TCG Dumlupınar, II. Dünya Savaşı sırasında Amerika Birleşik Devletleri tarafından inşa edilen ve USS Blower (SS-325) adıyla hizmet veren bir denizaltıdır. Savaş sonrası 1950 yılında Mutual Defense Assistance Programı kapsamında Türk Donanması’na devredilerek "Dumlupınar" adını almıştır. Gelişmiş teknik donanımı ve dönemin ihtiyaçlarına uygun yapısıyla Türk deniz kuvvetlerinde önemli görevler üstlenen Dumlupınar, 4 Nisan 1953 yılında Çanakkale Boğazı’nda meydana gelen trajik kaza sonucu 81 denizcinin şehit olmasıyla hafızalara kazınmış, Türk denizcilik tarihinin en acı olaylarından birinin simgesi haline gelmiştir.
TCG Dumlupınar (MEB)
USS Blower (SS-325)
II. Dünya Savaşı sırasında Amerika Birleşik Devletleri Donanması tarafından inşa edilen bir denizaltıdır. Geliştirilmesinin amacı, savaşta düşman denizaltılarına karşı operasyonel bir güç olarak kullanılmaktı. Denizaltı, orijinalde Amerika'nın pasifik savaşına katılımında görev yapmak üzere tasarlanmış olsa da, sonrasında Türkiye'ye transfer edilmiştir.
Gelişim ve İnşaat Süreci
Blower (SS-325), 15 Temmuz 1943'te Electric Boat Co. tarafından New London, Connecticut’ta inşa edilmeye başlanmış, 23 Nisan 1944'te denize indirilmiş ve 10 Ağustos 1944'te hizmete girmiştir. Komutanlığına James H. Campbell atanmıştır.
Savaş Görevleri ve Performansı
Blower, savaş boyunca çeşitli denizaltı devrelerine katılmıştır. İlk savaş devresi sırasında Güney Çin Denizi ve Endonezya civarlarında yer alan adalar arasında devriye gezmiştir. Blower, 1945 yılı itibarıyla birkaç önemli görev gerçekleştirmiş, ancak Japon hedeflerine yönelik torpido saldırılarında istenilen başarıyı yakalayamamıştır. 25 Nisan 1945'te Japon savaş uçakları tarafından saldırıya uğramış, bu saldırıyı atlatmayı başarmıştır. Ardından, 1945 yazında Amerika'nın Tayland Körfezi'ne yaptığı ikinci devre sırasında, düşman denizaltılarına karşı gerçekleştirdiği torpido saldırılarında, teknelerinden birinin öldürülmesini sağlamıştır.
Eğitim ve Türk Donanmasına Transfer
II. Dünya Savaşı'nın bitiminden sonra Blower, 1946 yılından 1949 yılına kadar San Diego'da eğitim operasyonları ve denizaltı tatbikatları yapmıştır. 1950 yılında Türkiye'ye transfer edilmiştir. Amerikan hükümeti, Blower'ı Türkiye'ye göndermek için Mutual Defense Assistance Programı çerçevesinde bu işlemi gerçekleştirmiştir. 16 Kasım 1950'de Blower, Amerikan donanmasından emekli edilerek Türk Donanması'na devredilmiştir. Bu tarihten itibaren "Dumlupınar" adıyla Türk Donanması'nda kullanılmaya başlanmıştır.
Olayın Gelişimi
Dumlupınar denizaltısı, NATO tatbikatını tamamladıktan sonra görev dönüşü 3 Nisan’ı 4 Nisan’a bağlayan gece Çanakkale Boğazı’na girmiştir. Sisli ve yağmurlu hava koşullarının etkili olduğu saat 02.10 sularında, Nara Burnu açıklarında seyir halinde olan İsveç bandıralı Naboland adlı yük gemisiyle çarpışmıştır. Çarpışma sonucu, Dumlupınar’ın makine dairesi ve burun kısmı ağır hasar almış ve denizaltı kısa süre içinde batmıştır.
Çarpışma anında denizaltının köprü üstünde bulunan sekiz kişilik mürettebattan beşi sağ kurtulurken, üç denizci olay yerinde yaşamını yitirmiştir. Denizaltının içerisinde ise toplam 81 personel bulunmaktaydı. Kazanın ardından 22 denizci kıç torpido bölümüne sığınmış, diğer bölümlerde ise yaşam belirtisi tespit edilememiştir.
