logologo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

1867 Vilayet Nizamnamesi

fav gif
Kaydet
viki star outline
Ekran görüntüsü 2025-08-12 113047.png

Vilayetlerin İdare-i Mahsusası...

Tür
Nizamname
İlan Tarihi
1867
Öncülü
1864 (Tuna) Vilayet Nizamnamesi
Ardılı
1871 İdare-i Umumiyye-i Vilayat Nizamnamesi
Madde Sayısı
22

1867 Vilayet Nizamnamesi, Osmanlı Devleti’nde 1864 tarihli Tuna Vilayet Nizamnamesi ile başlatılan taşra idaresi reformlarının genişletilip imparatorluğun geneline uygulanması amacıyla çıkarılan 22 maddelik düzenlemedir. Bu nizamname ile vilayet, sancak, kaza ve köyden oluşan dört kademeli idari yapı tüm eyaletlerde standart hâle getirilmiş; vali ve diğer idare memurlarının yetki ve sorumlulukları ile vilayet meclislerinin görevleri belirlenmiştir.


1867 Vilayet Nizamnamesi, Osmanlı taşra idaresini düzenleyen ve 1864 tarihli ilk vilayet nizamnamesinin uygulama tecrübeleri ışığında genişletilmiş bir metindir. Nizamname, vilayet teşkilatının idari, mali, adli ve belediye hizmetlerini ayrıntılı biçimde düzenleyen hükümler içerir. Toplamda 22 madde ve bir “Hâtime” kısmından oluşur; maddeler üç ana fasıl hâlinde tasnif edilmiştir. Birinci fasıl, idare-i mülkiye, meclisler ve mahkemelerin düzenine; ikinci fasıl, memleket meclislerinin dava işleri ve adli teşkilata; üçüncü fasıl ise zabıta, belediye, mali hizmetler, imar, eğitim, sanayi, ziraat ve iskân gibi kamu hizmetlerine dair düzenlemelere ayrılmıştır.

1867 Vilayet Nizamnamesi'nin İlanı

1867 Vilayet Nizamnamesi, 1864 tarihli ilk Vilayet Nizamnamesi’nin uygulama sürecinde ortaya çıkan ihtiyaçlar ve eksiklikler doğrultusunda ilan edilmiştir. 1864 düzenlemesiyle Osmanlı taşrasında vilayet, sancak, kaza ve köyden oluşan dört kademeli idari yapı kurulmuş ancak üç yıllık uygulama deneyimi; görev ve yetkilerin netleştirilmesi, kurumlar arası işleyişin uyumlaştırılması ve taşrada modern idari yapının pekiştirilmesi için yeni düzenlemeler yapılmasını gerekli kılmıştır. Bu çerçevede 1867 Nizamnamesi, önceki düzenlemenin esaslarını koruyarak idari, mali, adli ve belediye teşkilatının görevlerini ayrıntılandırmış, yeni maddeler ekleyerek özellikle memleket meclisleri, zabıta teşkilatı, belediye hizmetleri, eğitim, sanayi, ziraat ve muhacir iskânı gibi alanlarda daha kapsamlı ve pratik hükümler getirmiştir. Metin, Vilayetlerin İdare-i Mahsusası ve Nizamatının Suver-i İcraiyesi Hakkında Talimat-ı Umumiye adıyla Hicri 1284 (1867) yılında yayımlanan kitabın içinde yer almıştır. Kitap tüm vilayetlere gönderilmiştir. Böylece taşra yönetiminde hem merkezî otoritenin kontrolü hem de yerel idarenin etkinliği artırılmak istenmiştir.

Günümüz Türkçesi İle Nizamname Maddeleri

Birinci Fasıl: Deva’ir-i Mülkiye ve Mecalis ve Mehakim-i Nizamiye ile İdare Şubelerinin Düzenlenme Şekli

Birinci Madde: Her vilayet, birden fazla livadan; her liva, birden fazla kazadan; her kaza, birden fazla nahiyeden ve köyden oluşur. Vilayetin idaresi bir valiye, her liva bir mutasarrıfa, her kaza bir kaymakama ve nahiyeler müdürlere bırakılır. Vilayette ortaya çıkacak işlerin muhatabı ve sorumlusu vali olup, vilayetin nikâh ve maliye işleri valiye bağlıdır. Kaza kaymakamları ile nahiye müdürleri, mutasarrıfların maiyetinde bulunur. Mutasarrıflar doğrudan doğruya valiye, kaymakamlar mutasarrıflara, müdürler ise kaymakamlara bağlıdır.


