Megafauna
Megafauna terimi, büyük vücut kütlesine sahip kara omurgalılarını tanımlar. Bu kavram, ekolojik bağlamda iki farklı şekilde sınıflandırılabilir. En yaygın tanımlarda megafaunalar, 44 kg üzeri canlılar olarak kabul edilirken; bazı çalışmalarda, özellikle ekosistem mühendisliği ve tohum yayılımı gibi ekolojik işlevler açısından daha katı bir eşik olan 1000 kg üzeri tanımı kullanılır. Bu ikinci tanım, özellikle Güney Amerika’daki Pleistosen dönemi memelileri gibi çok büyük hayvanları kapsar: yer tembelleri, gomphotheriumlar ve tarih öncesi atlar gibi türler bu gruba dahildir.
Ancak megafauna tanımı yalnızca mutlak boyuta indirgenemez. Ekolojik bağlamda, bir ekosistemdeki en büyük canlılar, başka bir yerde daha küçük boyutta olmalarına rağmen aynı işlevsel role sahip olabilir. Örneğin, Madagaskar'da geçmişte megafauna olarak kabul edilen 450 kg’lık fil kuşları, bugün yerlerini yalnızca 10 kg’lık kaplumbağalara bırakmıştır. Aynı şekilde, Mauritius gibi okyanus adalarında megafauna olarak dev kaplumbağalar ve dodo kuşları bulunurken, günümüzde bu rolleri yalnızca birkaç yüz gramlık yarasalar veya kuşlar üstlenmektedir.
Yok Oluşları
Megafauna türlerinin büyük bir kısmı son 50.000 ila 10.000 yıl arasında yok olmuştur. Özellikle Pleistosen’in sonu ile birlikte gerçekleşen bu yok oluş dalgası, insan etkisi ve iklim değişikliklerinin birleşik etkisiyle açıklanmaktadır.
Güney Amerika'da, örneğin 1000 kg’ın üzerindeki yedi büyük memeli cinsi, Pleistosen sonunda tamamen ortadan kalkmıştır.
Yeni Zelanda gibi izole adalarda, megafaunal yok oluş çok daha yakın tarihlidir ve insan yerleşiminin ardından birkaç yüzyıl içinde gerçekleşmiştir. Yeni Zelanda'nın uçamayan dev kuşları olan moa'lar, insan avcılığı ve ekosistem değişiklikleri sonucunda 13. yüzyıl sonrasında tamamen yok olmuştur.
Yok oluşların etkileri, sadece tür düzeyinde değil, aynı zamanda ekolojik işlevler açısından da büyük olmuştur. Özellikle büyük frugivor (meyve ile beslenen) hayvanların ortadan kalkması, tohum yayılımı gibi süreçlerde ciddi aksamalara yol açmıştır.
Ekolojik Önem
Megafaunalar, büyük meyveli bitkilerin uzun mesafeli tohum yayılımını sağlayan temel etmenlerdi. Bu hayvanların yok olmasıyla birlikte bazı bitkilerin tohumları yalnızca yerçekimi, su akıntısı, küçük kemirgenler ya da insanlar tarafından taşınabilmekte; bu da yayılım alanlarını ciddi biçimde sınırlamaktadır.
Ada ekosistemlerinde megafaunanın kaybı daha hızlı zincirleme etkiler doğurur, çünkü yerlerine geçebilecek orta büyüklükte frugivorlar genellikle mevcut değildir.


