kg, dişilerin ise yaklaşık 3,4 kg civarındadır. Vücutları kaslı ve kemik yapıları yoğundur.
İran kedisinin tüy yapısı uzun ve yoğundur. Boyun çevresinde yele benzeri tüy yoğunluğu oluşabilir ve gövdeyi kaplayan tüyler bazı bireylerde yere yakın uzunlukta olabilir. Kuyruk tüyleri kabarık bir görünüm sergiler. Kürk yapısı, kalın alt tüy tabakası ve uzun-yumuşak üst tüylerden oluşan çift katmanlı bir yapıdadır. İran kedileri, tekir, tek renk (beyaz, siyah, krem, mavi vb.), çift renkli, üç renkli (calico), duman, gölgeli desenler ve Himalayan olarak adlandırılan nokta desen dahil olmak üzere farklı kürk desenlerinde görülebilmektedir. Himalayan desenli bireylerde gövde açık renk, ekstremiteler koyu renkte olup gözler mavi renktedir. İran kedilerinde göz rengi sıklıkla kehribar ya da koyu turuncu tonlarındadır; beyaz kürklü bireylerde mavi göz veya heterokromi görülebilir. Himalayan tipi bireylerde ise genetik olarak her zaman mavi göz bulunur.
Bu ırkın ortalama yaşam süresi uygun bakım koşullarında 8–11 yıl aralığındadır. Bir popülasyon çalışması, İran kedilerinin ortalama yaşam süresinin yaklaşık 13,5 yıl olduğunu bildirmiştir. Ayrıca İran kedilerinde iki farklı yüz tipi gözlenmektedir: Gösteri tipi olarak adlandırılan bireylerde yüz yapısı oldukça basık (ultra-face), geleneksel tip bireylerde ise daha az basık yapıdadır. Geleneksel tip bireyler, geçmiş nesil bireylerin morfolojisini yansıtan bir görünüme sahiptir. Ultra-face tipi bireylerde göz akıntısı, solunum güçlüğü ve beslenme sırasında zorluk gibi bazı sağlık sorunları bildirilmiştir. Geleneksel tip bireyler ise daha uzun burun yapısına sahip olup farklı bir morfolojik yapıya sahiptir. Her iki tip birey de benzer davranışsal özellikler göstermektedir.
İran Kedisi (Yapay zeka tarafından oluşturulmuştur.)
Genetik Özellikler ve Alt Türler
İran kedisi, genetik olarak bazı diğer kedi ırklarının oluşumunda rol oynamıştır. Himalayan ve Exotic Shorthair (Egzotik Kısa Tüylü) gibi ırklar, İran kedisi kökenlidir ve bazı kedi kuruluşları tarafından “İran Grubu” içinde sınıflandırılmaktadır. Himalayan, 1920'li ve 1930'lu yıllarda İran kedisi ile Siyam kedisinin melezlenmesiyle elde edilmiş, İran kedisinin colorpoint (uçları renkli, gövdesi açık renkli) desenine sahip bir varyetesidir. Bazı kuruluşlar Himalayan’ı ayrı bir ırk olarak tanımlarken, Cat Fanciers’ Association (CFA) gibi bazı kuruluşlar onu İran kedisinin bir renk varyasyonu olarak değerlendirmektedir. Exotic Shorthair ise 20. yüzyıl ortalarında İran kedisinin Amerikan ve Britanya kısa tüylü kedileri ile melezlenmesi sonucu geliştirilmiştir ve kısa tüylü yapısıyla İran kedisinin bir varyantı olarak tanımlanır. 1960'lı yıllarda tanınan bu ırk, İran kedisiyle benzer vücut ve kafa yapısına sahip olup yalnızca kürk uzunluğu bakımından farklılık gösterir.
İran kedilerinde uzun tüy fenotipi, genetik olarak resesif bir allel tarafından belirlenmekte olup bu özellik diğer bazı ırklara da aktarılmıştır. Chinchilla olarak adlandırılan, gümüş renkli ve uzun tüylü kediler İran kedisinin bir alt varyantı olarak değerlendirilmekte ve daha uzun burun yapısı ile siyah uçlu tüy görünümü göstermektedir. Bunun yanında, İran kedilerinden seçilerek yetiştirilen minyatür boyutlu (ör. “teacup”) varyantlar da mevcuttur; ancak bu bireyler resmi kedi ırkı kuruluşlarınca ayrı bir alt tür olarak tanınmamaktadır. İran kedisinin genetik özelliklerinin British Shorthair, Scottish Fold ve Selkirk Rex gibi başka ırkların gelişiminde de etkili olduğu bildirilmiştir.
Bakım ve Beslenme Gereksinimleri
İran kedilerinin uzun ve yoğun kürk yapısı, düzenli bakım gerektirmektedir. Tüylerin dolaşarak keçeleşmesini önlemek amacıyla günlük olarak metal uçlu bir tarakla taranmaları önerilmektedir. Bu bakım, ölü tüylerin uzaklaştırılmasını kolaylaştırmakta ve tüy yumağı oluşumunun önlenmesine katkı sağlamaktadır.
