James Knox Polk, 2 Kasım 1795 tarihinde Kuzey Carolina’nın Mecklenburg County bölgesinde, Samuel ve Jane Knox Polk çiftinin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Ailesi, daha iyi ekonomik imkânlar elde etmek maksadıyla 1806 yılında Tennessee’ye göç etmiştir. Bu göç, Polk’un çocukluğunun ve gençliğinin şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır. Çocukluk yıllarında ciddi sağlık problemleri yaşamış ve bu sebeple evde eğitim görmüştür. Ancak geçirdiği zorlu bir cerrahi müdahale sonrasında sağlığı düzelmiş ve akademik hayatına odaklanabilmiştir. 1818 yılında Kuzey Karolina Üniversitesi’nden sınıf birincisi olarak mezun olmuş, ardından Nashville’e dönerek hukuk eğitimi almış ve 1820 yılında avukatlık mesleğine başlamıştır.
Polk’un siyasi kariyeri Tennessee Eyalet Meclisi’ne seçilmesiyle başlamıştır. 1825 yılında Temsilciler Meclisi’ne giren Polk, burada yedi dönem boyunca görev yapmıştır. Kongre’deki görev süresi boyunca Andrew Jackson’ın sadık bir destekçisi olarak tanınmıştır. Bu destek, kendisine “Young Hickory” lakabını kazandırmıştır. Özellikle Banka Savaşı ve kölelik meseleleri gibi dönemin önemli siyasi meselelerinde Jacksoncı tutum sergilemiştir. 1835 yılında Temsilciler Meclisi Başkanlığı görevine seçilmiştir. Görev yaptığı süreçte kölelik karşıtı dilekçelerin görüşülmesini engelleyen “Gag Rule” uygulamasını katı bir biçimde yürütmüştür. 1839 yılında Tennessee Valiliği’ne seçilmiş, fakat sonraki iki seçimde valiliği kaybetmiştir. Ancak bu yenilgiler, siyasi kariyerine son vermemiştir.
Başkanlık Dönemi ve Politikaları
James K. Polk, 1844 Demokrat Parti kongresinde, başlangıçta başkan yardımcılığı hedeflerken başkan adayı olarak öne çıkmıştır. Partinin genişleme yanlısı kanadının desteğiyle aday gösterilmiş ve Whig Partisi’nin adayı Henry Clay’e karşı seçimleri kazanmıştır. Polk, 4 Mart 1845’te Amerika Birleşik Devletleri’nin 11. Başkanı olarak göreve başlamıştır. Görev süresi boyunca belirlediği dört büyük hedefi gerçekleştirmek hususunda odaklanmıştır. Bu hedefler; gümrük tarifelerini düşürmek, bağımsız hazine sistemini kurmak, Oregon sınır anlaşmazlığını çözmek ve Kaliforniya ile New Mexico’nun ABD’ye katılımını sağlamaktır.
Polk, ekonomik anlamda Walker Tarifesi’ni yürürlüğe koyarak ithalat vergilerini düşürmüştür. Bu adım, Güney eyaletlerinin ticari menfaatleri doğrultusunda şekillenmiştir. Bağımsız Hazine Sistemi kurulmuş ve federal gelirlerin özel bankalardan bağımsız bir yapıda tutulması sağlanmıştır. Dış politikada ise, Oregon meselesini savaşsız çözmek için diplomasi yürütmüş ve İngiltere ile 1846 yılında yapılan antlaşma ile 49. paralelin kuzeyinde kalan topraklar İngiltere’ye bırakılarak sınır anlaşmazlığı sonlandırılmıştır. Böylelikle ABD’nin Pasifik Okyanusu’na ulaşan sınırları güvence altına alınmıştır.
Ancak başkanlığının en belirleyici olayı, Meksika-Amerika Savaşı olmuştur. Polk, Teksas’ın ABD’ye ilhakını savunmuş ve Meksika ile yaşanan sınır anlaşmazlıkları sebebiyle diplomatik çözüm girişimlerinin başarısız kalmasının ardından orduyu harekete geçirmiştir. Savaş neticesinde 1848 yılında imzalanan Guadalupe Hidalgo Antlaşması ile Meksika, Kaliforniya ve New Mexico dahil olmak üzere geniş toprakları ABD’ye bırakmak zorunda kalmıştır. Bu genişleme, yaklaşık 1 milyon mil karelik bir toprak artışına yol açmıştır. Ancak bu gelişmeler, ülkedeki kölelik tartışmalarını daha da derinleştirmiş ve gelecekteki İç Savaş’ın zemininin hazırlanmasına katkıda bulunmuştur.
Mirası ve Ölümü
James K. Polk, görevine başlarken yalnızca bir dönem başkanlık yapacağına dair verdiği sözü tutmuş ve ikinci kez aday olmamıştır. 1849 yılında başkanlık görevinden ayrıldıktan kısa süre sonra, sağlık durumu hızla kötüleşmiştir. Nashville’e dönüşünün ardından, 15 Haziran 1849 tarihinde, yalnızca 53 yaşında koleradan hayatını kaybetmiştir. Polk’un ölümünden sonra eşi Sarah Childress Polk uzun süre hayatta kalmış ve eşinin siyasi mirasını muhafaza etmiştir.
Polk’un başkanlık dönemi, Amerikan tarihinin en büyük toprak genişlemelerinden birine sahne olmuş, ülkenin Atlas Okyanusu’ndan Pasifik’e kadar uzanması sağlanmıştır. Ancak bu genişleme, kölelik meselesini daha karmaşık hale getirmiştir. Polk, köleliği bir “ortak kötülük” olarak tanımlamış fakat köleliğin kaldırılmasının birlik için yıkıcı sonuçlar doğuracağına inanmıştır. Dolayısıyla kölelik meselesinde belirgin bir çözüm üretememiştir.
Tarihçiler arasında Polk’un mirası iki yönlü değerlendirilmektedir. Bir yandan, başkanlık süresince belirlediği tüm hedefleri yerine getirmiş, güçlü bir icraat dönemi geçirmiştir. Diğer yandan, Meksika Savaşı’nın ve genişleme politikalarının ülkeyi iç savaşa sürükleyen etkenlerden biri olduğu eleştirisi yapılmaktadır. Bununla birlikte, Harry S. Truman gibi bazı devlet adamları tarafından başarılı bir başkan olarak takdir edilmiştir. Polk’un titiz günlük kayıtları, Amerikan başkanlık tarihine ışık tutmakta ve dönemin siyasal atmosferini detaylı biçimde belgelemektedir. Bugün James K. Polk, Amerikan tarihinde “görevini yerine getirip geri çekilen” nadir başkanlardan biri olarak anılmaktadır.