Kurtarma Çalışmaları
Denizaltının su yüzeyine bıraktığı şamandıraya bağlı telefon kablosu aracılığıyla mahsur kalan personelle bağlantı kurulmuştur. Yapılan ilk görüşmelerde kurtarma ekipleri, denizcileri sakinleştirmeye çalışmış ve kurtarma çalışmasının başlatıldığını bildirmiştir. Ancak olumsuz hava koşulları ve denizaltının 87 metre derinlikte, yaklaşık 35 derecelik eğimle yan yatmış olması kurtarma faaliyetlerini güçleştirmiştir.
Kurtarma gemisi TCG Kurtaran ve dalgıç ekipleri tarafından yürütülen çalışmalar sırasında, denizcilerin hayatta kalma süresinin sınırlı olduğu değerlendirilmiş ve hızla müdahale edilmek istenmiştir. Ancak fırtınanın etkisiyle telefon kablosunun kopması sonucu denizaltıyla bağlantı tamamen kesilmiş ve 22 denizciye ulaşılamamıştır. Yapılan tüm çabalara rağmen, denizaltı personeli kurtarılamamış ve toplamda 81 denizci şehit olmuştur.
Son Konuşmalar
Facianın ardından yapılan son telsiz görüşmeleri hafızalarda derin iz bıraktı. Kurtarma ekibiyle yapılan konuşmalarda denizciler moral vermeye çalıştı, ışıklarını ve sigara içmelerini dahi düzenledikleri kayıtlara geçti. Son bağlantıda ise sadece inilti, dua ve “Allah” sesleri duyuldu.
Faciadan Kurtulanlar
Kazadan sağ kurtulan beş mürettebat arasında Dumlupınar denizaltısı komutanı Yüzbaşı Sabri Çelebioğlu, Üsteğmen Kemal Ünver, Üsteğmen Hasan Yumuk, Astsubay Hüseyin İnkaya ve Astsubay Hüseyin Akış yer almıştır. Sağ kalan personelden emekli Seyir Kıdemli Başçavuş Hüseyin Akış, olayın son tanığı olarak kazayla ilgili anılarını uzun yıllar kamuoyuyla paylaşmıştır.
Anma ve Sonrası
Facianın ardından Türkiye genelinde büyük bir yas ilan edildi. Yaşanan felaketin ardından her yıl 4 Nisan, "Deniz Şehitlerini Anma Günü" olarak kabul edilerek anılmaya başlandı. Çanakkale Boğazı’nda ve şehitliklerde faciada hayatını kaybeden denizcileri anmak adına törenler düzenleniyor.
TCG İnönü Denizaltısı'ndan TCG Dumlupınar Şehitlerini Anmak İçin Denize Bırakılan Çelenk, 2023 (AA)
Popüler Kültürde Dumlupınar Denizaltısı Faciası
Dumlupınar Denizaltısı Faciası, Türk denizcilik tarihinin en trajik deniz kazalarından biri olarak yalnızca tarih kitaplarında değil, sinema ve belgesel yapımlarıyla da Türk kamuoyunun hafızasında yer bulmuştur. Facianın anısına gerçekleştirilen yapımlar, olayın toplumsal bellekteki etkisini sürdürmesine katkıda bulunmuştur.
Sinemada ve Görsel Yapımlarda
Facia, 2014 yılında çekimlerine başlanan "Sonsuza Kadar" adlı kısa metraj filmle beyaz perdeye aktarılmıştır. Yapımcılığını Kuzey Kumsal’ın üstlendiği, yönetmenliğini ise Erkan Özcan’ın yaptığı filmde, kazada şehit olan denizcilerden İsmail Türe’nin aşk hikâyesi konu edinilmiştir.
Filmin çekimlerinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait bir denizaltı ve Gölcük Donanma Komutanlığı’nda aslına uygun olarak yeniden yapılan TCG Nusret gemisi kullanılmıştır. Başrollerini Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi öğrencisi Sezen Düzakar ve Harun Ümit Yılmaz’ın paylaştığı film, facianın 62. yıl dönümü olan 4 Nisan 2015 tarihinde, denizaltının battığı noktada teknede düzenlenen özel bir gösterimle tanıtılmıştır.