İkinci Madde: Vilayetlerin mali işlerinden merkezdeki defterdar, livaya bağlı yerlerde ise muhasebeci sorumludur. Vali ve mutasarrıfların mali sorumlulukları, defterdar ve muhasebeciler aracılığıyla belirlenir. Bu görevlerin sorumluluk esasları, özel bir nizamname ile düzenlenmiş olup, mevcut kaidenin hükmü aynen korunur.


Üçüncü Madde: Vilayetlerde ilk yapılacak iş, kaza ve nahiyelerin düzenlenmesi ile memleket meclislerinin kurulmasıdır. Bir sancağın idari sınırları içindeki kazalar, durum ve ihtiyaçlarına göre üç sınıfa ayrılır: medeniyet, cemiyet ve ticaret yönünden önde olanlar birinci sınıf; idare açısından daha düzenli olanlar ikinci ve üçüncü sınıf kabul edilir. Kaza ve kasaba statüsünde olmayan yerler nahiye sayılır. Sancağın bağlı yerleri mesafe ve konumuna göre belirlenip, küçük kazalar büyük kazalara bağlandıktan sonra, nahiye kabul edilen kazaların merkezlerinde geçici ihtiyar meclisleri seçilir. Bu teşkilatta, üçüncü sınıfa ayrılan kazaların kaymakamlarına ve nahiye müdürlerine görevleri oranında maaş bağlanır. Nahiyelerin durum ve konumuna göre aylıklar belirlenerek defterleri ilgili nezarete gönderilir. Merkez vilayette ve livada kazalar ile köylerde aza seçimi yapılır. Bütün tebaanın seçim hakkı korunur ve seçimlerin düzgün yapılmasına özen gösterilir.


Dördüncü Madde: Meclislerin, merkez ve bağlı yerlerdeki idari yazı işlerinin düzenlenmesi gerekir. Her vilayetin yazı işleri, kendi başına görev yapan bir yazı işleri memuru tarafından yürütülecektir. Bu görevlerin nasıl yerine getirileceği, bu talimata ekli ve ayrıntılı şekilde açıklanmış olan tarifnamede belirtildiği üzere, tarifeye uygun şekilde uygulanıp tamamlanacaktır.

İkinci Fasıl: Memleket Meclislerinin Rü’yet-i De’âvî (Davalar) Hakkındaki İşleyişi ve De’âvînin Havale Şekli

Beşinci Madde: Vilayet Nizamnamesi’nin çeşitli maddelerinde belirtildiği üzere, vilayetlerde davalara bakmakla görevli meclisler dört dereceye ayrılmıştır. Birinci derece, köylerde bulunan ihtiyar meclisleridir; bunlar sulh yoluyla halledilmesi mümkün olan hukuk-ı hafîfe-i şahsiyeye bakar. İkinci derece, kaza merkezlerindeki de’âvî meclisleridir; bu meclisler, köy ihtiyar meclislerinde halledilmesi mümkün olmayan ve bulundukları kasabaya ait davalara bakar. Üçüncü derece, liva merkezlerindeki temyiz-i hukuk meclisleridir; bunlar, cinayet ve hukuk-ı adiyyeden kaynaklanan davalara istinafen bakar ve kazalar de’âvî meclislerinde nizamen çözülemeyen davaları re’sen inceler. Dördüncü derece ise vilayet merkezlerindeki temyiz-i hukuk vilayet meclisleridir; bunlar hem küçük hem de büyük davalara bakar ve vazifeleri gereği cinayet-i cesîme iddialarını muhakeme eder.


