1864 Tuna Vilayet Nizamnamesi, Osmanlı Devleti’nin taşra idaresini modernleştirmek amacıyla hazırlanmış ve klasik eyalet sistemini kaldırarak yerine merkeziyetçi bir vilayet yönetim modeli getiren temel 7 Kasım 1864 (h. 7 Cemazeyilahir 1281) tarihli 82 maddelik düzenlemedir. Ayrıca bir de özel maddesi vardır. Başlangıçta Tuna Vilayeti adı verilen pilot bölgede uygulanmak üzere yürürlüğe giren bu nizamname, vali, mutasarrıf, kaymakam ve muhtar gibi hiyerarşik yöneticiler ile bunlara bağlı idare meclisleri sistemini tanımlayarak merkezî otoriteyi taşraya etkin biçimde taşımayı amaçlamıştır. Fransa’daki taşra yönetimi modelinden esinlenen düzenleme, aynı zamanda Müslim ve gayrimüslim halkın temsil edildiği meclis yapılarıyla sınırlı da olsa yerel katılımı öngörmüş; idari birimleri vilayet, sancak, kaza ve köy olmak üzere yeniden yapılandırmıştır.
Tarihsel Arka Plan ve Nedenleri
Osmanlı Devleti’nin taşra idaresi, klasik dönemde eyalet ve sancak sistemi üzerine kurulmuştu. Bu sistem, merkezin taşradaki otoritesini iltizam, tımar ve kadı-halk ilişkileri yoluyla sürdürmesini sağlamıştı. Ancak XVIII. yüzyıldan itibaren bu yapı, yerel güç odaklarının (ayanlar, eşraf ve mütesellimler) artan etkisi karşısında zayıflamış ve taşrada fiilî bir adem-i merkeziyetçiliğe yol açmıştır. 1839 Tanzimat Fermanı'nın ilanıyla başlayan modernleşme süreci, yalnızca merkez teşkilatında değil, taşra idaresinde de kapsamlı reformları gündeme getirmiştir. Osmanlı hükümeti, taşradaki otorite boşluğunu ve dağınıklığı gidermek amacıyla yeni bir idari sistem arayışına yönelmiş; bu doğrultuda 1840’lı yıllardan itibaren birçok geçici düzenleme ve ıslah teşebbüsü gündeme gelmiştir.
1842’den sonra Tanzimat’ın taşrada uygulanabilirliğini artırmak amacıyla bazı deneysel idari reformlar başlatılmış; özellikle Niş, Edirne, Aydın gibi yerlerde “muvakkat nizamnameler”le yeni bir yönetim anlayışı test edilmiştir. Ancak bu girişimler, taşra teşkilatında bütüncül bir yapı kurmaya yetmemiştir. Bu nedenle, reformların hem hukukî hem de idarî çerçevesini tanımlayan genel bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmuştur. 1860’lı yılların başında Avrupa kamuoyundaki baskılar, Balkan vilayetlerindeki karışıklıklar ve Mısır’daki nispi idarî başarı örnekleri, Osmanlı hükümetini sistematik bir taşra reformuna sevk etmiştir. Bu bağlamda, 1864 yılında Tuna bölgesinde bir “örnek vilayet” uygulaması başlatılmış ve bu uygulamanın esaslarını belirleyen Tuna Vilayet Nizamnamesi kabul edilmiştir.
Tuna Vilayeti’nin seçilmesinde bölgenin hem idarî hem de stratejik özellikleri belirleyici olmuştur. Bu vilayet, Bulgar nüfusun yoğunluğu, Rusya’nın Balkanlar üzerindeki etkisi ve Batılı devletlerin yakından takip ettiği bir coğrafya olması nedeniyle reformların dikkatle uygulandığı bir bölge hâline gelmiştir. Tuna Vilayeti’ndeki uygulama, daha sonra 1867 tarihli Vilayet Nizamnamesi ile imparatorluğun diğer vilayetlerine teşmil edilecek olan taşra idaresi reformunun ilk adımıdır. Bu nizamname, hem merkeziyetçiliği güçlendirme hem de taşradaki vergi toplama, güvenlik, adalet ve altyapı gibi temel kamu hizmetlerini yeniden düzenleme amacını taşımıştır.
Yasal Düzenleme
1864 Tuna Vilayet Nizamnamesi, Osmanlı taşra idaresinin yapısal ve kurumsal çerçevesini köklü biçimde dönüştüren bir yönetmeliktir. Bu nizamname, vilayet teşkilatını yeniden tanımlarken; idarî hiyerarşiyi, yetki sınırlarını, görev dağılımını, meclis yapısını ve kamu hizmetlerinin işleyişini düzenlemiştir. Tanzimat'ın idari reformları içerisinde en kapsamlı ve sistemli uygulama olan bu düzenleme, hem merkeziyetçiliği esas almış hem de yerel unsurları belirli ölçüde karar alma süreçlerine dâhil etmiştir.
Tuna Vilâyeti: Rusçuk, Varna, Tulça, Vidin, Tırnova, Sofya ve Niş sancaklarına bölünmüştü. Her sancakta kazalara bölündü.
Nizamnameye göre taşra teşkilatı dört kademeye ayrılmıştır: vilayet, sancak (liva), kaza ve nahiye. Her idari birim için görev, yetki ve sorumlulukları belirlenmiş yönetici pozisyonları tanımlanmıştır. Vilayetin en üst yöneticisi olan “vali”, doğrudan Babıâli tarafından tayin edilen ve hükümetin temsilcisi olarak görev yapan yetkili kişiydi. Vali, vilayetteki bütün sivil idari, güvenlik ve iktisadi faaliyetlerden sorumluydu. Valiye bağlı olarak, vilayet merkezinde çeşitli şube müdürlükleri (evrak, maliye, zaptiye, evkaf, nafıa gibi) oluşturulmuştur.
