Şakir Zümre, 20. yüzyılın ilk yarısında Türkiye’de modern savunma sanayisinin şekillenmesinde belirleyici rol oynayan, Cumhuriyet döneminde kurulan ilk özel askerî silah ve mühimmat fabrikasının sahibi olan sanayici ve girişimcidir.

Şakir Zümre ve Fabrikasında Üretilen Tayyare Bombaları (Atilla Oral Arşivi)
Aile Kökeni, Doğumu ve Eğitim Hayatı
Varna’daki Yılları
Şakir Zümre’nin asıl adı “Zümrezade Ahmet Şakir”dir. 1885 yılında Bulgaristan’ın Varna şehrinde doğmuştur. Doğduğu şehir olan Varna, aynı dönemde Bulgaristan’daki Türk nüfusunun yoğun olarak bulunduğu merkezlerden biridir. Şakir Zümre’nin ailesi, Bulgaristan’ın ileri gelen aileleri arasında yer almaktadır.
Aile ilişkileri arasında Mareşal Fevzi Çakmak bulunmaktadır. Fevzi Çakmak, Şakir Zümre’nin teyzesinin oğludur. Bu akrabalık bağı, Zümre’nin aile çevresinin dönemin askerî ve siyasi çevreleriyle temas hâlinde olduğunu göstermektedir.
Şakir Zümre, çocukluk ve ilk gençlik yıllarını Varna’da geçirmiştir. Bu dönemde temel eğitimini tamamlamıştır. Varna’daki eğitimi sonrasında yükseköğrenim amacıyla İsviçre’ye gitmiştir.
Cenevre’de Lise ve Hukuk Öğrenimi
Şakir Zümre, ortaöğrenim ve yükseköğrenim hayatını İsviçre’nin Cenevre şehrinde sürdürmüştür. Cenevre’de lise eğitimi almış ve lise öğrenimini burada tamamlamıştır.
Lise öğreniminin ardından yine Cenevre’de hukuk eğitimine başlamış ve hukuk tahsilini 1908 yılında tamamlamıştır. Bu tarih, Şakir Zümre’nin hukuk alanındaki akademik eğitimini bitirerek meslek hayatına geçişinin başlangıcıdır.
Cenevre’deki eğitim süreci, iki aşamalı bir yapıya sahiptir: önce lise düzeyinde eğitim, ardından hukuk öğrenimi. Bu eğitimlerin tamamlanmasının ardından Bulgaristan’a dönmüş ve mesleki faaliyetlerine başlamıştır.
Bulgaristan’daki Mesleki Faaliyetleri ve Siyasi Yaşamı
Avukatlık Dönemi
Şakir Zümre, 1908 yılında Cenevre’deki hukuk öğrenimini tamamladıktan sonra Bulgaristan’a dönmüş ve Balçık’ta avukatlık yapmıştır. Bu çalışma dönemi, hukuk eğitiminden sonraki ilk mesleki faaliyeti olarak başlamıştır. Avukatlık yaptığı Balçık, o tarihte Türk nüfusunun bulunduğu bölgelerden biridir. Bu dönemin hangi yılları kapsadığına ilişkin kesin bir tarih aralığı belirtilmemektedir. Avukatlık faaliyetlerinin ardından ticari alana yönelmiştir.
Bulgaristan-Romanya Sınırındaki Ticari Faaliyetler
Şakir Zümre, avukatlık sürecinden sonra Bulgaristan-Romanya sınırında ticaretle uğraşmaya başlamıştır. Bu ticaret faaliyetleri çeşitli ürünlerin alım-satımını, hammadde teminini, taşımacılık ve dağıtım işlerini kapsamıştır. Ürün grupları arasında savunma sanayisinde kullanılan bazı hammaddeler de yer almıştır. Bu dönemde silah ve mühimmat üretiminde kullanılan malzemelerin tedarik süreçlerinde de bulunmuştur. Ayrıca bölgedeki atölyelere finansman, iş gücü temini ve lojistik konularında destek sağlamıştır. Bulgaristan-Romanya sınırının ekonomik açısından hareketli bir bölge olmasının etkisiyle ticaret faaliyetleri geniş bir malzeme dolaşımını içermiştir.