Altıncı Madde: De’âvî-i hukukiyye iki kısma ayrılır: biri emlâk ve emvâle ait hukuk-ı şahsiyye, diğeri ise zabıta-i hükümete dair davalardır. Bu davaların görülmesi mutlaka müddei (davacı) tarafından arz-ı hâl veya zabıta memurunun mezkûre ile beyan-ı hâl ve istid’a etmesine bağlıdır. Arz-ı hâlsiz ve müzekkeresiz hiçbir dava kabul edilmez ve mecalis ve mehakime havalesi caiz değildir.


Yedinci Madde: Kabul edilecek davaların işlemleri, konunun niteliğine göre ayrılır. Örneğin, erbâb-ı cünha ve kabahatten biri zabıta veya belediye aleyhindeki fiillerden dolayı tutuklanmışsa ve muhakemesi lazımsa, yahut devlet işlerine dair bir şahsın isticvab veya istintak edilmesi gerekiyorsa, bu işlemler zabıta veya idare memurları tarafından kısaca beyan edilip ilgili makamlara arz olunur. Re’s-i vilayette vali veya vekiline, kaza ve livada ise mutasarrıf veya kaymakama iletilir. Şahıslar arasındaki davalar da aynı şekilde, davacılar tarafından arz-ı hâl ile mercilere ulaştırılır.


Sekizinci Madde: Yukarıda belirtilen hukuk davaları, mehakim-i şer’iyye tarafından görülecek davalarsa, şer’iyye hakimine gönderilir. Eğer taraflar Müslim değilse kendi aralarındaki davalar da yine ilgili mahkemelere havale edilir.


Dokuzuncu Madde: Davası hükümete ait olan de’âvî-i hukukiyyenin rü’yeti, daha önce belirtilen kurallara göre yapılacak olup, gerek İslam aleyhine gerekse gayrimüslimlere karşı işlenen suçlarda olduğu gibi devlet ve idareye taalluk eden hususlarda hüküm, fasl-ı hüküm makamınca verilecektir. Bu tür davalar, hükümetin hukuk-ı umûmiyyesine dair olduğundan, ilgili meclislere havale olunacak ve hükmün icrası, usulüne uygun olarak yapılacaktır.


Onuncu Madde: Hükümet memurları aleyhinde açılacak davalar önce büyük memurlar tarafından -yani derece sırasına göre vali, mutasarrıf ve kaymakamlar tarafından- derhal ve aleni olarak tahkik edilecek; tahkikatın mehakemeye intikalini gerektirdiği durumda ise dava, temyiz-i hukuk ve de’âvî meclislerinde rü’yet olunacaktır.


On Birinci Madde: Ticaret ve şirketten doğan davalar mutlaka ticaret mahkemelerine aittir. Vilayet merkezinde bulunan sancak ve kasabalardaki mehakim-i ticaretin rü’yet ettiği davaların istinafı, vilayet merkezindeki meclis-i ticarete aittir. Mülhak yerlerde bulunan ticaret mahkemelerinin hükümlerinin, hukuk-ı adiyye mehakim ve mecalisinde istinafı veya yeniden görülmesi caiz değildir.

Üçüncü Fasıl: Vezâif-i Umûmiyyenin Dereceleri ve Islahat-ı Zabtiye ve Belediyeye Müteallik Bazı İcraat ve İhtirâat

On İkinci Madde: Vilayetlerin vezâif-i umûmiyyesi kapsamında çeşitli icraat yer alır. Birincisi, idare-i mülkiyeye ve maliyeye ait olan tahsil-i emvâl ve tapu ve arazi işleri; ikincisi, asâkir-i zabtiyyenin asayiş ve güvenlik hizmetleri; üçüncüsü ise yollar, köprüler ve sokaklar gibi umuma ait imar işlerinin yapılmasıdır. Ayrıca belediyeye ait olan hizmetlerin yürütülmesi, emvâl-i devletin korunması, vergilerin toplanması, gecikmiş alacakların tahsili ve halkın ihtiyaçlarının karşılanmasına dair hizmetler de bu kapsamda yer alır. Bu işlerin kolaylaştırılması için gerekli düzenlemeler yapılır, uygulama sırasında ortaya çıkan engeller kaldırılır ve amaca uygun şekilde yerine getirilmesi sağlanır.