Sancaklarda mutasarrıf değil, kaymakam görevlendirilmiş ve bu, Tuna Nizamnamesi’ne özgü bir tercihtir. Daha sonra bu görev tanımı değişecek ve mutasarrıflık kavramı yeniden kullanılacaktır. Kazaların yönetimi, müdür adı verilen görevliler eliyle sağlanmıştır. Bu kademeler arasında en alt düzeyde bulunan nahiye ve köylerde ise “nahiye müdürü” ve “muhtar” görevliydi. Bu şekilde yönetsel yetki, merkezden köye kadar hiyerarşik bir düzlemde dağıtılmıştı.
Nizamname, yöneticilerin yanı sıra, her kademede birer “idare meclisi” oluşturulmasını da zorunlu kılmıştır. Vilayet merkezinde “Vilayet Meclis-i Umumisi” ve “Vilayet Meclis-i Dairesi”, sancağın merkezinde “Sancak Meclisi”, kaza merkezlerinde ise “Kaza Meclisi” yer almaktaydı. Bu meclislerde, Müslim ve gayrimüslim cemaatlerin temsilcileri yer almakta, meclisler yerel meselelerde danışma ve karar organı işlevi görmekteydi. Üyelerden bazıları hükümet tarafından atanırken, bazıları yerel halk tarafından seçim yoluyla belirlenmekteydi. Bu uygulama, sınırlı bir yerel temsiliyet örneği olarak değerlendirilmiştir.
Vilayet Nizamnamesi, sadece yönetsel bir bölünmeyi tanımlamakla kalmayıp, kamu hizmetlerinin işleyişine dair düzenlemeler de getirmiştir. Emniyet, adliye, eğitim, sağlık ve bayındırlık işleri belirli görevlilere bağlanmış ve bu alanlarda hizmetlerin düzenli yürütülmesi için yerel yönetim mekanizmaları oluşturulmuştur. Nizamname ile birlikte “vilayet matbaası” kurulmuş, vilayet gazetesi yayımlanmış ve halkla yöneticiler arasında iletişim kanalı oluşturulmuştur.
Nizamname ayrıca, taşrada vergi toplanması, asker alma işlemleri, yol yapımı, karantina tedbirleri gibi uygulamalarda devletin doğrudan kontrolünü artırmaya yönelik maddeler içermektedir. Böylece idari işleyişin modern bürokratik normlara göre yeniden düzenlenmesi amaçlanmıştır.
Nizamnamenin Uygulanması
Vilayet Nizamnamesi’nin uygulanacağı ilk örnek bölge olarak Tuna Vilayeti belirlenmiştir. Bu vilayet, Niş, Vidin ve Silistre eyaletlerinin birleştirilmesiyle 1864’te oluşturulmuş ve başkenti Rusçuk olmuştur. Bu seçim stratejikti; çünkü bölge, farklı etnik ve dini toplulukların bir arada yaşadığı ve Avrupa’yla doğrudan bağlantısı olan bir sınır hattında yer alıyordu. Toplam 7 sancak kuruldu bunlar: Rusçuk, Tulça, Varna, Tırnova, Sofya, Vidin ve Niş. Yeni sistemin burada başarıyla işlemesi durumunda, tüm Osmanlı coğrafyasına yayılması planlanıyordu.

Tuna Vilayeti İdari Haritası (Kaynak: Mehmet Salih Çoban)
Tuna Vilayeti’nin ilk valisi olarak Mithat Paşa atanmış ve nizamnameyi uygulama sorumluluğu ona verilmiştir. 1861-1864 yılları arasında Niş’te gösterdiği idari başarılarla dikkat çeken Mithat Paşa, reformcu kimliğiyle bu görev için özellikle tercih edilmiştir. 1864 yılı sonlarında göreve başlayan Paşa, nizamname doğrultusunda süratle teşkilatlanmaya girişmiştir. Vilayet merkezinde ve sancaklarda yönetici atamaları yapılmış; mutasarrıflar, kaza müdürleri, muhtarlar, meclis üyeleri tayin edilmiştir. Aynı zamanda vilayet, sancak ve kaza düzeyinde idare meclisleri oluşturulmuş, bu meclislere Müslüman ve gayrimüslim temsilciler adil bir oran gözetilerek seçilmiştir. Böylece Osmanlı’da ilk kez dini farklılıkları içeren karma idare meclisleri düzenli bir biçimde işlemiştir.
Mithat Paşa, uygulamanın yalnızca yasal çerçevede kalmaması için, nizamnameye uygun olarak doğrudan halkın yaşamına dokunan projeleri hayata geçirmiştir:
- Ulaşım ve altyapı yatırımları: Yollar, köprüler, karakollar inşa edilmiş; bölge içi ticaretin gelişmesi için pazar yerleri ve limanlar düzenlenmiştir.
- Memleket Sandıkları: Çiftçilere kredi sağlamak üzere kurulan bu kurumlar, vilayet bazında tarımsal kalkınmanın temelini oluşturmuştur. Aynı zamanda yerel yatırımların finansmanında kullanılmıştır.
- Eğitim ve kültür: Yeni okullar açılmış, öğretmenler yetiştirilmiş, vilayet matbaası kurularak hem eğitim hem de bürokrasiye destek verilmiştir. Tuna Gazetesi yayımlanmaya başlanmıştır.
- Güvenlik ve asayiş: Yerel zabıta ve jandarma teşkilatı güçlendirilmiş, eşkıyalık olaylarına karşı sert tedbirler alınmıştır.
- Vilayet Salnameleri: Vilayetin demografik, ekonomik ve sosyal yapısını içeren yıllıklar yayımlanmıştır. Bu yayınlar, merkezi hükümete düzenli bilgi akışını sağlamıştır.
Tuna Vilayeti’ndeki reformlar kısa sürede etkisini göstermiş; hem vergi gelirlerinde artış hem de yerel halkın devlet idaresine duyduğu güvenin artması gibi sonuçlar doğurmuştur. Vergi toplama düzenli hale getirilmiş, tarım üretimi ve ticaret hacmi gözle görülür biçimde artmıştır. Bu durum özellikle Bulgar nüfusun tepkilerini yumuşatmış ve ayrılıkçı eğilimleri geçici olarak yatıştırmıştır.
