Henriette Rosine Bernhardt, bilinen adıyla Sarah Bernhardt (23 Ekim 1844, Paris – 26 Mart 1923, Paris), Fransız tiyatro oyuncusu, yazar, heykeltıraş ve tiyatro yöneticisidir. 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başında uluslararası turneleri, klasik tiyatro repertuvarındaki rolleri ve sahne dışındaki çok yönlü üretimleriyle tanınmıştır. Yaşamı boyunca Avrupa, Amerika, Afrika, Orta Doğu ve Avustralya’da turnelere çıkmış; bazı erkek rollerini üstlenmesiyle tiyatrodaki geleneksel rol dağılımlarının dışına çıkmıştır. Sessiz sinemanın erken dönemlerinde kamera karşısına geçen isimlerden biri olmuş, Paris’te kendi adını taşıyan bir tiyatro işletmiştir.
Gençliği ve Eğitimi
Çocukluk ve Gençlik
Sarah Bernhardt, 1844’te Paris’te dünyaya geldi. Annesi Julie Bernard (Bernhardt), Hollanda kökenli bir Yahudiydi; babasının kimliği kesin olarak bilinmemektedir. Çocukluk döneminde annesi çoğunlukla yanında olmadığından, bir süre bakıcıların gözetiminde büyüdü ve ardından Versailles yakınlarında Grandchamp Augustine manastır okulunda eğitim gördü. Buradaki dini eğitimi nedeniyle bir dönem rahibe olmayı düşünmüştür.
II. Napolyon’un gayri meşru üvey kardeşi Charles Duc de Morny, annesiyle olan yakınlığı üzerinden Sarah Bernhardt’ın tiyatro eğitimine yönlendirilmesinde etkili oldu. Morny’nin desteğiyle genç yaşta sahne sanatlarına yöneldi.
Eğitim Hayatı
1859’da Morny’nin sağladığı bursla Conservatoire de Musique et Déclamation’a kabul edildi. Burada iki yıl süreyle oyunculuk eğitimi aldı. Bu dönemde geçmişte tanınmış bir aktris olan Rachel’in oyunculuk yöntemi öğrencilere örnek olarak aktarılıyordu; Bernhardt da ilerleyen yıllarda Rachel’ı önemli bir referans olarak anmıştır.
1862’de Comédie-Française sahnesinde Iphigénie oyunuyla ilk kez profesyonel olarak sahneye çıktı. 1866’da kurumdan ayrılmasına yol açan bir tartışma yaşamış olsa da, bu süreç erken dönem kariyerinin şekillenmesinde etkili oldu.
Kariyeri ve Çalışmaları
İlk Yıllar ve Odéon Dönemi
Bernhardt, 1860’ların ortalarından itibaren Odéon Tiyatrosu’nda yer aldı. Alexandre Dumas’nın Kean oyununda Anna Damby rolü ve Shakespeare’in Kral Lear oyunundaki Cordelia rolüyle dikkat çekti. 1869’da François Coppée’nin Le Passant adlı oyunda genç ozan Zanetto’yu canlandırdı; bu erkek rolü, ileride üstleneceği benzer rollerin erken bir örneği olarak değerlendirilir.
Fransa-Prusya Savaşı (1870–1871)
Savaş yıllarında Odéon Tiyatrosu’nun bir bölümünü yaralı askerlerin bakımına uygun şekilde düzenledi. Savaş sonrasında Victor Hugo’nun Paris’e dönüşüyle Ruy Blas oyununda Kraliçe Maria rolünde sahne aldı.
Comédie-Française’e Dönüş ve Önemli Rolleri
1870’lerin ortasında tekrar Comédie-Française topluluğuna katıldı. Racine’in Phèdre (1874) oyununda başrol aldı. 1877’de Victor Hugo’nun Hernani oyununda Doña Sol rolünde yer aldı. 1880’de bağımsız bir kariyer yürütmek amacıyla topluluktan ayrıldı.
Uluslararası Turneler
1880’den sonra Avrupa, ABD, Kanada, Latin Amerika, Avustralya, Orta Doğu ve Osmanlı İmparatorluğu’nu kapsayan geniş bir turne programı yürüttü. 1888, 1893, 1904 ve 1908 yıllarında İstanbul’da sahne aldı; Naum Tiyatrosu başta olmak üzere dönemin çeşitli sahnelerinde performans sergiledi.
Erkek Rolleri
Bernhardt, kariyeri boyunca bazı erkek karakterleri de canlandırdı. 1899’da Shakespeare’in Hamlet oyununda başrol üstlendi. Pelléas gibi başka erkek karakterleri de oynadı.