On Üçüncü Madde: Tapu ve arazi işleri, halkın servet ve ticaretinin temel dayanakları olan iki önemli unsurun düzenlenmesi anlamına gelir. Bu işlerin esasları, kavanîn-i mahsusa ile desteklenmiş olduğundan, sürekli idaresinde devletin ve halkın menfaatine hizmet edecek tedbirlere ve girişimlere dikkat edilmesi zorunludur. Bu nedenle belirlenen kavaid-i cedîdenin uygulanması, vezâif-i umûmiyye kapsamındadır.


On Dördüncü Madde: İdare-i mülkiyenin ikinci kısmı olan umur-ı zabıta, memleketin büyük güvenlik kuvveti olup ahalinin mal, can, ırz ve namuslarını tehlikelerden korumakla görevlidir. Bu önemli görev, hükümet emirlerinin uygulanması ve asâkir-i zabtiyye aracılığıyla yerine getirilir. Bu sınıfın durumu ve hareketleri önceden belirlenmiş olup, Rumeli kıtasının zabtiyye teşkilatı Halep ve Suriye vilayetlerinde olduğu gibi diğer bölgelerde de muntazam hâle getirilmiştir. Zabtiyenin birinci görevi, polis usulüne uygun olarak memlekette güvenlik işlerini yürütmek; ikincisi, devletin mallarının korunmasını sağlamak ve suçluları yakalamaktır. Ancak bu üç görevin tek bir vasıtaya verilmesi sakıncalı olduğundan, teftiş işleri ile tahsil işleri zabtiyeden ayrılarak farklı sınıflara verilmiş; teftiş memurları ile tahsildarların görevleri ayrı talimatlarla düzenlenmiştir. Zabtiyesi muntazam olmayan yerlerde bu ayrım tam uygulanamasa da mevcut asâkir-i zabtiyye bu üç görev arasında paylaştırılacak ve maaşları, derecelerine göre yeniden düzenlenecektir.


On Beşinci Madde: 1278 (1861-62) tarihli talimat-ı umûmiyye-yi muvakkate’nin on beşinci maddesinde belirtildiği üzere, vilayetlerde eşkıya olaylarının artması ve mevcut zabtiyenin yetersiz kalması hâlinde, muvakkat zabtiye neferleri yazılabilir. Bu durumda yakalanan suçlular, temyiz-i hukuk ve cinayet meclislerinde sorgulanıp yargılandıktan ve suçları sabit olduktan sonra, gerekli görülürse idam veya diğer cezalar uygulanır. Bu işlemler tamamlandıktan sonra mazbata ve istintaknameler Bâb-ı Âlî’ye gönderilir.


On Altıncı Madde: Vezâif-i umûmiyyenin üçüncü kısmı, imarât ve ıslahât-ı mülkiyeye aittir. Vilayetin ihtiyaçlarına göre yapılacak imar işlerinin ayrıntılı dökümü, yollar ve köprüler, maâbir (geçitler), ziraat ve sanayiye ait işlerin yürütülmesi, ağaçlandırma, nehir ve göllerin temizlenmesi ve açılması gibi hususları kapsar. Bu işlerin gerçekleştirilmesinde gerekli tedbirler alınacak, mühendisler nezaretinde yollar ve ağaçlandırma işleri yapılacak, halkın da bu işlere katılması sağlanacaktır.


On Yedinci Madde: Mekâtib-i umûmiye (okullar) vilayet nezaretinde olup, idareleri müfettiş-i hukûk tarafından denetlenecektir. Köylerde ve kasabalarda rüşdiye mektepleri açılmış olsa da öncelikli olarak sıbyan mekteplerinin ıslahı ve hiç okul olmayan yerlerde yeni okullar açılması sağlanacaktır. Çocukların tahsil-i ulûma teşviki, velilerin ve akrabaların bu konuda isteklendirilmesi, vakfedilmiş hayır gelirlerinin bu amaçla kullanılması hükümetin önemli görevlerindendir.


