Kleopatra Kapısı, Tarsus kentinde Bizans Dönemi’nde inşa edilen surların üç kapısından biri olan Deniz Kapısı’nın günümüze ulaşan tek ayakta kalmış yapısıdır. Kent surları içerisinde Dağ Kapısı, Adana Kapısı ve Deniz Kapısı yer almaktaydı. Kapının yapımında Horasan harcı ve kesme taş kullanılmıştır. Geçit bölümü at nalı şeklinde tek kemerle oluşturulmuş olup, kapının yerden yüksekliği 6.17 ile 8.50 metre arasında değişmekte, derinliği ise yaklaşık 6.18 metredir. Kapının genişliği ise ortalama 5.60 metre olarak belirtilmiştir. İç içe iki sur sistemine sahip kentte, savaş anında kapılar kapatılmaktaydı.
Kleopatra Kapısı (T.C. Tarsus Kaymakamlığı)
Tarihi Dönem ve Yapım Tarihi
Kleopatra Kapısı’nın yapım dönemine ilişkin araştırmalar, kullanılan malzeme ve mimari özellikler doğrultusunda Bizans Dönemi sonları ile Abbasi Dönemi arasında yer aldığını göstermektedir. Mevcut kapının bulunduğu yerde daha önce farklı bir kapının varlığına da işaret edilmektedir. 18. yüzyıl sonlarına kadar sağlam yapısıyla ayakta kalan üç kapılı surlar, 1835 yılında Mısırlı İbrahim Paşa tarafından yıktırılmış ve geriye yalnızca tek kemerli iki ayaklı Deniz Kapısı kalmıştır.
Kleopatra Kapısı (T.C. Tarsus Kaymakamlığı)
Kleopatra ve Marcus Antonius İlişkisi
Tarihî kaynaklar ve yerel anlatımlar doğrultusunda, Mısır kraliçesi Kleopatra ile Romalı General Marcus Antonius’un Tarsus’ta buluşmaları, Deniz Kapısı’nın diğer adı olan “Kleopatra Kapısı” isminin oluşmasına sebep olmuştur. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde kapı “İskele Kapısı” olarak anılmıştır. Kleopatra ve Marcus Antonius, Tarsus limanı olan Gözlü Kule’de büyük bir törenle karşılanmış ve buradan Deniz Kapısı’ndan şehre giriş yapmışlardır. Marcus Antonius’un Anadolu’ya geçişi, Julius Sezar’ın M.Ö. 44 yılında suikast sonucu ölümü sonrası İmparatorlukta oluşturulan üçlü yönetimle ilişkilendirilmektedir.
Günümüzdeki Durum ve Restorasyonlar
Orijinal yapısı kısmen yıkılan ve yerine devşirme taşlarla yeni kapı yapılan Kleopatra Kapısı, günümüzde ziyaretçilere tarihî bilgiler eşliğinde tanıtılmaktadır. Ancak yapılan restorasyon çalışmaları sonucu kapının özgün görünümünde değişiklikler olmuştur. Kapı, antik Tarsus kentinin ayakta kalan tek kapısı olarak kent merkezinde, Mersin Caddesi üzerinde geniş bir alanda bulunmaktadır.