Bulgar Parlamentosu’nda Türk Milletvekilliği
Şakir Zümre, ticari çalışmalarından sonra siyasi hayata dahil olmuş ve Birinci Dünya Savaşı öncesinde Bulgar Parlamentosu’nda Varna’dan Türk milletvekili olarak görev yapmıştır. Bu görev, Bulgaristan’daki Türk nüfusunun temsiline yönelik bir siyasi faaliyettir. Parlamentoda Varna bölgesini temsil etmiş ve Türk azınlık milletvekilleri arasında yer almıştır. Milletvekilliği döneminin Birinci Dünya Savaşı öncesindeki yılları kapsadığı belirtilmektedir. Bu görev, Şakir Zümre’nin Bulgaristan’daki siyasi yaşamının önemli bir bölümünü oluşturmuştur.
Mustafa Kemal ile Tanışması ve İlişkileri
Fevzi Çakmak Aracılığıyla Kurulan Temas
Şakir Zümre ile Mustafa Kemal’in tanışması, Mustafa Kemal’in Bulgaristan’a askerî ataşe olarak gidişi sırasında gerçekleşmiştir. Mustafa Kemal Bey, görevlendirilmeden önce Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği’ne yaptığı veda ziyareti sırasında Fevzi Çakmak tarafından Şakir Zümre’den bahsedilmiştir. Fevzi Çakmak, bu görüşmede Mustafa Kemal’e Bulgaristan’da bulunan akrabası Şakir Zümre’nin kendisine bazı konularda yardımcı olabileceğini söylemiştir.
Bu bilgilendirmenin ardından Mustafa Kemal ile Şakir Zümre Bulgaristan’da bir kafede buluşmuş ve ilk temas bu görüşmeyle kurulmuştur. Bu tanışmadan sonra iki isim bir araya gelmeye devam etmiş ve temasları sürmüştür. Fevzi Çakmak’ın bu süreçteki rolü, Mustafa Kemal’in Bulgaristan’daki görevi öncesinde yapılan görüşmede aracılık ederek iki kişi arasında iletişimi başlatması şeklinde ortaya çıkmıştır.
Sofya Yılları ve Dostluk İlişkileri
Mustafa Kemal’in Sofya’da askerî ataşe olarak görev yaptığı dönemde Şakir Zümre de Bulgaristan’da bulunmaktaydı. Tanışmalarının ardından iki isim düzenli olarak görüşmüş ve aralarındaki temas devam etmiştir. Aktarımlarda, Sofya’daki bu süreçte aralarında kurulan arkadaşlığın ilerlediği ve birlikte sıkça vakit geçirdikleri belirtilmektedir.
Bu dönemde Şakir Zümre, Balkan bölgesinde savunma amaçlı üretimde kullanılan bazı hammaddelerin ticaretiyle ilgilenmekteydi. Ayrıca savunma üretimi yapan çeşitli atölyelere finansman, iş gücü ve lojistik desteği sağlamaktaydı. Mustafa Kemal ile temasları, Zümre’nin bu faaliyetleri yürüttüğü dönemle aynı zamana denk gelmiştir.
Sofya yıllarına ilişkin anlatımlarda, Mustafa Kemal ile Şakir Zümre arasında kurulan arkadaşlığın güçlü olduğu ifade edilmektedir. Bu bağlamda, Mustafa Kemal’in Şakir Zümre’nin ileride hangi alanda faaliyet göstereceğine dair görüş belirttiği ve Zümre’nin siyaset yerine sanayi alanına yönelmesi konusunda telkinde bulunduğu aktarılmaktadır. Atatürk’ün bir sohbet sırasında Şakir Zümre’nin sanayi faaliyetlerine yönelmesini istediğini belirten ifadeler de yer almaktadır.
Bu bilgiler doğrultusunda, Sofya’da kurulan ilişki, Şakir Zümre’nin daha sonraki yıllarda Türkiye’de sanayi alanında üstleneceği faaliyetlerin başlangıç noktalarından biri olarak ortaya çıkmaktadır.
Balkanlar’da Silah ve Mühimmat Üretimine Katkıları
Bulgaristan ve Makedonya’daki Atölyelerle İlişkiler
Şakir Zümre, Bulgaristan’a dönüşünün ardından Balkan coğrafyasında savunma amaçlı üretim yapan çeşitli silah ve mühimmat atölyeleriyle temas hâlinde bulunmuştur. Bulgaristan ve Makedonya’da faaliyet gösteren bu atölyeler, dönemin askerî ve siyasi ortamı içinde modern cephane üretimi yapılan merkezlerdir. Bu atölyelerde imal edilen bazı silah ve mühimmat ürünleri, bölgedeki çatışma koşulları doğrultusunda sevk edilmiştir.
