COVID-19, 2019 yılının Aralık ayında Çin'in Wuhan kentinde tanımlanan ve kısa sürede küresel bir pandemiye dönüşen solunum yolu enfeksiyonudur. Hastalığın etkeni, SARS-CoV-2 (Severe Acute Respiratory Syndrome Coronavirus 2) adı verilen zarflı bir RNA virüsüdür. COVID-19, solunum yolu başta olmak üzere çoklu organ sistemini etkileyebilen ve çeşitli klinik şiddet düzeylerinde seyreden bir enfeksiyondur. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından 11 Mart 2020 tarihinde pandemi ilan edilmiştir.
Epidemiyolojik Özellikler
Bulaş Yolları
COVID-19’un temel bulaşma yolları arasında damlacık yolu, aerosol yolu ve fomit (yüzey teması) yer alır. En yaygın bulaş biçimi, enfekte bireyin öksürmesi, hapşırması veya konuşması sırasında yayılan damlacıkların sağlıklı bireylerce solunmasıdır. Aerosol partikülleri daha küçük çaplı olup havada daha uzun süre asılı kalabilir. Bu nedenle kapalı, havalandırılmamış alanlarda uzun süreli temas durumunda bulaş riski artar.
R0 Değeri ve Varyant Etkileri
SARS-CoV-2’nin ilk tespit edilen Wuhan suşu için temel üreme sayısı (R0) 2.2 ile 2.6 arasında tahmin edilmiştir. Ancak virüs mutasyon geçirerek yeni varyantlara dönüşmüş, bulaşıcılığı önemli ölçüde artmıştır:
- Alfa (B.1.1.7): %50 daha fazla bulaşıcı.
- Delta (B.1.617.2): R0 değeri 5–8 arasında tahmin edilmektedir.
- Omicron (BA.1, BA.2, BA.5 ve alt varyantlar): R0 > 10 olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca, bu varyantlar spike proteinindeki mutasyonlar sayesinde bağışıklık sisteminden kısmen kaçabilir.
Risk Grupları ve Demografik Dağılım
COVID-19’un ağır seyirli formu, özellikle aşağıdaki bireylerde daha sık görülür:
- 65 yaş üzeri bireyler
- Kronik hastalıkları olanlar (diyabet, KOAH, kalp yetmezliği, hipertansiyon)
- Bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar
- Gebeler
- Sağlık çalışanları
Mikrobiyoloji ve Patogenez
SARS-CoV-2, Coronaviridae ailesinin Betacoronavirus cinsine aittir. Genetik materyali, tek sarmallı pozitif polariteli RNA’dan oluşur. Virüs yüzeyindeki spike (S) glikoproteini, insan hücrelerinde yer alan ACE2 (Angiotensin Converting Enzyme 2) reseptörlerine bağlanarak konak hücreye giriş sağlar.
Spike Protein ve Mutasyonlar
S proteini, iki alt birime ayrılır:
- S1 alt birimi: ACE2'ye bağlanmayı sağlar.
- S2 alt birimi: Hücre zarı ile viral zarfın kaynaşmasına aracılık eder.
Mutasyonlar, özellikle spike proteininde yoğunlaşır. Örneğin, Omicron varyantında 30’dan fazla spike mutasyonu tespit edilmiştir. Bu mutasyonlar hem bulaşıcılığı artırmakta hem de aşıların etkisini azaltabilmektedir.
İmmün Yanıt ve Sitokin Fırtınası
Virüs enfeksiyonu sonrası doğal bağışıklık ve ardından edinilmiş bağışıklık devreye girer. Şiddetli olgularda sitokin fırtınası olarak tanımlanan aşırı inflamatuvar yanıt gelişebilir. Bu durum, başta IL-6, TNF-α, IL-1β gibi sitokinlerin patolojik düzeyde artışıyla ilişkilidir. Bu sistemik inflamasyon; ARDS, çoklu organ yetmezliği, hiperkoagülabilite gibi komplikasyonlara neden olabilir.
Tromboz Patofizyolojisi
SARS-CoV-2 enfeksiyonu, endotelyal disfonksiyon, vaskülit ve koagülasyon bozukluklarına yol açarak tromboembolik olayları tetikler. Artmış D-dimer düzeyleri, venöz tromboz, pulmoner emboli ve mikrotromboz vakalarında sıkça bildirilmiştir.
