Yarımburgaz Mağarası, İstanbul’un Başakşehir ilçesine bağlı Altınşehir Mahallesi’nin kuzeyinde, Küçükçekmece Gölü’nün yaklaşık 2,5 km kuzeyinde yer alan doğal bir mağaradır. Tarih öncesi dönemlerden Bizans’a kadar kesintisiz kullanım izleri taşıyan mağara, hem arkeolojik hem de jeolojik açıdan Türkiye'nin en önemli kültürel miras alanlarından biridir. Avrupa kıtasındaki en eski insan yerleşimlerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Fiziksel Yapı ve Jeolojik Özellikler
Yarımburgaz Mağarası, Orta Eosen dönemine ait fosilli kalker (kireçtaşı) oluşumları içinde, karstik süreçlerle şekillenmiş olup iki ana bölümden oluşur:
- Yukarı Mağara (B Galerisi): Yaklaşık 52 metre uzunluğunda, 15 metreye ulaşan tavan yüksekliğine sahiptir.
- Aşağı Mağara (A Galerisi): Yaklaşık 700 metre uzunluğunda, dar koridorlardan geniş salonlara açılan, daha derin ve araştırmaların ağırlıkla yürütüldüğü bölümdür.
Mağara, Altınşehir formasyonu içinde yer almakta olup jeolojik olarak zengin bir çevrede konumlanmıştır. Önünden geçen Sazlıdere (antik adıyla Bathynias) ve yakın çevresindeki tatlı ve tuzlu su kaynakları, mağaranın tarih boyunca yaşam alanı olarak tercih edilmesini sağlamıştır.
Araştırma Tarihçesi
- 1869–70: Jeolog Miralay Abdullah Bey tarafından bilim dünyasına tanıtılmıştır.
- 1959–1965: Şevket Aziz Kansu ve İsmail Kılıç Kökten öncülüğünde ilk arkeolojik kazılar gerçekleştirilmiştir.
- 1986–1990: İstanbul Üniversitesi ve University of California, Berkeley iş birliğinde Prof. Dr. Güven Arsebük, Prof. Dr. Mihriban Özbaşaran ve Prof. Dr. F. Clark Howell gibi uzmanların katılımıyla modern kazılar yapılmış; mağaranın Paleolitik geçmişi bilimsel olarak belgelenmiştir.
- 2007–Günümüz: İstanbul Tarihöncesi Araştırmaları (İTA) Projesi kapsamında uluslararası disiplinler arası çalışmalar yürütülmektedir.
Arkeolojik Bulgular ve Katmanlar
Kazılar sonucunda mağarada Alt Paleolitik Çağ’dan Bizans Dönemi’ne kadar uzanan tabakalı kültürel dolgu tespit edilmiştir. Katmanlar yaklaşık olarak bu şekilde kronolojik olarak sıralanabilir:
TABAKA | DÖNEM | ÖZELLİKLER |
12-15 | Alt Paleolitik (yaklaşık 600.000 yıl önce) | Satır, kıyıcı ve çaytaşı aletler; yontmataş endüstrisi |
11-8 | Orta Paleolitik | Kuvarsit ve çakmaktaşı yongalar |
7-6 | Üst Paleolitik–Epipaleolitik | Avcı-toplayıcı yaşam izleri |
5 | Neolitik (M.Ö. 6300–4300) | İlk tarımsal faaliyetler; kült yeri işlevi |
4-2 | Kalkolitik (M.Ö. 4300–3200) | Çanak çömlek buluntuları |
1 | Bizans Dönemi | Manastır kompleksi, mimari izler ve nişler |
Paleontolojik ve Arkeozoolojik Veriler
Mağarada özellikle Alt ve Orta Pleistosen tabakalarında çok sayıda hayvan kalıntısı bulunmuştur:
- Ursus deningeri (mağara ayısı) kemikleri yoğunluktadır.
- Ayrıca sırtlan, yaban domuzu, geyik, kurt, kedigiller, kuşlar ve balık türleri belgelenmiştir.
- Mağara hem insanlar hem de hayvanlar tarafından dönüşümlü olarak barınak/in olarak kullanılmıştır.
Kültürel ve Dini Kullanım
- Neolitik Çağ: Mağara muhtemelen kült faaliyetler için kullanılmıştır.
- Bizans Dönemi: Mağara bir manastır kompleksi haline getirilmiş, duvarlar mermerle kaplanmış, nişler ve apsisler oyulmuş, ikinci kat eklenmiştir. Bu dönemden kalan mimari izler mağara içinde hâlen görülmektedir.
Jeoarkeolojik ve İklimsel Önemi
Yarımburgaz Mağarası, 4. zaman boyunca iklimsel değişimleri ve Marmara Havzası’nın jeolojik evrimini belgeleyen önemli bir alandır. Soğuk-kurak, sıcak-yağışlı gibi farklı iklimsel evreler mağara dolgularında izlenebilmiştir. Bu yönüyle Yarımburgaz, Türkiye’nin en önemli jeoarkeoloji laboratuvarlarından biri olarak değerlendirilir.
Koruma ve Tehditler
- 2001 yılında 1. derece arkeolojik ve doğal sit alanı ilan edilmiştir.
- Mağara son yıllarda tahribatlara maruz kalmıştır. Duvarlarda sahte tarih öncesi resimler, kaçak kazılar, duvar oymaları ve ateş izleri gözlemlenmiştir.
- İstanbul Tarihöncesi Projesi kapsamında bu tahribatlar belgelenmiş ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’na raporlanmıştır.