İran kedilerinin büyük ve belirgin göz yapısı, dış etkenlere karşı hassasiyet gösterebilir. Göz çevresi günlük olarak yumuşak bir bez veya pamukla temizlenmeli, çünkü brakisefalik yapıya bağlı olarak gözyaşı kanalları dar olabilir ve bu durum göz çevresinde akıntı birikimine yol açabilir. Bu akıntılar, düzenli temizlikle kontrol altına alınabilmektedir.
Kulaklar, diğer kedi ırklarına kıyasla daha küçük ve tüylü bir yapıya sahiptir. Bu nedenle haftalık olarak kulak içi kontrol edilmeli, biriken kir veteriner onaylı bir solüsyonla temizlenmelidir. Tırnak kesimi ise ön ayaklarda yaklaşık iki haftada bir, arka ayaklarda daha seyrek yapılmalıdır. Ayrıca yüz yapısı nedeniyle diş hizalanmasında farklılıklar görülebilir; bu durum diş taşına eğilim oluşturabilmektedir.
İran kedileri, yoğun ve uzun tüy yapıları nedeniyle tüy dökümü esnasında kendilerini temizlerken fazladan miktarda tüy yutarlar. Vücutta biriken bu tüy yumakları (hairball), zamanla sindirim kanalında tıkanmaya ve kusma, iştahsızlık gibi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle haftalık olarak veteriner hekim önerisi doğrultusunda malt macunu uygulaması veya tüy yumağı önleyici formüle sahip mama kullanılması yaygın bir koruyucu bakım yöntemidir.
İran Kedisi (Yapay zeka tarafından oluşturulmuştur.)
İran kedilerinin beslenmesinde, yüksek kaliteli protein kaynaklarına ve vitamin-mineral dengesi gözetilen formüllere sahip kuru veya yaş mamalar tercih edilmelidir. Düşük aktivite düzeyleri ve kısırlaştırma sonrası artan kilo alma eğilimi göz önünde bulundurularak günlük porsiyon miktarı veteriner hekim önerisine göre ayarlanmalı; gerekirse düşük kalorili diyet mamalarına geçilmelidir. Her zaman taze ve temiz içme suyuna erişimleri sağlanmalı; düz ve basık yüz yapısı nedeniyle derin kaplardan içmekte zorlanabilecek bireyler için geniş yüzeyli, sığ su kapları veya akan su pınarları kullanılması önerilir. Bu uygulamalar, hem yeterli su alımını teşvik eder hem de çene altı ve boğaz tüylerinin sürekli ıslak kalmasını önleyerek deri sağlığını korur.
Fiziksel Aktivite ve Zihinsel Uyarım
İran kedilerinin genel olarak orta-düşük düzeyde bir egzersiz ihtiyacı bulunmaktadır; ancak düzenli fiziksel aktivite tamamen ihmal edilmemelidir. Gün boyunca kısa süreli oyun seansları düzenlenerek, kedi oltası, toplar veya interaktif zeka oyuncakları yardımıyla tırmanma ve avlanma davranışlarını teşvik etmek kilo kontrolü ve kas-iskelet sağlığı açısından önem taşır. Ayrıca zihinsel uyarımı destekleyen ödül mama bulmacaları ya da tünel, tırmanma ağacı gibi çevresel zenginleştirme elemanları, stresin azalmasına ve davranış problemlerinin önlenmesine katkıda bulunur.
Sağlık ve Yaygın Kalıtsal Hastalıklar
İran kedilerinde çeşitli sağlık sorunları ve kalıtsal hastalıklar yaygın olarak rapor edilmiştir. Royal Veterinary College tarafından Birleşik Krallık'ta yürütülen bir çalışmada, incelenen İran kedilerinin %64,9'unda en az bir sağlık sorunu tespit edilmiştir. En sık görülen sorunlar arasında tüy ve deri problemleri (%12,7; genellikle keçeleşme ve enfeksiyonlar), diş hastalıkları (%11,3), aşırı uzayan tırnaklar (%7,2) ve göz akıntısı/göz hastalıkları (%5,8) yer almaktadır. Ölüm nedenleri arasında böbrek hastalıkları %23,4 ile ilk sırada, kanser ise %8,5 ile ikinci sırada rapor edilmiştir. Ortalama yaşam süresi yaklaşık 13 yıl olarak bildirilmiştir; ancak kalıtsal hastalıklara sahip bireylerde yaşam kalitesi ve süresi değişkenlik gösterebilir.
İran kedilerine özgü brakisefalik kafa yapısı ve uzun tüy yapısı, çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilmektedir. Kısa yüz yapısı, gözyaşı kanallarının tıkanmasına ve dişlerin çene yapısına uyumsuz yerleşimine sebep olabilir; bu durum kronik göz akıntısı, diş taşları ve çene kapanış bozuklukları gibi durumlarla ilişkilendirilmiştir. Uzun ve yoğun kürk yapısı ise derinin hava almasını zorlaştırarak tüy keçeleşmesi, mantar enfeksiyonu ve dermatit gibi durumların oluşumuna katkı sağlayabilir. Ayrıca burun deliklerinin dar olması ve yumuşak damağın uzun yapısı, brakisefalik sendrom adı verilen solunum güçlüğü durumuna neden olabilir; bu özellikle sıcak hava koşullarında ve fiziksel aktivite sırasında nefes alma fonksiyonlarını etkileyebilir.
