Karakutular, havacılıkta güvenlik için kritik bir rol oynar. Uçak kazaları sonrasında kazanın sebeplerini anlamak ve güvenlik önlemleri almak için bu cihazlar vazgeçilmezdir. Başlangıçta sadece uçuş verilerini kaydederken, teknolojiyle gelişerek kokpit seslerini ve diğer parametreleri de kaydetmeye başlamışlardır.
Karakutu (Depositphotos)
Karakutunun Tanımı ve Önemi
Karakutu, uçakların uçuş sırasında verileri ve kokpit konuşmalarını kaydeden, kazalarda verileri kurtarmaya yönelik çarpma korumalı cihazlardır. Uçuş verilerini, kokpit konuşmalarını, motor hızını, hava hızını, yakıt akışını ve daha birçok uçuş parametresini kaydeder. Bu cihazlar, çarpma, yangın, patlama, darbe ve suya batma gibi zorlu koşullara dayanacak şekilde tasarlanmıştır.
Karakutuların Türleri
Bir uçakta genellikle iki karakutu bulunur:
- Kokpit Ses Kayıt Cihazı (CVR): Bu cihaz, uçuş boyunca kokpitteki sesleri, pilot ve yardımcı pilot arasındaki konuşmaları, hava trafik kontrolüyle yapılan iletişimleri kaydeder.
- Seyir Kayıt Cihazı (FDR): Diğer adıyla Kaza Veri Kaydedici (ADR), uçuş boyunca kritik verileri, örneğin hava hızı, rakım, motor egzoz gazı, sıcaklık ve yakıt akışını kaydeder. FDR, kaydettiği verileri en az 25 saat boyunca depolar.
Karakutunun Rengi ve Adının Kökeni
Karakutunun adı, aslında siyah olan bir kutudan değil, turuncu renkten gelmektedir. Bu renk, kazalarda kutunun daha kolay bulunabilmesini sağlamak amacıyla tercih edilmiştir. Ancak, “karakutu” adı, tarihsel olarak farklı teorilere dayanır. Bazı teorilere göre karakutu, kazaların ardından “kara haber” verdiği için bu ismi almıştır. Ayrıca, 1942’de Veijo Hietala tarafından üretilen ilk kayıt cihazının siyah olması da ismin yayılmasında etkili olabilir.
Karakutunun Tarihçesi
Karakutunun gelişimi 1930’lara kadar uzanır. François Hussenot, uçuş parametrelerini optik sensörlerle fotoğrafik filme kaydeden bir cihaz geliştirmiştir. Bu film, ışığa dayanıklı kutularda sürekli olarak kaydediliyordu. İlk karakutu, film tabanlı sistemlerle çalışıyordu, ancak zamanla manyetik bantlar ve katı hal bellekleri gibi yeni teknolojilerle gelişti.
İlk uçuş veri kaydedicilerinin uçak kazalarını anlamak için kullanılması, büyük kazaların ardından ortaya çıktı. Özellikle De Havilland Comet uçaklarının 1952-1954 yıllarında yaşanan kazalar, karakutuların zorunlu hale getirilmesinin temel sebeplerinden biridir. Amerika Birleşik Devletleri, 1958 yılında yolcu uçaklarında karakutu kullanımını zorunlu hale getirdi. Daha sonra Avustralya, 1960 yılında kokpit seslerinin kaydedilmesi gerektiğini belirtti ve Avustralya, bu düzenlemeyi başlatan ilk ülke oldu.
Karakutunun Çalışma Prensibi
Karakutular, uçak kazalarından sonra kaydedilen bilgileri kurtarmaya yönelik olarak çalışırlar. Çarpma anında, veriler genellikle çarpma korumalı bellekler ve hafıza çiplerinde saklanır. Bu bellekler, uçak kazalarındaki darbelere, yüksek sıcaklıklara ve suya dayanacak şekilde tasarlanmıştır.
Karakutular, uçuş verilerini ve kokpit seslerini kaydederken, cihazlar her iki türde de dijital verileri saklar. Veriler, uçuş boyunca belirli bir zaman diliminde sürekli olarak kaydedilir. Karakutu verileri, genellikle bir çarpma olayının ardından bulunur ve çözümlenir. Uçakların kuyruk kısmında bulunan karakutular, kazanın etkilerinden en az şekilde etkilenir, çünkü uçağın kuyruk kısmı çarpma sırasında daha az zarar görür.
