Sivil havacılık, askerî havacılık faaliyetleri dışında kalan, genel ve ticari amaçlarla gerçekleştirilen tüm hava taşımacılığı operasyonlarını kapsayan geniş bir sektördür. Bu alan, yolcu ve kargo taşımacılığından özel jet operasyonlarına, zirai ilaçlamadan hava ambulans hizmetlerine kadar çok çeşitli faaliyetleri içerir. Küresel ekonominin ve toplumsal hareketliliğin temel dinamiklerinden biri olan sivil havacılık, uluslararası ticaretin, turizmin ve kültürel etkileşimin gelişmesinde kritik bir rol oynamaktadır. Sektör, teknolojik yenilikler, katı güvenlik standartları ve uluslararası düzenlemelerle sürekli olarak şekillenmektedir.
Sivil havacılık faaliyetleri, temel olarak iki ana kategoriye ayrılır: ticari havacılık ve genel havacılık. Ticari havacılık, tarifeli veya tarifesiz seferlerle yolcu ve kargo taşıyan havayolu şirketlerinin operasyonlarını ifade ederken; genel havacılık, özel uçuşlar, iş seyahatleri, sportif havacılık, uçuş eğitimi ve tarımsal faaliyetler gibi daha geniş bir yelpazeyi kapsar. Bu faaliyetlerin tamamı, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde yetkili otoriteler tarafından denetlenir ve düzenlenir.
Uluslararası ve Ulusal Düzenlemeler
Sivil havacılık sektörünün güvenli, düzenli ve verimli bir şekilde işlemesi, küresel ölçekte standartlar belirleyen ve uygulayan kuruluşlar sayesinde mümkündür. Bu kuruluşların başında Birleşmiş Milletler'e bağlı bir uzmanlık kuruluşu olan Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) gelmektedir. ICAO, uluslararası sivil havacılığın temel prensiplerini ve tekniklerini geliştirerek hava seyrüseferinin planlanmasını ve gelişimini teşvik eder. Üye ülkeler, ICAO tarafından belirlenen standart ve tavsiyeleri kendi ulusal mevzuatlarına entegre ederler.
Türkiye'de sivil havacılık faaliyetlerini düzenleme, denetleme ve geliştirme yetkisi Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'ne (SHGM) aittir. SHGM, uçuş emniyeti ve havacılık güvenliği standartlarını belirler, havayolu şirketlerini, havaalanlarını ve personeli lisanslandırır, denetler ve yolcu hakları gibi konularda düzenlemeler yapar. Ayrıca, son yıllarda kullanımı hızla artan İnsansız Hava Araçları'nın (İHA) kayıt altına alınması ve operasyonlarının düzenlenmesi de SHGM'nin görev alanına girmektedir. Kurumun geliştirdiği İHA Kayıt Sistemi, bu araçların hava sahasına güvenli bir şekilde entegrasyonunu sağlamayı amaçlamaktadır.
Sivil Havacılık Faaliyeti Gerçekleştiren Havayolları (Yapay Zeka İle Hazırlanmıştır.)
Sivil Havacılıkta Güvenlik ve Emniyet Yönetimi
Sivil havacılıkta güvenlik ve emniyet yönetimi, uçuş operasyonlarının güvenilir, kesintisiz ve uluslararası standartlara uygun biçimde yürütülmesini sağlamak amacıyla uygulanan düzenleyici ve sistematik faaliyetler bütünüdür. Emniyet (safety), kaza ve olayların önlenmesine yönelik teknik, operasyonel ve yönetsel önlemleri ifade ederken; güvenlik (security), kötü niyetli eylemlere, yasa dışı müdahalelere ve tehditlere karşı alınan tedbirleri kapsar.
Bu çerçevede geliştirilen Emniyet Yönetim Sistemi (SMS), Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) tarafından yayımlanan Ek-19 ve Doc.9859 Safety Management Manual belgelerine dayalı olarak uygulanır. Türkiye’de sivil havacılık emniyeti, SHGM (Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü) tarafından yürütülür.
