Sobesos Antik Kenti, Türkiye’nin İç Anadolu Bölgesi’nde, Nevşehir ilinin Ürgüp ilçesine bağlı Şahinefendi Köyü’nün güneydoğusunda, Damsa Çayı’nın kaynaklarına yakın bir noktada, halk arasında “Örencik” olarak bilinen mevkide yer almaktadır. Kent, 2002–2005 ve 2010–2011 yıllarında Nevşehir Arkeoloji Müzesi tarafından yürütülen kazı çalışmalarıyla ortaya çıkarılmıştır. Elde edilen bulgular, kentin Geç Antik Çağ ve Bizans Dönemi’ne ait önemli mimari ve kültürel özellikler taşıdığını göstermektedir.
Sobesos Antik Kenti (Anadolu Ajansı)
Tarihçe
Sobesos yerleşiminin adı, yalnızca Bizans İmparatoru VI. Leon (886–912) dönemine ait piskoposluk listelerinde yer almaktadır. Bu kayıtlar, bölgede X. yüzyılda bir Ortodoks topluluğunun bulunduğuna işaret etmektedir. Bu dönemde Kapadokya’daki piskoposluk sayılarının artırıldığı, Sobesos’un da bu kapsamda piskoposluk merkezi olarak yer aldığı anlaşılmaktadır. Ancak daha sonraki listelerde yerleşimin ismine rastlanmaması, piskoposluk statüsünün kalıcı olmadığını göstermektedir.
Mimari Yapılar
Kazılar sonucunda Sobesos Antik Kenti’nde konutlar, hamam, dini yapılar ve mezarlar gibi çeşitli yapı türleri tespit edilmiştir. Yerleşimde, zaman içerisinde işlevi değişen yapılar dikkat çekmektedir. Örneğin, MS 4. yüzyıla tarihlenen dikdörtgen planlı bir konut daha sonra kiliseye dönüştürülmüş; bu süreçte vestibulum, mozaikli oda ve avlu gibi bölümler farklı işlevler kazanmıştır. Avlu bölümü ise tek nefli bir şapel haline getirilmiştir.
Bir diğer konut yapısı, peristilli avlu planına sahip olup hamam yapısı ile birlikte MS 4. yüzyılda inşa edilmiştir. Bu yapının bazı bölümleri sonraki dönemlerde düzenlenerek kullanılmaya devam edilmiştir.
Sobesos Antik Kenti (Anadolu Ajansı)
Hamam
Sobesos’taki hamam, kentin kuzey ucunda konumlanmıştır. Roma dönemine özgü sıra tipi plan düzeninin "L" biçiminde bir varyasyonu ile inşa edilmiştir. Yapı; apodyterium (soyunmalık), frigidarium I–II (soğukluk), tepidarium (ılıklık), caldarium (sıcaklık) ve sudatorium/laconicum (buhar odası) bölümlerinden oluşmaktadır. Isıtma sistemi, zemin altından sıcak hava dolaşımına dayanan hypocaust tekniği ile sağlanmıştır.
Apodyterium zemininde yer alan mozaik panolar, opus tessellatum tekniğiyle yapılmış olup geometrik, bitkisel ve figürlü süslemeler içermektedir. Yıldız, eşkenar dörtgen, haç, keklik ve çiçek motifleri ile frigidarium II girişinde bulunan sandalet motifi dikkat çekicidir. Yapı, 7. yüzyıldan itibaren Arap akınlarıyla birlikte işlev değişikliğine uğrayarak bazı bölümleri konut ve işlik olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Dini Yapılar ve Mezarlar
Yerleşimdeki dini yapılar arasında, konut olarak inşa edilmiş bir yapının kiliseye dönüştürülmesiyle oluşan bir yapı yer almaktadır. Bu yapının içinde ve çevresinde çoklu gömüler gerçekleştirilmiş mezarlar tespit edilmiştir. Mezar yazıtlarında diakonlar Karterios ve Antiochos ile Eugenios isimleri yer almaktadır. Mezar şapeli; tek nefli, narteksli ve avlulu plan düzenine sahiptir. Yapı, düzgün kesme taş malzeme ve işçilik kalitesi ile öne çıkmaktadır.
Yerleşim Sürekliliği
Sobesos’ta yerleşimin MS 4. yüzyılda başladığı, ancak kesin olarak ne zaman sona erdiğine dair net bilgi bulunmamaktadır. VI. Leon dönemine ait piskoposluk kaydı, 10. yüzyılda yerleşimin devam ettiğini göstermektedir. Yerleşimin kuzeybatısındaki kayaya oyulmuş mekânlar arasında yer alan Kırk Martyrler Kilisesi ve çevresindeki yapılar, IX. yüzyıldan itibaren bölgenin kırsal bir merkez olarak işlevini sürdürdüğünü ortaya koymaktadır. Bu alanda kilise, mezar şapelleri, ahırlar, şaraphaneler, depolar ve tarımsal üretim mekânları yer almaktadır. Kırk Martyrler Kilisesi’nin inşa evreleri IX–X, XI ve 1216/1217 yıllarına tarihlenmektedir.