Ancak bu başarı, Osmanlı'nın Balkanlardaki güç dengelerini değiştirebileceği endişesiyle Rusya ve Avusturya-Macaristan gibi dış güçlerde rahatsızlık yaratmıştır. Tuna Vilayeti’ndeki kalkınma ve yönetim başarısının bölgedeki bağımsızlık hareketlerini zayıflatacağı öngörülmüş, bu nedenle bu ülkelerin temsilcileri Osmanlı nezdinde Mithat Paşa'nın görevden alınması için baskı yapmıştır. Paşa 1868 yılında merkezde başka bir göreve çağrılmıştır. Ancak oluşturulan idari yapı sağlam temeller üzerinde yükseldiği için reformlar kalıcı olmuştur.
Tuna Vilayeti’ndeki uygulamanın başarılı görülmesinin ardından, sistem hızla diğer vilayetlere yayılmıştır. 1865 itibariyle Bosna, Suriye, Beyrut, Halep, Adana, Ankara, Aydın gibi vilayetlerde benzer idari yapılar kurulmuştur. 1867 yılında çıkarılan Vilayet-i Umumiye Nizamnamesi, 1864 tarihli Tuna Vilayet Nizamnamesi’nin genel çerçevede tüm imparatorluğa uygulanmasını sağlamıştır.
Bu süreçte bazı yeni ihtiyaçlar ortaya çıkmış ve sistem zamanla geliştirilmiştir:
- 1871’de nahiye müdürlükleri kurulmuş, kaza ile köy arasında yeni bir idari birim oluşturulmuştur.
- Vilayet merkezlerine vali yardımcılığı makamı eklenmiş, böylece iş yükü paylaşılmıştır.
- İdare meclislerinin görev alanları ve seçim süreçleri yeniden düzenlenmiştir.
Bazı bölgelerde ise uygulamada zorluklar yaşanmıştır. Yeterli eğitimli memur bulunamaması, eşrafın meclisler üzerindeki etkisi ve bazı taşra bölgelerinde belediye teşkilatlarının kurulamayışı gibi sorunlar, reformun her yerde aynı etkinlikle uygulanmasını engellemiştir.
Günümüz Türkçesi İle Nizamname Maddeleri
1. Madde
Bu bölgenin genel idaresi, aşağıda belirtilen yönetim heyetine devredilmiş olup bu idare, belirlenmiş bir merkezde kuruludur.
2. Madde
Bu yönetim bölgesi, merkez sancakla birlikte yedi sancağa ayrılmış olup her sancağın idaresi bir kaymakam tarafından yürütülecek ve sancağın merkezi şehir olacaktır.
3. Madde
Her sancak, birden fazla kazaya ayrılacak; her kaza da bir müdür tarafından idare edilecektir. Her kazanın merkezi olan kasaba, müdürün görev yeridir.
4. Madde
Her kaza, köylere ayrılacak ve her köyde aşağıdaki fıkralarda belirtilen şekilde bir belediye idaresi bulunacaktır. Birkaç köyün birleşmesiyle oluşan küçük idari birimler, coğrafi konumlarına göre bağımsız kaza sayılmayıp başka bir kazaya bağlanarak yönetilecek ve bunlar “nahiye” kabul edilecektir.
5. Madde
Kasaba ve şehirlerde en az elli haneden oluşan yerleşim birimleri mahalle kabul edilecek ve her mahalle bir köy statüsünde değerlendirilecektir.
Birinci Bölüm / Merkezî Genel İdare
Birinci Fasıl / Mülkî İdare
6. Madde
Vilayetin idarî, malî, asayiş ve siyasi işleri ile hukuki hükümlerin uygulanması, doğrudan padişah tarafından atanan bir valiye bırakılmıştır. Vali, devletin tüm emirlerini uygulamakla ve kendisine verilen yetki çerçevesinde vilayetin iç işlerini yürütmekle görevlidir.
7. Madde
Vilayetin malî ve muhasebe işleri, “vilayet muhasebecisi” unvanını taşıyan bir maliye memuruna verilmiştir. Bu görevli, tüm malî işlerden sorumlu olacak; valinin yanında görev yapacak ancak muhasebe işlerinde doğrudan Maliye Nezareti’ne karşı sorumlu olacaktır.
8. Madde
Maliye ve muhasebe işlerinde valiye ait görevlerle muhasebeciye ait görevler, özel bir nizamname ile belirlenecek ve vilayetin tüm muhasebe işleri, muhasebecinin yönetimi altında, Maliye Nezareti tarafından belirlenen usule göre çalışacak bir muhasebe kalemine verilecektir.
9. Madde
Vilayetin genel yazışma işleri, “vilayet mektupçusu” unvanını taşıyan ve devlet tarafından atanan bir memura bırakılacaktır. Bu görevlinin yönetiminde bir yazı işleri kalemi bulunacak; tüm resmî yazışmalar ve belgelerin kayıtlarının tutulması bu birim tarafından gerçekleştirilecektir. Ayrıca vilayette bir matbaa kurulacak ve bu matbaa mektupçuluğa bağlı olacaktır.
10. Madde
Antlaşmaların yürütülmesi ve dış ilişkilerle ilgili işlere bakmak üzere, Hariciye Nezareti’nin seçimiyle devlet tarafından atanacak bir memur görevlendirilecektir. Bu memur, hükümet ile yabancı temsilciler arasında sözlü ve yazılı iletişimi sağlayacaktır.
11. Madde
Vilayette bir bayındırlık işleri memuru bulunacak ve bu görevli, Bayındırlık Nezareti’nin seçimiyle Osmanlı Devleti tarafından atanacaktır. Görevli, yanındaki mühendislerle birlikte yollar, köprüler ve binalarla ilgili işlerin tespiti, görüşülmesi ve uygulanmasından sorumlu olacaktır.