Atölyelerin bulunduğu bölgeler, Türk nüfusunun da yer aldığı alanlardır. Bu üretim merkezlerinin faaliyetlerinin desteklenmesinde Şakir Zümre’nin adı yer almakta, söz konusu atölyelerin üretim süreçleriyle ilişkisi açık şekilde görülmektedir.
İş Gücü, Finans ve Lojistik Desteği
Şakir Zümre, Balkanlar’da savunma amaçlı üretim yapan bu merkezlere finansman, iş gücü ve lojistik alanlarında çeşitli destekler sağlamıştır.
Finansman desteği, atölyelerin ihtiyaç duyduğu hammaddelere erişimi, üretim için gerekli malzemelerin teminini ve üretim kapasitesinin sürdürülmesini kapsamaktadır. İş gücü desteği, ustaların, teknik personelin ve üretimde görev alacak çalışanların organizasyonunu içermekte; lojistik destek ise üretilen mühimmatın sevki, taşınması ve ilgili bölgelere ulaştırılmasıyla yürütülen faaliyetleri kapsamaktadır.
Bu destekler, Balkanlarda savunma amaçlı üretim yapan atölyelerin faaliyetlerinin devam etmesinde rol oynayan unsurlar arasında yer almaktadır. Üretim süreçlerinin yürütülmesi, malzemelerin taşınması ve dağıtım düzenlerinin sağlanması bu katkıların temel alanlarını oluşturmaktadır.
İstiklal Savaşı’na Sağlanan Katkılar ve İstiklal Madalyası
Balkanlardaki atölyelerde üretilen modern silah ve mühimmatın bir bölümü Türkiye’ye ulaştırılmış ve İstiklal Savaşı sırasında kullanılmıştır. Bu süreçte iş gücü, finans ve lojistik alanlarında yürütülen faaliyetler, söz konusu cephanenin Anadolu’ya ulaşmasında etkili olmuştur.
Türkiye’de verilen bağımsızlık mücadelesi sırasında bu cephane desteği, savaşta ihtiyaç duyulan mühimmatın teminine katkı sağlamıştır. Bu faaliyetler dolayısıyla Şakir Zümre’ye İstiklal Madalyası verilmiştir.
Bu madalya, Balkanlarda yürütülen üretim ve tedarik çalışmalarının resmî düzeyde karşılık bulduğunu göstermektedir. Üretim ve sevkiyat süreçlerinde gerçekleştirilen çalışmalar, Şakir Zümre’nin İstiklal Savaşı dönemindeki faaliyetlerinin temel unsurları arasında yer almıştır.
Türkiye’ye Davet ve İstanbul’a Yerleşme Süreci (1923)
Atatürk’ün Çağrısı
Şakir Zümre, İstiklal Savaşı dönemindeki faaliyetlerinin ardından 1923 yılında Türkiye’ye davet edilmiştir. Davet, Mustafa Kemal tarafından yapılmıştır. Aktarılan bilgilere göre Mustafa Kemal Paşa, Şakir Zümre’nin Türkiye’ye gelmesini ve sanayi alanında faaliyet göstermesini istemiştir. Bu çağrının ardından Şakir Zümre Türkiye’ye dönmüş, İstanbul’a yerleşmiş ve burada çalışmalarına başlamıştır.
Zümre’nin Sofya’da Mustafa Kemal ile tanışmış olması ve aralarındaki temasların sürmüş bulunması nedeniyle bu davete olumlu yanıt verdiği belirtilmektedir. Türkiye’ye geldikten sonra sanayi alanında üretim yapmaya yönelik hazırlıklar yapmış ve Cumhuriyet’in kuruluş döneminde ortaya çıkan ihtiyaçlara yönelik girişimlerde bulunmuştur.
Osmanlı Tapa Fabrikasının Tahsisi
Şakir Zümre’nin Türkiye’ye yerleşmesinden sonra kendisine İstanbul’da üretim yapabilmesi amacıyla Osmanlı döneminden kalma bir tapa fabrikası tahsis edilmiştir. Tahsis işlemi devlet tarafından yapılmış; fabrika eski bir askerî tesis konumundadır.