On Sekizinci Madde: Sanayinin gelişmesi, memleketin servet kaynaklarının artması için önemlidir. Tuna Vilayeti’nde sanayiyi geliştirmek amacıyla çocuklar sanayi mekteplerinde eğitilecek, elbise ve kunduraları vilayet tarafından temin edilecek, sanayi kolları ve fabrikalar kurulacaktır. Bu işlerin yürütülmesi için gerekli talimat uygulanacak, halkın bu tür teşebbüslere katılması teşvik edilecektir.


On Dokuzuncu Madde: Erbâb-ı ziraat ve çiftçiler, borçlanma veya mahsullerini rehin gösterme durumunda, devletin belirlediği nizama uygun olarak muamele yapacaklardır. Halkın zor duruma düşmesini önlemek amacıyla faiz oranları ve borç şartları nizamnâmeye uygun şekilde belirlenecek, üreticinin mallarını koruyacak hükümler uygulanacaktır.


Yirminci Madde: Şehir ve kasabalarda tanzifat (temizlik işleri) işlerinin yürütülmesi ve bulunduğu yerin ıslahına yönelik ihtiyaçların karşılanması, mültezimlerin görevleri arasındadır. Emlak tahriri üzerine alınan vergilerin bir kısmı devletçe, kasabanın temizlik masraflarına karşılık olarak tahsis edilecektir. Gerek bu gelirler gerekse diğer yardımlar ile şehir ve kasabaların imarını sağlamak üzere, her kasabada bir belediye meclisi teşkil edilecektir. Tuna Vilayeti’nde bu uygulamanın faydası görüldüğünden, bu meclislerin de yavaş yavaş nizama uygun şekilde teşkil edilmesine özen gösterilecektir.


Yirmi Birinci Madde: Nüfusun artırılması, imaret-i mülkiyyenin gereklerinden olduğundan, taşrada nikâh ve izdivaç işlerinde uygulanan bazı tekliflerin (isteklerin) evlenmeyi zorlaştırdığı görülmektedir. Bu nedenle evliliği teşvik eden düzenlemelere dikkat edilecek ve bu talimata ekli tenbihname uyarınca hareket edilecektir. Vasiyetnamelerin icrasında da aynı titizlik gösterilecektir.


Yirmi İkinci Madde: Dikkat edilmesi gereken konulardan biri de göçebe hayatı süren ve medeniyete yatkın olan aşiretlerin iskânı ile muhacirin-i Çerâkese (Çerkes muhacirleri) topluluklarının yerleştirilmesidir. Muhacirlerin iskânı, özel talimatla belirlenmiş olup hem kendi menfaatleri hem de devlet ve memleket için hayırlı ve yararlı bulunmuştur. Bu sebeple iskân işinde tam bir kararlılıkla devam edilecek, Çerkes muhacirlerinin ziraat ve ticaret faaliyetlerinin tamamlanmasına nezaret edilecektir.

Hâtime (Kapanış)

Vilayetlerce uygulanacak icra hareketleri ve önemli görevlerin dereceleri ve nitelikleri bunlardır. Tüm işlerin usulünü düzenlemek ve uygulamada kararlılık göstermek, fiili tecrübeye dayanmalıdır. Önceden belirlenmiş esaslar çerçevesinde, mahallin ihtiyacına göre gerekli yenilikler yapılacak, mevcut usul ve talimatların hangi kısımlarının değiştirilmesi veya devam ettirilmesi gerektiği istişareyle belirlenecektir. Esas hareket noktası olarak, devlet ve memleket ile tebaanın menfaatine olacak işlere öncelik verilecektir.

Kaynakça

Carter, V. Findley. Modern Türkiye’nin Oluşumu. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2014.

Ortaylı, İlber. Tanzimat Devrinde Osmanlı Mahalli İdareleri (1840–1880). Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2000.

Urhan, Vahide Feyza. "1867 Vilayet Nizamnamesi" 1864 Vilayet Nizamnamesi. ed. Erkan Tural, Selim Çapar. Ankara: Türk İdari Araştırmaları Vakfı, 2015. ss. 394-400.

Vilayetlerin İdare-i Mahsusası ve Nizamatının Suver-i İcraiyesi Hakkında Talimat-ı Umumiye. İstanbul: Matbaa-i Amire, 1284 [1867].

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarMehmet Salih Çoban12 Ağustos 2025 07:05
KÜRE'ye Sor