12. Madde
Ziraat ve ticaret işlerinin kolaylaştırılması ile vilayetin ürünleri, ihracatı ve ithalatının değerlendirilmesi ve kayıt altına alınması amacıyla bir memur atanacaktır. Bu memur da Ticaret ve Ziraat Nezareti’nin seçimiyle devlet tarafından görevlendirilecektir.
13. Madde
Valinin yanında bir idare meclisi bulunacaktır. Bu idare meclisi; atanma şekli ikinci bölümde açıklanacak olan şer’î hâkimler müfettişi, muhasebeci, mektupçu, hariciye müdürü ve ayrıca üçü Müslüman, üçü gayrimüslim olmak üzere halk arasından seçilen kişilerden oluşacaktır. Meclise vali başkanlık edecek, valinin bulunmadığı zamanlarda ise onun uygun göreceği memur başkanlık edecektir.
14. Madde
İdare Meclisi; idarî, malî, dış ilişkiler, bayındırlık ve ziraat işlerine dair konularda görüşmeler yapmaya yetkili olacaktır; ancak hukuki işlere müdahale etmeyecektir. Bu meclisin görüşme usulleri ve kararların nasıl uygulanacağı özel bir nizamname ile belirlenecektir.
15. Madde
Vilayetin asayiş işleri genel olarak eyalet valisinin emri altında yürütülecek; bu kuvvetin sancaklara ve kazalara dağılımı ile gerektiğinde bir yerden başka bir yere nakli valinin yetkisindedir. Asayiş gücünün başında, alaybeyi unvanı taşıyan ve miralay (alay komutanı) rütbesinde büyük bir subay bulunacak, bu subay da valinin emri altında olarak zabıta kuvvetlerinin düzenini sağlamakla görevli olacaktır.
İkinci Fasıl / Hukuk İşleri
16. Madde
Vilayet içinde bulunan tüm şer’i mahkemelerin teftişinden ve hükümet merkezine sunulması gereken kararlar ile diğer şer’i belgelerin incelenmesinden sorumlu olmak üzere, fetva makamının seçimiyle hilâfet makamı tarafından atanacak bir “şer’i hâkimler müfettişi” bulunacaktır.
17. Madde
Şer’i hâkimler müfettişinin, şer’i mahkemeler üzerinde uygulayacağı teftiş hükümleri ve diğer görevleri, Şeyhülislamlık makamı tarafından yayımlanacak bir “tenbihnâme” (yönerge) ile belirlenecektir.
18. Madde
Vilayette bir yüksek hukuk temyiz meclisi kurulacak ve bu meclis, ikinci derecedeki sancak hukuk temyiz meclislerinin kararlarına karşı yapılan istinafları ve vatandaşların usul ve hukuk çerçevesinde temyize götürdükleri davaları inceleyip karara bağlayacaktır.
19. Madde
Vilayet hukuk temyiz meclisi, şer’i hâkimler müfettişinin başkanlığında toplanacak; üyeleri beşinci bölümde açıklanacak yöntemle seçilecek, üçü Müslüman ve üçü gayrimüslim toplam altı mümeyyizden (hukuk üyesi) oluşacaktır. Ayrıca bu mecliste, devlet tarafından atanmış ve hukuk işlerinden anlayan özel bir memur da yer alacaktır.
20. Madde
Bu hukuk temyiz meclisi; öncelikle Müslüman halka ait olup şer’i mahkemelerde görülmesi gereken, gayrimüslimlere ait olup ruhani idarelerde ele alınan özel davalarla, ceza meclislerinde incelenen ceza davaları ve ticaret meclislerinde ele alınan ticari konular dışındaki tüm hukukî ve nizami davaları incelemek ve hükme bağlamakla görevlidir.
21. Madde
Vilayet hukuk temyiz meclisinde karara bağlanan davalar, şer’i hâkimler müfettişi ve mümeyyizlerin mühürleriyle mühürlenmiş tutanaklarla valiye sunulacak; vali, devlet tarafından yetkilendirildiği ölçüde bu kararları uygulayacak, yetki alanının dışında kalanları ise hükümet merkezinin incelemesine ve emrine arz edecektir.
22. Madde
Vilayette bir yüksek ceza meclisi kurulacak ve ikinci derecedeki sancak ceza meclislerinin, usul ve kanun gereği temyize götürmek zorunda oldukları veya davacıların aynı şekilde temyize başvuracağı ceza davalarını inceleyip hükme bağlamakla görevli olacaktır.
23. Madde
Vilayetin ceza meclisi de, şer’i hâkimler müfettişinin başkanlığında toplanacak; üyeleri beşinci bölümde belirtilen yöntemle seçilecek, üçü Müslüman ve üçü gayrimüslim olmak üzere altı üyeden oluşacaktır. Ayrıca, bu mecliste hukuk konularında bilgili, devlet tarafından atanmış özel bir memur bulunacaktır.
24. Madde
Vilayet ceza meclisinde karara bağlanan davalar, müfettiş ve üyelerin mühürleriyle onaylanmış tutanaklarla valiye sunulacak; vali, devlet tarafından yetkilendirildiği ölçüde bu kararları uygulayacak, yetkisini aşanları ise hükümet merkezine sunarak emirlerini bekleyecektir.
25. Madde
Ticaret kanununun belirlediği şekil ve usule göre oluşturulacak bu meclis, yetkilerini söz konusu kanunun çizdiği sınırlar içinde yerine getirecek; bir başkan ve çeşitli üyelerden oluşacak olan vilayet ticaret meclisi, sancak meclislerinin kararlarına temyiz mercii olacaktır.
26. Madde
Vilayet merkezine bağlı sancakta da, diğer sancaklar gibi idare meclisi, hukuk temyiz meclisi, ceza meclisi ve ticaret meclisi bulunacaktır. Bu meclisler, sancaklardaki meclislerin görevlerini yerine getirecekleri gibi, merkeze bağlı kazaların idarî ve hukukî işlerini de yürütecektir. Merkez sancağın kaymakamı, genel işlerde eyalet valisine yardımcı olacaktır.