Bu yapı, Şakir Zümre’nin sanayi faaliyetlerine başlayabilmesi için ilk fiziksel alanı oluşturmuştur. Tesis, İstanbul’un Haliç bölgesinde yer almaktaydı ve daha önce askerî amaçlarla kullanılan bir kuruluş niteliği taşımaktaydı. Şakir Zümre, Türkiye’ye geldikten sonra üretim hazırlıklarını bu tesiste yürütmüştür.
Bu tahsisin ardından Şakir Zümre, 1925 yılında Türkiye’nin ilk özel askerî silah ve mühimmat fabrikasını kurma sürecine geçmiştir. Osmanlı tapa fabrikasının tahsisi, bu fabrikanın kuruluş sürecinin başlangıç noktasını oluşturmuştur.
Türk Savunma Sanayisinin İlk Özel Askerî Fabrikası (1925)
Fabrikanın Kuruluşu
Şakir Zümre, 1925 yılında İstanbul’da Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk özel askerî fabrikasını kurmuştur. Fabrika, “Zümrezade Ahmet Şakir ve Ortakları” unvanıyla faaliyet göstermiş ve “Türk Sanayii Harbiye ve Madeniye Fabrikası” adıyla anılmıştır. Kuruluş yeri İstanbul Haliç kıyısındaki Karaağaç mevkiidir. Bu alanda daha önce bulunan Karaağaç Tapa Fabrikası’nın kalıntılarından yararlanılmış ve yeni fabrikanın yerleşim sahası bu bölge olmuştur. Bu kuruluş, erken Cumhuriyet döneminde devlet dışında özel girişimle oluşturulan ilk askerî üretim tesisi niteliği taşımaktadır.

Şakir Zümre ve Fabrikasında Üretilen Tayyare Bombaları (Anadolu Ajansı)
Üretim Profili
Fabrikanın üretim faaliyetleri geniş bir askerî mühimmat yelpazesini kapsamıştır. Çeşitli ağırlıklarda uçak bombaları imal edilmiştir; bu bombaların ağırlıkları 1 kilogramdan 900 kilograma kadar değişmiştir. Uçak bombalarının yanı sıra kara birlikleri için el bombaları üretilmiştir. Türk Deniz Kuvvetleri’nin ilk denizaltı su bombaları da bu fabrikada imal edilmiştir. Ayrıca ateşli silahlar ve çeşitli kalibrelerde mühimmat üretilmiş; silah ve fişek grupları kara ve deniz kuvvetlerine teslim edilmiştir. Mayınlar ve farklı mühimmat türleri de fabrikanın üretim listesinde yer almıştır.

"Hava Hücumlarından Koruma Cemiyeti" Tarafından Eminönü Meydanında Teşhir Edilen Tayyare Bombası (Anadolu Ajansı)
Askerî üretimin yanında sivil üretim faaliyetleri de yürütülmüş; özellikle soba üretimi zaman içinde yaygınlaşmış ve “Şakir Zümre sobaları” adıyla tanınmıştır. Türkiye İş Bankası için metal kumbaralar da bu tesiste üretilmiştir. Türk Hava Kuvvetleri’nin ilk bombardıman bombaları ile Türk Deniz Kuvvetleri’nin ilk denizaltı su bombaları bu fabrikada imal edilmiştir.
Yurtiçi ve Yurtdışı Satışlar
Fabrika, Türk Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerinin ihtiyaçları için üretim gerçekleştirmiştir. Uçak bombaları, el bombaları, denizaltı bombaları, ateşli silahlar ve çeşitli mühimmat türleri silahlı kuvvetlere teslim edilmiştir. Yurtdışı satışlar arasında Yunanistan, Bulgaristan, Polonya ve Mısır yer almıştır. Bu ülkelere uçak bombaları ve diğer mühimmat çeşitleri ihraç edilmiştir. 1937 yılında Yunanistan ile bomba satışı konusunda 1,5 milyon Türk Lirası tutarında bir anlaşma yapılmıştır.
İkinci Dünya Savaşı döneminde Türkiye’de üretilen Şakir Zümre bombaları, aynı dönemde Nuri Demirağ tarafından imal edilen uçaklarla birlikte anılmıştır. Uçak üretimine dair teknik bilginin Almanya’daki Junkers firmasından sağlandığı ve üretilen uçaklarla birlikte bu bombaların Alman kuvvetlerine karşı kullanıldığı bildirilmiştir. Fabrika, bu üretim ve ihracat faaliyetleri sayesinde Türkiye’nin savunma sektöründe geniş bir coğrafyaya hitap eden bir tesis olarak çalışmıştır.
