GELİŞİM
Gelişim, bir canlının ya da bir şeyin zaman içinde değişim ve ilerleme göstermesi, daha olgun ve etkili hale gelmesi sürecidir. İnsanlar için gelişim, fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal alanlarda meydana gelen ilerlemeleri kapsar. Örneğin, çocukların büyümesi, öğrenme becerilerinin artması ve duygusal olgunlaşması gelişimin birer örneğidir. Aynı zamanda toplumsal ya da teknolojik gelişim de bir toplumun veya alanın zamanla daha verimli ve ileri bir düzeye gelmesini ifade eder.
Yaşam koyu gelişim psikolojisinin ortaya çıkmasından önce, insan gelişimi konusunda çalışan pek çok kişi yaşamın ilk yıllarına odaklanmıştır. Biyolojik bakış açısından bebeklik ve çocukluk “yaşamın baharında”, erken yetişkinlikte sona eren, olgunlaşmanın sürekli ilerleme ye gelişmenin dönemleri olarak kabul edilirdi. Sonra yetişkindik, yaşlılık ve ölüme doğru sürekli gerileme zamanı olarak görüldü. Psikologlar, bebeklik ve çocukluğu bireyin kişiliğinin biçimlendiği ve kararlılık kazandığı oluşum yılları olarak kabul ettiler. Örneğin, Freud psikolojik gelişimdeki önemli olayların pek çoğunun 5 yaşlarında olduğuna ve insan gelişiminin ergenliğin sonunda tamamlandığına inanmıştır.. Bu görüşe başka kişiler de katılmaktadır.
Çevre, kişiliğimizin şekillenmesinde büyük bir etkiye sahiptir ve bu etki, yaşam boyu süren bir süreçtir. Aile, arkadaşlar, toplum, kültür, eğitim ve medya gibi faktörler, bireylerin değerlerini, düşüncelerini ve davranışlarını derinden etkiler. Ancak, kişilik gelişiminin sadece çevreyle sınırlı olmadığını unutmamak gerekir. Kişinin kendi içsel özellikleri ve seçimleri de bu sürecin önemli bir parçasıdır. Çevremizdeki faktörleri anlamak ve bilinçli bir şekilde onlardan faydalanmak, sağlıklı ve dengeli bir kişilik gelişimine katkı sağlar.
Kişilik ve Kişiliğin Gelişimi
Kişilik, bir insanın bütün ilgilerini, tutumlarını, yeteneklerini, konuşma şeklini, dış görünüşünü ve çevresine uyum biçimini içeren bir kavramdır. Bu doğrultuda kişiliği, bireyin iç ve dış çevresiyle kurduğu ve bireyi diğer bireylerden ayırt etmeye yarayan, tutarlı bir ilişki biçimi olarak değerlendirmek mümkündür (Cüceloğlu, 2004).
Sağlıklı bir kişilik gelişimi için bebek dünyaya geldiği andan itibaren fizyolojik ve psiko-sosyal ihtiyaçları yerinde ve zamanında karşılanması gerekir. İhtiyaçların karşılanmaması çocuğu gergin ve huzursuz yapacağından, sağlıklı kişilik gelişimini engeller Bu nedenle çocukluk yıllarında anne ve babaların çocuklarına karşı uyguladıkları tutumlar önem kazanmaktadır (Sezer, 2010). Çocuğun büyümesiyle beraber de çevresel faktörler değişmeye ve genişlemeye başlamakta, ailenin etkisi azalırken; arkadaş çevresi, okul, öğretmen, kültür ve sosyal yapı gibi diğer değişkenlerin etkisi artmaya başlamaktadır
Çevrenin Kişilik Üzerindeki Etkisi
Kişiliğimiz, hem doğuştan gelen özelliklerimizle hem de çevremizle şekillenir. Çevremiz, ailemizden arkadaşlarımıza, yaşadığımız toplumdan kültürel normlara kadar birçok faktörü içerir ve bu unsurlar kişiliğimizin oluşumunda önemli bir rol oynar. İnsan, sosyal bir varlık olduğu için çevresindeki etkileşimler kişiliğini derinden etkileyebilir.
Aile ve Erken Çocukluk Deneyimleri
Çevremizin kişiliğimiz üzerindeki etkisinin en belirgin olduğu dönem, çocukluk yıllarımızdır. Aile, bireyin ilk sosyal çevresidir ve burada edindiğimiz deneyimler kişiliğimizin temellerini atar. Sevgi dolu, destekleyici bir aile ortamı, çocuğun özsaygısını ve güven duygusunu geliştirirken, olumsuz bir aile yapısı ise kaygı, güvensizlik ve özgüven eksikliklerine yol açabilir. Aile bireyleriyle kurduğumuz ilişkiler, duygusal zekamızın ve sosyal becerilerimizin de gelişmesinde önemli bir rol oynar.
Arkadaşlar ve Sosyal Çevre
Gençlik yıllarında arkadaşlar, bir bireyin kişiliği üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Özellikle ergenlik dönemi, kimlik arayışının yoğun olduğu bir süreçtir ve bu dönemdeki arkadaş gruplarının tutumları, bireyin kendisini nasıl gördüğünü ve başkalarıyla nasıl ilişkiler kurduğunu belirleyebilir. Arkadaş çevresi, bireyin özgüvenini, değerlerini, hatta toplumsal normlara uyum sağlama biçimini şekillendirir. Pozitif ve destekleyici arkadaşlıklar, bireyin sağlıklı bir kişilik gelişimi için faydalı olabilirken, toksik ilişkiler kişiliği olumsuz etkileyebilir.
Toplum ve Kültür
Yaşadığımız toplumun kültürel normları, bireylerin kişiliğini şekillendiren bir diğer önemli çevresel faktördür. Toplumun değerleri, inançları ve beklentileri, kişisel tercihlerimizi ve davranışlarımızı etkiler. Örneğin, bir toplumda bireysellik ön planda ise, insanlar kendi kimliklerini ve hedeflerini daha fazla ön plana çıkarabilirler. Kolektivist bir toplumda ise grup çıkarları ve toplumsal sorumluluklar daha belirgin olabilir. Bu tür kültürel farklar, bireylerin kişilik özelliklerinde çeşitlilik yaratır ve kişilik gelişimi üzerinde farklı etkiler yapar.
Eğitim ve Çalışma Ortamları
Okul ve iş hayatı, kişiliğin şekillenmesinde önemli bir yer tutar. Eğitim, insanlara bilgi ve beceriler kazandırmanın yanı sıra, sosyal beceriler ve problem çözme yeteneklerinin de gelişmesine yardımcı olur. Okulda veya iş yerinde karşılaşılan zorluklar, kişilerarası ilişkiler ve toplumla etkileşim, bireylerin karakterini ve kişilik özelliklerini oluşturur. Özellikle liderlik, empati, işbirliği gibi beceriler bu ortamlarda öğrenilir ve gelişir.
Medyanın Rolü
Günümüz dünyasında medya, kişilik gelişimini etkileyen güçlü bir faktör haline gelmiştir. Televizyon, internet, sosyal medya gibi platformlar, bireylerin toplumla ilişkisini yeniden şekillendiriyor. Medya, kişilik üzerinde hem olumlu hem de olumsuz etkiler yaratabilir. Olumlu yönleriyle, bireylerin farklı kültürleri ve yaşam tarzlarını keşfetmesine olanak tanırken, olumsuz yönleriyle idealize edilmiş güzellik anlayışları ve başarı algıları, kişilik gelişimini yanlış yönde etkileyebilir.