Üçüncü Fasıl / Vilayetin Özel İşleri
27. Madde
Vilayette bir Vilayet Genel Meclisi kurulacak; beşinci bölümde belirtildiği şekilde her sancaktan ikisi Müslüman, ikisi gayrimüslim olmak üzere dört üye seçilerek meclise gönderilecektir. Meclise vali başkanlık edecek, ikinci başkanlık ise vali tarafından seçilecek bir memura verilecektir.
28. Madde
Genel meclis yılda bir kez vilayet merkezinde toplanacak ve toplantı süresi kırk günü geçmeyecektir.
29. Madde:
Vilayet Genel Meclisi;
- Vilayet içinde bulunan devlet yolları ile kaza ve köylerdeki yerel yolların düzeltilmesi ve korunması;
- Bu yollarla ilgili halkın dileklerinin incelenip görüşülmesi;
- Ziraat ve ticaretin geliştirilip kolaylaştırılmasıyla ilgili konuların görüşülmesi;
- Sancak, kaza ve köy vergilerinin düzenlenip ayarlanması konularında görevlidir.
30. Madde
Her sancaktan gelen üyeler, sancak genelinde ve kazalara ait özel olarak bildirilen talepleri vilayet meclisine sunmakla görevlidir. Bu talepler, sunulmadan önce valiye bildirilir; valinin uygun gördüğü konular gündeme alınır. Ayrıca vilayetin genel menfaatine ait olup vali tarafından doğrudan meclise sunulan konular da görüşülür. Vilayet Genel Meclisi yalnızca görüş bildirmekle yetkili olup uygulama, hükümet merkezine aittir. Mecliste görüşülen konularla ilgili kararları içeren tutanaklar vali tarafından hükümet merkezine sunulur; gelen emir ve iradeye göre uygulamaya konulur.
İkinci Bölüm / Liva İşlerinin İdaresi
Birinci Fasıl / İdari İşler
31. Madde
Her sancakta, o bölgenin idari, mali ve zabtiye işlerinden sorumlu ve başvuru mercii olmak üzere, padişahın iradesiyle atanmış bir kaymakam bulunacaktır. Kaymakam, sancakta uygulanacak tüm devlet emirlerini ve vilayetten gelecek talimat ve tavsiyeleri yerine getirmekle; ayrıca kendisine verilen yetki çerçevesinde sancaktaki iç işleri yürütmekle görevlidir.
32. Madde
Sancağın maliye ve muhasebe işleri, mal müdürü unvanını taşıyan bir görevliye verilmiştir. Bu görevli, vilayet muhasebecisi'ne bağlı olup Maliye Nezareti tarafından seçilerek tayin edilecektir.
33. Madde
Maliye ve muhasebe işlerinde kaymakama ait görevlerle mal müdürüne ait görevler, özel bir nizamnâme ile belirlenecek; sancağın muhasebe işleri, mal müdürünün yönetimi altında ve vilayet muhasebecisi tarafından belirlenen usule uygun biçimde hareket edecek bir mal kalemine devredilecektir.
34. Madde
Sancağın yazı işleri, livâ tahrirat müdürü unvanını taşıyan ve devlet tarafından atanmış bir görevliye bırakılacaktır. Bu görevlinin emrinde bir tahrirat kalemi bulunacak; sancaktaki tüm resmî yazışmalar ile evrak ve kayıtların muhafazası bu birim tarafından yürütülecektir.
35. Madde
Kaymakamın yanında bir idare meclisi bulunacaktır. Bu meclis, sancak merkezindeki kazanın hâkimi, müftüsü, gayrimüslim halkın ruhani temsilcileri, mal müdürü, tahrirat müdürü ve ayrıca üç Müslim ile üç gayrimüslim olmak üzere toplam altı daimi üyeden oluşacaktır. Meclise kaymakam başkanlık edecek, yokluğunda ise yerine tayin edeceği memur vekâlet edecektir.
36. Madde
İdare meclisi, idari, mali, zabtiye, vergi tahsili, bayındırlık, tapu, ziraat ve acil işler gibi konuların yürütülmesinden sorumlu olacak; ancak hukuk işlerine müdahale etmeyecektir. Meclisin görüşme usulleri ve kararların nasıl uygulanacağı, özel bir nizamnâme ile belirlenecektir.
37. Madde
Sancak merkezine bağlı kazanın bir müdürü bulunacak; bu müdür, davaların livâ meclislerinde görülmesini sağlayacak, kaza idaresini yürütecek ve genel işlerde kaymakama yardımcı olarak görev yapacaktır.
38. Madde
Sancakta görev yapan zabtiye fırkasının amiri, kaymakam olacaktır. Kaymakam, validen alacağı emirlere göre bu zabtiye birliğini kazalara dağıtacak ve gerektiğinde bir kazadan diğerine sevk edebilecektir. Sancaktaki zabtiyenin en yüksek rütbeli subayı, livâ zabtiyesinin amiri olup, zabtiye nizamnâmesine uygun şekilde kaymakamın emri altında görev yapacaktır.
İkinci Fasıl / Liva Hukuk İşlerinin İdaresi
39. Madde
Her livada bir hâkim bulunacak; bu hâkim, nizami ve kanuni mahkemelerin dışında kalan, şer’î mahkemelerde görülmesi gereken davaların karara bağlanmasından sorumlu olacaktır. Hâkim, Fetva Makamı’nın önerisi üzerine, padişah iradesiyle hilafet makamı tarafından atanacaktır.
40. Madde
Livada bir hukuk temyiz meclisi bulunacak; bu meclis, kazalardaki hukuk temyiz meclislerinin bakamayacağı ya da kazalarda görüşüldükten sonra tarafların temyiz ettiği davaları inceleyip karara bağlayacaktır.
41. Madde
Sancağın hukuk temyiz meclisi, hâkimin başkanlığında toplanacak; meclis, üçü Müslim ve üçü gayrimüslim olmak üzere altı mümeyyiz üyeden oluşacak ve ayrıca hukuk işlerinde uzman, devlet tarafından atanmış özel bir görevli de yer alacaktır.