Fabrikanın İnsan Gücü ve Çalışma Düzeni
Fabrikada yaklaşık 2.000 işçi görev almıştır. Bu çalışanların 40’ı kadınlardan oluşmuş; kadın işçiler laboratuvar birimlerinde, planya tezgâhlarında ve torna tezgâhlarında çalışmıştır.
Hammadde temini için bir gemi kullanılmış; bu gemi Karabük ve Zonguldak’tan kok kömürü ile çelik getirmiştir. Çelik, bomba gövdeleri ve çeşitli mühimmat parçalarının üretiminde; kok kömürü ise döküm ve ısıl işlem süreçlerinde kullanılmıştır. Üretilen bomba ve mühimmatın testleri için düzenli deneme faaliyetleri yapılmıştır. Tayyare bombalarının denemeleri, İstanbul çevresindeki belirli sahalarda gerçekleştirilmiştir. Bu testler arasında Hasdal bölgesi de bulunmaktadır. Bombalar tayyarelerden atılarak denenmiştir.

Şakir Zümre Fabrikasında Torna Tezgahında Çalışanlar (Anadolu Ajansı)
İkinci Dünya Savaşı sonrası Türkiye’ye gelen Junkers uçaklarıyla yapılan denemeler ile savaş öncesi yerli uçaklarla yapılan denemeler aynı süreç içinde yürütülmüştür.
Fabrikada üretim birimleri; idari ofisler, laboratuvarlar, dökümhane, talaşlı imalat atölyeleri ve montaj hatlarından oluşmuştur. Çelik ve diğer metal malzemeler bu birimler arasında işlenmiş ve nihai ürün hâline getirilmiştir.
İş gücü, mühendislerden, ustabaşlarından, torna ve planya operatörlerinden, döküm işçilerinden, laboratuvar çalışanlarından ve yardımcı hizmet birimlerinde görev yapan personelden oluşmuştur. Kadın çalışanlar özellikle laboratuvar ve ince metal işçiliği gerektiren bölümlerde görev almışlardır.
İkinci Dünya Savaşı Yıllarında Faaliyetler
Savaş Dönemindeki Üretim
İkinci Dünya Savaşı yıllarında Şakir Zümre Fabrikası, üretim faaliyetlerini artırarak sürdürmüştür. Bu dönemde fabrikanın üretim yelpazesi genişlemiş; farklı türlerde mühimmat, bomba ve ateşli silah üretimi yapılmıştır. Türkiye’nin savaş dışı konumuna rağmen askerî hazırlıkların güçlendirilmesi amacıyla çeşitli ağırlıklarda uçak bombaları, el bombaları, denizaltı bombaları ve diğer mühimmat grupları imal edilmiştir. Bu dönem, fabrikanın üretim kapasitesinin yoğun olarak kullanıldığı yıllar olmuştur.
Aynı süreçte fabrika sivil üretime de devam etmiş; soba ve metal eşya türü ürünlerin imalatı sürdürülmüştür. Ancak savaş koşulları nedeniyle askerî üretim fabrikanın temel üretim alanını oluşturmuştur.
Türk Hava Kuvvetlerinin İlk Bombaları
Türk Hava Kuvvetlerinin kullandığı ilk bombalar Şakir Zümre Fabrikası’nda üretilmiştir. Üretim, 1 kilogramdan 900 kilograma kadar değişen çeşitli ağırlıklardaki bombaları kapsamıştır. İmal edilen bombalar, uçaklardan atılarak yapılan testlerle denenmiş ve hava kuvvetlerinin kullanımına sunulmuştur. Testlerin İstanbul çevresindeki tayyare deneme sahalarında gerçekleştirildiği belirtilmektedir. Bu bombalar, Türk Hava Kuvvetlerinin yerli üretim ağır mühimmat kullanımına başladığı ilk ürünler arasında yer almıştır.

