Kırım Kilisesi, (diğer adlarıyla Christ Church ya da Crimean Memorial Church), İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde yer alan ve Anglikan Kilisesi’ne bağlı olan bir ibadethanedir. Osmanlı İmparatorluğu'nda inşa edilen ilk Anglikan kiliselerinden biri olup XIX. yüzyılın ikinci yarısında İngiltere - Osmanlı ilişkilerinin sembolik yapılarından biri hâline gelmiştir.

Kırım Kilisesi'nin Yan Cephe Görünümü (Fotoğraf: Duygu Şahinler)

Kırım Kilisesi Vitray Örnekleri (Fotoğraf: Duygu Şahinler)
Tarihçesi
Kırım Kilisesi’nin kuruluşu, XIX. yüzyılda belirginleşen Osmanlı–İngiltere ittifakının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. İngiltere, XIX. yüzyılın ilk yarısından itibaren Osmanlı Devleti’ni Rus yayılmacılığını engellemek için vazgeçilmez bir müttefik olarak görmeye başlamış ve bu yakınlaşma 1853–1856 Kırım Savaşı sırasında zirveye ulaşmıştır.
Kırım Savaşı’nda Osmanlı’nın yanında savaşan İngiliz askerlerinin anısına bir anıt kilise yapılması düşüncesi bu yeni dönemin sembolik bir yansıması olarak doğmuştur. Kırım Kilisesi’nin yapımı için gerekli arsa, bizzat Sultan Abdülmecid tarafından İngilizlere tahsis edilmiştir.
Kırım Kilisesi’nin inşası, doğrudan Kırım Savaşı’nın hemen ardından, 1856 yılında tamamlanmıştır. Bu tarih, İngiltere’nin Osmanlı topraklarında kalıcı bir Anglikan varlığı oluşturma yönündeki iradesini sembolize etmektedir.

Kırım Kilisesi'nin Girişi (Fotoğraf: Duygu Şahinler)
İstanbul’daki İlk Anglikan Kurumu Olması
Kırım Kilisesi’nin kuruluşu, İstanbul’daki Anglikan topluluğu açısından dönüm noktası olmuştur. Çünkü İstanbul’da İngiliz misyoner faaliyetleri daha önce örgütlü bir ibadet mekânı üzerinden yürütülmemekteydi. Anglikan cemaatinin kurumsal varlığının ilk defa görünür olduğu mekân, Kırım Kilise'si oldu. Dolayısıyla yapı sadece savaş anısına yapılan bir hatıra kilisesi değil, aynı zamanda İstanbul’daki Anglikan misyonerliğinin merkezi hâline geldi.
Kırım Kilisesi’nin inşası, Anglikan misyonerliğinin Anadolu’daki mevcut ağının İstanbul’a taşınmasının doğal bir sonucuydu. XVII. yüzyıldan itibaren ilk Anglikan kilisesi 1625’te İzmir’de İngilizler ve Levant Şirketi mensupları için kurulmuştu. 19. yüzyıla kadar İzmir bölgesinde Anglikan varlığı artmış, St. Mary Magdalene ve St. John the Evangelist gibi kiliseler açılmıştı. Bu süreç, İngiliz misyonerlerinin başkente yönelik ilgisinin artmasına zemin hazırlamış ve sonuçta Kırım Kilisesi, İstanbul’da kurulan ilk Anglikan yapısı olmuştur.
Kırım Kilisesi’nin açılışı, İstanbul’da Anglikan cemaatinin büyümesi için bir başlangıç oluşturmuş ve kısa süre içerisinde yeni Anglikan kiliselerinin yapılmasına zemin hazırlamıştır:
- 1870: St. Helena Kilisesi, Beyoğlu İngiliz Konsolosluğu’nun bahçesinde inşa edilmiştir.
- 1878: All Saints Kilisesi, İstanbul’da Anglikanların üçüncü ibadethanesi olarak açılmıştır.
Bu durum, Kırım Kilisesi’nin İstanbul’daki Anglikan kurumsallaşmasının öncüsü olduğunu göstermektedir.

Kilisenin İç Görünümü (Fotoğraf: Duygu Şahinler)
Mimari Özellikleri
Kırım Kilisesi, neo gotik üslupta inşa edilmiştir. İngiltere'deki Anglikan taşra kiliselerini andıran tasarımıyla dikkat çeker.
- Yapıda kesme taş malzeme, sivri kemerli pencereler ve yüksek bir çan kulesi kullanılmıştır.
- Plan düzeni geleneksel Anglikan kiliselerinin ibadet ihtiyaçlarını karşılayacak biçimdedir.
- Kilisenin iç mekânında ahşap tavan elemanları ve vitray pencereler öne çıkar.
Mimarisi, Osmanlı topraklarında Batı’nın mimari etkilerini yansıtan önemli örneklerden biri olarak değerlendirilir.