42. Madde
Hukuk temyiz meclisi, Müslümanlara ait olup şer’î mahkemelerde, gayrimüslimlere ait olup ruhani idarelerde görülen özel davalarla ilgilenecek; ayrıca ceza meclislerinde incelenen davalar ve ticaret meclislerinde görülen davalar dışındaki tüm diğer hukukî davaları da inceleyip karara bağlayacaktır.
43. Madde
Hukuk temyiz meclisinde hükme bağlanan davalar, hâkimin ve mümeyyizlerin mühürleriyle onaylanmış bir mazbata ile kaymakama sunulacak; kaymakam, yetkisi dâhilinde olan kararları uygulayacak, yetkisini aşanları ise vilayet merkezine inceleme için gönderecektir.
44. Madde
Livanın ceza meclisi, liva kadısının başkanlığında toplanacak; meclis, beşinci bölümde belirtilecek şekilde seçilecek olan üçü Müslim ve üçü gayrimüslim toplam altı mümeyyiz üyeden oluşacaktır.
45. Madde
Livanın ceza meclisinde karara bağlanan davalar, kadı ve mümeyyizlerin mühürleriyle onaylanmış mazbatalarla kaymakama sunulacak; kaymakam bu mazbataları valiye gönderecektir.
46. Madde
Livanın ticaret işlerine bakmak üzere, Ticaret Kanunu’nun belirlediği usule uygun şekilde görev yapacak bir başkan ve birden çok üyeden oluşan bir ticaret meclisi kurulacaktır.
Üçüncü Bölüm / Kaza İdaresi
Birinci Fasıl / İdari İşler
47. Madde
Her kazada, idari, mali ve zabtiye işlerine bakmak üzere devlet tarafından atanmış bir müdür bulunacak; bu müdürün birinci derecede bağlı olduğu mercii sancak kaymakamı olacaktır. Müdür, vilayet ve sancaktan gelen tüm devlet emirlerini ve talimatları uygulamakla, ayrıca kendisine verilen yetki sınırları içinde kazadaki iç işleri yürütmekle görevlidir.
48. Madde
Kazada mali işler, yani devlet gelirlerinin toplanması, sancak merkezine gönderilmesi ve belirlenen harcamaların yapılması müdürün görevidir.
49. Madde
Kazanın muhasebe ve yazı işlerine bakmak üzere bir veya gerektiğinde iki kaza kâtibi bulunacaktır.
50. Madde
Kaza müdürünün yanında bir idare meclisi bulunacak; bu meclis, kazanın hâkimi, belde müftüsü, gayrimüslim halkın ruhani temsilcileri, kaza kâtibi ve dört üyeden oluşacak, meclisin başkanlığını müdür yürütecektir.
51. Madde
Bir önceki maddede geçen dört üyenin ikisi Müslim, ikisi gayrimüslim olacaktır. Bu üyeler, beşinci bölümde belirtilen kurallara uygun biçimde seçilecektir.
52. Madde
Bu idare meclisi, kazadaki idari, mali, zabtiye, tahsil, bayındırlık, tapu ve ziraat işlerinin yürütülmesinden sorumlu olacak; hukuk işlerine karışmayacaktır. Meclisin görüşme usulleri ve kararların nasıl uygulanacağı özel bir nizamnâme ile belirlenecektir.
53. Madde
Kazadaki zabtiye askerinin amiri, kaza müdürü olacaktır. Müdür, sancak kaymakamından alacağı emirlere ve zabtiye nizamnâmesinde belirtilen kurallara uygun şekilde bu askeri kullanacaktır.
İkinci Fasıl / Kazanın Hukuk İşleri
54. Madde
Her kazada bir hâkim bulunacak; bu hâkim, nizami ve kanuni mahkemelerde görülen davalar dışındaki, şer’î mahkemelere ait davaların karara bağlanmasından sorumlu olacaktır. Kaza hâkimi, Fetva Makamı’nın önerisi üzerine hilafet makamı tarafından atanacaktır.
55. Madde
Her kazada, hâkimin başkanlığında bir dava meclisi kurulacaktır. Bu meclis, ikisi Müslim ve ikisi gayrimüslim olmak üzere toplam dört mümeyyiz üyeden oluşacak ve üyeler, beşinci bölümde belirtilen kurallara göre seçilecektir.
56. Madde
Bu dava meclisi, öncelikle Müslümanlara ait olup şer’î mahkemelerde görülmesi gereken, gayrimüslimlere ait olup ruhani idarelerinde görülen özel davaları; ayrıca ceza konularında ceza meclislerinde incelenmesi gereken hususları ve sadece ticarete ilişkin olup livâ ticaret meclislerinde görülecek davalar dışındaki tüm kanuni ve nizami davaları; cünha ve kabahat derecesindeki ve yetki alanı içinde kalan hukuki meseleleri incelemekle görevlidir.
57. Madde
Dava meclisinde karara bağlanan davalar, kaza hâkimi ve mümeyyizlerin mühürleriyle onaylanmış bir mazbata ile müdüre bildirilecek; müdür, yetkisi çerçevesinde kararları uygulayacak, yetkisini aşanları ise kaymakama sunacaktır.
Dördüncü Bölüm / Köylerin İdaresi
58. Madde
Her köyde, her topluluk için, beşinci bölümde belirtilen usule göre halkın kendi seçimiyle ikişer muhtar bulunacaktır. Ancak, bir köyde bir topluluğa ait hane sayısı yirmiden az ise o topluluktan yalnızca bir muhtar seçilecektir.
59. Madde
Köy muhtarları seçildikten sonra kaza müdürüne bildirilecek; müdürün onayıyla göreve atanacaklardır.
60. Madde
Her köyde, her topluluğa ait muhtarlar, vergi tahsilinde ve diğer görevlerde devletin icra aracı olarak görev yapacaklardır. Her köyde, her topluluğa ait belediye işlerinin yürütülmesi de bu muhtarlara ait olacaktır.