Emniyet Yönetim Sisteminin Bileşenleri
Emniyet Yönetim Sistemi dört temel bileşenden oluşur:
- Emniyet Politikası ve Hedefleri: Kuruluşun emniyete ilişkin taahhütlerini, hedeflerini ve organizasyonel sorumluluklarını tanımlar. Emniyet yöneticisinin atanması, görev ve yetkilerin belirlenmesi bu kapsamda yer alır.
- Emniyet Risk Yönetimi: Tehlikelerin tanımlanması, bu tehlikelerden kaynaklanan risklerin değerlendirilmesi ve kontrol önlemlerinin geliştirilmesi süreçlerini kapsar. Riskler, ALARP (As Low As Reasonably Practicable) prensibine göre kabul edilebilir seviyeye indirilmelidir.
- Emniyet Güvencesi: Kuruluşun SMS’in işleyişini sürekli olarak izleyip iyileştirdiği süreçtir. İç denetimler, emniyet performans göstergeleri, düzeltici ve önleyici faaliyetler bu başlık altında değerlendirilir.
- Emniyetin Teşviki: Kurum içi eğitim, iletişim, raporlama kültürü ve emniyet farkındalığının artırılmasına yönelik çalışmaları kapsar. Personelin raporlama yapmaktan çekinmediği, cezalandırıcı olmayan bir ortam teşvik edilir.
Tehlike Tanımlama ve Raporlama
Emniyet yönetiminde tehlikeler, reaktif (olay sonrası), proaktif (olaydan önce) ve öngörücü (trend analizi) yöntemlerle tanımlanır. Bu süreçte gönüllü ve zorunlu raporlama sistemleri kullanılır. Raporlar, genellikle gizli tutulur ve ceza amacıyla değil sistemin geliştirilmesi amacıyla değerlendirilir.
Türkiye’de bu tür raporlar SHGM’ye iletilmekte ve Ulusal Emniyet Raporlama Sistemi kapsamında değerlendirilmektedir. Ayrıca tüm olaylar uluslararası sınıflandırma sistemleri (örneğin ICAO ADREP formatı) ile kaydedilir.
Emniyet Performansı ve İzleme
Emniyet performansı; emniyet hedefleri, emniyet performans göstergeleri (SPIs) ve emniyet performans hedefleri (SPTs) aracılığıyla izlenir. Kuruluşlar, bu göstergeleri kullanarak performans düzeylerini değerlendirir ve gerektiğinde düzeltici önlemler alır.
Acil Durum Müdahale Planlaması
SMS kapsamında kuruluşlar, acil durumlarda izlenecek prosedürleri tanımlayan yazılı Acil Durum Müdahale Planı hazırlar. Bu plan; görev dağılımı, iletişim zinciri, kaynakların kullanımı ve olay sonrası toparlanma süreçlerini içerir. Planın düzenli olarak test edilmesi ve güncellenmesi gerekir.
Devlet Emniyet Programı (SSP)
ICAO, emniyetin yalnızca kuruluş düzeyinde değil, devlet düzeyinde de yönetilmesi gerektiğini belirtmektedir. Bu doğrultuda devletler, Devlet Emniyet Programı (State Safety Programme - SSP) oluşturmakla yükümlüdür. Türkiye’de bu program SHGM tarafından yürütülmektedir ve SMS uygulayan tüm kuruluşlar bu yapı altında denetlenir.
Emniyet Kültürü
Emniyet kültürü, tüm personelin emniyeti öncelikli bir değer olarak benimsemesini ve bireysel sorumluluk bilinciyle hareket etmesini ifade eder. Bu kültürün gelişimi için liderlik desteği, açık iletişim, öğrenmeye açık yapı ve cezalandırıcı olmayan raporlama ortamı gereklidir.
Sivil Havacılık Faaliyeti Gerçekleştiren Havayolları Şirketi (Yapay Zeka İle Hazırlanmıştır.)