Şakir Zümre Fabrikasında Müşterilerle Birlikte (Anadolu Ajansı)
Türk Deniz Kuvvetlerinin İlk Denizaltı Bombaları
Türk Deniz Kuvvetlerinin ilk denizaltı su bombaları da Şakir Zümre Fabrikası tarafından üretilmiştir. Bu su bombaları denizaltı tehditlerine karşı kullanılmak üzere imal edilmiş ve Türk Deniz Kuvvetlerine teslim edilmiştir. Üretim süreci; çelik gövde imalatı, doldurma işlemleri, kapak montajı ve saha testlerinden oluşmuştur. Bu tür bombalar, Türkiye’de özel sektör tarafından üretilen ilk deniz kuvvetleri mühimmatları arasında yer almaktadır.
Alman Uçaklarıyla İlişkili Kullanım Alanları
İkinci Dünya Savaşı sonrasında Türkiye’ye giren bazı Alman yapımı uçaklarla Şakir Zümre tarafından üretilen bombaların birlikte kullanıldığı belirtilmiştir. Almanya’da üretilen Junkers tipi uçakların Türkiye’de gerçekleştirilen bomba testlerinde kullanıldığı ifade edilmektedir.
Ayrıca, savaş döneminde üretilen uçakların teknik bilgisinin Almanya’daki Junkers firmasından sağlandığı; bu uçaklarla birlikte Şakir Zümre bombalarının savaşta Alman kuvvetlerine karşı kullanıldığı bilgisi yer almaktadır.
NATO Dönemi ve Üretimin Durdurulması
Marshall Yardımları
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Türkiye, Marshall Planı kapsamında yer almış ve bu program çerçevesinde ekonomik ve askerî nitelikte çeşitli yardımlar sağlanmıştır. Bu kapsamda savunma malzemeleri, ağır sanayi ürünleri ve askerî teçhizat Türkiye’ye ulaştırılmış; söz konusu yardımlar savaş sonrası dönemde yürütülen yeniden yapılanma faaliyetlerinde kullanılmıştır. Marshall yardımlarının Türkiye’ye akışı, yerli üretim temelli savunma sanayisi faaliyetlerinin sürdürülebilirliğini etkilemiştir.
ABD’nin Ücretsiz/Ucuz Silah ve Mühimmat Göndermesi
Marshall yardımlarına ek olarak ABD, Türkiye’ye ücretsiz veya düşük maliyetli silah ve mühimmat göndermiştir. Bu gönderimler farklı türlerde askerî malzemeleri içermiş ve Amerikan yapımı silah-mühimmat sistemleri Türk Silahlı Kuvvetleri envanterinde geniş yer edinmiştir. Bu teçhizatın maliyetinin ya çok düşük tutulması ya da tamamen karşılıksız sağlanması nedeniyle, Türkiye’nin askerî tedarikinde dış kaynaklı ürünlerin payı artmıştır. Bu gelişme sonucunda yerli üretimin talep görme oranı önemli ölçüde azalmıştır.
Yerli Üretimin İşlevsiz Hâle Gelişi
ABD’den gelen ücretsiz veya düşük maliyetli mühimmat ve silahlar nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetlerinin yerli üretime dönük ihtiyacı azalmış ve Şakir Zümre Fabrikası’nın üretimine yönelik siparişler düşmüştür. Bazı mühimmat kalemlerinde siparişlerin tamamen sona ermesi, fabrikanın askerî üretim kapasitesini doğrudan etkilemiştir.
Siparişlerin azalmasıyla birlikte fabrikanın üretim kapasitesi atıl duruma gelmiş; askerî üretim teknik olarak mümkün olmasına rağmen ekonomik açıdan sürdürülebilir olmaktan çıkmıştır. Bu durum, fabrikanın üretim profilinde değişiklik yapılmasını gerekli hâle getirmiştir.
Fabrikanın Soba ve Ziraat Aletleri Üretimine Yönelmesi
Askerî üretimin durma noktasına gelmesinden sonra Şakir Zümre Fabrikası, faaliyetlerini sivil üretime yönlendirmiştir. Bu kapsamda fabrikanın en bilinen sivil üretim kalemlerinden biri soba imalatı olmuştur. Sobalar geniş bir dağıtım alanına sahip olmuş ve kamuoyunda “Şakir Zümre sobaları” olarak tanınmıştır.
Soba üretiminin yanı sıra ziraat aletleri ve çeşitli metal eşya türleri de fabrikanın üretim grubuna eklenmiştir. Bu dönüşüm, fabrikanın askerî üretim rolünün sona ermesinden sonra faaliyetlerini sürdürebilmesi için uygulanan bir üretim değişikliği olmuştur.