61. Madde
Her köyde, bekçi, korucu ve diğer adlarla köy güvenliğiyle görevli kişilerin yönetimi köy muhtarlarına ait olacak; bu görevliler için düzenlenen özel kurallara göre hareket edeceklerdir.
62. Madde
Her köyde, her topluluk için en fazla on iki, en az üç kişiden oluşan birer ihtiyar meclisi bulunacaktır. Bu üyeler, beşinci bölümde belirtilen esaslara uygun olarak seçilecektir. Ayrıca, köylerde Müslüman halkın imamları ve gayrimüslimlerin ruhani reisleri, kendi topluluklarının ihtiyar meclislerinin doğal üyeleri olacaktır.
63. Madde
İhtiyar meclisleri, ait oldukları topluluğun vergi paylarının dağıtımını denetleyecek, köydeki temizlik, düzen ve tarım faaliyetlerinin kolaylaştırılması gibi konuları görüşecek; ayrıca, kanunda belirtilen sınırlar içinde, küçük davaları ve anlaşmazlıkları uzlaşmayla çözmekle görevli olacaklardır.
64. Madde
Köyün belediye ya da ziraat işleri gibi genel nitelikte bir konu varsa ve köyde birden fazla topluluk yaşıyorsa, her topluluğun ihtiyar meclisleri bir araya gelerek ortak müzakerede bulunacaklardır. Uzlaşmayla çözülmesi gereken, farklı topluluklara mensup kişiler arasındaki davalar ise her iki taraftan da eşit sayıda (en fazla on iki, en az altı) üyenin katılımıyla oluşturulan bir sulh meclisinde incelenecek ve karara bağlanacaktır. Sulh meclisine başkanlık, her zaman en yaşlı muhtar tarafından yapılacaktır.
65. Madde
Muhtarlara, hem hükümet tarafından verilecek görevlerde hem de köye ait iç işlerde yapılacak işlemler için talimat verilecektir. Muhtarların mali işlemlerinden, ait oldukları topluluğun halkı kefil ve sorumlu olacaktır.
66. Madde
Muhtarlar, hükümet tarafından bir kusur veya kabahat işlendiğinde görevden alınabilecekleri gibi, ihtiyar meclislerinin talebi hâlinde de azledilebileceklerdir.
Beşinci Bölüm
Birinci Fasıl / Köylerde Uygulanan Seçim Usulü
67. Madde
Her köyde, on sekiz yaşından büyük, köyde oturan ve Osmanlı Devleti tebaasından olup yılda doğrudan doğruya en az elli kuruş vergi veren her bir topluluğun halkı, yılda bir defa toplanarak kendi muhtarlarını ve ihtiyar meclisi üyelerini seçer.
68. Madde
Muhtarlar ve ihtiyar meclisi üyeleri de Osmanlı tebaasından olup köyle ilgili hak sahiplerinden seçilecektir. Bu kişilerin en az otuz beş yaşında ve yılda doğrudan doğruya en az yüz kuruş vergi veren kimseler olması şarttır.
69. Madde
Her yıl köyde yapılan seçim sonucunda belirlenen muhtarlar ve ihtiyar meclisi üyeleri, seçimde oy kullananların mühür veya işaretleriyle hazırlanmış bir belgeyle kaza müdürüne bildirilecektir.
70. Madde
Köy muhtarları ve ihtiyar meclisi üyeleri bir yıl için seçilmiş sayılacak; ancak tekrar seçilmelerinde sakınca bulunmayacaktır. Muhtarlardan biri, 66. maddede belirtilen gerekçelerle görevden alınırsa veya vefat ederse, ya da ihtiyar meclisinden biri ölürse, köyde seçme hakkı olan halk, olağanüstü bir toplantı yaparak usule uygun şekilde yerine yenisini seçecektir.
İkinci Fasıl / Kazalarda Uygulanan Seçim Usulü
71. Madde
İki yılda bir defa, kazada müdür, hâkim, müftü, gayrimüslim toplulukların ruhani reisleri ve kaza kâtiplerinden oluşan bir kurul toplanır. Bu kurul, ister kazada ikamet edenlerden, ister köylerde yerleşik olanlardan olsun, yılda en az yüz elli kuruş vergi veren, otuz yaşını geçmiş ve mümkünse okur yazar olan Osmanlı tebaasından kişileri öncelikle idare meclisi üyeliği için belirler. Seçilecek kişi sayısının üç katı kadar aday belirlenir. Bunların yarısı Müslim, yarısı gayrimüslim olacaktır. Gayrimüslimler kendi toplulukları arasında dengeli bir şekilde dağıtılacaktır. Aynı şekilde, dava meclislerine seçilecek kişiler de yine üç katı kadar, Müslim ve gayrimüslim olarak ayrılarak, ilk yıl on ikişer kişi, sonraki yıllarda altışar kişi olarak belirlenecektir.
72. Madde
Yukarıdaki esaslara göre belirlenen adayların isimleri, bu nizamnâmeye bağlı olarak hazırlanmış matbu formlara yazılacak, altında “bilgi ve onay” ibaresi yer alacak, kaza mührüyle mühürlenecek ve her köye gönderilecektir. Bu belgeler köylere ulaştığında ihtiyar meclisleri toplanarak bir genel meclis oluşturacak, aday listesi okunacak ve bu listelerden seçilecek üye ve mümeyyizlerin sayısının iki katı kadar kişi (örneğin 12 adaydan 8 kişi), “bilgi ve onay” ibaresiyle birlikte yeniden mühürlenerek kazaya gönderilecektir.
73. Madde
Köylerde yapılan seçimlere dair oluşturulan belgeler, seçim kurulunda bulunanlar tarafından bir tutanakla kaydedilecek ve bu tutanak, idare meclisinde muhafaza edilecektir. Aynı şekilde köylerde yapılan seçim işlemleri de bir tutanakla belgelenerek ihtiyar meclisi üyeleri tarafından mühürlenip kayıt altına alınacaktır.