1899 Hamlet, Laertes ile Eskrim Sahnesi (Duellist 1956)
Kendi Tiyatrosunu Kurması
1899’da Théâtre des Nations’ı uzun süreli olarak kiralayarak burayı Théâtre Sarah Bernhardt adıyla işletmeye başladı. Sahnelediği yapımlarda hem oyuncu hem de yönetici olarak görev aldı. Açılış oyunu Sardou’nun La Tosca adlı eseriydi.
Geç Dönem Çalışmaları
1905’teki bir kaza sonrasında sağ bacağı ampute edildi; buna rağmen sahne çalışmalarına çeşitli düzenlemelerle devam etti. I. Dünya Savaşı sırasında cephedeki askerler için sahne performansları gerçekleştirdi. 1910’lar ve 1920’lerde tiyatro ve sinema alanında aktif olarak çalışmayı sürdürdü.
Sinemadaki Faaliyetleri
Bernhardt, sinemanın erken dönem örneklerinde yer aldı. 1900’de Hamlet oyunundan kısa bir sahnenin sinema kaydı yapıldı. 1911’de Camille (La Dame aux Camélias), 1912’de Queen Elizabeth filmlerinde rol aldı. Queen Elizabeth, ABD’de geniş gösterim olanağı bulan uzun metrajlı yapımlardan biridir. 1917’de savaş temalı Les Mères françaises filminde de yer aldı.
Heykel ve Resim Çalışmaları
Bernhardt, 1870’lerde Mathieu Meusnier ve Emilio Franchesci’den heykel eğitimi aldı. 1874–1886 arasında Paris Salonu’na düzenli olarak eser gönderdi. Öne çıkan eserleri arasında Après la tempête (Fırtınadan Sonra) adlı heykel yer alır. Bu eser, 1876’da Paris Salonu’nda sergilenmiş ve dönemin sanat çevrelerinde dikkat çekmiştir. Resim çalışmalarında manzara ve portre türleri öne çıkar. Ressam Georges Clairin ve Louise Abbéma ile sanat üretimi bağlamında yakın ilişkiler kurmuş, bu kişilerle karşılıklı olarak model–sanatçı işbirlikleri yürütmüştür.
Yazarlık Faaliyetleri
Bernhardt, tiyatro ve edebiyat alanında çeşitli eserler verdi. Başlıca yayımları:
- Dans les nuages; les impressions d’une chaise (1878)
- Ma Double Vie (1907) – otobiyografi
- L’Aveu (1888) – tiyatro oyunu
- Un cœur d’homme (1911) – tiyatro oyunu
- L’Art du Théâtre (1923) – oyunculuk üzerine inceleme
- Petite Idole (1920) – roman
Sanatçılarla İş Birlikleri
Bernhardt, dönemin çeşitli yazar ve sanatçılarıyla işbirlikleri yürüttü. Özellikle Alphonse Mucha’nın, onun sahnelediği oyunlar için hazırladığı afişler Art Nouveau hareketi içinde önemli örnekler arasında değerlendirilir (Gismonda, La Dame aux Camélias, Hamlet).
Victor Hugo, Oscar Wilde, Edmond Rostand ve Marcel Proust gibi isimlerle çeşitli edebî ve sanatsal temasları olmuştur.
Kişisel Hayatı
Hobileri ve İlgi Alanları
Bernhardt, heykel ve resim çalışmalarına sahne dışı zamanlarında da devam etti. Seyahat etmeye ilgi duyuyor, turneleri sırasında çeşitli objeler topluyordu. Bazı dönemlerde evinde farklı hayvan türleri beslediği bilinmektedir.
Özel Hayatı
1864’te Belçika Prensi Henri de Ligne ile olan ilişkisinden Maurice Bernhardt adında bir oğlu oldu. Maurice yetişkinlik döneminde edebiyatla ilgilenmiş ve annesinin çalışmalarında çeşitli görevler üstlenmiştir. Sanatçı yaşamı boyunca çeşitli yazar ve sanatçılarla uzun veya kısa süreli ilişkiler kurmuştur.
Karakter ve Temsili
Bernhardt, dönem kaynaklarında disiplinli çalışma yöntemi, güçlü sahne hazırlık süreçleri ve rol seçimlerinde bağımsız davranmasıyla anılmıştır. Erkek rollerine yönelimi, sahne pratikleri ve uluslararası turneleri, tiyatro tarihindeki temsiline ilişkin araştırmalarda sıkça ele alınan konular arasındadır.