Klinik Bulgular
COVID-19’un inkübasyon süresi ortalama 5–6 gün (aralık: 2–14 gündür). Klinik belirtiler, enfeksiyonun ciddiyetine göre büyük farklılık göstermektedir:
Klinik Form | Tanım | Yaygınlık |
Asemptomatik | Hiçbir belirti yok | %20–40 |
Hafif | Öksürük, ateş, halsizlik | %40–60 |
Orta | Zatürre var, ama hipoksi yok | %10–15 |
Ciddi | Zatürre + hipoksi (<%94) | %5–10 |
Kritik | ARDS, şok, çoklu organ yetmezliği | %2–5 |
Tablo: Klinik Formlara Göre Semptomlar ve Görülme Yüzdeleri
Sık Görülen Semptomlar
- Ateş
- Kuru öksürük
- Tat ve koku kaybı
- Nefes darlığı
- Yorgunluk
- Kas ağrıları
- Baş ağrısı
- İshal ve mide bulantısı
Uzun COVID (Post-Aküt COVID Sendromu)
Bazı bireylerde, akut enfeksiyon geçtikten sonra semptomlar 4 haftadan fazla devam edebilir. Uzun COVID’de yaygın belirtiler:
- Hafıza sorunları (“beyin sisi”)
- Uzamış yorgunluk
- Depresyon ve anksiyete
- Uyku bozuklukları
- Çarpıntı
Tanı Yöntemleri
Moleküler Tanı (RT-PCR)
COVID-19 tanısında en yaygın ve güvenilir yöntem RT-PCR testidir. Burun veya boğazdan alınan sürüntü örneklerinde SARS-CoV-2 RNA’sı tespit edilir. Duyarlılığı %70–90 arasında değişir.
Antijen Testleri
Hızlı sonuç verirler ancak duyarlılıkları moleküler testlere göre düşüktür. Özellikle semptomların ilk 5 günü içinde daha etkilidir.
Serolojik Testler
Geçirilmiş enfeksiyona bağlı oluşan IgM ve IgG antikorlarını tespit eder. Aşılama sonrası bağışıklık düzeyinin izlenmesinde de kullanılabilir.
Görüntüleme
- Akciğer BT: Tipik bulgular; çift taraflı, periferik yerleşimli buzlu cam opasiteleri.
- Akciğer grafisi: Orta-ağır vakalarda kullanılır.
Tedavi Yaklaşımları
Farmakolojik Tedavi
İlaç | Etki Mekanizması | Kullanım Durumu |
Remdesivir | RNA polimeraz inhibitörü | FDA onayı (oksijen ihtiyacı olan hastalarda) |
Favipiravir | RNA polimeraz inhibitörü | Bazı ülkelerde kullanımda |
Deksametazon | Kortikosteroid, inflamasyonu baskılar | %33'e kadar mortaliteyi azaltır |
Tocilizumab | IL-6 inhibitörü | Sitokin fırtınasında kullanılır |
Heparin (LMWH) | Antikoagülan | Tromboz riskine karşı önerilir |
Tablo: COVID-19 Tedavisinde Kullanılan İlaçlar ve Kullanım Durumları
Destekleyici Tedavi
- Oksijen desteği (nazal kanül, maske, ventilatör)
- Sıvı ve elektrolit dengesi
- Antibiyotik (sekonder enfeksiyon varsa)
- Beslenme desteği
Aşılama ve Korunma Yöntemleri
Aşı | Teknoloji | Etkinlik (%) |
BNT162b2 (Pfizer-BioNTech) | mRNA | %95 |
mRNA-1273 (Moderna) | mRNA | %94.1 |
AZD1222 (AstraZeneca) | Viral vektör | %70–90 |
CoronaVac (Sinovac) | İnaktif virüs | %50–84 (ülkeye göre değişken) |
Tablo: COVID-19 Aşılarının Teknolojik Özellikleri ve Etkinlik Değerleri
Bağışıklık Kaçışı ve Takviye Dozlar
Omicron varyantı ve alt soylarında antikor nötralizasyonu azalmakta, bu nedenle booster (takviye) dozlar önerilmektedir.
Diğer Önlemler
- Maske kullanımı
- El hijyeni
- Fiziksel mesafe
- Kapalı alanların havalandırılması
Pandeminin Psikososyal ve Ekonomik Etkileri
Toplum Psikolojisi
COVID-19 pandemisi sırasında yoğun anksiyete, belirsizlik duygusu, uyku bozuklukları ve travma sonrası stres gibi psikolojik sorunlarda artış gözlenmiştir. Sağlık çalışanları bu stres faktörlerine daha fazla maruz kalmıştır.
Ekonomik Etkiler
Pandemi, küresel GSYİH’de %3.5’lik bir düşüşe neden olmuş; işsizlik, üretim azalması, tedarik zinciri kopmaları yaşanmıştır. Özellikle hizmet sektörü (turizm, ulaşım) ciddi oranda etkilenmiştir.