Suhulet, 19. yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu’nda tasarlanıp inşa edilen ve 1872 yılında İstanbul Boğazı’nda hizmete giren, dünyanın ilk arabalı vapurudur. Adını şair Namık Kemal’in önerisiyle almış olup Osmanlı Türkçesinde “kolaylık” anlamına gelmektedir. Dönemin artan ulaşım ihtiyacına cevap vermek üzere geliştirilmiş ve çift yönlü simetrik tasarımı sayesinde hem ön hem arka tarafındaki rampalarından araç ve yük alabilecek şekilde inşa edilmiştir. Üsküdar-Kabataş hattında sefere başlayan Suhulet vapuru, Osmanlı deniz taşımacılığında bir ilki temsil etmiş ve takiben yaklaşık 86 yıl boyunca kente hizmet etmiştir.

Suhulet Vapuru İstanbul Boğazı'nda Seferde (TRT Haber)
Tasarım ve İnşa Süreci
19.yüzyıl ortalarına dek İstanbul’da iki yaka arasındaki ulaşım çoğunlukla kayıklarla sağlanıyordu. Bu durum yolcu ve yük talebini karşılamakta yetersiz kalınca Sultan Abdülmecid’in desteğiyle 1851 yılında Şirket-i Hayriye adlı anonim vapur işletmesi kuruldu. Şirket-i Hayriye, ilk etapta sadece yolcu taşıyan küçük ve orta ölçekli buharlı gemiler işletmekteydi. 1869 yılında şirketin genel müdürlüğüne atanan Giritli Hüseyin Haki Bey, atlı araba ve ağır yüklerin de Boğaz üzerinden taşınabilmesi için yeni bir vapur tasarımına ihtiyaç duyulduğunu fark etti. Hüseyin Haki Bey, mühendis İskender Efendi ve usta gemici Mehmet Usta ile birlikte dönemin şartlarında dünyada ilk olan bir araba vapuru projesi geliştirdi. Bu tasarımda vapurun güvertesi atlı arabaların kolay geçişi için dümdüz planlanmış, gemi iki başlı olacak şekilde simetrik inşa edilerek her iki ucundan da araç ve yolcu alıp boşaltabilmesi hedeflenmiştir. Çift taraflı bu yenilikçi vapur konsepti, günümüzde feribot olarak bilinen gemilerin ilk prototipi kabul edilmektedir. Tasarım çizimlerini tamamlayan Hüseyin Haki Bey, vapurun inşasını yakından takip etmek için bizzat İngiltere’ye gitmiş ve siparişi Maudslay Sons and Field adlı tersaneye vermiştir. İnşa edilen gemi, yandan çarklı bir buharlı vapur olup o dönemde İstanbul’daki diğer vapurların aksine tamamen demir gövdeli olarak üretilmiştir. Suhulet adı verilen bu vapur, uzun bir deniz yolculuğunun ardından 1872 yılında İstanbul’a ulaşmış ve aynı yıl resmen hizmete girmiştir.

Şirket-i Hayriye'nin ilk logosu (TRT Haber)

Şirket-i Hayriye Genel Müdürü Hüseyin Haki Bey (TRT Haber)
Hizmete Başlaması ve İlk Yıllar
Suhulet vapurunun 1872’de hizmete alınacağı haberi, İstanbul Boğazı’nda kayık ve mavna işletmeciliği yapan esnaf arasında başlangıçta tepkiyle karşılandı. Özellikle mavnacılar, Üsküdar sahilinde teknelerini birbirine zincirleyerek ilk seferi engelleme planları yapmışlardır. Hüseyin Haki Bey, olası bir sabotajı önlemek için Osmanlı Seraskerliğinden yardım talep ederek Üsküdar iskelesine bir topçu birliği konuşlandırdı. İlk sefer günü mavnalarını zincirleyen kayıkçılar, top atışı tehdidi karşısında geri adım atarak zincirleri çözmek zorunda kaldılar ve böylece Suhulet’in ilk seferi sorunsuz bir şekilde gerçekleştirildi. Bu başarı üzerine dönemin padişahı Sultan Abdülaziz, Hüseyin Haki Bey’i birinci derece Sanayi Nişanı ve üçüncü rütbeden Mecidi Nişanı ile taltif etmiştir. Suhulet’in yenilikçi konsepti kısa sürede değerini kanıtlayarak Osmanlı idarecilerinin takdirini kazandı. 1873 yılında, aynı tersaneye Suhulet’in bir kardeş gemisi sipariş edilerek filonun genişletilmesine gidildi. Bu ikinci arabalı vapur, daha güçlü ve çift motorlu olarak inşa edilmiş ve 1873’te hizmete girmiştir. Namık Kemal, bu gemiye de iki kıyıyı birbirine bağlama işlevine atfen “Sahilbent” adını vermiştir. Suhulet baca numarası 26, Sahilbent ise baca numarası 27 ile Şirket-i Hayriye filosunda görev yapmıştır. Uzun yıllar boyunca İstanbul Boğazı’nda atlı araçlar, yük arabaları ve ağır eşyaların nakliyesini yalnızca bu iki arabalı vapur sağlamıştır.

