KÜRE LogoKÜRE Logo
BlogGeçmiş
Blog
Avatar
Ana YazarMuhammed Emin Ortakuş30 Nisan 2025 21:35

Okurun, Yazarın Dünyasında Aradığı

fav gif
Kaydet
kure star outline

Eskiden beri yazmanın zor bir iş olduğunu düşünürüm. Yazarın, düşüncelerini belli bir fikir etrafında toplayarak ve belirlediği çerçevenin dışına çıkmadan bir konuyu ele alması; bir gemi kaptanının gemisini azgın dalgalardan, fırtınalardan, yağmurdan ve denizdeki türlü tehlikelerden kurtarıp çıktığı limandan varacağı limana rotasından sapmadan ulaştırmaya çalışmasına benzer. Yazar da tıpkı bir kaptan gibi, yazısının ilk harfinden son noktasına kadar, zihninde oluşan fikri dalgalanmaları bertaraf ederek istikametini korumaya çalışır. Bu nedenle her türlü yazı eylemi, yazarının yoğun emeği ve dikkatiyle şekillenir. İster şiir, ister roman, ister fikir yazısı, isterse bir gazete ya da dergi yazısı olsun tamamlanmış her yazı, içeriğinden bağımsız olarak bir takdiri hak eder.

Okurun Metinle İmtihanı

Okurun durumu da en az yazarınki kadar kıymetlidir. Yazar, fikirlerini kâğıda aktarmayı başarsa da yazılı anlatım çoğu zaman sözlü anlatımdan daha zor anlaşılır. Bu yüzden yazar ile okuyucu arasındaki bağ, metnin okuyucuya kendisini ne ölçüde açabildiği ile doğrudan ilişkilidir. Burada en büyük sorumluluk aslında okura düşer. Okur, metinle karşılaştığında yazarın sesini duymak, onun dünyasına adım atmak ister.

Peki, bir metnin kendisini bize açması için neden bu kadar çaba gösteririz? Nihayetinde yaşadığımız çağ, hız çağı olarak adlandırılıyor. Günümüzde insanlar bize "Bu kadar uğraşma, oku geç" diyebilir. Hatta kimileri, "Özeti vardır, ona bakarsın" diyerek işin kolayına kaçmayı önerir. Ancak bir şeyin özetini okumak, bize gerçek bilgi vermez. Özeti okuduğumuzda, aslında yazarın düşüncelerini değil, başka birinin metne dair yorumunu okumuş oluruz. Bu da bizi taklitçiliğe götürür.

Metnin Katmanlarında Yolculuk

Bazı metinler ilk okumada karmaşık ve anlaşılması güç olabilir. Ancak okur yılmaz. Çünkü bilir ki bazı metinler yazarının karmaşık zihin dünyasına açılan kapılardır. Okur, metinle konuşur, yazarına sorular sorar, cevaplar arar. Metin, kendisini açana kadar bu uğraş devam eder.

Okur için metin bir yapboz gibidir. Yazarın cümlelerinin içine serpiştirdiği ana fikir parçalarını bulmak, onları bir araya getirerek bütün resmi görmek okurun işidir. Bu uğraş, okurun yazarın dünyasına nüfuz etmesini sağlar. Okur, bir bilinmeze doğru yolculuğa çıkar. Bir labirentte yolunu bulmaya çalışan bir gezgin gibi, metinde de yolunu arar.

Yazarın Okura Uzattığı El

Bu ilişki içinde yazar da okura yardımcı olmaya çalışır. Kullandığı kavramları açık ve net bir şekilde sunar, üstü kapalı ifadeleri okuyucunun anlayabileceği arka plan bilgileriyle destekler. Kimi zaman kavramları tanımlar, kimi zaman cümlelerin altındaki anlam bütünlüğünü açıklığa kavuşturur. Özünde yazar, okura bilgi aktarmayı amaçlar. Böylece yazar ile okur arasında bir bağ kurulur.

Kavramlar: Yazarın Dünyasının Anahtarları

Her metin, yazarın okuyucuyla diyalog kurma çabasıdır. Dünyadaki büyük düşünürler, fikirlerini insanlara aktarırken kelimelerin gücünden faydalanmışlardır. Mevcut kavramlar ya da yeni ürettikleri kavramlar, onların fikirlerini taşımak için kullandıkları anahtarlardır. Örneğin:

  • İbn Haldûn’da "umrân",
  • Platon’da "idea",
  • Aristoteles’te "varlık",
  • Farabi ve İbn Sînâ’da "sudur",
  • Kant’ta "fenomen" kavramları karşımıza çıkar.

Bu kavramları anladıkça, yazarın zihninin kapılarını aralamış oluruz. Eski Mısır’da papirüsler üst üste yazılarak tekrar kullanılırdı. Günümüzde bu papirüsleri katman katman inceleyerek eski yazıları ortaya çıkaran arkeologlar gibi, okur da metnin katmanlarını açarak yazarın fikirlerine ulaşmaya çalışır.

Metinle Derinlemesine İlgilenmek Neden Önemli?

Günümüzde çoğu insan, metni sadece hızlıca tüketmek ister. Ancak özet okumak, başka birinin süzgecinden geçmiş bilgiyi almak demektir. Oysa bir metnin içine dalmak, yazarın düşünce evrenine doğrudan girmektir. Bazı metinler karışıktır, evet. İlk okumada her şey açık olmayabilir. Ancak yılmadan metni yeniden okumak, sorular sormak gerekir. Okur metinle konuştukça, yeni anlam katmanları keşfeder.

Jacques Derrida’ya göre, bazen metin yazarından bağımsız olarak da kavranabilir. Ona göre bir metin en küçük parçalarına ayrılarak incelendiğinde, yazarın anlatmak istediklerinden daha fazlası ortaya çıkabilir. Bu, yapısökümcü bir bakış açısıdır. Ancak bu görüşe itirazlar da vardır: Bir metni, yazarından ve döneminden bağımsız okumak ne kadar sağlıklıdır?

Okur ve Yazar Arasındaki Görünmez Köprü

Yazar açısından bakıldığında, kâğıda döktüğü her harf, okuyucuya bir bilgi sunma çabasıdır. En bohem yazar bile metin aracılığıyla okuruyla bağ kurmak ister. Roman, fikir yazısı ya da şiir fark etmez; her metin okura ulaşmak için yazılır.

Metin, bize kendini açtıkça, biz de yazarın dünyasına daha çok yaklaşırız. İster klasik yöntemlerle, ister postmodern bir yaklaşımla ilerleyelim; her durumda kavramlar, metnin anahtarıdır.

Kaynakça

Barthes, Roland. 1967. "Yazarın Ölümü." Çev. Ayşe Demir. Edebiyat Kuramı Dergisi 12 (3): 45-60.

Demirtaş, Mustafa. 2019. "Yazarın Ölümü ve Geri Dönüşü: Yazarın Rolü Üzerine Bir Değerlendirme." Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 21 (1): 93-114.

Çelik, Emrullah. 2020. "Postmodern Anlatıların Üstkurmaca Dünyasında Yazar ve Okur." İlkyaz Dünya Genç Yazarlar Platformu, 18 Ağustos 2020. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2025. Okurunu Arayan Yazar - Oggito

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Blog İşlemleri

KÜRE'ye Sor