Bu süreçte fabrikanın üretim alanı askerî nitelikten sivil nitelikli ürünlere kaymış ve NATO döneminde değişen dış tedarik koşulları nedeniyle askerî üretime dayalı ekonomik yapı sürdürülemez hâle gelmiştir.
Fabrikanın Sivil Üretim Süreci
“Şakir Zümre Sobaları”
Askerî üretimin sona ermesinden sonra Şakir Zümre Fabrikası faaliyetlerini sivil alana yöneltmiştir. Bu dönüşüm sonucunda fabrikanın en bilinen üretimlerinden biri soba imalatı olmuştur. Üretilen sobalar geniş çapta satışa sunulmuş ve kamuoyunda “Şakir Zümre sobaları” adıyla tanınmıştır.
Soba üretiminde fabrikanın mevcut metal işleme kapasitesi kullanılmıştır. Mevcut makine parkı, dökümhaneler, çelik işleme birimleri ve montaj hatları sivil ürün imalatına uyarlanmış; soba gövdeleri, baca bağlantı parçaları, ızgaralar ve diğer metal unsurlar bu hatlarda işlenmiştir.
Bu üretim hattı, savaş sonrası dönemin ekonomik koşullarına uygun bir ürün profili sunmuş ve fabrikanın sivil alanda faaliyetlerini sürdürmesine imkân tanımıştır.

Şakir Zümre Sobalarını Tanıtan Reklam (Atilla Oral Arşivi)
Türkiye İş Bankası Kumbara Üretimleri
Sivil üretim yelpazesinde yer alan bir diğer ürün grubu, Türkiye İş Bankası için imal edilen metal kumbaralardır. Bu kumbaralar, fabrikanın metal kesme, şekillendirme, presleme ve montaj kapasitesi kullanılarak üretilmiş; kilit mekanizmalarının montajı da üretim sürecinin bir parçası olmuştur. Bu kumbara imalatı, fabrikanın savaş sonrası dönemde yürüttüğü seri metal üretimi faaliyetlerinin örneklerinden biridir.
Savaş Sonrası Üretim Değişimi
Savaş sonrası ekonomik ve askerî koşulların değişmesiyle birlikte Şakir Zümre Fabrikası, üretim profilini askerî mühimmat imalatından tamamen sivil üretime çevirmiştir. Bu çerçevede fabrika; soba, ziraat aletleri, çeşitli metal ev eşyaları ve bankalara yönelik kumbara türü ürünlerin imalatıyla faaliyetlerini sürdürmüştür.
Bu dönüşüm kapsamında fabrikanın makine düzeni yeniden yapılandırılmış; talaşlı imalat tezgâhları, döküm birimleri ve montaj hatları sivil üretimin gerektirdiği teknik işlemlere uygun hâle getirilmiştir.
Üretim değişimi fabrikanın tamamen kapatılmasından önceki son çalışma dönemini oluşturmuş; ürün yelpazesi genişletilmiş ve metal eşya üretimi çeşitli müşteri gruplarına sunulmuştur. Fabrikadaki iş gücü de sivil üretim hatlarında faaliyet gösterecek şekilde yeniden organize edilmiştir.
Savunma Sanayindeki Gerilemeye Tepkiler
Cumhuriyet Bayramındaki Protesto Geçişi
Şakir Zümre’nin savunma sanayisindeki gerilemeye verdiği tepkiye ilişkin olarak, Cumhuriyet Bayramı geçişleriyle bağlantılı bir davranışı torunu tarafından aktarılmaktadır. Aktarıma göre, NATO döneminde ABD’den ücretsiz ve düşük maliyetli mühimmat gönderilmeye başlanması ve yerli üretimin durması üzerine Şakir Zümre’nin bu geçişlerde siyah takım elbise giyerek yürüdüğü belirtilmektedir. Bu davranışın, yerli savunma üretiminin sona ermesine yönelik kişisel bir tepki niteliğinde olduğu ifade edilmektedir.
Cumhuriyet Bayramı geçişinin nerede ve hangi yıllarda gerçekleştiğine dair ayrıntılar bulunmamakla birlikte, anlatımda bu davranışın yerli savunma üretimindeki kesintilerle ilişkilendirildiği aktarılmaktadır.