Sürdürülebilirlik ve Yeşil Havacılık
Sivil havacılık sektörü, küresel karbon dioksit (CO₂) ve sera gazı emisyonları bakımından önemli kaynaklardan biridir. Ulaştırma sektörü genel emisyonların %20’sinden fazlasını oluştururken, havacılık sektörü bu payın yaklaşık %2–2,5’ini temsil etmektedir. Bu durum, sektörü sürdürülebilirlik stratejileri geliştirme zorunluluğu ile karşı karşıya bırakmaktadır.
Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonu hedefini benimsemiştir. Bu hedefe ulaşmak amacıyla sürdürülebilir havacılık yakıtları (SAF), elektrik ve hidrojen kullanımı, altyapı verimliliği ve karbon dengeleme programları gibi uygulamalar öne çıkmaktadır. ICAO tarafından geliştirilen CORSIA (Carbon Offsetting and Reduction Scheme for International Aviation) programı, uluslararası uçuşların karbon emisyonlarını dengelemek amacıyla 2021–2026 döneminde gönüllü, 2027 sonrası zorunlu bir yapı olarak uygulanmaktadır.
SAF (Sustainable Aviation Fuel), yenilenebilir biyolojik kaynaklardan elde edilen, geleneksel jet yakıtlarına alternatif bir enerji kaynağıdır. SAF üretiminde en sık kullanılan yöntem HEFA (Hydroprocessed Esters and Fatty Acids) sürecidir. Bu yöntemle bitkisel ve atık yağlar hidrojenle işlenerek havacılık yakıtına dönüştürülür. SAF’ın fiyatı, fosil jet yakıtına göre üç ila on kat daha yüksektir ve yasal düzenlemeler %50 karışım oranına kadar kullanım izni vermektedir.
Türkiye’de Türk Hava Yolları, Pegasus, SunExpress ve AJet gibi şirketler sürdürülebilirlik uygulamalarını çeşitli boyutlarda hayata geçirmektedir. Türk Hava Yolları, “Tomorrow On-Board” vizyonu ile çevre dostu uçak filosu yatırımları, atık yönetimi ve karbon dengeleme uygulamaları geliştirmektedir. Pegasus Hava Yolları, SAF kullanımı, elektrikli yer hizmetleri ekipmanları ve çevrimiçi karbon dengeleme hizmetleri gibi uygulamalar yürütmektedir. SunExpress, kabin içi ekipmanları hafifletmek, plastik kullanımını azaltmak ve çocuk yolculara yönelik sürdürülebilirlik temalı materyaller sunmak gibi adımlar atmaktadır. AJet, yeni kurulmuş bir şirket olarak sürdürülebilirlik vizyonunu açıklamış olmakla birlikte henüz detaylı bir rapor yayımlamamıştır.
Havalimanı düzeyinde sürdürülebilirlik uygulamaları da yaygındır. Türkiye'de 52 havalimanı, Airport Carbon Accreditation (ACA) programına üyedir. Bu program, karbon ayak izinin hesaplanması, azaltılması ve dengeleme stratejileri yoluyla havalimanlarının çevresel etkilerini yönetmeyi amaçlar. Yeşil havaalanı uygulamaları emisyon ölçümü, verimlilik artırımı ve finansal kaynaklara erişim gibi faydalar sağlar.
Avrupa Birliği'nin “Fit for 55” programı, 2030 yılına kadar emisyonların %55 oranında azaltılmasını öngörmektedir. AB hava sahası içindeki operasyonlar, “Single European Sky” projesi kapsamında yeniden düzenlenerek daha verimli ve düşük emisyonlu uçuş yapıları hedeflenmiştir.
Sivil havacılıkta sürdürülebilirlik yalnızca teknik önlemlerle sınırlı olmayıp; kamuoyunun bilgilendirilmesi, karbon vergilendirme politikaları, yolcuya yönelik karbon ayak izi hesaplamaları ve çevreci hizmet seçenekleri gibi çok yönlü uygulamaları da kapsamaktadır.