Son Yılları ve Vefatı
Son Yılları
Sarah Bernhardt, 1910’lardan itibaren sağlık sorunlarına rağmen sahne ve sanat faaliyetlerini sürdürdü. 1905 yılında geçirdiği kaza sonrası sağ bacağının kesilmesiyle başlayan fiziksel kısıtlılıklar, ilerleyen yıllarda daha belirgin hâle geldi. Buna rağmen Fransa ve Avrupa’da çeşitli turnelere çıktı; sahneye erişimini kolaylaştırmak amacıyla dekor düzenlemeleri ve özel oturma alanları kullandı. Sessiz sinemanın yükselişi sırasında film yapımlarında yer almaya devam etti ve bu dönemde hem tiyatro hem de sinema dünyasında üretken bir çizgiyi korudu.
I. Dünya Savaşı yıllarında, cephe hattındaki askerleri desteklemek amacıyla çeşitli moral etkinliklerine katıldı ve sahne performanslarını askeri hastanelerde de sergiledi. 1920’lerde ise tiyatro çalışmalarını sınırlı bir kapsamda sürdürerek eğitim faaliyetlerine ve kendi tiyatrosundaki yönetimsel görevlere ağırlık verdi.
Vefatı
Bernhardt’ın sağlık durumu 1922 yılı itibarıyla belirgin şekilde kötüleşti. 1923 yılının başlarında Paris’teki evinde uzun süreli bir hastalık dönemi geçirdi. 26 Mart 1923 tarihinde Paris’te hayatını kaybetti. Cenazesi büyük bir katılımla gerçekleşen törenin ardından Père Lachaise Mezarlığı’na defnedildi. Ölümü, Fransa’da ve uluslararası tiyatro çevrelerinde geniş yankı uyandırdı; birçok gazete ve kültür kurumu, sanatçının kariyerini ve tiyatro sahnesine yaptığı katkıları değerlendiren yazılar yayımladı.
Mirası ve Etkisi
Sarah Bernhardt, uluslararası turneleri, repertuvar seçimi ve sahne uygulamalarıyla 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başı tiyatro tarihinin şekillenmesinde rol oynayan isimler arasında yer almıştır. Avrupa, Amerika, Kuzey Afrika ve Uzak Doğu’yu kapsayan turneleri, Fransız tiyatrosunun farklı coğrafyalarda tanınmasına katkı sağlamış; bu turneler, dönemin sahne sanatlarının sınır ötesi dolaşım pratiklerinin gelişmesinde etkili olmuştur.
Oyunculuk alanında, klasik ve modern metinlerde uyguladığı sahneleme yaklaşımları, dönem tiyatrosunun ses, hareket ve jest düzenlemelerinin belgelenmesinde önemli bir referans oluşturmuştur. Kadın oyuncuların erkek rollerinde sahneye çıkmasına ilişkin örnekleri, tiyatro çalışmalarında cinsiyet temelli rol dağılımlarının tarihsel gelişimi bağlamında sıklıkla incelenen vakalar arasında yer almıştır.
Sinemanın ilk dönemlerinde yer aldığı yapımlar, sahne oyuncularının film endüstrisiyle ilişkisine dair erken örnekler arasında değerlendirilmiştir. Bu yapımlar, tiyatro oyunculuğunun sinema için uyarlanma sürecinin belgelenmesine katkıda bulunmuş; oyunculuk çalışmalarında iki disiplin arasındaki geçiş üzerine yapılan araştırmalarda sıklıkla referans gösterilmiştir.
Bernhardt’ın heykel ve resimle ilgili çalışmaları, dönemin sanat ortamıyla kurduğu ilişkilerin kapsamını göstermesi açısından önem taşımaktadır. Paris Salonu’nda sergilenen heykelleri ve yayımlanan metinleri, 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başında sanatçıların çok disiplinli üretim pratiklerine dair veri sağlayan örnekler arasında yer alır. Alphonse Mucha tarafından hazırlanan afişlerdeki temsili, Art Nouveau döneminde sahne sanatçılarının görsel tanıtım stratejilerinin incelenmesinde sıkça ele alınan bir olgudur.
Sanatçının adını taşıyan Théâtre Sarah Bernhardt, 20. yüzyıl boyunca Paris’te önemli kültür kurumlarından biri olarak faaliyet göstermiş; tiyatro tarihçiliğinde Bernhardt’ın sahne pratikleri, çağdaşlarından kalan eleştiriler, turne kayıtları ve görsel materyaller üzerinden çalışmalar yapılmaya devam edilmiştir. Günümüzde tiyatro tarihi, performans çalışmaları ve erken dönem sinema araştırmaları alanlarında Bernhardt’ın kariyeri, dönemin sanat üretim koşullarını anlamaya yönelik temel inceleme başlıklarından biri olarak değerlendirilmektedir.