Karakutu Teknolojilerindeki Yenilikler
Gelişen teknoloji, karakutuların kapasitelerini artırmış ve daha fazla veri kaydedebilme yeteneği kazandırmıştır. A350 gibi modern uçaklar, uçuş verilerini 3.500 parametreye kadar kaydedebilen uçuş kayıt cihazlarına sahiptir. Bu cihazlar, kokpit komutları, uçuş kontrolleri, autopilot, motor sistemleri, yakıt sistemleri ve çok daha fazlası hakkında bilgi depolar. Bu ilerlemeler, uçuş sırasında daha ayrıntılı veriler elde edilmesine olanak tanır.
Yeni teknolojiler arasında, veri akışı ve otomatik fırlatılabilir karakutular gibi yenilikçi çözümler bulunmaktadır:
- Veri Akışı: Derin sularda kaybolan karakutulardan verilerin alınamaması riskine karşı, Airbus ve diğer güvenlik oyuncuları veri akışı çözümleri üzerinde çalışmaktadır. Bu, uydu üzerinden sürekli veri iletimi sağlar.
- Otomatik Fırlatılabilir Karakutular: Bu cihazlar, uçak kazasında gövdede deformasyon veya suya batma gibi durumlar tespit edildiğinde devreye girer. Cihaz, kazadan sonra otomatik olarak suya fırlatılır ve konum bilgisini ileterek kurtarma ekiplerinin daha hızlı bir şekilde kazazedelere ulaşmasını sağlar.
Kombine Ses ve Veri Kayıt Cihazları
Modern uçaklarda, veri kaydedici ve ses kaydedici işlevlerini bir arada sunan Kombine Ses ve Veri Kayıt Cihazları (CVDR) kullanılmaktadır. ICAO'nun gerekliliği doğrultusunda, kokpit ses kaydının süresi 2 saatten 25 saate çıkarılmıştır. Bu yeni teknolojiler, verilerin ve seslerin tek bir cihazda toplanmasını sağlar ve uçak kazalarındaki çözüm süreçlerini hızlandırır.
Helikopterlerde Karakutu Kullanımı
Helikopterlerde de karakutu teknolojisi bulunmaktadır. Bu cihazlar, helikopterlerin 800 ila 1200 parametreyi kaydetmesine olanak tanır ve ağır helikopterlerde (3175 kg üzeri maksimum kalkış ağırlığı) 1.100°C’ye kadar dayanabilir. Hafif helikopterler için ise bu süre 15 dakika ile sınırlıdır.
Karakutular, havacılık güvenliği için kritik bir öneme sahiptir ve teknoloji geliştikçe daha verimli hale gelmiştir. Modern karakutuları, uçuş verilerini daha ayrıntılı bir şekilde kaydederken, veri akışı, otomatik fırlatılabilir sistemler ve kombi kayıt cihazları gibi yeniliklerle daha da güvenli hale gelmektedir. Bu cihazlar, sadece kaza sonrası verileri toplamakla kalmaz, aynı zamanda kazaların önlenmesine ve havacılık güvenliğinin artırılmasına yardımcı olur.
Türkiye’de Karakutu Çalışmaları
ASELSAN, Türkiye savunma sanayisinde faaliyet gösteren bir teknoloji şirketi olarak, hava aracı kazalarında uçuş verilerinin kaydedilmesi ve sonrasında analiz edilmesi amacıyla kullanılan Çarpışmaya Dayanıklı Uçuş Veri Kayıt Sistemi (karakutu) geliştirme çalışmaları yürütmektedir. Sistem, uçuş verilerini güvenli biçimde saklamayı hedeflerken, en önemli bileşeni olan Çarpışmaya Dayanıklı Bellek Modülü (Crash-Survivable Memory Unit, CSMU), çarpma, yangın, darbe ve suya batma gibi aşırı çevresel koşullara dayanacak şekilde tasarlanmıştır.
Yerli karakutu geliştirme sürecinde ASELSAN, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB), TÜBİTAK ve yerli bir alt yüklenici firma ile işbirliği yaparak EUROCAE ED-112A standartlarına uygun Çarpışmaya Dayanıklı Bellek Modülü (CSMU) geliştirmektedir. Proje, uçuş verilerinin yerli imkânlarla güvenli biçimde kaydedilmesini sağlamayı ve bu alandaki dışa bağımlılığı azaltmayı amaçlamakta olup, hem askeri hem de sivil havacılık uygulamalarında kullanılabilecek niteliktedir.
Geliştirilen yerli karakutu, ASELSAN tarafından üretilen Kokpit Ses ve Uçuş Veri Kaydedici (Cockpit Voice and Flight Data Recorder, CVFDR) cihazına entegre edilecektir. Bu entegrasyon, Türkiye’de havacılık alanında yerli üretim ve teknolojik bağımsızlık kapasitesinin artırılmasına yönelik çalışmaların bir parçasını oluşturmaktadır.