Çanakkale Savaşı’ndaki Hizmeti
I. Dünya Savaşı sırasında, Çanakkale Cephesi’nin lojistik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Suhulet vapuru askeri hizmete tahsis edilmiştir. Gemi, tersanede torpido atmaya uygun düzeneklerle donatıldıktan sonra 1915’te Çanakkale’ye gönderilmiştir. Gelibolu Yarımadası’na askerî birlik ve malzeme sevkiyatının günler sürdüğü bir dönemde, Suhulet bir kıyıdan diğerine birlikleri sadece birkaç saatte geçirebilmesiyle büyük avantaj sağlamıştır. Örneğin, dört bataryadan oluşan bir topçu taburunu normalde 4 günde denizden geçebilecek iken Suhulet bunu yaklaşık 2,5 saatte başarmıştır. Bu sayede Osmanlı ordusunun Çanakkale Boğazı’nı savunmasında kritik bir lojistik rol üstlenmiştir.
Ağustos 1915’te İstanbul’a dönerek bakım gören vapur, Eylül 1915’te Yeşilköy’den yüklediği askerî malzemelerle tekrar Çanakkale’ye doğru yola çıktı. Ancak Büyükçekmece açıklarında yoğun sis nedeniyle karaya oturarak hasar gördü. Onarılarak yeniden hizmete sokulan Suhulet, Çanakkale muharebelerinin sonuna dek taşımacılık görevini sürdürdü. Savaş sonrasında gemiye herhangi bir resmî madalya verilmemiş ancak Cumhuriyet döneminde tarihçiler tarafından kendisine hak ettiği unvanlar iade edilmeye başlanmıştır.
Toplumsal Yaşama Etkisi
Suhulet vapurunun seferlere başlaması, İstanbul’un toplumsal ve ekonomik hayatında önemli değişiklikler meydana getirmiştir. Önceleri atlı arabalar ve ağır yükler iki yaka arasında ancak sandallar veya mavnalarla güçlükle taşınabilirken Suhulet bu geçişleri düzenli, güvenli ve hızlı hale getirmiştir. İki kıtayı birleştiren bir köprü işlevi gören vapur, özellikle Üsküdar ve Beyoğlu yakaları arasındaki ticari ve sosyal etkileşimi artırmıştır. Suhulet ayrıca Osmanlı toplumunda teknolojik yeniliklere duyulan güveni pekiştiren bir örnek teşkil etmiştir. Tanzimat dönemi modernleşme hamlelerinin bir parçası olarak yerli girişim ve tasarımla ortaya çıkan bu vapur, Osmanlı mühendisliğinin başarısını kanıtlar niteliktedir. Uzun yıllar boyunca İstanbul halkı, Suhulet’in düzenli sesine ve siluetine aşina olarak büyümüş; vapur, kentin sembollerinden biri haline gelmiştir.
Osmanlı Deniz Taşımacılığı Bağlamındaki Yeri
Suhulet vapuru, Osmanlı denizcilik tarihi ve şehir içi ulaşım açısından önemli bir yeniliktir. Osmanlı Devleti, klasik dönemden beri güçlü bir denizcilik geleneğine sahip olup çeşitli gemi teknolojilerinde dünyaya öncülük etmiştir. Özellikle Tanzimat sonrası dönemde, imparatorluk modern ulaşım araçlarını hızla benimseyerek hem askerî hem sivil alanda uygulamıştır. Bu bağlamda Suhulet, Osmanlı’nın dağılma süreci olarak nitelendirilen 19. yüzyılın son çeyreğinde dahi dünya çapında bir ilke imza atmıştır.
Hizmet Yılları ve Son Durumu
Suhulet vapuru, 1872’deki ilk seferinden itibaren kesintisiz olarak 86 yıl boyunca hizmet vermiştir. Bu süre zarfında periyodik bakımlar ve iyileştirmelerle vapurun ömrü uzatılmıştır. 11 Mayıs 1958 tarihinde seferden çekilen vapur, 1961 yılında filodan tamamen çıkarılmıştır. Kardeş vapur Sahilbent ise Suhulet’ten bir yıl sonra, 1959’da hizmetten alınmıştır. 2007 yılında İstanbul Şehir Hatları, modern teknoloji ile inşa edilen dört yeni arabalı vapurdan ikisine Suhulet ve Sahilbent adlarını vererek bu tarihî mirası yaşatmıştır. Günümüzde Sirkeci-Harem hattında hizmet veren bu modern feribotlar, ilk Suhulet vapurunun anısını taşımakta ve onun başlattığı iki yaka arasında araçlı ulaşım geleneğini sürdürmektedir.


