Adana Görüşmesi, Türkiye Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile İngiltere Başbakanı Winston Churchill arasında 30-31 Ocak 1943 tarihlerinde gerçekleşmiştir. Bu görüşme, II. Dünya Savaşı’na Türkiye’nin Müttefikler safında katılımı konusunu değerlendirmek açısından büyük önem taşır. Görüşmenin gerçekleştiği tarih, savaşın seyrinin değişmeye başladığı ve Sovyetler Birliği'nin Alman ordusu karşısında üstünlük kurduğu bir döneme denk gelir.
Görüşmenin Yapıldığı Yer (AA)
Türkiye’nin Dış Politikadaki Konumu
Türkiye, savaş boyunca bağımsızlık ve toprak bütünlüğünü korumayı hedefleyen dengeci bir politika izlemiştir. 1939’da İngiltere ve Fransa ile yaptığı ittifak antlaşması, Türkiye’nin Mihver tehdidine karşı Batılı devletlerle ittifak arayışını gösterse de ülke, savaşın yıkımından uzak kalmak amacıyla bu yükümlülüğü sınırlı biçimde uygulamıştır. Türkiye, özellikle Sovyetler Birliği’nden gelebilecek talepleri engellemek için Montreux Sözleşmesi’ni korumaya çalışmış, Sovyet taleplerine karşı İngiltere ve Fransa’dan güvence aramıştır.
Görüşmenin Arka Planı
Savaşın Stalingrad cephesinde Sovyetler lehine dönmesiyle birlikte Müttefikler, Almanya’yı Balkanlar üzerinden kuşatmayı hedeflemişlerdir. Bu bağlamda Churchill, Türkiye’nin askeri üslerini kullanarak Balkanlar'da ikinci bir cephe açma planı yapmıştır. ABD ve Sovyetler bu plana sıcak bakmasa da Churchill, Türkiye’yi savaşa dahil etmeye kararlıydı. Adana Görüşmesi de bu çabanın sonucudur.
Adana Görüşmesi'nin Detayları
Adana’nın Yenice İstasyonu’nda gerçekleşen görüşmede Türkiye tarafında İsmet İnönü, Şükrü Saraçoğlu, Numan Menemencioğlu ve Fevzi Çakmak yer alırken; İngiltere’yi Churchill, Dışişleri Müsteşarı Cadogan ve askeri yetkililer temsil etti. Görüşmede Türkiye’nin savaş dışı kalma isteği açıkça dile getirilmiş; İnönü ve Saraçoğlu, özellikle Sovyetler’in savaş sonrasındaki yayılmacı eğilimlerinden duyulan kaygıları vurgulamışlardır.
Churchill ise Sovyetlerin savaş sonrasında yorgun düşeceğini ve Türkiye'nin Müttefiklere katılarak en iyi garantiyi sağlayacağını savunmuştur. Bu noktada Türkiye’nin tarafsızlığı sürdürme kararlılığı açık şekilde ortaya konulmuştur.
Askerî Destek Talebi ve “Adana Listeleri”
Görüşmenin somut sonucu, Türkiye’nin Müttefiklerden istediği askerî yardımların detaylı bir şekilde listelenmesi olmuştur. “Adana Listeleri” olarak bilinen bu belgelerde tanklar, uçaklar, motorlu araçlar, mühimmat ve çeşitli savaş teçhizatları yer almıştır. Türkiye, bu yardımlar olmadan savaşa girmeyeceğini ifade etmiş, hatta gelen yardımları savaş dışı kalmak için bir koz olarak kullanmıştır.
Görüşmenin Ardından Gelişmeler
Nisan 1943’te İngiltere, General Wilson başkanlığında bir askerî heyeti Ankara’ya göndermiştir. “Hardihood” adı verilen bu operasyon çerçevesinde Türkiye’ye yardım planı hazırlanmış, ancak İngilizler Türkiye’nin işi yavaşlattığını düşünerek hayal kırıklığına uğramıştır. Türkiye, ulaşım altyapısındaki yetersizlikleri ve ordunun hazır olmayışını gerekçe göstererek müzakereleri sürüncemede bırakmıştır.
Sovyet Tehdidine Karşı Türkiye’nin Politikası
Adana Görüşmesi’nde dile getirilen en önemli konulardan biri, Sovyetler’in savaş sonrası yayılmacı eğilimler göstereceği endişesidir. Bu öngörü, daha sonra 1945’teki Yalta ve Potsdam Konferansları’nda Sovyetler’in Boğazlarda üs istemesi ve doğu sınırlarını değiştirme talepleri ile doğrulanmıştır. İnönü ve Türk hariciyesi bu tehditleri çok önceden görmüş ve savaş dışı kalma stratejisini bu bağlamda kurmuştur.