Sera Gölü, Türkiye’nin Karadeniz Bölgesi’nde, Trabzon ilinin Akçaabat ilçesi sınırları içerisinde yer alan küçük bir heyelan set gölüdür. Akçaabat ilçe merkezinin yaklaşık 8 km güneyinde, Sera Deresi Vadisi üzerinde konumlanan göl, kuzeydoğudan güneye doğru uzanır ve deniz seviyesinden yaklaşık 85 metre yüksekliktedir. Doğal oluşumu ve çevresel özellikleriyle dikkat çeken göl, hem jeolojik açıdan hem de ekolojik çeşitlilik bakımından önem taşır.

Sera Gölü (Doğu Karadeniz Kültür Envanteri Projesi)
Oluşumu ve Jeomorfoloji
Sera Gölü’nün oluşumu 21 Şubat 1950 tarihinde meydana gelen büyük bir heyelana dayanmaktadır. Yoğun yağışların etkisiyle Yıldızlı Köyü’nün batı kesimindeki bir yamaçtan kopan yaklaşık 15 milyon metreküplük toprak kütlesi, Sera Deresi'nin akışını kesmiş ve vadi tabanında göllenme meydana gelmiştir. Bu doğal süreç yalnızca birkaç gün içinde tamamlanmış ve göl kendiliğinden oluşmuştur. Göl yaklaşık 4 kilometre uzunluğa ve 150 metreye varan genişliğe sahiptir. Ortalama derinliği ise 25 metre civarındadır.
Ekosistem ve Doğal Özellikler
Sera Gölü, çevresindeki ormanlık alanlar ve sulak habitatlarla birlikte çeşitli bitki ve hayvan türlerine ev sahipliği yapmaktadır. Göl ve çevresi, alabalık başta olmak üzere çeşitli tatlı su balıkları ile ördek, su tavuğu gibi kuş türlerine yaşam alanı sağlar. Gölde mevsimsel olarak su seviyesi değişkenlik gösterir. Göl çevresinde doğal bitki örtüsü Karadeniz ikliminin etkisiyle nemli orman formasyonları şeklindedir.

Sera Gölü (DSİ)
Koruma Statüsü ve Kullanım
Sera Gölü, 2010 yılında "Sera Gölü Tabiat Parkı" olarak ilan edilmiş ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından koruma altına alınmıştır. 2011 yılında ise “Tabiat Varlığı” olarak tescil edilmiştir. Tabiat Parkı statüsü, bölgedeki biyolojik çeşitliliğin ve peyzaj değerlerinin korunmasını amaçlamaktadır. Göl, rekreasyon, doğa yürüyüşü ve günübirlik ziyaretler açısından sınırlı düzeyde kontrollü kullanım alanıdır. Çevresinde yürüyüş yolları, seyir terasları ve bilgilendirici panolar bulunmaktadır.
Sorunlar ve İnsan Etkisi
Son yıllarda göl çevresinde yapılan yol ve inşaat faaliyetleri ile evsel atık kaynaklı kirlilik, gölün doğal yapısını tehdit eden başlıca unsurlar olarak ortaya çıkmaktadır. Göl suyu zaman zaman bulanıklaşmakta, alüvyon birikimi nedeniyle bazı kısımlarda sığlaşma gözlenmektedir. Ayrıca turizm odaklı müdahalelerin göl ekosistemi üzerindeki etkileri akademik çevrelerde tartışma konusudur.