74. Madde
Köylerin gönderdiği seçim belgeleri kazaya ulaştığında, daha önce oluşturulan seçim kurulu tekrar toplanacak ve belgeleri, kaza kâtibi vasıtasıyla inceleyecektir. Önceden belirlenmiş adaylar arasından her sınıftan en az oy almış olan üçte biri elenecek; kalanlar, hükümetin seçeceği kişi sayısının iki katına ulaşmış olacak şekilde bir tutanakla kaydedilerek, sancağın kaymakamına gönderilecektir. Her köy yalnızca bir oy sayılacak, en fazla oy alan adaylar seçimde galip sayılacaktır.
75. Madde
Kazalardan gelen seçim sonuçları sancağa ulaştığında, sancak kaymakamı uygun gördüğü kişileri, idare meclisi üyeliğine ve dava meclislerinde görev yapacak mümeyyizlik görevlerine atar. Bu atama işlemlerinde kaymakamın, livâ idare meclisine danışması esastır.
76. Madde
Sancak kaymakamı tarafından seçilip atanan idare meclisi üyelerine ve mümeyyizlere görevlerini belirten birer resmi belge (buyruldu) yazılacak ve bu belgeler, kendilerine verilmek üzere kaza müdürleri tarafından gönderilecektir.
Üçüncü Fasıl / Livalarda Uygulanan Seçim Usulü
77. Madde
Her livâda; kaymakam, livâ hâkimi, mal müdürü, livâ merkezinde bulunan müftü, gayrimüslim toplulukların ruhani reisleri ve tahrirat kâtibinden oluşan bir “Seçim Kurulu” oluşturulacaktır. Bu kurul; sınıflarına göre üçer katı aday belirlemek üzere, üçü Müslim ve üçü gayrimüslim olmak üzere toplam altı üyenin seçimi için, şehir merkezi ve kazalara bağlı köylerden toplam on sekiz kişiyi belirleyecektir. Aynı usulle temyiz-i hukuk meclisine de mümeyyiz adayları ayrılacak, kazalarda uygulanan yöntem uyarınca matbu formlar hazırlanarak her kazaya gönderilecektir. Bu formlar, kazadaki idare ve dava meclislerinin ortak toplantısında değerlendirilecek ve livâda görev alacak asıl üyelerin iki katı sayıda aday seçilerek, formların altı mühürlenip livâya gönderilecektir.
78. Madde
Kazaların gönderdiği seçim formları livâ merkezine ulaştığında, daha önce kurulmuş olan seçim kurulu yeniden toplanarak, kaza formları tahrirat kâtibi tarafından okunacak ve her sınıftan daha az oy alan üçte birlik kesim elenecektir. Kalan adaylar, hükümetin seçeceği kişi sayısının iki katına eşit hale gelecek şekilde bir tutanakla kaydedilecek ve valiye gönderilecektir. Her kazanın bir oy hakkı sayılacak, en fazla oy alan adaylar seçim kazanmış sayılacaktır.
79. Madde
Kazalardan gelen seçim sonuçları livâdan vilâyet merkezine ulaştığında, vali uygun gördüğü adayları meclis üyeliğine ve temyiz meclisi mümeyyizliğine atar. Bu atama işleminde valinin merkezi idare meclisine danışması esas alınacaktır.
80. Madde
Vali tarafından seçilen ve atanan üyeler ile mümeyyizlerin görevlerine ilişkin resmi belgeler (buyruldu) yazılacak ve bu belgeler, kendilerine teslim edilmek üzere ilgili kaymakamlara gönderilecektir.
Dördüncü Fasıl / Merkez-i Vilâyet İçin Olan Seçim Usulü
81. Madde
Vilayet merkezinde; müfettiş-i hükkâm, muhasebeci, mektupçu, hukuk ve ceza meclislerindeki dava memurları, merkezdeki müftü ve kadı ile gayrimüslim milletlerin ruhani reislerinden oluşan bir seçim kurulu, valinin başkanlığında toplanacaktır. Bu kurul; vilayet merkezi ile sancak merkezi şehir veya kasabalarında yaşayan, doğrudan devlete yıllık en az 500 kuruş vergi veren, okur-yazar, itibarlı ve ayırt edici niteliklere sahip Osmanlı tebaasından adaylar arasından, asil üye ve mümeyyizlerin üç katı sayıda kişiyi seçecek ve isimlerini ilgili sancaklara gönderecektir. Bu seçimler sonucunda belirlenen adayların listeleri sancaklardan vilayet merkezine ulaştığında, vali, tespit edilen sayıya göre uygun kişileri seçecek ve isimleri Bâb-ı Âlî’ye bildirilecektir. Bu kişilerin görev atamaları sadrazamlık makamı tarafından yazılı olarak onaylanacaktır.
82. Madde
Her yıl düzenlenmesi gereken vilayet genel meclisi toplantısı öncesinde, bir ay önceden, her kazadan dört temsilci sancak merkezinde toplanacak ve gerek sancak merkezi gerekse kazadaki uygun şartları taşıyan adaylar arasından üç kişiyi seçeceklerdir. Bu isimler, kaymakamın önerisiyle vilayet merkezine gönderilecektir. Bu kişiler, vilayet genel meclisi için seçilecek olan üyeleri belirleyecek; ayrıca, kazalardan iletilen tarım, ticaret, ulaşım ve altyapı gibi meseleleri ilgili adaylara sunarak valiye ileteceklerdir.
Madde-i Mahsûsa
İdare meclisi üyeleri ile hukuk ve ceza temyiz meclislerinin mümeyyizlerinden her iki yılda bir yarısı yenilenecek; yerine seçilenlerin tekrar seçilme hakkı saklı kalacaktır. Bu kapsamda, her yıl yarısı için yeniden seçim yapılacaktır. Ancak vilayet genel meclisi üyeleri her yıl tamamen yenilenecek, önceki üyeler yeniden seçilebilecektir.