Yerli Üretimin Kesintiye Uğramasına İlişkin Tutumu
Türkiye’nin NATO’ya girmesi sonrasında ABD’nin ücretsiz veya düşük maliyetli mühimmat ve silah göndermeye başlaması, Şakir Zümre’nin kurduğu fabrikanın askerî üretiminin sona ermesine yol açmıştır. Bu süreçte Şakir Zümre’nin yerli üretimin durdurulmasından dolayı üzüntü duyduğu ifade edilmektedir. Üretim değişikliğine gidilmesinin kendisini olumsuz etkilediği ve moral kaybına neden olduğu belirtilmektedir.
Aynı bağlamda, fabrikanın 1952–1953 yıllarında askerî üretimi bıraktığı ve soba üretimine geçtiği bilgisi yer almaktadır. Bu değişimin nedeni olarak ABD’nin Türkiye’ye gönderdiği bedelsiz mühimmat gösterilmektedir.
Aile Hayatı
Nişantaşı’ndaki Yaşam
Şakir Zümre, eşi Zeliha Zümre ve kızı Remziye ile bir dönem İstanbul Nişantaşı’nda bir apartman dairesinde yaşamıştır. Torunu Ahmet Hüsnü Humbaracıbaşı, çocukluk yıllarını bu apartmanda geçirdiğini ve anneannesi ile dedesiyle birlikte aynı evde yaşadığını belirtmektedir.
Aile yapısına ilişkin olarak, kızı Remziye’nin Şakir Zümre’nin tek çocuğu olduğu, Ahmet Hüsnü Humbaracıbaşı’nın ise tek torunu olduğu ifade edilmektedir. Böylece Şakir Zümre’nin çekirdek aile çevresi; eşi Zeliha, kızı Remziye ve torunu Ahmet Hüsnü’den oluşmuştur.
Köşke Taşınma ve Aile Yapısı
Zeliha Zümre’nin 1947 yılında vefatından sonra Şakir Zümre, Nişantaşı’ndaki apartmandan ayrılarak fabrikanın arkasında bulunan köşke taşınmıştır. Ahmet Hüsnü Humbaracıbaşı, bu taşınma sonrasında dedesinin, kendisini 10–11 yaşlarındayken yanına aldığını anlatmaktadır.
Köşk, fabrikanın arkasında yer alan ve Şakir Zümre’nin taşındığı konut olarak tanımlanmaktadır. Humbaracıbaşı, dedesinin burada yaşadığı dönemde sahilde bir iskele bulunduğunu, bu iskeleden botla hareket ettiklerini ve cuma günleri Eyüp Sultan’a namaza gittiklerini söylemektedir.
Ölümü, Fabrikanın Kapanışı ve Mirası
1966’daki Vefatı ve Fabrikanın 1970’te Kapanışı
Şakir Zümre, 16 Haziran 1966 yılında vefat etmiştir. Şakir Zümre’nin ölümünden sonra fabrika bir süre daha faaliyet göstermiştir. 1970 yılına gelindiğinde fabrika artık kapatılmıştır. Kapanıştan önce, Haliç bölgesinin düzenlenmesi kapsamında fabrikanın bulunduğu alanın geleceğine ilişkin çeşitli planlamalar yapılmış; bu dönemde tesiste M48 tanklarının modernizasyonunu konu alan bir çalışma yürütülmüş, ancak bu çalışma tamamlanamamıştır. Bunun ardından fabrika kesin olarak kapatılmıştır.
Türk Savunma Sanayisindeki Tarihsel Yeri
Şakir Zümre tarafından kurulan fabrika, Türkiye’de özel sermaye ile askerî amaçlı üretim yapılan ilk tesis olma niteliğini taşımaktadır. 1925 yılından itibaren yürütülen faaliyetler kapsamında uçak bombaları, denizaltı su bombaları, el bombaları, mayınlar ve çeşitli mühimmat türleri üretilmiş; bu ürünler Türk Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerinin kullanımına sunulmuştur.
Fabrikanın üretim kapasitesi yalnızca Türkiye ile sınırlı kalmamış; Bulgaristan, Yunanistan, Polonya ve Mısır gibi ülkelere mühimmat ihracatı da gerçekleştirilmiştir.
Bu üretim faaliyetleri, Cumhuriyet’in erken döneminde savunma sanayisinin gelişmesi açısından önemli bir adım oluşturmuş ve özel sektör eliyle gerçekleştirilen geniş çaplı mühimmat imalatının ilk örneğini meydana getirmiştir.