En sık raporlanan kalıtsal hastalıkların başında Polikistik Böbrek Hastalığı (PKD) yer almaktadır. PKD, böbrek dokusunda çok sayıda kist oluşumuna yol açan otozomal dominant geçişli bir hastalıktır. İran kedilerinde yüksek görülme oranına sahiptir ve yapılan genetik çalışmalar bireylerin yaklaşık üçte birinin bu hastalığı taşıyan geni taşıdığını göstermektedir. Kistlerin boyutu ve yaygınlığı bireyler arasında değişmekte olup genellikle 7 yaşından sonra böbrek yetmezliği belirtileri gözlemlenmektedir.
İran kedilerinde ayrıca ilerleyici retina atrofisi (PRA) olarak bilinen ve gözde fotoreseptör hücrelerin dejenerasyonuna yol açan kalıtsal bir görme bozukluğu da rapor edilmiştir. Bu hastalığa yol açan gen mutasyonu bazı bireylerde tespit edilmiştir. İri ve çıkık göz yapısı, gözyaşının dışarı akmasına neden olarak göz çevresinde dermatit, enfeksiyon ve göz kapağının içe dönmesi (entropion) gibi sekonder sorunlara yol açabilir. Kornea tabakasında pigment birikimi ve ülserleşmeye neden olan Cornea sequester rahatsızlığı da bazı bireylerde görülmüştür. Bu durumun kronik göz iritasyonu ile ilişkili olabileceği değerlendirilmektedir.
Üreme
İran kedilerinin üreme süreçleri, brakisefalik (kısa yüzlü) yapı nedeniyle bazı zorluklar içerebilir. Dişi bireylerde doğum sırasında yaşanan başlıca sorunlardan biri, yavruların kafatası oranının vücuda göre büyük olması nedeniyle doğum kanalından geçişin zorlaşmasıdır. Bu durum, doğum sırasında yavrunun takılması veya annenin zorlanması gibi komplikasyonlara neden olabileceğinden, veteriner hekimlerce sezaryen operasyonları sıklıkla uygulanmaktadır.
Yavrular genellikle 2–3 aylıkken sütten kesilir ve yeni ev ortamlarına geçiş için uygun hale gelir. Ortalama bir doğumda 2–6 arasında yavru dünyaya gelebilir; bu sayı, ebeveynlerin genetik yapısı, yaşı ve genel sağlık durumu gibi etkenlere bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. İran kedilerinde gebelik süresi ortalama 9 haftadır. Doğum sonrası yavrular, gelişimlerinin ilk döneminde anne bakımına ihtiyaç duyar. Tüy uzunluğu genetik olarak resesif bir gene bağlı olduğundan, kısa tüylü taşıyıcı bireylerin eşleşmesinden uzun tüylü yavrular doğabilir.
Kültürel ve Evcil Yaşamdaki Yeri
İran kedileri, düşük enerji düzeyleri ve düşük uyarılabilirlik gösteren mizacıyla ev ortamına uyum sağlayabilen bir ırk olarak tanımlanmaktadır. Genellikle sessiz ve düşük sesli vokalizasyonlarla iletişim kurdukları gözlemlenir. Fiziksel aktivite düzeyleri sınırlı olabilir; bu nedenle uzun süreli koşu ve zıplama gibi oyunlara diğer bazı ırklar kadar eğilimli değildirler. Bireylerle temasa yönelik davranışlar gösterebilir, ancak sürekli ilgi talebinde bulunma eğilimleri düşüktür.
Yabancılara ve evcil hayvanlara karşı toleranslı olabildikleri, uygun sosyalizasyonla birden fazla hayvan bulunan ortamlara uyum sağlayabildikleri rapor edilmiştir. Tek başlarına kaldıklarında çevreye zarar verme veya yüksek düzeyde ayrılık kaygısı sergileme eğilimleri düşük olabilir. Öğrenme kapasiteleri açısından rutinleri kavrama, belirli ev içi kurallara uyum sağlama ve sesli komutlara tepki verme gibi özellikler gözlemlenmiştir. Bazı tarihsel kaynaklarda, İran kedilerinin sahiplerinin günlük yaşam aktivitelerine eşlik ettiği yönünde anekdotlara rastlanmaktadır.
İran kedisi, tarihsel süreçte çeşitli kültürel temsillerde yer almıştır. Özellikle beyaz tüy rengine sahip bireyler, sinema, televizyon ve yazılı eserlerde belirli temalarla ilişkilendirilmiştir. Bu tür kullanımlar, türün bazı estetik özellikleriyle bağlantılı olarak sembolik temsiller üretmiştir.