Kırım Kilisesi Vitray Örnekleri (Fotoğraf: Duygu Şahinler)

Kırım Kilisesi Vitray Örnekleri (Fotoğraf: Duygu Şahinler)

Kırım Kilisesi Vitray Örnekleri (Fotoğraf: Duygu Şahinler)
Anglikan Misyonerliği Bağlamındaki Yeri
Beyoğlu’ndaki Kırım Kilisesi, XIX. yüzyıl Osmanlı topraklarında etkinleşen Anglikan misyoner teşkilatlanmasının İstanbul’daki ilk kurumsal mekânlarından biri olarak öne çıkar. Anglikan misyonerliği, İngiltere’nin Osmanlı üzerindeki siyasi, kültürel ve diplomatik etkisini artırmak için kullandığı bir araç niteliği taşımaktaydı. Kilisenin inşası ve faaliyetleri, bu geniş misyonerlik politikasının İstanbul’daki görünür temsilidir.
Anglikan Misyonerliğinin Osmanlı’daki Tarihsel Arka Planı
Anglikan misyonerliği, Osmanlı topraklarında Levant Şirketi’nin (1581) kurulmasıyla birlikte yer edinmeye başlamış, şirketin ticari ağları aynı zamanda ilk Anglikan misyonerlerinin bölgeye ulaşmasını kolaylaştırmıştır. Nitekim şirket ile Londra Piskoposu arasında yapılan görüşmelerin ardından 1583’te William Harborne İstanbul’a gönderilmiş, böylece İngiliz varlığı ve Anglikan nüfuzu kurumsallaşmaya başlamıştır.
Bu erken dönem girişimleri XVII–XVIII. yüzyıllarda sınırlı kaldıysa da XIX. yüzyılın ilk yarısı, Anglikan misyonerliğinin Ortadoğu ve Osmanlı coğrafyasında en yoğun ve sistematik görünürlük kazandığı dönem olmuştur. Özellikle Church’s Ministry among Jewish People (CMJ) adlı Anglikan cemiyetinin 1820’de Filistin’de çalışmalara başlamasıyla Anglikan misyonerliği bölgesel bir örgütlenmeye kavuşmuştur.
Misyonerliğin Osmanlı - İngiltere İlişkilerindeki Rolü
XIX. yüzyılda Anglikan Kilisesi’nin Ortadoğu’daki misyonerlik faaliyetleri, İngiltere’nin Osmanlı üzerindeki nüfuzunu pekiştirme amacının önemli bir parçasıydı. İngiltere, Osmanlı Devleti'ni Rusya’ya karşı en önemli müttefik olarak gördüğünden misyonerlik faaliyetleri jeopolitik ve diplomatik bir işlev üstlenmişti. Bu doğrultuda Anglikan misyonerler Yunan ve Ermeni kiliseleriyle diyaloglar kurarak Osmanlı üzerindeki diplomatik baskıyı artırmaya çalışmış, hatta Rus Kilisesi ile birleştirme girişimleri ve Ermeni - Süryani patrikleri ile ilişkiler tesis etmiştir.
Bu girişimler, İstanbul’daki Anglikan kurumlarının, özellikle Kırım Kilisesi gibi merkezlerin, sadece ibadet mekânları değil, aynı zamanda diplomatik ve kültürel etki alanları olduğunu ortaya koyar.
Anglikan Misyoner Teşkilatlarının Rolü ve İstanbul’un Konumu
Osmanlı coğrafyasında XIX. yüzyıldan itibaren pek çok İngiliz misyonerlik kurumu faaliyet yürütmekteydi. Bu geniş örgütlenmenin İstanbul ayağında Kırım Kilisesi, Anglikan cemaatinin ibadet merkezi olmanın ötesinde:
- Misyoner faaliyetlerinin koordinasyon noktası,
- İstanbul’daki İngiliz diplomatik varlığı ile ilişkili bir merkez,
- yayınevleri, okullar, sosyal yardım kurumları ve çeviri faaliyetleriyle ilişkili bir merkez hâline gelmişti.
Nitekim Anglikan teşkilatlarının İncil’i Osmanlıcaya ve daha sonra Türkçeye çevirerek basmaları, İstanbul’da yürütülen kültürel misyonun önemli bir parçasıydı.
Kırım Savaşı sonrası İngiltere’nin Osmanlı üzerindeki nüfuzu arttıkça, İstanbul’daki Anglikan varlığı da kurumsallaştı. Bu bağlamda Kırım Kilisesi,
- Osmanlı’nın başkentindeki ilk Anglikan kilisesi,
- İngiliz elçiliği ve diplomatik misyonunun desteklediği bir kurum,
- Levanten ve İngiliz Protestan topluluklarının ana ibadet mekânı,
- Anadolu ve Ortadoğu’daki misyoner ağlarıyla bağlantılı bir merkez olarak işlev görmüştür.


