Mardin, Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde, Mazı Dağları'nın güney yamacına kurulmuş bir yerleşimdir. Şehir, yaklaşık 2.500 metre uzunluğunda ve 500 metre genişliğinde bir alana yayılmıştır. Mardin’in geleneksel yerleşim düzeni, eğimli topografyasının etkisiyle güney yamaçlara kademeli olarak oturtulmuş taş evlerden oluşur. Bu evler, merdiven basamaklarını andıran bir görünüm sergiler. Kaleden bakıldığında evler üst üste dizilmiş gibi algılanır. Her evin çatısı, bir üstteki evin terası işlevini görecek şekilde planlanmıştır.
Mardin Taş Evleri (T.C. Mardin Valiliği)
Yapı Malzemesi ve Mimari Özellikler
Mardin taş evlerinin ana yapı malzemesi, yerel ocaklardan çıkarılan sarı kalker taşıdır. Bu taş, yumuşak yapısı sayesinde kolayca işlenebilir; havayla temas ettikten sonra sertleşerek dayanıklılığını artırır. Bu özelliği sayesinde Mardin evleri süsleme ve yapı ögeleri açısından zengin bir mimari karaktere sahiptir. Ahşap malzemeye kapı ve pencere doğramaları dışında yer verilmemiştir. Duvar kalınlıkları 70–120 cm arasında değişirken, zemin katlarda 200 cm'ye kadar ulaşabilmektedir. Üst örtü olarak beşik tonoz, çapraz tonoz ve aynalı tonoz gibi farklı teknikler kullanılmıştır.
Mardin Taş Evleri (T.C. Mardin Valiliği)
Planlama ve Mekânsal Düzen
Mardin evleri genellikle iç avlu (havs), oda (beyt), mutfak (matbah), kiler, tuvalet (kenef), işlik, ahır ve su kuyusu gibi işlevsel bölümlerden oluşur. Evlerde yaşam alanları; kapalı (oda), yarı açık (eyvan, revak) ve açık (avlu, teras, dam) mekânlar olarak ayrılır. Eyvanlar genellikle manzaraya yöneltilmiş, üç yönü kapalı tek yönü açık geçiş mekânlarıdır. Revaklar ise birden fazla kemer açıklığına sahip, sütunlarla desteklenmiş yarı açık mekânlardır. Avlular, kamusal alanlara kapalı olup aile içi sosyal faaliyetlerin gerçekleştiği özel alanlardır.
Mardin Taş Evleri (T.C. Mardin Valiliği)
Isısal ve Mekânsal Konfor
Geleneksel Mardin evlerinde mevsimsel ve günlük kullanım ihtiyacına göre iç mekânlarda taşınma hareketleri gözlemlenir. Yazın serinlik sağlamak için eyvan ve alt kat odaları, kışın ise daha sıcak olması nedeniyle genellikle alt kat odaları tercih edilir. Eyvanlar ve revaklar, yaz aylarında gölgelik ve serinlik sağlarken, kış aylarında teraslar güneşlenme alanı olarak kullanılır. Çalışmalarda, yazın alt kat odalarının ve eyvanların, sonbaharda alt kat oda ve kilerin, kışın ise kiler ve alt kat odalarının termal konfor açısından en uygun mekânlar olduğu belirlenmiştir.
Taş Süsleme ve Cephe Düzeni
Mardin taş evlerinin ayırt edici özelliklerinden biri de taş süslemelerdir. Taşlar; oyma, kabartma, kakma, kazıma ve renkli taş teknikleriyle süslenmiştir. Süslemeler genellikle kapı, pencere, kemer, sütunce ve nişler gibi cephe elemanlarında yoğunlaşır. Anıtsal giriş kapıları, ev sahibinin statüsünü yansıtacak şekilde özenli olarak işlenmiştir. Kapılarda sivri kemer, yarım yuvarlak kemer ve atnalı kemer gibi formlar kullanılmıştır. Sütunce başlıkları ve kemer kilit taşlarında bitkisel motifler öne çıkar. Pencereler ise sade dikdörtgen formda olup genellikle sütunce ve süsleme bordürleri ile çevrelenmiştir. Kuşluk pencereleri, hem havalandırma işlevi hem de dekoratif öge olarak kullanılmıştır.
Mardin Taş Evleri (T.C. Mardin Valiliği)
Yapım Teknikleri
Yapılar yığma sistemle inşa edilmiştir. Ana cephelerde kesme taş, yan ve arka cephelerde kaba yonu taş, temel ve tonozlarda moloz taş kullanılmıştır. Harç olarak kireç ve kum karışımı tercih edilmiştir. İç mekânlarda sıva kullanılmaz; temizlik için kum ile duvar yüzeyleri ovularak bakımı yapılır. Üst örtüler toprak dam ya da tonoz sistemlidir. Damlar, yaz aylarında hem uyuma alanı hem de yiyeceklerin kurutulması için kullanılır.
Plan Tipolojileri
Evler, genellikle “kare”, “dikdörtgen”, “L” ve “Ters T” plan tipolojilerinde inşa edilmiştir. Çok katlılık, arazi kısıtlılığı nedeniyle yaygındır. Katlar genellikle farklı dönemlerde eklenmiştir. Yaşam alanlarının teraslara ve manzaraya yönlendirilmiş olması, yerleşimin doğal yapısına uyum sağlamıştır.
Mardin Taş Evleri (T.C. Mardin Valiliği)
Günümüzde Kullanım ve Koruma Durumu
Mardin’in tarihi yerleşim merkezi, 1979 yılında kentsel SİT alanı ilan edilmiştir. 2012 itibarıyla turizm hareketliliği artmış, bazı tarihi taş evler pansiyon ve konaklama amaçlı kullanılmaya başlanmıştır. Taş işçiliği geleneği, restorasyon çalışmaları ve yerel zanaatkârlar sayesinde günümüzde de sürdürülmektedir.