Albert Bandura (4 Aralık 1925 – 26 Temmuz 2021), sosyal öğrenme kuramı ve sosyal bilişsel teori ile tanınan bir psikologdur. Klasik davranışçılık anlayışını eleştirel bir biçimde geliştirerek gözlem, model alma ve dolaylı öğrenme süreçlerine dikkat çeken Bandura, psikoloji ve eğitim bilimlerinde uzun süre etkili olmuş kuramsal katkılarda bulunmuştur.
Gençliği ve Eğitimi
Bandura, Kanada’nın Alberta eyaletinde küçük bir kasaba olan Mundare’de altı çocuklu bir ailenin tek erkek çocuğu olarak dünyaya geldi. Ailesi Ukrayna kökenlidir. Küçük bir okulda sınırlı imkânlarla eğitim gördü. Lise sonrası yaz tatilinde Alaska Karayolu çalışmalarına katılarak farklı sosyal çevrelerle etkileşimde bulundu. Bu deneyim, insan psikolojisine olan ilgisini artırdı.
1946 yılında British Columbia Üniversitesi'nde psikoloji eğitimine başladı ve 1949’da mezun oldu. Iowa Üniversitesi’nde Kenneth Spence ve Kurt Lewin gibi isimlerle yüksek lisans ve doktora yaptı. 1952 yılında doktorasını tamamladıktan sonra kısa süreli bir rehberlik merkezinde çalıştı. 1953’te Stanford Üniversitesi'nde akademik kariyerine başladı.
Kariyeri ve Başarıları
Stanford Üniversitesi’nde akademik çalışmalarını sürdüren Bandura, öğrencisi Richard Walters ile yürüttüğü çalışmalar sonucu 1959’da Adolescent Aggression (Ergenlikte Saldırganlık) adlı ilk kitabını yayımladı. 1973’te Amerikan Psikoloji Derneği (APA) başkanlığına seçildi. 1980’de APA’nın Bilimsel Katkı Ödülü’ne layık görüldü.
Bandura'nın kuramı, psikoloji literatüründe gözlemsel öğrenmenin sistematik biçimde ele alınmasına öncülük etti. 1986’da yayımladığı Social Foundations of Thought and Action adlı eseri, sosyal bilişsel kuramın temel kaynaklarından biri haline geldi.
Öne Çıkan Çalışmaları ve Katkıları
Bandura, insan davranışının yalnızca dışsal pekiştirmelerle değil, gözlem ve sosyal etkileşim yoluyla da öğrenildiğini öne sürdü. “Karşılıklı belirleyicilik” (reciprocal determinism) kavramıyla birey, çevre ve davranış arasındaki karşılıklı etkileşimi vurguladı. “Öz-yeterlik” (self-efficacy) kavramını geliştirerek bireylerin kendi potansiyellerine yönelik inançlarının davranışlarını şekillendirdiğini ileri sürdü.
Bandura’nın en bilinen çalışması, 1961 yılında gerçekleştirdiği Bobo Doll Deneyi’dir. Bu deneyde çocuklara şiddet içerikli davranışlar gösterilmiş ve bu davranışların gözlem yoluyla öğrenilip tekrarlanabileceği gösterilmiştir. Bu bulgu, öğrenmenin yalnızca doğrudan deneyimle değil, gözlemle de mümkün olduğunu ortaya koymuştur.
Kişisel Hayatı
Albert Bandura’nın klasik müziğe özel ilgisi olduğu ve isminin de Ukrayna’ya özgü telli bir çalgıdan geldiği belirtilmiştir. Bu ilgi, yaşamı boyunca kültürel değerlerle bağ kurmasına da zemin hazırlamıştır.
Iowa Üniversitesi’nde tanıştığı Virginia Varns ile evlenen Bandura’nın iki kızı olmuştur. Aile yaşamı hakkında fazla sayıda açıklama bulunmamaktadır.
Son Yılları ve Vefatı
Bandura, hayatının son döneminde Stanford Üniversitesi’nde çalışmalarını sürdürmüş, kuramını geliştirmeye devam etmiştir. 82 yaşında Psikoloji Grawemeyer Ödülü’ne layık görülmüştür.
26 Temmuz 2021 tarihinde Kaliforniya, Stanford’da hayatını kaybetmiştir.
Mirası ve Etkisi
Bandura’nın kuramı, medya çalışmaları, saldırganlık, toplumsal cinsiyet rolleri ve çocuk gelişimi gibi pek çok disiplinde temel referans olarak kullanılmaktadır. Özellikle eğitim bilimlerinde gözlemsel öğrenme ve modellemenin önemi, kuramı sayesinde kurumsallaşmıştır.
Kuramı, yalnızca psikoloji değil, iletişim, sosyoloji ve eğitim gibi alanlarda çalışan pek çok araştırmacıya teorik temel sağlamıştır. Öz-yeterlik ve model alma kavramları günümüzde bireysel farklılıkları ve öğrenme süreçlerini anlamada yaygın olarak kullanılmaktadır.



