Mihrişah Sultan Çeşmesi, 1806 yılında Osmanlı Padişahı III. Selim tarafından, annesi Mihrişah Sultan’ın anısına, İstanbul’un Anadolu yakasında, Boğaziçi kıyısındaki Küçüksu Kasrı’nın önüne inşa ettirilmiş anıtsal bir meydan çeşmesidir. Barok ve ampir üslupları arasında geçişi yansıtan mimarisiyle dikkat çeken bu yapı, Boğaziçi’nin klasik döneme ait en nadide kamusal mimari örneklerinden biri olarak kabul edilir. İstanbul’un Beykoz ilçesi sınırlarında, Küçüksu Caddesi üzerinde yer alan çeşme, bulunduğu konum nedeniyle Küçüksu Kasrı Çeşmesi olarak da anılmaktadır.

Mihrişah Sultan Çeşmesi (Türkiye Kültür Portalı)
Tarihçe
Küçüksu bölgesi, Osmanlı döneminde hem padişahların hem de halkın rağbet ettiği mesire yerlerinden biri olarak öne çıkmaktaydı. Sultan III. Selim, 1792 yılında annesi Mihrişah Sultan’ın anısına Küçüksu Kasrı'nın ahşap yapısını yeniletmiş, arka tarafında yer alan çayırlık mesire alanını düzenletmiş ve 1806’da bu çeşmeyi inşa ettirmiştir. Çeşmenin kitabesi, dönemin önde gelen devlet adamlarından Hafifzade Mehmed Paşa tarafından kaleme alınmış ve toplam otuz iki satırdan oluşmaktadır. Yapının dört cephesine yerleştirilen bu kitabeler, hem tarihî belge değeri taşır hem de edebî üslubuyla dikkat çeker. Çeşmenin geniş yüzünde yer alan tuğra ise Sultan III. Selim’e aittir.
Mimari Özellikler
Mimarının kim olduğu kesin olarak bilinmeyen Mihrişah Sultan Çeşmesi, kareye yakın dikdörtgen (3.20 x 3.90 m) planlı, dört yüzlü ve meydan çeşmesi tipinde tasarlanmıştır. Bu yönüyle dönemin anıtsal su mimarisi geleneğini sürdürmektedir. Deniz kıyısına inşa edilen çeşme, üç basamaklı bir platform üzerinde yer almakta olup, günümüzde görülen platform özgün değildir.
Yapının köşeleri, başlık ve kaideye sahip gömme sütunlarla vurgulanmıştır. Her cephesinde bulunan küçük kulecikler, merkezi kubbenin hem taşıyıcılığını artırmakta hem de görsel bütünlüğü güçlendirmektedir. Kubbe, taş konsollara oturtulmuş geniş saçaklarla çevrelenmiş; bu saçaklar dışa taşırılmış ve zengin ampir tarzı bezemelerle süslenmiştir.
Çeşmenin karşılıklı iki yüzünde, dışa taşırılmış yalaklar yer almakta ve bunlar S biçimli barok konsollar ile desteklenmektedir. Akant yapraklarıyla bezeli bu konsollar, çeşmeye dönemin süsleme anlayışını yansıtan bir detay kazandırır. Muslukların yer aldığı yuvarlak kemerli, sığ nişlerin kilit taşlarında akant ve deniz kabuğu motifleri yer almaktadır. Niş dışındaki yüzeyler ise alçak kabartma tekniğiyle yapılmış soyut dal ve çiçek motifleriyle bezenmiştir.
Sanat Tarihi ve Kültürel Değeri
Mihrişah Sultan Çeşmesi, Barok üslubun Osmanlı mimarisindeki yerel yorumu ile ampir tarzın etkilerini aynı bünyede birleştiren nadir örneklerdendir. Bu yönüyle hem Batı etkilerinin Osmanlı mimarisine yansıması hem de klasik çeşme mimarisinin son dönem temsilcilerinden biri olarak önemlidir.
Özellikle 19. yüzyıl Boğaziçi gravür ve resimlerinde sıkça betimlenen çeşme, hem sanatsal hem de tarihî bağlamda İstanbul’un kent hafızasında mühim bir yere sahiptir. Yapı, zamanla etrafındaki düzenlemelerden etkilenmiş olsa da mimari bütünlüğünü büyük oranda koruyarak günümüze ulaşmıştır.


